Astronomi

Uzaydan Gelen Ve Yaşamı Yok Edebilecek Beş Kozmik Felaket

İnsan varlığına yönelik en büyük tehditleri düşündüğümüz zaman aklımıza nükleer savaş, küresel ısınma veya büyük ölçekli bir salgın hastalık gibi şeyler gelecektir. Ancak bu tür zorlukların üstesinden gelebileceğimizi varsayarsak dünyada gerçekten de güvende miyiz?

Uzaydan Gelen Ve Yaşamı Yok Edebilecek Beş Kozmik Felaket
1,5 kilometre genişliğinde bir asteroid Dünya’ya çarparsa, gezegenin yüzeyine doğru saatte yaklaşık 48.280 kilometre hızla çarpacaktır. Bu hızda seyahat eden bir asteroit, kabaca 1 milyon megatonluk bir bombaya eşit enerjiye sahiptir. 

Mavi küçük gezegenimizde yaşamak, uzayda neyin gizlendiğinin farkına varıncaya kadar güvenli görünüyor. Ancak birazdan okuyacağınız kozmik felaketler, insanlığın ciddi şekilde tehlikeye girebileceği ve hatta yok edilebileceği yollardan sadece birkaçıdır.

1.) Asteroit/kuyruklu yıldız çarpması

Gezegenimize doğru yaklaşan bir asteroit ya da daha sık kullandığımız adıyla göktaşı, oldukça sık tekrarlanan bir bilim kurgu malzemesidir. Ancak Dünya’yı etkileyen bir asteroit sadece bilim kurgu değil, aynı zamanda bilim gerçeğinin de bir parçasıdır. 

Sonucunda 65 milyon yıl önceki son büyük kitlesel yok oluşu dev bir çarpma tetiklemişti. Bu çarpma yeryüzünde ateş fırtınalarına, yanardağ patlamalarına ve dev tsunamilere neden oldu. Geriye kalan kül ve tozlar güneşi yıllarca kapattı. Bu durumda dinozorların ve yaşamın onlarla birlikte var olan yüzde 75’lik kısmının hiç yaşama şansı kalmadı. Dağ büyüklüğündeki asteroit, Meksika’nın Yucatán Yarımadası kıyılarında 146 kilometre genişliğinde ve 19 kilometre derinliğinde bir krater bıraktı.

Chicxulub
Chicxulub Krateri Meksika’nın Yucatán Yarımadasının altında gömülü olan bir prehistorik göktaşı krateridir. Kraterin merkezi, adını aldığı Chicxulub kasabası yakınlarındadır. Bu göktaşının, dinozorların sonu da dahil olmak üzere 66 milyon yıl önce Kretase’nin sonundaki kitlesel yok oluşa neden olduğu ya da büyük ölçüde katkıda bulunduğu düşünülmektedir. 

4479 yılında Dünya’ya çarpabilecek olan Swift-Tuttle Kuyruklu Yıldızı, bu olayın 28 katı yıkıcı enerji taşıyor. Swift-Tuttle kuyruklu yıldızı, her Ağustos ayında sevimli Perseid meteor yağmurunun kaynağıdır. Aynı zamanda gittikçe yaklaşıyor ve onu ‘insanlığın bildiği en tehlikeli tek nesne’ yapıyor.

2.) Gama ışını patlamaları

Bir başka kozmik felaket ise Gama ışını patlamasıdir. Bu patlamalar uzayda meydana gelen çok büyük enerjili bir olayın sonucunda ortaya çıkan elektromanyetik radyasyon patlamasıdır. Bu patlamalar genellikle birkaç milisaniye ile birkaç dakika arasında sürer.

Uzaydan Gelen Ve Yaşamı Yok Edebilecek Beş Kozmik Felaket
Gama ışını patlamalarına, yeni doğmuş kara delikler tarafından yayılan kısa süper enerjili jetler neden olur.

Bir gama ışını patlaması sırasında yalnızca birkaç saniye içinde Güneş gibi bir yıldızın 10 milyar yıllık ömrü süresince yaydığı enerji kadar enerji ortaya çıkar. Bilindiği kadarıyla evrende bu kadar kısa sürede bu kadar büyük enerjinin ortaya çıktığı bir başka olay yoktur.

Sanılanın aksine gama ışını patlamaları nadir değildir. Aslında bakarsanız günümüzde günde ortalama bir gama ışını patlaması evrenimizin bir köşesinde gerçekleşmektedir. Bu kadar büyük bir patlama yakınlarda bir yerlerde gerçekleşirse gezegenimizdeki yaşam üzerinde birtakım etkileri olacaktır. Patlamadan kaynaklanan gama ışınları ve diğer yüksek enerjili ışınımın büyük bölümü atmosferde soğurulacaktır. Bu sırada meydana gelen tepkimeler ozon tabakasının yok olmasına neden olur. Sonucunda patlama kaynaklı ve Güneş’ten gelen morötesi ışınım, kitlesel yok oluşları tetikleyecektir.

Gökbilimciler böyle bir olaya ev sahipliği yapabilecek bir yıldız sistemi (WR 104) keşfettiler. WR 104 yaklaşık 5.200-7.500 ışık yılı uzaktadır ve bu da güvenli olacak kadar uzak değildir. Ve patlamanın ne zaman gerçekleşeceğini yalnızca tahmin edebiliriz. Şans eseri, ışının bizi tamamen ıskalama ve bu kozmik felaketten kurtulma ihtimali de var.

3. Yakındaki süpernovalar

Uzaydan Gelen Ve Yaşamı Yok Edebilecek Beş Kozmik Felaket
Süpernovalar bazen dev yıldızların çökmesi, bazen de çok fazla madde emen beyaz cücelerin patlaması gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkarlar. Ancak her seferinde sonuç, Güneş’in ömrü boyunca ürettiği enerjiye eşdeğer devasa miktarda enerjinin açığa çıkmasıdır. Görselde bunun bir tasvirini görüyorsunuz.

Bir yıldızın ömrünün sonuna ulaşmasıyla meydana gelen süpernova patlamaları, Samanyolu’muzda ortalama olarak her 100 yılda bir veya iki kez meydana gelir. Samanyolu’nun yoğun merkezine daha yakın meydana gelme olasılıkları daha yüksektir. Peki yakın gelecekte bir süpernovanın ortaya çıkmasını bekleyebilir miyiz?

1604’ten beri gökbilimciler Samanyolu’nun bir sonraki çıplak gözle görülebilen süpernovasını bekliyorlar. Bunun için potansiyel bir aday ise Dünya’ya en yakın kırmızı süper dev bir yıldız olan Betelgeuse yıldızı gibi gözüküyor.

Betelgeuse yıldızı çeşitli zaman aralıklarında parlaklığı değişen yıldızlardan biridir. Bunlara değişken yıldızlar denir. Bu yıldızların parlaklıkları genelde ya çok gençken, ya da çok yaşlı iken değişir. Bu görselde dünyamız ile Betelgeuse Yıldızını karşılaştırabilirsiniz. Bu devasa yıldızın patlamasının dünya için olmasa bile çevresi için bir kozmik felaket olması neredeyse kesindir.

Betelgeuse Yıldızı Güneş’in neredeyse 1.000 katı büyüklüğünde, Dünya’dan 725 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir yıldızdır. Orion (Avcı) takımyıldızının bir parçası olan bu yıldız 2019 Ekim ayında sönükleşmeye başladığında astronomların dikkatini üzerine çekmişti. Şimdi ya da gelecek milyon yılda bir süpernovaya dönüşebilir.

Betelgeuse ne zaman patlarsa patlasın, kendisi bu patlamanın Dünya üzerindeki yaşama zarar veremeyeceği kadar uzaktadır. Astrofizikçiler bize zarar vermesi için bir süpernovanın 50 ışıkyılı yakınımızda olması gerekir. Betelgeuse yıldızı ise bu mesafenin neredeyse 10 katı daha uzaktadır. Bunun yerine, Dünya’da yaşayan herkes gece gökyüzünde muhtemelen aşağıdaki gibi inanılmaz derecede güzel bir manzara görecektir.

Bu yıldız gelecekte süpernovaya dönüşürse, yıldız bir dolunay kadar parlak görünecek.

4.) Genişleyen güneş

Daha önceki kozmik tehlikelerin belirli bir olasılıkla meydana gelme ihtimalleri olsa da, güneşimizin 7,72 milyar yıl sonra ömrünün sona ereceğini kesin olarak biliyoruz. Bir noktadan sonra da “beyaz cüce” ​​olarak bilinen bir yıldız kalıntısına dönüşecek.

Ancak insanlık bu son aşamaları yaşamayacaktır. Güneş yaşlandıkça daha da soğuyacak ve büyüyecek. Bir yıldız devine dönüştüğünde hem Merkür’ü hem de Venüs’ü içine alacak kadar büyük olacak. Dünya bu noktada güvenli görünebilir ancak Güneş aynı zamanda Dünya’nın dönem hızını yavaşlatacak ve son derece güçlü bir güneş rüzgarı da yaratacaktır. Sonuç olarak, yaklaşık 7,59 milyar yıl içinde gezegenimiz, ölmekte olan yıldızın dış katmanlarına doğru sürüklenerek eriyecektir.

4.)Haydut yıldızlar

Bu yıldızlardan biri çok yaklaşırsa Dünya’ya ne olur? Çok muhtemel bir olay değil ama şans sıfır da değil.

Yıldızlar genellikle içinde yer aldıkları galaksilere kütleçekim kuvvetleri sayesinde bağlı kalır ve çevreleriyle uyum içinde hareket eder. Ancak bazen bu bağı bozulabiliyor. Örneğin bir yıldız süper kütleli bir kara deliğe çok yaklaşırsa uyumunu kaybederek uzayda başıboş dolaşmaya başlar.

Bu tür yıldızlara “haydut yıldız” adı veriliyor. Bilim insanlarına göre bir haydut yıldızın Güneş Sistemi’ne ve Dünya’ya tehlikeli derecede yaklaşması çok muhtemel bir hadise değil. Ancak küçük de olsa bir ihtimal var. Bu ihtimal gerçeğe dönüşürse Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin uyum içinde hareket etmesini sağlayan kütleçekim bağları kırılabilir. Bu durumda dünyanın başka bir gezegene çarpma olasılığı % 0,48′).’dir. Uranüs ve Neptün en kötü ihtimallerle karşı karşıyadır. Güneş’ten en uzak oldukları ve kütleçekimsel olarak ona en zayıf şekilde bağlı oldukları için bu şaşırtıcı değildir.

Sonuç olarak

Gördüğünüz gibi er ya da geç bir biçimde İnsanlığın Dünya’daki sonu kesindir. Bu değiştiremeyeceğimiz bir şeydir. Yapabileceğimiz tek şeyin Dünyadaki zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmek olduğunu anlamamızı sağlayan şey de aslında budur.


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir