Tarih

Fishbowl Operasyonu Ve Starfish Prime: Uzayda Gerçekleştirilen Büyük Nükleer Test

9 Temmuz 1962’de bir yaz gecesi, Pasifik Okyanusu üzerindeki gökyüzü aniden aydınlandı. Devamında da Hawaii’den Yeni Zelanda’ya kadar görülen bir dizi çarpıcı renge bürünecekti. Ancak bu muhteşem görüntüler doğal bir biçimde ortaya çıkmamıştı. Aslında bu görüntüler, Starfish Prime adlı yüksek irtifa nükleer bomba testinin bir etkisiydi.

nükleer test

Starfish Prime, Fishbowl Operasyonunun bir parçasıydı. Bu operasyon kapsamında aslında bir değil birden fazla nükleer deneme yapılmıştı. Birincil amaç elbette gözdağı vermekti. İkinci ve daha bilimsel olanı da yüksek irtifada bir nükleer bomba patladığında neler olacağını anlamaktı.

Ancak elbette bu denemeleri yaparken hiç kimse sonrasında neler olacağını bilemezdi. Teste ve sonrasına ilişkin detaylara geçmeden önce her şeyin nasıl başladığını anlamaya çalışalım.

Fishbowl Operasyonu Nedir?

II. Dünya Savaşı sırasında Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasının üzerinden yaklaşık 20 yıl geçmişti. Devamında da ABD’de bir nükleer sessizlik dönemi başlamıştı. İki büyük nükleer güç olan ABD ve Sovyetler Birliği atmosferik nükleer silah testlerini askıya almıştı. Ancak 1961’de SSCB yeniden nükleer silahları test etmeye başlayınca bu sessizlik bozulacaktı. ( Detaylar için: Çar Bombası: Şimdiye Kadar Yapılmış En Güçlü Nükleer Silah)

ABD, Sovyetler tarafından fırlatılan yüksek irtifa nükleer bombasının ABD’nin kıtalararası füzelerini etkisiz hale getirebileceğinden endişe duyuyordu. Bunun sonucunda da Amerika Birleşik Devletleri bir dizi nükleer test başlattı. Fishbowl operasyonu kod adı ile kendi yüksek irtifa testlerini geliştirmeye başladı.

1958’de James A. Van Allen adlı bir fizikçi, uzaydaki radyasyon kuşaklarını keşfettiğini duyurmuştu. Günümüzde onun bu keşfini Van Allen Kuşağı olarak biliyoruz. Bu kuşakların keşfi bir çok komplo teorisini de beraberinde getirmişti. Kimileri bu kuşakların varlığını uzay görevleri açısından bir engel olarak da görmeye başlamıştı.

Fishbowl Operasyonu Ve Starfish Prime: Uzayda Gerçekleştirilen Büyük Nükleer Test
Dünyayı çevreleyen iki Van Allen radyasyon kuşağı vardır (burada mor renkle gösterilmiştir): bir iç kuşak ve bir dış kuşak. Kuşaklar, Dünya’nın manyetik alanı tarafından tutulur.

Bu esnada ABD Savunma Bakanlığı patlamanın şaşırtıcı askeri uygulamaları olabileceğini düşünüyordu. Fizikçi Nicholas Christofilos bu patla­manın dünyanın etrafında yapay bir radyasyon kuşağı yarataca­ğını öngördü. Bu radyasyon kuşağı bir kalkan görevi de görecekti.

Uzayda kalıcı bir füze kalkanı yapma fikrinin cazibesine kapı­lan ABD Savunma Bakanlığı bu kuşaklarda bir nükleer bomba patlamaya karar verdi. Böylece Fishbowl Operasyonu hız kazanmış oldu.

Starfish Prime Nükleer Denemesi Nasıl Gerçekleşti?

Amerika Birleşik Devletleri, 9 Temmuz 1962’de yapılması planlanan Starfish Prime testini gizlemedi. Bombanın etkileri zaten gizli tutulamayacak kadar gözle görünür olacaktı. Aslında, bu tarihteki en çok kişinin izlediği deney oldu. Hatta bu haber medyada “Gökkuşağı Bombası” adı ile tanıtılacaktı.

Fishbowl Operasyonu Ve Starfish Prime: Uzayda Gerçekleştirilen Büyük Nükleer Test
Patlamanın saklanması imkansızdı.

Ancak elbette bu işe karşı gelen bilim insanları da vardı. Sonucunda böylesine büyük bir patlamanın tahmin edilmeyen sonuçlarının olacağı neredeyse kesindi. Atmosferden yağacak kozmik radyasyon Dünya’yı kavurabilirdi. Bu da devamında küresel bir felaket anlamına geliyordu.

O zaman doksan yaşında olan ünlü filozof Bertrand Russell planlanan bu denemeyi, “Bu sorumsuzluğun son raddesidir. Zerre kadar aklı olan tüm insanlara ve devletlere kasıtlı bir hakarettir” biçiminde değerlendirecekti. Ancak elbette onu dinleyen pek kimse olması.

ABD Savunma Bakanlığı ise bu korkuları dindirmek için durumun risk analizini yaptıklarına ve endişelenecek bir şey olmadığına ve manyetik kuşakların “birkaç gün ya da birkaç hafta içinde” normale döneceğine dair kamuoyuna güvence veren bir basın duyurusu yayınladı.

Fishbowl Operasyonu Ve Starfish Prime: Uzayda Gerçekleştirilen Büyük Nükleer Test
Life dergisi muhabiri Thomas Thomp­son sahneyi şöyle anlatıyor: “Gece mavisi rengindeki tropikal gökyüzü limon yeşili bir renge döndü. Öğle saatinden bile parlak bir hava belirdi. Sonra bu yeşil renk yerini pembe limo­nata rengine bıraktı ve sonunda meşum bir kızıl renge dönüş­tü.

Fırlatma alanı Hawaii’nin 1287 kilometre batısındaki Johnston Adası olacaktı. ABD Donanması, bombanın etkilerini saptamak için uzaktaki adalara elektronik ekipmanlar yerleştirdi. Starfish Prime, saat 23: 00’ten kısa bir süre sonra fırlatıldı. On üç dakika sonra, 1.45 megatonluk hidrojen bombası, Pasifik Okyanusu’ndaki Johnston Adası’nın yaklaşık 400 kilometre yukarısında patladı.

Hawaii’deki insanlar önce bulutları aydınlatan beyaz bir parlama gördüler. Hiç ses çıkmamıştı, yalnızca ışık vardı. Sonra parçacıklar atmosfere yağarken gökyüzünde yeşil ve kırmızı ışık huzmeleri belirdi. Ancak denemenin etrafta beliren ışıklardan daha garip etkileri de vardı.

Starfish Prime Nükleer Patlamasının Sonuçları Nelerdir?

Hawaii’ nin elektrik şebekesinde elektromanyetik darbe, dalga dalga yayıldı. Elektrik direklerindeki sigortalar attı. Hırsız alarm­ları ötmeye başladı. Garaj kapıları gizemli biçimde açıp kapanma­ya başladı. Telefon hatları devre dışı kaldı. Televizyon ve radyolar çalışmadı. Yüzlerce sokak lambası aynı anda yanıp söndü.

Patlamanın uzayda da etkileri vardı. Patlamayla oluşan bu elektromanyetik darbe yörüngede bulu­nan 21 uydudan yedisini devre dışı bırakmıştı. Bu patlama ayrıca dünyanın manyetik alanını da 30 dakika boyunca 1/3 derece saptırmıştı.

Ayrıca Savunma Bakanlığı’ nın basın duyurusunda verdiği güvencenin aksine Van Ailen Kuşağı’nın pek çok alanının normale dönmesi aylarca sürdü. Patlama, uzayda tam on yıl boyunca varlığını sürdürecek olan yapay bir radyasyon kuşağı yarattı. Bu kemer, Van Allen kemerlerinden bile daha güçlüydü.

Fishbowl Operasyonu Ve Starfish Prime: Uzayda Gerçekleştirilen Büyük Nükleer Test
Başkan John F. Kennedy, ABD Senatosu tarafından onaylandıktan sonra Ekim 1963’te Sovyetler Birliği ile “Nükleer Denemelerin Kısmi olarak Önlenmesi Anlaşması’nı imzaladı.

Muhtemelen Bir Daha Uzayda Bomba Patlatmayacağız!

ABD hükümeti nükleer bomba denemeleri yapmak ile uydu teknolojisini geliştirmek arasında bir tercih yapmak zorunda olduğunun farkına varmıştı. Tercihini uydulardan yana kullana­rak ertesi yıl Sovyetler Birliği ile “Nükleer Denemelerin Kısmi olarak Önlenmesi Anlaşması’nı imzaladı. Bunun sonucu olarak da dünya bir daha asla uzayda hidrojen bombasının tuhaf parıldamasını görmedi.

Böyle bir şeye bir kez daha tanık olursak, aynı zamanda yörüngede üzerimizde dola­şan, televizyon, telefon, yön bulma ve hava tahmini gibi hayati hizmetleri sağlayan yüzlerce uydunun çoğunun devre dışı kalma­sıyla birlikte oluşan ekonomik çöküntüyle de yüz yüze kalacağız.

Sonucunda insan yaşamından ziyade, kar zarar hesabı yapılarak alınan bu karar hepimiz için avantajlı olmuş oldu.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Deniz Kartal

Uludağ Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Mezunu, Uzun yıllar IT sektöründe çalıştı, GSM sektöründe teknoloji danışmanlığı, ulusal gazetelerde teknik yöneticilik yaptı. Dunyalilar.org kurucu editörlerinden biridir. Seyahat etmeyi, araştırmayı, yazmayı ve okumayı sever.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir