Çocuklarımıza yönleri öğretirken haritayı karşımıza alırız ve yukarısı kuzey, aşağısı güney biçiminde anlatmaya başlarız. Peki ama kuzey neden yukarıda?
Uzaya çıktığınızı ve dünyamıza tepeden baktığınızı düşünün. Yukarısında ne görürsünüz. Cevabınız kuzey kutbu ise yalnız değilsiniz. Ancak neredeyse herkes dünyanın bu şekilde olduğunu hayal etse de, kuzeyi dünyanın çatısı olarak düşünmek için iyi, bilimsel bir neden yoktur. Aslına bakarsanız dünyanın yukarısı bir zamanlar doğu olarak da kabul edilmiştir.
Hayatımızda yaygın biçimde kullandığımız için dönem dönem aklımızdan çıksa da yönler aslında bir kabuldür. Evinizden yola çıkıp sürekli doğuya giderseniz ya da sürekli batıya giderseniz fark etmez. Bir biçimde aynı yere ulaşabilirsiniz. Dolayısıyla gitmek istediğimiz yer, bizim hem batımızda hem de doğumuzda kalır.
Benzer bir şekilde dünyamızı uzay boşluğunda düşünün. Aslına bakarsanız Dünya’ya uzaydan bakmaya başladığınızda, herhangi bir şekilde Kuzey’in yukarıda olduğu fikri daha da anlamsız gelmeye başlar. Örneğin aşağıdaki dünya haritasına bakın. Bir terslik fark ettiniz mi? Dünya’nın bu görüntüsü 1973 yılında fotoğraflandı, ancak yayınlanmadan önce kafa karıştırmaması için ters çevrildi. Fotoğrafın aslında Güney kutbu yukarıda duruyor. Gördüğünüz gibi Kuzey kutbu kuzeyde yer almıyor.
Bir kişi A noktasından B noktasına gitmek için yön sorduğunda, yol tarifini sorduğunuz kişi büyük bir ihtimalle size yolu sol, sağ, ileri, geri, yukarı ve aşağı gibi genel terimleri kullanarak göreceli olarak anlatacaktır. Bu biçimde yön tarifi ana yönlerin (doğu, batı, güney ve kuzey) konumlarına aşina olmayan kişiler için faydalıdır. Ayrıca referans noktası olarak dünyamızı kullandığımız için evrenseldir. Aşağı dediğimiz şey yerçekiminin çekim yönüne ifade eder. Tersine de yukarı deriz.
Haritalarda Kuzey Neden Hep Yukarıda Kalır?
Haritalarda yukarının Kuzey olarak kabul edilmesinin hikayesi ise tüm bundan çok daha farklı bir nedenledir. Aslına bakarsanız kuzeyin yukarı kavramı ile özdeşleşmesi son birkaç yüz yıl içinde gerçekleşmiştir. Kuzeyin yukarıda olma nedeni gelenek, siyaset, milliyetçilik ve kuzey yarımküreye olan takıntıyla ilişkilidir.
Her kültürün kime veya neye bakmaları gerektiği konusunda çok farklı bir fikri olduğu düşünüldüğünde, ilk haritaların gösterdiği yön konusunda çok az tutarlılık taşıması şaşırtıcı değildir. Örneğin, Eski Mısır zamanlarında dünyanın tepesi doğu olarak kabul ediliyordu.
Erken dönem İslam haritaları ise güneyi tercih etti çünkü ilk Müslüman kültürlerin çoğu Mekke’nin kuzeyindeydi. Aynı döneme ait Hıristiyan haritaları ise doğuyu tepeye yerleştirdi. Örneğin, 1154’te Arap coğrafyacı Muhammed el-İdrisi, Tabula Rogeriana adlı kitabı için çizdiği haritasında Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’nın güneyde göstermişti. Bu haritada tahmin edildiği gibi, Arap Yarımadası haritanın merkezinde yer almaktadır.
Peki herkes ne zaman bir araya gelip kuzeyin zirve olduğuna karar verdi? Bunun hakkında bilgi vermeden önce yapılan bir psikoloji araştırmasından bahsetmek gerekli. Araştırmada, insanlara varsayımsal bir şehrin haritası gösterildi ve nerede yaşamak istedikleri soruldu. Bu durumda kişilerin şehrin kuzeyindeki bir bölgeyi seçme olasılıkları önemli ölçüde daha yüksekti.
Ve başka bir gruba, farklı sosyal statüdeki hayali insanların nerede yaşayacağı sorulduğunda, bu kişiler kuzeye zenginleri ve güneye de fakirleri yerleştirdiler. Yani bir nevi kuzey zihinlerimize yüksek statü ile işli gibiydi. Peki ama neden?
Kuzey, Güney, Doğu ve Batı Yönleri Neye Göre Belirlendi?
Yaygın bir teori, pusulanın icadının kuzeyi zirveye çıkarmaya yardımcı olduğunu iddia ediyor. Çinliler antik Han hanedanlığı sırasında pusulayı icat etti, ancak pusulalar MS 1300’e kadar Avrupa ve Arap dünyasında yaygın bir şekilde kullanılmadı. Pusuladan önce, denizciler yıldızları yön bulmak için kullanıyorlardı. Elbette en önemlilerinden biri Kuzey Yıldızıydı. İnsanlar uzun zamandır Dünya’nın bu yıldıza dönük bir eksen üzerinde döndüğünü biliyorlardı.
Navigasyonda kuzeyin önemi, bazı haritacıları kuzeyin yukarda olması gerektiği konusunda elbette etkilemiştir. Ama bu açıklamanın sadece bir parçasıdır. Mıknatıslanmış metal iğne basitçe dünyanın manyetik alanıyla hizalandığından, pusulanın oku kolayca güneyi de gösterebilir. Aslına bakarsanız Çinliler, ilk pusula mıknatıslarına güneyi gösteren taşlar olarak atıfta bulundular. Bu nedenle pusula, kuzey-yukarı yönelimi etkilemede bir rol oynamış olsa da, tek faktör bu değildir.
Aslında Kuzeyi dünyanın tepesi olarak düşünmek için tarihsel bir üstünlük kompleksinden başka bir şey değildir. Üst kısımdaki ülkelerin tarih boyunca daha güçlü olması ve bu nedenle bu ülkelerin kendilerini haritada yukarıda kalacak şekilde çizmesiyle kuzey üstte olacak şekilde harita kullanımında yaygınlaşmıştır. Bunun sonucunda da genel olarak daha fakir olanlar güney yarımkürede yerlerini almıştır. Tam da bu nedenle şu ana kadar gördüğümüz tüm dünya haritaları bir miktar hatalıdır.
Peki Ama Doğu Ve Batı Neresidir?
Kuzey ve güneyin nasıl yukarı ve aşağı olarak belirlendiğini anladıktan sonra biraz da doğu ve batının tanımlanmasına bakalım. Doğu güneşin doğuşunu ifade eden Latince “oriri” fiilinden, Batı ise güneşin batışını, ifade “occidere” fiilinden türemiş yön kavramlarıdır.
Bu yön kavramlarının da bir referans noktasına ihtiyacı vardır. Bu referans noktası da Greenwich kasabasından geçtiği varsayılan başlangıç meridyenidir. Referans noktanın orası olarak belirlenmesinin tek sebebiyse, İngiltere’nin o dönem sahip olduğu politik ve ekonomik güçtür.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Relative Direction Versus Compass Direction; yayınlanma tarihi: 8 Kasım 2014; Bağlantı: Relative Direction Versus Compass Direction;/
- Five maps that will change how you see the world. Yayınlanma tarihi: 22 Mart 2017; Bağlantı: Five maps that will change how you see the world./
- Why is there no up and down in space?; Yayınlanma tarihi: 20 Ekim 2020; Bağlantı.: Why is there no up and down in space?
- Maps have ‘north’ at the top, but it could’ve been different; Yayınlanma tarihi: 15 Haziran 2016. Kaynak site: BBC. Bağlantı: Maps have ‘north’ at the top, but it could’ve been different/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel