Günümüzde İtalya’daki Piave Nehri Vadisi’ni ziyaret eden bir kişi, bölgenin bir zamanlar devasa ve yıkıcı bir baraj felaketine maruz kaldığından asla şüphelenmeyecektir. Alplerin güney uçlarında yer alan bu bölgede, yeşilliklerle dolu küçük yerleşim yerleri bulunmaktadır. Ancak biraz kuzeye doğru giderseniz garip bir manzara sizi beklemektedir. Bu karla kaplı iki dağın arasındaki vadide bulunan devasa bir beton duvar yani kapak görselinde de gördüğünüz Vajont Barajı’dır.
Şu anda tamamen boş durumda olan Vajont barajı, yapıldığı dönemde 850 metre uzunluk ve 262 metre yükseklik ile çarpıcı bir mühendislik harikasıydı. İnşa edildiği tarihte dünyadaki en uzun baraj idi. Baraj sağlam bir şekilde inşa edilmişti. Bu nedenle hala bu yapı ayakta durmaktadır. Sorun konumunun kötü bir seçim olmasıydı.
Barajın inşa edildiği bölge olan Vaiont Gorge, Alplerin istikrarsızlıkla bilinen bir bölümünde yer alır. 1963 yılında bölgede şiddetli yağışlar Toc Dağı’ndan aşağı büyük bir toprak kaymasına sebep oldu. Toprak ve beraberinde gelen kayaların baraj göletinin içine düştü. Bu da bir felaketin başlangıcı oldu.
Vajont Barajı, Savaş Sonrası Dönemde İtalya’da Gelişmeyi Temsil Ediyordu
Vajont River Gorge, dünyanın en derin kanyonlarından biridir. Bu coğrafi oluşumun bir avantaj sağlayacağını düşünen bazı kişiler 1920’lerden itibaren bölgeye bir baraj yapılmasını önermeye başlamıştı. Bu baraj, tüm Kuzeydoğu İtalya’nın enerji ihtiyacını karşılayabilirdi.
Ülkenin en büyük elektrik şirketlerinden biri olan Società Adriatica di Elettricità (SADE), barajın yapımına 1950 yılında başladı. Ülke genelinde barajın inşası, teknolojik beceri ve toplumsal ilerlemenin bir işareti olarak heyecan yarattı. Bununla birlikte, barajın bulunduğu bölgede yaşayanlar aynı fikirde değildi.
Vajont Nehri geçidinin tarihsel olarak dengesiz olduğu biliniyordu. Bölgeyi inceleyen jeologlar, vadinin kendisinin bir kısmının binlerce yıl önce büyük bir heyelan sonucu oluştuğunu biliyordu. Barajın sağındaki dağ, heyelanlar Monte Toc yani yürüyen dağ olarak adlandırılmıştı. Ancak bu bilgilerin hiçbiri barajın yapımına engel olmadı. Bunun sonucunda da 1957 yılında barajın yapımı başladı.
Barajın Sorun Yaratacağı Yapım Esnasında Anlaşılacaktı
Aslında bir sorun olduğu inşaatın hemen ardından ortaya çıktı. 1959’da mühendisler, baraj inşaatının vadi boyunca küçük toprak kaymalarına ve yer sarsıntılarına yol açtığını keşfettiler. Ancak gazeteciler konuyla ilgili haber yapmaya başlayınca yerel hükümet yetkilileri gazetecilere “toplumsal düzeni baltalamak” suçlamasıyla dava açtı. Hükümet, sorunla yüzleşmek yerine, onu örtbas etmeyi tercih etti.
İnşaatın tamamlanmasının ardından teknisyenler rezervuarı bir miktar su ile kadar deneme amaçlı doldurduğu zaman, dağ bu suya tepki verdi. Çevredeki yamaçlardan, yaklaşık 1 milyon metreküp, kabaca Empire State Binası’nın hacmine eşit kaya, baraj göletine düştü. Aslında bu bir uyarı işaretiydi ve teknisyenler su seviyesini hızla indirdi.
Bölgede bir dizi çalışma ve araştırmadan sonra, Vajont Barajı teknisyenleri dağın doğası gereği istikrarsız olduğunun farkına vardılar. Ancak baraj mühendisleri rezervuarı maksimum seviyesinin 25 metre altına kadar doldurdukları takdirde sorun olmayacağını hesapladılar. Bunun sonucunda da barajı doldurmaya başladılar. Onlar suyu doldurdukça, dağ buna tepki verdi. Ancak kimse bunun bir felaket ile sonuçlanacağını düşünmedi.
Vajont Barajı Bir Mega Tsunamiye Neden Olacaktı
9 Ekim 1963’te mühendisler, bölgede bir heyelan sonucu yıkılan ağaç ve kayaların düştüğünü görmeye başladılar. Simülasyonlara dayanarak, bu heyelan sonucunda rezervuarda sadece küçük bir dalganın oluşacağına inanıyorlardı.
Ancak 22:39’da, 260 milyon metreküplük devasa bir kaya şaşırtıcı bir hızla Monte Toc’tan aşağı fırladı. Kütle rezervuara düşünce, bu çarpma sonucunda 250 metrelik bir dalga oluştu. Bu mega-tsunami, aşağıdaki Piave Vadisi’ndeki köyleri tamamen yıktı. Sonraki bir saat içinde, yaklaşık 2.500 kişi hayatını kaybetti. Longarone kasabasının nüfusunun yaklaşık üçte biri yok oldu.
Vajont Barajı felaketinin büyüklüğü ülke çapında bir kargaşa yarattı. Sonraki yıllarda, hayatta kalanlar hükümeti ve baraj mühendislerini mahkemeye verdiler. 1969’da, kamuoyuna çokça duyurulan bir davanın ardından, barajı inşa eden firmanın başkanı, bölgesel Bayındırlık Konseyi başkanı ve önde gelen bir şirket mühendisi, ihmal ve adam öldürmeden suçlu bulundu. Daha fazla yasal savaştan sonra, hayatta kalanlardan bazıları sonunda çektikleri çile için tazminat aldı.
2008 yılında UNESCO, Vajont Barajı felaketini tarihin en kötü insan kaynaklı çevre felaketlerinden biri olarak listeledi. Bu olay, bizlere teknolojik ilerleme fikrine tam anlamıyla güvenmemiz fikrini anımsatmaktadır.
Vajont Barajı faciası, insanın doğaya karşı olan savaşında kazananın doğa olduğunu bir kere daha acı bir biçimde kanıtlamıştır. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Peigneur: Bir Hesap Hatası Sonucunda Bir Delikten Akıp Giden Göl
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Inside The 1963 Vajont Dam Failure That The Italian Government Could Have Prevented. Yayınlanma tarihi: 10 Kasım 2020; Bağlantı: https://allthatsinteresting.com/
- Landslide kills thousands in Italy; Bağlantı: https://www.history.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel