Kampüs

Türkiye’de Matematik Eğitimi Neden İlerlemiyor?

Ulusal ve uluslararası sınavlar başta olmak üzere, birçok değerlendirmede gözlenen, ülkemiz öğrencilerinin çoğunluğunun özellikle matematik alanında sergilediği performans, matematik eğitimi konusunda düşünmemiz gerektiğini bize haykırıyor.

matematik eğitimi

Uluslararası çalışmalar Türkiye’de öğrencilerin matematikteki en temel konularda ve becerilerde dahi eksiklikleri olduğunu bizlere gösteriyor. Aslında bu sonucu elde etmek için hiçbir araştırmaya ihtiyaç olmadığını öğretmenler de son derece iyi biliyor. Okullarda elbette matematiğe ilgi duyan ve başarılı öğrenciler mevcut. Ancak sayıları her sınıfın içinde bir kaç taneden öteye geçemiyor.

Öğrencilerin matematik ve fen alanlarında kazandıkları bilgi ve becerilerin değerlendirilmesine yönelik bir tarama araştırması olan TIMSS sonuçlarına göre 4. sınıf öğrencilerinin 8. sınıflara oranla matematikteki sorunları biraz daha az. Ancak okul seviyesi ilerledikçe diğer ülkelere oranla sorunlar görece artıyor. Verilere baktığımızda temel becerilerde yeterince güçlü bir eğitim veremediğimiz görülüyor.

Temel becerilerin yanı sıra ülke olarak küresel rekabette var olmak için okullarda üst düzey beceriler de kazandırmamız gerekiyor. Öğrencilerin matematik bilgilerini kullanarak problemlere yaratıcı çözümler getiriyor ve yeni bilgiler üretiyor olmaları gerekiyor. Öğrencilerin matematiği kalıplaşmış katı bir ezber bilgiler yumağı olarak değil, farklı koşullara adapte edebilen kullanışlı bir araç olarak öğrenmeleri gerekiyor. Fakat okullarımızda bu tip becerileri kazandırmakta da başarılı değiliz.

Neden Matematik Öğretemiyoruz?

Bunun aslında bir çok nedeni var ve bunu hemen hemen her eğitimci biliyor. Aslına bakarsanız sadece matematik değil İngilizce, Fen veya diğer bir çok dersi de tam olarak öğretemiyoruz. Elbette eğitim politikaları bunun en temel nedenlerinin başında geliyor. Ancak yine de bir öğretmen sınıfında kapısını kapattığında bazı kararları kendi alma hakkına da sahip oluyor. Bu nedenle tüm suçu sisteme atmak işin kolayına kaçmak gibi gözüküyor.

Aşağıdaki tabloda 2022-2023 senesinde bazı ülkelerdeki öğretmenlerin yıllık kazandığı maaşları görüyorsunuz. En çok kazanan öğretmenler Lüksemburg’da yaşıyor. Bu öğretmenlerin yıllık maaşları ise yıllık 138 bin dolar civarında. Bu da ayda 11500 dolar yani 210 bin TL kazandıkları anlamına geliyor. Bu Türkiye yaşayan bir öğretmenden yaklaşık 20 kat daha fazla para kazanmaları demek oluyor.

Mesleğe yeni başlayan bir öğretmen için de yıllık toplam maaş 79 bin dolar kadar oluyor. Bu durumda öğretmenlik cazip bir meslek haline geliyor. Bu ülkelerde yaşayan insanlar “hiçbir şey olamazsa en azından öğretmen olsun” olgusunun çok daha ötesine geçiyor.

İncelemek isterseniz: https://educandghana.net/

Türkiye’de Matematik Eğitimi Ezber İle Bütünleşmiş Durumda

Onlarca araştırma ezberlemenin, öğrenme ve başarıyı olumsuz olarak etkilediğini yıllardır bize gösteriyor. Ancak bazı kalıpları ve rutini yıkmak zordur. Yenilikçi örnekler karşımıza çıksa da ne yazık ki bir çok öğretmeniz hala eski alışkanlıklarını devam ettiriyor.

Matematik öğrenme aşamasında bir miktar ezber elbette gereklidir. Örneğin ilköğretim yıllarında bir öğrenci ritmik saymayı öğrendikten sonra çarpım tablosunu akıldan cevaplayabilir hale gelmelidir. Bu ileri yıllarda işlem yapma yeteneğini arttıracaktır. Lise yıllarında hala bir çok öğrencinin çarpma ve bölme yapmayı bilmemesi bu nedenledir.

Ancak bu öğrenciler ters trigonometrik dönüşümleri ezberlemek zorunda kalmamalıdır. Sonucunda önemli olan bu formülleri nasıl kullanacağını anlamasıdır. Ancak ne yazık ki bu öğrencileri lise eğitim hayatlarının bitiminde bekleyen sınav da bir ezber sınavıdır. Bu nedenle bir çok öğretmen bu gibi formülleri ezberlemelerinin sınavda bir başarı sağlayacağını düşünmektedir. Oysa ki dünyada yapılan benzer sınavlarda bu tarz formüller sınav kağıdına basılı olarak gelir. Sonucunda da öğrenci formülden ziyade ne işe yaradığına odaklanır.

Hız Matematik Eğitimi Esnasında Önemli Bir Faktör Olmamalıdır

Türkiye’de öğretmen olmak kolay iş değildir. Her ne kadar öğretmenliği kutsallık ile ilişkilendirsek de şu an öğretmenlerin yaşadığı sorunlar bu söylemle uyum göstermemektedir. Öğretmenlerin üzerinde ders planını ve yıllık müfredatı yerine getirebilmek adına çok fazla baskı vardır. Bu nedenle bir çok öğretmen sene sonunda “Neden yetişmedi?” sorusuna maruz kalmamak adına, öğrencilerin matematik konularını derinlemesine keşfetmeleri için yeterli zamana sahip olmayacaktır.

Türkiye’de öğrencilerin matematik başarısını ölçmede hız faktörü önemlidir. Soruya ilk kimin cevap verdiği önemlidir. En kısa sürede en fazla sorunun çözülmesi önemlidir. Hızlı olan başarılı, yavaş olan da başarısız kabul edilecektir.

Ancak yapılan araştırmalar, insan beyninin stres yaşadığında matematiksel gerçekleri çalışma hafızasında manipüle ettiğini gösteriyor. Zaman odaklı uygulanan testler öğrencilerin çalışma hafızasını zayıflatır. Bu da öğrencinin matematik öğreniminde kaygılanmasına sebebiyet verir. Oysa ki dünyanın önde gelen matematikçilerinin bazılarının matematikte hızlı olmadığı, hız konusundaki ironidir. Aslında matematiği gerçekten öğrenmek için yavaş olmak gerekir.

Sonuç Olarak;

Sonuçta Türkiye’de matematik eğitimi neden ilerlemiyor sorusuna, olaya farklı perspektiflerden bakan kişiler farklı cevaplar verecektir. Bu yazıda okuduğunuz sözler olaya bir öğretmen cephesinden bakış ile kaleme alınmıştır. Sonuçta sistem değişebilir ya da böyle devam eder. Ancak işi insan yetiştirmek olan bir eğitimci ne yazık ki sistemden önce kendi değişmek zorundadır.

Bir eğitimcinin kendini değiştirmesi için illa ki Youtuber olması ve şekilde şekle girmesi gerekmez. Bunlar eğlenceli gözükse de matematik eğitimi için gerekli değildir. Aslında bakarsanız matematik öğrenme süreci bir miktar ciddiyet ister, odaklanma ister. Ancak ciddiyet ve sıkıcılık birbirine karıştırılmamalıdır.

Ayrıca unutmayalım. Hiçbir şey için çok geç sayılmaz. Sonuçta önümüzde yeni bir eğitim öğretim yılı ve öğrenmenin keyfini daha tam alamamış taze beyinler var. Süreç zorlu ama kesinlikle çabalamaya değer. Bu yazı tamamen bir öğretmenin serzenişiydi. Siz de düşüncelerinizi iletebilirsiniz. Ayrıca bu konuda daha akademik bir bakış için bu yazıya da göz atabilirsiniz.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir