Sinirbilim

Zihin Teorisi: Satranç Stratejileri Manipülasyon Hakkında Bize Ne Öğretebilir?

Zihin teorisi (theory of mind), bir başkasının düşüncelerini, niyetlerini, inançlarını ve duygularını anlama yetisidir. Sosyal ilişkilerde, iletişimde, iş birliğinde ve hatta çatışmalarda bu beceri temel bir rol oynar. Yeni bir çalışma, zihin teorisinin ne kadar ileri düzeyde kullanılabildiğini gösteriyor. Özellikle birini ikna ederken ya da yönlendirmeye çalışırken, beynimiz adeta satranç oynuyormuş gibi çalışıyor.

The theory of mind ifadesinde genellikle gözden kaçan bir detay vardır: Başındaki “the” kelimesi. Akademik çevrelerde bu kavram bazen the theory-theory olarak da anılır. Bunun nedeni, bu terimin “zihin üzerine bir teori” olmasından çok, başkalarının zihni hakkında nasıl teori geliştirdiğimizi ifade etmesidir. Yani burada söz konusu olan, zihnin nasıl çalıştığına dair bir açıklama değil; başkalarının ne düşündüğünü, ne bildiğini ya da neyi amaçladığını anlamaya yönelik içsel modeller oluşturmamızdır.

Geleceği planlamak, insan zihninin temel becerilerindendir. Hemen hepimiz gün içinde ileriye dönük düşünürüz: Bu akşam ne yapacağımızı, eve hangi yoldan döneceğimizi, yarın ne giyeceğimizi… Bu kapasite, zekânın önemli bir göstergesidir. Eğer hiç plan yapmasaydık, yalnızca reflekslerle hareket eden canlılara dönüşürdük. Bu durumda bir bebek ya da bitki gibi olurduk.

Peki, başkalarıyla ilişkilerde ileriyi düşünmenin rolü nedir? Bu, yakın zamanda bir tıp fakültesinde yapılan bir araştırmada ele alındı. Araştırma, insanlarla iletişim kurarken — hatta onları yönlendirirken — ne kadar ileriye yönelik düşündüğümüzü ortaya koyuyor.

Zihin teorisi nedir?

Zihin teorisi kavramının kökeni evrimsel biyolojiye dayanır. Terim ilk kez 1978 yılında, primat davranışlarını inceleyen bir araştırmada kullanıldı. O çalışmada, şempanze gibi üst düzey maymunların, diğer bireylerin zihinsel durumlarını — yani onların ne bildiğini, ne hissettiğini veya ne niyetle hareket ettiğini — anlayamadığı öne sürülmüştü. Ancak daha sonra yapılan araştırmalar, bu varsayımın fazla kesin olduğunu ortaya koydu.

Dünyanın en zorlayıcı yanı, başka insanlarla dolu olmasıdır. Onlar bizim gibi değildir; genellikle tahmin edilemez, bağımsızdırlar ve ne düşündüklerini anlamak neredeyse imkânsızdır. Kafalarının içine girip ne düşündüklerini ya da ne yapacaklarını öğrenemeyiz. Ancak insan sosyal bir tür olduğu için, zamanla başkalarının ne düşündüğünü tahmin etmeyi öğrenmiştir.

Bu beceriye “zihin teorisi” denir. Bu, çoğumuzun sahip olduğu, kendimizi bir başkasının yerine koyabilme yetisidir. Zihin teorisi başkalarının zihinsel durumlarını tahmin etmemizi sağlar. İnsanlar, zihin teorisini küçük yaşlardan itibaren geliştirir.

Çocuklar, başka insanların da kendilerine ait düşünceleri, arzuları ve duyguları olduğunu yaklaşık 15 aylıkken fark etmeye başlar. Ancak bu anlayışı gerçek hayatta etkili bir şekilde kullanmaları zaman alır. Örneğin, iki yaşındaki bir çocuk üzgün birini görünce, kendi sevdiği oyuncağı uzatarak yardımcı olmaya çalışır. Çünkü başkasının neye ihtiyaç duyduğunu değil, kendi neyi sevdiğini merkeze alır.

Otizmli çocuklar üzerinde yapılan testler, başkalarının bakış açılarını ve ihtiyaçlarını anlamakta zorlandıklarını gösteriyor. Bu duruma zihin körlüğü (mindblindness) adı veriliyor.

Yetişkinler, çok daha gelişmiş bir zihin teorisine sahiptir. Diyelim ki biriyle konuşuyorsunuz ve karşınızdaki kişi saate bakıyor. Ne düşünürsünüz? Sizi dinlemekten sıkıldım mı? Bir yere yetişmesi gerekiyor? Yoksa orada bir şey mi gördü? Bu tür zihinsel çıkarımlar, zihin teorisinin gündelik bir örneğidir.

Ancak bu beceri, fazlasıyla kullanıldığında ters etki yaratacaktır.. Aşırı düşünme eğiliminde olan kişiler, bu tahmin oyununa fazla kapılıp gerçeklikten uzaklaşır. Yani birçok zihinsel alışkanlık gibi, bu da dozunda faydalı, aşırıya kaçınca zararlıdır

Daima iki adım önde olmak

Yakın zamanda yapılan bir araştırma, zihin teorisinin başkalarını ikna etme ya da yönlendirme çabalarında ne kadar yoğun şekilde devreye girdiğini ortaya koydu. Araştırmayı yürüten ekip, 48 katılımcıyı bir beyin tarayıcısına yerleştirerek onları bir tür “ultimatom oyunu” oynamaya davet etti.

Katılımcılar küçük gruplara ayrıldı ve aralarında 20 doları nasıl paylaşacaklarına karar vermeleri istendi. Oyunun bazı versiyonlarında hiçbir kural yoktu. Yani pazarlık ya da blöf yapmak, insanları istedikleri gibi ikna etmek serbestti. Araştırmanın sonuçları iki temel bulguya işaret ediyor:

Birincisi, tamamlanan oyunlar üzerinde yapılan hesaplamalı analizler, katılımcıların yalnızca bir adım değil, iki, üç hatta dört adım sonrasını düşünerek hareket ettiklerini gösterdi. Eğer sadece anlık tepkilerle hareket etselerdi, sonuçlar tamamen farklı olurdu. Bu, zihin teorisinin çok katmanlı ve stratejik düşünmede nasıl devreye girdiğini kanıtlıyor.

İkincisi, beyin taramaları, pazarlık sırasında verilen kararların beynin ventromedial prefrontal korteksinde bir hareketlilik yarattığını ortaya koydu. Bu bölge, geleceğe dönük karar alma süreçlerinde aktif olan bir merkezdir. Yani, birini ikna etmeye ya da yönlendirmeye çalışmak, beyin açısından herhangi bir başka plan yapmaktan farksızdır.

Zihin teorisi, yalnızca karşımızdakinin ne hissettiğini anlamaya değil, bir adım ötesine geçerek ne düşüneceğini, nasıl davranacağını ve hangi tepkiyi vereceğini öngörmeye yarar. Bu yeti, karşılıklı etkileşimleri yönetmenin ve strateji kurmanın temelidir.

Her etkileşim bir satranç oyunudur

Yeni araştırma, birini ikna etmeye ya da yönlendirmeye çalıştığımızda beynimizin, satranç oynarken devreye giren bölgeleriyle aynı yapıları kullandığını gösteriyor. Yani karşımızdakinin zihinsel durumunu tahmin etmek, olası tepkilerini öngörmek ve buna göre strateji belirlemek, sadece sosyal bir beceri değil, aynı zamanda karmaşık bir zihinsel süreçtir.

Aslında her sosyal etkileşim bir satranç oyununa benzer. Karşımızdakinin ne düşündüğünü, ne yapacağını ya da neyi hedeflediğini çözmeye çalışırız. Bu, ilişkilerde yaşanan gerilimlerin temel kaynağıdır. Çünkü bir yandan anlamaya çalışır, diğer yandan savunmada kalır ya da strateji üretiriz.

Peki bu konuda daha iyi olmak olası mı? Sonucunda satranç oynamanın zihinsel faydalarını uzun süredir biliyoruz. Ancak listeye belki bir madde daha eklenmelidir. “Kendi istediğini elde etme konusunda daha başarılı olmak.” Zihin teorisi, satrançta olduğu gibi hamleleri önceden görmeyi ve karşımızdakinin niyetlerini okumayı gerektirir. Bu yüzden, satranç tahtasını tekrar açığa çıkarmanın zamanı gelmiş olabilir.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Byom LJ, Mutlu B. Theory of mind: mechanisms, methods, and new directions. Front Hum Neurosci. 2013 Aug 8;7:413. doi: 10.3389/fnhum.2013.00413. PMID: 23964218; PMCID: PMC3737477.
  • Theory of mind: What chess and drug dealers can teach you about manipulation. Yayınlanma tarihi: 19 Nisan 2025. Kaynak site: Big Think. Bağlantı: Theory of mind: What chess and drug dealers can teach you about manipulation
  • Na S, Chung D, Hula A, Perl O, Jung J, Heflin M, Blackmore S, Fiore VG, Dayan P, Gu X. Humans use forward thinking to exploit social controllability. Elife. 2021 Oct 29;10:e64983. doi: 10.7554/eLife.64983. PMID: 34711304; PMCID: PMC8555988.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir