Biyoloji ve Coğrafya

Yaşanabilir ve Adil Bir Dünya İçin 8 Sınır Var Ve Biz 7’sinden Kalmış Durumdayız!

Hem Dünya hem de insanlık maalesef tehlike altında. Çünkü tüketim çılgınlığımız yaşanabilir bir gezegenin varlığını sağlayan birbirine bağlı sistemleri yok ediyor. Domino taşları gibi gezegenimize verdiğimiz bir zarar diğerlerini de tetikliyor.

Yaşanabilir Bir Dünya

Geçmişte yapılan birçok çalışma gezegenimizin ne derecede tehlikede olduğu konusunda bizleri uyarmıştı. Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma ise olayı biraz daha farklı ele aldı. Dünya’nın dört bir yanından 40 bilim insanı, yaşanabilir ve adil bir gezegen için 8 adet sınır belirledi.

Ve ne yazık ki Dünya’mız bunların 7’sinden başarısız olmuş durumda. Gelin bu yazımızda yaşanabilir ve adil bir gezegen için neler yapabiliriz bir bakalım.

İşin İçine Adalet Girdiğinde Tablo Daha da Kötüleşiyor

Sayemizde iklim, atmosfer, biyosfer, su ve besin döngüsü zarar görmüş durumda. Ancak işin içine bir de adalet kavramını sokarsak çok daha ciddi bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. Adalet derken kast ettiğimiz şey şu.

Yaşanabilir ve Adil Bir Dünya İçin 8 Sınır Var
Fosil yakıt kullanımı, havai fişek, anız yakmak, madencilik ve petrol rafinerisi, savaşlar gibi birçok insan kaynaklı etken aerosoller yoluyla atmosfere zarar vermektedir. Ancak insan kaynaklı olmayan aerosol yollu kirlenme durumları da vardır. Volkanlar ve toz fırtınaları bunlara örnektir.

Mesela hepimiz aerosollerin atmosfere zarar verdiğini biliyoruz. Ancak aerosol kullanımından en az etkilenenler, atmosfere aerosol yoluyla daha çok zarar veren grup. Daha çok etkilenen grupsa aerosoller yoluyla havayı daha az kirletiyor. Yazımızın devamında bu adaletsizliğe daha çok örnek vereceğiz.

“Güvenli gezegensel sınırlar” fikri 2009 yılında Postdam İklim Etkisi Araştırmaları Enstitüsü’nde iklim bilimci olan Johan Rockstörm ve meslektaşlarının aklına geldi. O zamanlar Rockström ve meslektaşları sadece Dünya’nın hangi biyofiziksel durumunu inceliyordu. Ancak yeni yayınladıkları çalışmada adalet kavramını da eklediler. Bu yeni yaklaşımları sayesinde insanların suya, enerjiye, temiz çevreye ve sağlık imkanlarına erişimlerini de incelemiş oldular.

Yaşanabilir ve Adil Bir Dünya İçin 8 Sınır Var
Antroposen, insanoğlunun Dünya’ya olan etkisinin en üst düzeylere çıktığı Sanayi Devrimi’nden bugüne olan süreç ve devam edecek bu döneme verilen isimdir. Çünkü Dünya artık geri döndürülmesi çok zor bir sürece girmiştir. Yani bir anlamda insanlık önceleri Dünya’dan etkilenirken artık Dünya ondan etkilenmektedir. Nitekim Dünya’nın tarihsel sürecine baktığımızda dönemler milyon yıllarla ifade edilirken Antroposen’in son üç yüzyıllık bir sürece tekabül eder. Bu da gerçekten de müthiş bir değişimin var olduğunun göstergesidir. Antroposen’in yeni bir çağ olarak nitelendirilmesi bilim insanlarına göre Dünya’nın geri döndürülemez bir değişime girdiği savıdır.

Adalet, insanlığın gezegensel sınırlar içerisinde yaşayabilmesi için bir zorunluluktur. Fakat kast ettiğimiz adalet siyasi değil bilimsel bir zorunluluktur. Adil ve eşitlikçi bir yaklaşım olmadan biyofiziksel olarak güvenli bir gezegende yaşayamayız. Adil bir dünyada yaşamadığımızı aslında hepimiz biliyoruz. Bu çalışma da bunu dramatik bir biçimde doğruluyor.

Yaşanabilir ve Adil Bir Dünya İçin Sınırlar Neler?

Önceki bir yazımızda Dünya’nın 1.5 derece ısınmasının ne gibi etkileri olacağından bahsetmiştik. Bu nedenle bilim insanları, herkes için güvenli ve adil bir gezegen istiyorsak bu sınırın sanayi öncesi dönemin 1 derece üzerine olması gerektiğini savunuyorlar. Bu değer mevcut değerin altında. Çünkü 2023 yılı itibariyle 1.2 derecelik bir küresel ortalama söz konusu. Belirlenen sınırlardan biri de işte buydu.

Gezegenimizin giderek ısınması çeşitli aşırı iklim olayları ve biyosfer hasarı riskini arttırmaktadır. Olumsuz sonuçlardan en çok etkilenenler ise maalesef savunmasız ve yoksul insanlar olmaktadır.

Paris İklim Anlaşması’nın kararı olan 1.5 derece sınırına ulaştığımızda yaklaşık 200 milyon insanın aşırı sıcaklara maruz kalacağı tahmin ediliyor. 500 milyon kişinin ise uzun vadeli deniz seviyesi yükselmesine maruz kalacağı tahmin ediliyor. Bu hiç yadsınamayacak bir sayı.

Araştırmacılar iklim, biyolojik çeşitlilik, su, hava ve toprak kirliliği gibi birçok faktör için de sınırlar belirledi. Ancak sonuçlar endişe verici. Bazı sınırlar çoktan ihlal etmişiz bile. Eğer zamanında önlem almazsak geri dönüşü olmayan durumlarla karşı karşıya kalabiliriz.

Yaşanabilir ve Adil Bir Dünya İçin 8 Sınır Var
Yaşanabilir ve adil bir Dünya’nın sınırlarını gösteren tablo. Yeşil çizgiler güvenli ve adil sınırları temsil etmektedir. Kırmızı çizgiler güvenli sınırları temsil eder. Mavi çizgiler ise adil sınırları temsil eder. Dünya simgeleri ise bugün hangi durumda olduğumuzu temsil eder. Örneğin iklim konusunda güvenli ve adil bir gezegen için sınırların dışındayız. Kırmızı yani güvenli bir gezegen için sınıra ise her geçen gün yaklaşıyoruz. (Kaynak: Rockström ve arkadaşları, Nature, 2023)

Makalede fosfor ve azot da incelenmiştir. Çünkü fosfor ve azot tarım yoluyla toprağa geçer. Bu maddelerin fazlası hayvanlara ve insanlara zarar verir. Hatta suların kirlenmesine ve suda aşırı alg oluşumuna sebep olarak suda yaşayan canlıların ölümüne neden olacaktır. Bilim insanları, fosforun gübre olarak aşırı kullanılmasından ötürü uyardılar. Bilim insanlarına göre hızla azalan fosfor, “fosfogeddon” adını verdikleri bir felakete yol açabilir.

Yaşanabilir Bir Dünya İçin Bize Düşen Nedir?

Dünya’mız birbirine bağlı sayısız sistemden oluşan bir bütündür. Gezegenimizin bir yerinde olanlar başka bir yerinde farklı etkiler oluşturur. Bu nedenle yaptığımız yanlışları düzeltmek elbette kolay olmayacaktır. Ancak bilim insanlarının belirlediği bu sınırları baz almak faydalı olacaktır.

Hükümetler bu sınırlara dikkat ederek yaptıkları çalışmalarda aslında birçok sorunu çözüme kavuşturacaktır. Bunlardan bazıları iklim krizi, biyolojik çeşitliliğin korunması, su ve besin kıtlığı, aşırı gübre kullanımının yarattığı hasar, hava kirliliği ve sağlık imkanlarına erişimdir.

Son yıllarda artan sıcaklıklar nedeniyle Kanada’da uzun süre söndürülemeyen orman yangınları meydana geliyor.

Gezegenimizde aynı anda bir sürü kriz baş gösteriyor. Örneğin bu yıl Afrika’da gıda krizi, Hindistan’da sıcağa bağlı ölümler, Myanmar’da siklon ve Kanada’da orman yangınları meydana geldi. Bu felaketler yüz milyonlarca canlının tehlikede olduğu anlamına geliyor.

Yapmamız gereken ise hem çok kolay hem çok zor. Dünya refahını sağlamak için adil bir küresel dönüşümden başka yapmamız gereken hiçbir şey yok. Bunun için hükümetlerin, adaletin, ekonominin, teknolojinin ve bilimin el ele vermesi gerekiyor. Bunu yapmazsak bazı şeyler için çok geç olabilir.


Kaynaklar ve İleri Okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Melike Üzücek

Ankara Fen Lisesi'nden mezun oldum. Araştırma yapmayı ve sorgulamayı seven biriyim. Matematik ve biyoloji başta olmak üzere felsefe, astronomi, modern fizik ile ilgileniyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir