Toplum olarak, önemli kararların alınmasında giderek daha fazla makinelere bağımlı hale geldikçe, yalan tespitinde teknolojinin kullanımı da popüler hale geliyor. Ancak teknolojinin bize kesin cevaplar vermesine güvenmek istesek de, insanlar yalan makinesini her zaman yenebilir.
Yalanları teknik yollarla veya yetenekli gözlemciler yardımı ile tespit etmeye yönelik girişimlerin kayıtları en az 3.000 yıl öncesine dayanıyor. Ancak yalan tespit teknikleri, 20. yüzyılın başlarında yalan makinesinin icadından bu yana giderek daha popüler hale geldi. Hatta bir kişinin yalan söylediğini ortaya çıkarmak için MR makinesi bile kullanılıyor. Ancak yanılmaz bir yalan tespit yöntemi henüz bulunamadı.
Filmlerde ne görürseniz görün, gerçekten iyi bir yalan tespit sistemimiz yoktur. Ayrıca doğruluk serumu denilen şey de işe yaramamaktadır. Sonuçta bu serum sizi uyuşturarak konuşmaya daha yatkın hale getirir ancak bu durumda ağızınızdan çıkan şeylerin doğruluk oranı da değişecektir.
Yalanı Tespit Etmek İçin Tarih Boyunca Pek Çok Yöntem Denendi
Kaydedilen en eski yalan tespit yöntemi M.Ö. 1000 yıllarında Çin’de kullanıldı. Bu yöntem şüphelilerin ağızlarına pirinç yerleştiriliyor ve ardından tükürmeleri isteniyordu. Islak pirinç masumiyet, kuru pirinç ise suç anlamına geliyordu.
Antik Yunan’da da yalancıyı yakalamak için nabız kontrolü yapılıyordu. Ortaçağ döneminde kullanılan yöntemler daha acımasızdı. Bir kişinin suçlu olup olmadığını belirlemek için kızgın bir demir çubuktan yararlanılıyordu. Bu yöntemde şüpheli kişinin dilinin üzerinde bu demir çubuk gezdirilirdi. Şüphelinin dilinin yanması suçlu olduğunun göstergesiydi.
Tarihsel yalan tespit yöntemleri batıl inançlara veya dine dayanıyordu. Ancak 20. yüzyılın başlarında Poligraf adı verilen yalan makinesi icat edildi. Bu yalan makinesi sorgulama sırasında kişinin solunumunu, kalp atış hızını, kan basıncını ve cilt iletkenliğini (terlemesini) ölçüyordu.
Sürecin başında sorgulayan kişi makinelerde bulunan sensörleri şüphelinin vücudunuza bağlıyor ve bir dizi soru sormaya başlıyordu. İlk olarak sorulan sorular kontrol sorularıdır. Bu kontrol soruları oldukça basit olur. Cevapları çoğunlukla evet ya da hayır biçimindedir.
Yaygın bir soru “Hiç bir şey çaldınız mı?” biçimindedir. Çoğu insan hayatında bir şey çalmıştır, ancak yine de araştırıldıklarını bildikleri için bu soru sizi heyecanlandıracaktır. İşte bu sizin fizyolojik tepkiniz hakkında önemli bir ipucudur. Daha sonrasında da konu ile ilgili sorular gelir. Bu sorular genelde birbiri ile bağlantılı olur.
Bir Yalan Makinesi İle Yalanı Tespit Etmek Mümkün mü?
Bir yalan makinesinin arkasındaki temel fikir, bedenlerimizin bize ihanet edebilmesidir. Duyguların oluşmasını harekete geçiren sistem, otonom sinir sistemidir ve tüm iç organları -kalp, bağırsak, akciğerler ve kan damarlarının yanı sıra deri, bazı bezler ve daha küçük kasları sinir sistemine bağlar. Otonom sinir siteminin gerçekleştirdiği işlevlere yüzün kızarması veya bembeyaz kesilmesi, göz bebeğinin büyümesi ya da küçülmesi, solunum hızı, kalp atım hızı, gözyaşı üretimi ve cinsel uyarılma dahildir.
Çoğumuz yalan söylemekten rahatsızlık duyarız; bu huzursuzluk hissi otonom sinir siteminin uyarılmasından kaynaklanır. Bir yalan makinesi, kişinin yalan söyleyip söylemediğini otonom sinir sisteminin uyarılmasına bakarak tespit eder. Özellikle de soruları cevaplayan kişinin terleyip terlemediğini ölçer çünkü bu güvenilir bir uyarılma ölçütüdür.
Pek çok tarihsel ve güncel yalan tespit yöntemi, yalancıların gergin olacağı ve fiziksel tepkiler sergileyeceği şeklindeki fikri doğru kabul eder. Ancak yalanı tespit etmek için korku veya strese dayalı davranışları kullanmanın iki büyük sorunu vardır.
Öncelikle bir suçla itham edilen masum bir kişinin korkmuş veya endişeli olması muhtemeldir. Bu nedenle suçsuz olsa da bedeni benzer tepkiler verecektir. Bu da masum insanların suçlu sayılabileceği anlamına gelmektedir. Ayrıca terlemek gibi, belirli sözsüz davranışların, aldatmaya eşlik ettiğine dair hiçbir kanıt yoktur. Ancak yalan makinesi testlerinin yanlışlığı hakkında bildiklerimize rağmen, bu testler bir çok yerde uygulanmaya devam etmektedir.
Yaptığı Çizimlere Bakarak Da Bir Yalancıyı Tanımak Mümkün
Geçtiğimiz yıllarda Aldert Vrij ve meslektaşları, yalan söyleyip söylemediğinizi anlamanın yeni ve ilginç bir yolunu bulmuştu. Araştırmacılar yalan makinesi testi yerine, çizimlere ve eskizlere yöneldiler. Bu sayede de yüzde 87 gibi yüksek bir oranla yalancıları tanımayı başardılar.
Yaşanmış olayların anıları doğası gereği uzamsal bilgi içerir, ancak bir yalancı olayı hiç yaşamadığından, nesnelerin uzamsal bilgisi, olayı gerçekten deneyimleyen ve doğruyu söyleyene kıyasla ayrıntılardan yoksundur. Sonucunda bir kişinin yalan söyleyip söylemediğini tespit etmek için ondan sorgulanan konu ile ilgili bir şeyler çizmesini isteyin. Yalan söyleyen kişilerin yaptığı çizimler, doğruyu söyleyenlere göre daha az ayrıntılı olacaktır.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Vrij, Aldert & Leal, Sharon & Mann, Samantha & Warmelink, Lara & Granhag, Pär & Fisher, Ronald. (2009). Drawings as an Innovative and Successful Lie Detection Tool. Applied Cognitive Psychology. 24. 587 – 594. 10.1002/acp.1627.
- Bogaard G, Meijer EH, Vrij A, Merckelbach H. Strong, but Wrong: Lay People’s and Police Officers’ Beliefs about Verbal and. Nonverbal Cues to Deception. PLoS One. 2016 Jun 3;11(6):e0156615. doi: 10.1371/journal.pone.0156615. PMID: 27258014; PMCID: PMC4892574.
- Lie detection tests have worked the same way for 3,000 years. And they’re still hopelessly inaccurate. Yayınlanma tarihi: 6 Mayıs 2023. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Lie detection tests have worked the same way for 3,000 years. And they’re still hopelessly inaccurate
- Vrij, A., Granhag, P. A., & Porter, S. (2010). Pitfalls and Opportunities in Nonverbal and Verbal Lie Detection. Psychological Science in the Public Interest, 11(3), 89-121. https://doi.org/10.1177/1529100610390861
Matematiksel