Sinirbilim

Daha Önce Karşılaştık mı? Yüz Körlüğü (Prosopagnozi) Nedir?

Eşinizin, anne babanızın ya da en iyi arkadaşınızın yüzünü tanıyamamanın nasıl bir şey olduğunu bir düşünün. Aslında günümüzde tahmini her 50 kişiden 1’i bu sorunu yaşıyor ancak çoğu zaman da bu sorunu yaşadığının farkında olmuyor. Buna prosopagnozi (prosopagnosia ) veya yüz körlüğü deniyor. Hatta bu kişilerden bazıları aynada kendilerini bile tanımakta zorlanıyor.

yüz körlüğü nedir

Aslına bakarsanız yakın zamana kadar pek çok insan prozopagnozi kelimesini uzun süre boyunca duymamıştı. Ancak Amerikalı aktör Brad Pitt’in bu sorunu yaşadığını söylemesinden sonra işler değişecekti.

Ayrıca devamında, şempanzeler ile yaptığı çalışmalar ile tanıdığımız İngiliz Jane Goodall’ın da bu durumdan muzdarip olduğu anlaşılacaktı.

Yüz Körlüğü (Prosopagnozi) Nedir?
Amerikalı aktör Brad Pitt’in prosopagnoziden muzdarip olduğuna inandığını itiraf etmesinden sonra işler değişti (hiçbir zaman resmi bir teşhis olmadı). 

Pitt ve Goodall’ın sorununun ne zaman başladığı veya buna neyin sebep olduğu bilinmiyor, ancak önceki araştırmalar nörobilim açısından değerli içgörüler sağladı. Şimdi gelin arka planda neler olup bittiğini anlamaya çalışalım.

Yüz Körlüğü ( Prosopagnozi) Nedir?

Yüz körlüğü olarak da bilinen prosopagnozi, nörolojik bir rahatsızlık olup yüzleri birbirinden ayırt edememek anlamına gelmektedir. Kökeni Yunanca olan “prosopagnosia”, “prosopon (yüz)” ve “agnosia (bilgiyi işleyememe, tanıyamama)” kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Böyle bir durumun varlığı çok öncesinden beri bilinse de konu ile ilgili ilk resmi açıklama, Dr. Joachim Bodamer tarafından yazılan 1947 tarihli bir rapora aittir

Yüz körleri yüzü benzersiz kılan özellikleri algılamakta sorunlar yaşarlar. Ancak bu durumun algısal körlük ile karıştırılmaması gerekir. Algısal körlük de sorun adından da anlayacağınız gibi algılarımız ile ilgilidir. Ancak yüz körlüğü nörolojik bir bozukluktur.

Yüz Körlüğü (Prosopagnozi) Nedir?
Yüz körlüğünün en yaygın belirtisi, yüzleri tanıyamama veya ayırt edememedir. Bu durum bir görme bozukluğu veya hafıza ile ilgili bir sorun değildir. Yüzleri tanıma ile ilgili özel bir problemdir.

Düşük düzeyde prosopagnozisi olan insanlar, yabancıların veya iyi tanımadıkları kişilerin yüzlerini ayırt etmede zorlanır. Orta derecede yüz körlüğü olanlar, aile üyeleri ve yakın arkadaşlar da dahil olmak üzere düzenli olarak gördükleri kişilerin yüzlerini tanımakta sıkıntı çeker. Yüksek düzeyde yüz körlüğü olan kişiler ise kendi yüzlerini bile tanımayabilirler.

Yüz Körlüğü Neden Olur?

Aslında bu sorunun cevabını vermek kolay değildir. Yüz körlüğü temelde iki sebepten kaynaklanır. Bunlar gelişimsel ve edinimseldir. Yani yüz körlüğü kimi durumlarda doğuştan gelen bir sorundur. Bu durum yaşamın erken dönemlerinde (tipik olarak doğumdan itibaren) ortaya çıkar.

Nörogelişimsel bozukluklardan kaynaklı olabileceği gibi veya genetik olarak kalıtsal olması da olasıdır. Ancak bu sorunu yaşayanlar çoğu zaman bir dertleri olduğunun farkında olmayacaklardır. Sonucunda hayatları boyunca yüzleri böyle algıladıkları için başka bir referans tecrübeleri yoktur. 

Yüz Körlüğü (Prosopagnozi) Nedir?
1947’de Alman nörolog Joachim Bodamer beyin yaralanmasına bağlı olarak yüzleri tanımakta zorluk çeken ancak diğer görsel işleme süreçlerinde sıkıntı yaşamayan üç hastanın vakalarını tanımlarken “prosopagnozi” terimini ilk defa kullandı.

Ancak kimi durumlarda da beyin hasarı, felç ve kafa travması ya da cerrahi beyin operasyonu sonucunda gelişecektir. Beyin hasarı sonucu oluşan yüz körlüğü rahatsızlığı ilk olarak 1947’de anlaşılmıştır. İlerleyen yıllarda felç ve beyin travmasına bağlı olarak çeşitli başka vakalara da rastlanmıştır.

Beyin Yüzleri Nasıl İşler?

Yüz oldukça karmaşık yapıdadır. Anlaşılması zor üç boyutlu bir şekle, önemli derecede hareket kabiliyetine ve tüm yüzleri oldukça benzer hâle getiren yapısal kısıtlamalara sahip olan yüzün yapısını işlemek algısal bir sistem için zordur. Ancak insan, beynin gelişmiş yüz tanıma sistemi sayesinde bu karmaşık algılama işlemini çok hızlı ve doğru bir şekilde zorlanmadan gerçekleştirir.

Beynimizdeki şakak lobunun (temporal lop) ve yan lobun (parietal lop) kesiştiği yerde yüz algılamadan sorumlu, “fuziform yüz alanı” olarak adlandırılan bir bölge bulunmaktadır. Fusiform yüz bölgesi beynin iki tarafında da bulunur. Ancak görüntüleme teknikleri kullanılarak elde edilen bulgular yüz körlüğünün genel olarak beynin sağ yarıküresiyle ilişkili olduğunu göstermiştir.

Bazı araştırmalar, bu bölgenin insan yüzlerine dikkat ettiğimizde nesnelere dikkat ettiğimiz duruma göre daha aktif olduğunu gösteriyor. Ancak elde edilen sonuçlar hastalığın kaynağını net olarak ortaya koyabilmiş değil.

Yüz Körlüğü (Prosopagnozi) Nedir?
Beyinde yüzün işlenmesinden sorumlu üç ana bölge vardır. Bunlar inferior oksipital girustaki oksipital yüz alanı, orta fusiform girustaki fusiform yüz alanı ve superior temporal sulkusun arka  kısımlarıdır. Nörogörüntüleme sonuçları beyinde yüz algılama sürecinde sağ ve sol yarıda pek çok bölgeden oluşan geniş bir ağın aktif olduğunu gösteriyor.

Sonuç olarak prosopagnoziye neyin neden olduğu tam olarak net değildir. Ancak son araştırmalar bunun beynin bazı bölümlerindeki anormallikler, deformasyonlar veya hasarlarla bağlantılı olabileceğini öne sürüyor.

Ayrıca yüz körlüğünün görme bozukluğu, öğrenme güçlükleri veya hafıza kaybından kaynaklanmadığına da dikkat etmek önemlidir. Kişiyi hatırlayamama hafıza probleminin aksine, yüzleri tanıma ile ilgili spesifik bir problemdir.

Prosopagnozi nadir görülen bir tıbbi durum olmasına rağmen, insanların yaşamları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Hastalar, diğer bireylerin dış görünüşleri konusunda kendilerini sürekli bir amnezi halinde hissederler. Sonucunda bu durum onların sosyal yaşamlarını ve zihinsel sağlıklarını olumsuz etkileyecektir. bilir. Ayrıca prosopagnozi hakkında pek çok şey bilmemize rağmen, görünürde bir tedavi yoktur.

Son Olarak;

yüz tanıma
Prosopagnozisi olan kişiler bir yüze baktıklarını bilirler ancak yüz kimlik hakkında bilgi vermez. Bu nedenle, insanlar insanları tanımlamak için ses, yürüyüş veya bağlam gibi diğer ipuçlarını kullandıklarını fark ederler

Bazı insanlar ise yüz tanıma konusunda konusunda daha büyük bir yatkınlığa sahip olur. Beyinlerinin bu kısmı özellikle iyi gelişmiştir. Bu kişilere de süper tanıyıcılar denir. Spektrumun diğer ucunda yer alan bu kişiler toplumun yaklaşık yüzde 2’sini oluşturmaktadır.

Sonuç olarak insan beyni çözülmesi gereken bir çok bilmeceyi de beraberinde taşımaktadır. Bir dahaki sefere birini gördüğünüzde ve anında kim olduğunu anladığınızda kendinizi şanslı sayın: bunun hiç yaşanmadığını düşünün.


Kaynaklar ve İleri Okumalar:

  • They never forget a face. Research delves into how ‘super-recognizers’ can do this.; Bağlantı: https://www.washingtonpost.com/
  • Hadyn D. Ellis & Melanie Florence (1990) Bodamer’s (1947) paper on prosopagnosia, Cognitive Neuropsychology, 7:2, 81-105, DOI: 10.1080/02643299008253437
  • What is prosopagnosia. The rare medical condition that makes Brad Pitt (and many others) forget faces. Yayınlanma tarihi:1 Mayıs 2023; bağlantı: https://www.zmescience.com/
  • Schmalzl L, Palermo R, Green M, Brunsdon R, Coltheart M. Training of familiar face recognition and visual scan paths for faces in a child with congenital prosopagnosia. Cogn Neuropsychol. 2008 Jul;25(5):704-29. doi: 10.1080/02643290802299350. PMID: 18720102.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Nil Gürel

Engin bilgi okyanusunun içerisinde dolaşmak ve bu gizemli dünyada keşfettiklerimi insanlıkla paylaşmak benim için hayatta en mutluluk verici şey. Sürekli araştırmak, okumak, öğrenmek, öğretmek, sorgulamak ve analiz etmek benim hayat felsefimi tanımlar. Hastanede Eğitim ve İdari İşler Görevlisi olarak çalışırken Bağımsız Araştırmacı ve Akademik Çalışmacı kimliğimle insanlığa ışık tutmaya devam ediyorum. Sosyal Bilimler Enstitüsü Tezli Yüksek Lisans mezunuyum. Akademik faaliyetlerime devam ediyorum. Psikoloji, Sosyoloji, Sosyal Psikoloji, Sağlık Sosyolojisi, Sağlık İletişimi, Sağlık Yönetimi, Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi ve Kadın Çalışmaları, Medya ve Kültür, İletişim Bilimleri başlıca akademik çalışma alanlarım. Ayrıca Bilim Tarihinin bilgi yüklü sayfalarında dolaşmayı da seviyorum. Çeşitli yabancı dilleri öğrenmek, klasik müzik dinlemek, farklı kültürleri tanımak ve farklı bilgi keşifleri yapmaktan haz alıyorum. En önemlisi de Matematiksel.org hayranlıkla takip ettiğim ve sizlerle birlikte bilgi okyanusunda dolaşabileceğim harika bir tılsım görevi görüyor. Yazmak benim için vazgeçilmez bir tutku ve sizlerle Matematiksel.org’da buluşmak harika bir duygu.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir