Hem Dünya hem de insanlık maalesef tehlike altında. Çünkü tüketim çılgınlığımız yaşanabilir bir gezegenin varlığını sağlayan birbirine bağlı sistemleri yok ediyor. Domino taşları gibi gezegenimize verdiğimiz bir zarar diğerlerini de tetikliyor.
Geçmişte yapılan birçok çalışma gezegenimizin ne derecede tehlikede olduğu konusunda bizleri uyarmıştı. Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma ise olayı biraz daha farklı ele aldı. Dünya’nın dört bir yanından 40 bilim insanı, yaşanabilir ve adil bir gezegen için 8 adet sınır belirledi.
Ve ne yazık ki Dünya’mız bunların 7’sinden başarısız olmuş durumda. Gelin bu yazımızda yaşanabilir ve adil bir gezegen için neler yapabiliriz bir bakalım.
İşin İçine Adalet Girdiğinde Tablo Daha da Kötüleşiyor
Sayemizde iklim, atmosfer, biyosfer, su ve besin döngüsü zarar görmüş durumda. Ancak işin içine bir de adalet kavramını sokarsak çok daha ciddi bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. Adalet derken kast ettiğimiz şey şu.
Mesela hepimiz aerosollerin atmosfere zarar verdiğini biliyoruz. Ancak aerosol kullanımından en az etkilenenler, atmosfere aerosol yoluyla daha çok zarar veren grup. Daha çok etkilenen grupsa aerosoller yoluyla havayı daha az kirletiyor. Yazımızın devamında bu adaletsizliğe daha çok örnek vereceğiz.
“Güvenli gezegensel sınırlar” fikri 2009 yılında Postdam İklim Etkisi Araştırmaları Enstitüsü’nde iklim bilimci olan Johan Rockstörm ve meslektaşlarının aklına geldi. O zamanlar Rockström ve meslektaşları sadece Dünya’nın hangi biyofiziksel durumunu inceliyordu. Ancak yeni yayınladıkları çalışmada adalet kavramını da eklediler. Bu yeni yaklaşımları sayesinde insanların suya, enerjiye, temiz çevreye ve sağlık imkanlarına erişimlerini de incelemiş oldular.
Adalet, insanlığın gezegensel sınırlar içerisinde yaşayabilmesi için bir zorunluluktur. Fakat kast ettiğimiz adalet siyasi değil bilimsel bir zorunluluktur. Adil ve eşitlikçi bir yaklaşım olmadan biyofiziksel olarak güvenli bir gezegende yaşayamayız. Adil bir dünyada yaşamadığımızı aslında hepimiz biliyoruz. Bu çalışma da bunu dramatik bir biçimde doğruluyor.
Yaşanabilir ve Adil Bir Dünya İçin Sınırlar Neler?
Önceki bir yazımızda Dünya’nın 1.5 derece ısınmasının ne gibi etkileri olacağından bahsetmiştik. Bu nedenle bilim insanları, herkes için güvenli ve adil bir gezegen istiyorsak bu sınırın sanayi öncesi dönemin 1 derece üzerine olması gerektiğini savunuyorlar. Bu değer mevcut değerin altında. Çünkü 2023 yılı itibariyle 1.2 derecelik bir küresel ortalama söz konusu. Belirlenen sınırlardan biri de işte buydu.
Paris İklim Anlaşması’nın kararı olan 1.5 derece sınırına ulaştığımızda yaklaşık 200 milyon insanın aşırı sıcaklara maruz kalacağı tahmin ediliyor. 500 milyon kişinin ise uzun vadeli deniz seviyesi yükselmesine maruz kalacağı tahmin ediliyor. Bu hiç yadsınamayacak bir sayı.
Araştırmacılar iklim, biyolojik çeşitlilik, su, hava ve toprak kirliliği gibi birçok faktör için de sınırlar belirledi. Ancak sonuçlar endişe verici. Bazı sınırlar çoktan ihlal etmişiz bile. Eğer zamanında önlem almazsak geri dönüşü olmayan durumlarla karşı karşıya kalabiliriz.
Makalede fosfor ve azot da incelenmiştir. Çünkü fosfor ve azot tarım yoluyla toprağa geçer. Bu maddelerin fazlası hayvanlara ve insanlara zarar verir. Hatta suların kirlenmesine ve suda aşırı alg oluşumuna sebep olarak suda yaşayan canlıların ölümüne neden olacaktır. Bilim insanları, fosforun gübre olarak aşırı kullanılmasından ötürü uyardılar. Bilim insanlarına göre hızla azalan fosfor, “fosfogeddon” adını verdikleri bir felakete yol açabilir.
Yaşanabilir Bir Dünya İçin Bize Düşen Nedir?
Dünya’mız birbirine bağlı sayısız sistemden oluşan bir bütündür. Gezegenimizin bir yerinde olanlar başka bir yerinde farklı etkiler oluşturur. Bu nedenle yaptığımız yanlışları düzeltmek elbette kolay olmayacaktır. Ancak bilim insanlarının belirlediği bu sınırları baz almak faydalı olacaktır.
Hükümetler bu sınırlara dikkat ederek yaptıkları çalışmalarda aslında birçok sorunu çözüme kavuşturacaktır. Bunlardan bazıları iklim krizi, biyolojik çeşitliliğin korunması, su ve besin kıtlığı, aşırı gübre kullanımının yarattığı hasar, hava kirliliği ve sağlık imkanlarına erişimdir.
Gezegenimizde aynı anda bir sürü kriz baş gösteriyor. Örneğin bu yıl Afrika’da gıda krizi, Hindistan’da sıcağa bağlı ölümler, Myanmar’da siklon ve Kanada’da orman yangınları meydana geldi. Bu felaketler yüz milyonlarca canlının tehlikede olduğu anlamına geliyor.
Yapmamız gereken ise hem çok kolay hem çok zor. Dünya refahını sağlamak için adil bir küresel dönüşümden başka yapmamız gereken hiçbir şey yok. Bunun için hükümetlerin, adaletin, ekonominin, teknolojinin ve bilimin el ele vermesi gerekiyor. Bunu yapmazsak bazı şeyler için çok geç olabilir.
Kaynaklar ve İleri Okumalar
- A just world on a safe planet: First study quantifying Earth system boundaries ; Bağlantı: A just world on a safe planet: First study quantifying Earth system boundaries (phys.org) ; Yayınlanma tarihi: 31 Mayıs 2023
- There Are 8 Boundaries For a Safe Planet. To Be Fair, Earth Would Fail 7 of Them. ; Bağlantı: There Are 8 Boundaries For a Safe Planet. To Be Fair, Earth Would Fail 7 of Them. : ScienceAlert ; Yayınlanma tarihi: 1 Haziran 2023
- Johan Rockström et al. ; Safe and just Earth system boundaries ; Bağlantı: Safe and just Earth system boundaries | Nature ; doi: https://doi.org/10.1038/s41586-023-06083-8
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel