Bugün neyi öğrenmek isterdiniz? Yeni bir yabancı dil ya da bir enstrüman çalmak? Belki de kuantum fiziği. Size güzel bir haberimiz var. Bunun için yüzlerce saate ihtiyacınız yok, size gereken biraz irade ve sadece 20 saat. İlk 20 saat kuralı diye anılan yöntemi kısaca size tanıtalım.
Uzmanlara göre daha önceden deneyimlemediğimiz bir konu ile ilk ilgilenmeye başladığımız andan itibaren 20 saat içinde beynimiz öğrenme açısından en üretken sürecini yaşıyor. Nereden çıktı bu derseniz aslında biraz geçmişe göz atmamız gerekir.
Alman filozof ve psikolog Hermann Ebbinghaus, 19. yüzyılda “öğrenme eğrisi” adını verdiği iki değişkenli bir şema ortaya koydu. Öğrenme eğrisindeki yatay doğru, öğrenilecek konu ya da alınacak bilgiyi temsil ederken, dikey doğru ise, harcadığımız zamanı temsil ediyor. ( Detaylar için: Unutma Eğrisi Nedir ve Unutma İle Nasıl Mücadele Edilir?)
Bu şekilde neyi ne kadar zamanda öğrendiğimizi hesaplayabiliyoruz. Ebbinghaus’un şeması, bilginin çoğunluğunu öğrenmenin ilk evresinde özümsediğimizi gösteriyor. Zaman geçtikçe öğrenmemiz yavaşlıyor ve daha az üretken olup, hedeflerimiz için daha çok zaman harcadığımız evreye giriyoruz.
Bu da beynin alışma süreciyle, yani öğrenmenin en ilkel evresiyle açıklanıyor. Beyin yeni uyaranla ilk karşılaştığında çok daha duyarlı, uyaranlara verdiği tepkiler de çok daha yoğun oluyor. Aynı uyarıcıya tekrar tekrar maruz kalan beynin gücü giderek zayıflıyor, ilgisi de azalıyor. Yazının burasında konu ile ilgili bir de kitap yazmış olan Josh Kauffman’ın konuşmasına göz atmanızı öneririz.
İlk 20 Saat Kuralı Nedir?
Elon Musk ve Mark Zuckerberg gibi günümüzün en önde gelen isimlerinin de kullandığı bu teknik, ünlü yazar Josh Kaufman’a göre, bir konu hakkında temelinizi sağlam atmanızın sadece 20 saatte gerçekleşebileceğini iddia ediyor.
Kauffman’a göre, kısa sürede kalıcı öğrenme için gerekli formül, Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucu babalarından Benjamin Franklin’in “Planlı öğrenme” yönteminden geçiyor. Franklin kısıtlı okul eğitimi almasına rağmen yeni bilgiler öğrenmeye tutku ile bağlı birisiydi. Kendisini fazla tanımıyorsanız bu yazıya göz atmanızı öneririz.
Franklin yeni bir şeyleri öğrenme için ilginç bir yöntem geliştirmişti. Pazartesi’den Cuma’ya hafta içi her gün en az bir saatini yeni bir şeyi öğrenmeye ayırıyordu. Yeterince iyi bir noktaya ulaştığını hissettiğinde de, başka bir konuyu öğrenmeye koyuluyordu. Bu durmadan böyle devam ediyordu.
İlk 20 Saat Kuralı Nasıl Uygulanır?
Kaufmann’a göre, Franklin’in “5 saat kuralını” 4 hafta boyunca uygularsak, her ay yeni bir konuyu yeterince öğrenebiliriz. Ama bunun için bize bazı önerileri var.
- Tam olarak ne öğrenmek istediğiniz karar verin ve öğrenmek istediğiniz şeyi tanıyın. Sonra bu yeni bilgi/beceriyi küçük parçalara bölün. Her şeyi aynı anda öğrenmenize gerek yok. Bu küçük parçaların içinden en önemlisini seçin ve alıştırma yapmaya buradan başlayın.
- Kendinizi bilgi denizinde boğmayın. Yani öğrenilecek şey ile ilgili onlarca kaynağa gömülmeyin. Gerçekten işinize yarayacak 3-4 tane görsel ya da yazılı kaynak yeterli olacaktır. Sonuçta uzman olmaya çalışmıyoruz, amacımız sadece öğrenmek.
- Çalışma yapmayı planladığınız süreçte çevrenizdeki televizyon, telefon, internet gibi uyarıcıları ortadan kaldırın.
- Ne öğrenmeye çalışırsanız çalışın başlarda kendiniz beceriksiz hissetmeniz normaldır. Önemli olan bunun çalışmanın devamını getirmenize engel olmamasıdır. En az 20 saat zaman ayırdığınızdan emin olunuz.
Evet, 4 basit adım uygulanması gereken. Denemek için sizi tutan hiçbir engel yok. Sadece isteyin ve adım atın yeter, gerisi zaten kendiliğinden gelecektir. Ayrıca göz atmak isterseniz: Matematik Becerilerinizi Yetişkinlikte Nasıl Geliştirebilirsiniz?
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
Şahanesiniz, zevkle takip ediyorum. Emeğinize sağlık… sevgiler Ayşin…