Pek çok dahi satranç dünyasında kalıcı bir iz bıraktı. Satrançtaki Sovyet hâkimiyetini kıran, Amerika’nın yetiştirdiği ilk ve tek dünya satranç şampiyonu Robert James Fischer veya takma ismiyle Bobby Fischer da bunlardan biriydi.
Netflix’in The Queen’s Gambit isimli dizisini izlemiş olmanız olasıdır. 1983 yılında Walter Tevis tarafından yazılan bir romandan uyarlanan dizi 60’lı yıllarda, satrançta saflarında hızla yükselen bir dahi olan Beth Harmon’un hikayesini anlatıyor. Satranç meraklıları bu diziyi izlediğinde, Beth’in başka bir satranç dehasına oldukça benzediğini çabucak fark edeceklerdir. Bu kişinin adı tahmin ettiğiniz gibi Bobby Fischer’dir.
Bobby Fischer Kimdir?
Bobby Fischer, 9 Mart 1943’te Chicago, Illinois’de dünyaya geldi. Küçük bir çocukken satranç ile tanıştı ve yedi yaşındayken Fischer’in oyuna olan tutkusu kendini göstermeye başladı. Tüm gününü kardeşiyle evde satranç oynayarak geçirmeye başlayınca da, bu durumdan endişelenen annesi, onu Brooklyn Satranç Kulübü’ne yazdırdı.
Dahi çocuğun oyundaki yeteneği hızla kendini gösterecekti. 1956’da 13 yaşındayken ABD Gençler Satranç Şampiyonası’nı on üzerinden sekiz buçuk gibi etkileyici bir skorla kazandı ve bunu başaran en genç oyuncu oldu. Bu rekor bugün hâlâ geçerliliğini koruyor. Aynı yıl, bir satranç efsanesi olan Donald Byrne’a karşı Yüzyılın Oyunu olarak bilinen oyunu oynadı. Bir yıl sonra da Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından “büyükusta” ilan edilen en genç isim oldu.
16 yaşında kendini tamamen satranca odaklamak adına liseden ayrıldı. 1958-1962 yılları arasında satranç oyunundaki başarıları artarak devam etti. 1962 yılında Dünya Şampiyonluğu şansını yakalamak için turnuvaya katıldı ancak bunu başaramadı. Dünya Şampiyonasında yarışma şansını yakalamak için Bobby Fischer’in 1969 ABD Şampiyonasını kazanması gerekiyordu. Ancak turnuvanın formatıyla ilgili bazı anlaşmazlıklar nedeniyle katılmayı reddetti.
1969 ve 1970 yıllarında Bobby Fischer, en iyi Sovyet oyuncularının da dahil olduğu birçok turnuvada oynadı. 1970 Interzonal’ı kazandı ve 1971 Adaylar Maçına katılmaya hak kazandı. Sonraki birkaç ay boyunca tarihteki en iyi satranç oyuncularından üçü olan Taimanov, Larsen ve Petrosian’a karşı maçlar oynamak zorunda kalacaktı.
Bir oyuncunun satrançtaki başarısı ELO adı verilen bir sayıyla hesaplanır. FIDE ise her ay ELO’larına göre dünyanın en iyi oyuncularının bir listesini yayınlar. Bobby Fischer’ın ELO’su 2785 gibi şaşırtıcı derecede yüksekti.
Bobby Fischer ve Boris Spassky Karşılaşması
Soğuk Savaş yıllarında ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki rekabet her alanda mevcuttu. Sovyetler 40 yıldan uzun süredir satranç dünyasının hakimi durumundaydı. Bobby’nin hedefi bu duruma artık son vermekti. Maçın yeri ve ödül fonu konusunda pek çok anlaşmazlık vardı. Ayrıca Fischer’in uçağının Sovyetler tarafından pusuya düşürüleceği söylentisi de etrafta dolaşıyordu.
1972 yılında, İzlanda’nın Reykjavík kentinde oynanan maçta Fischer’ın Boris Spassky’yi yenerek dünya şampiyonu olması bu nedenle çok önemliydi. Maç başladığında Fischer ilk iki maçı tuhaf bir şekilde kaybetti.
Daha sonra dışarı çıktı ve maçlar sırasında kameraların kendisini rahatsız ettiğinden şikayet etti. Maçın sadece kendisinin ve Spassky’nin olacağı bir odaya taşınmasını istedi. Boris Spassky bu koşulları reddedebilirdi. Ancak oyunun tarihini sonsuza kadar değiştirecek bir kararla Fischer’in taleplerini kabul etti ve maç devam etti. Fischer sonraki on dokuz maçın yedisini kazandı, birini kaybetti ve on bir beraberlikle hem zaferi hem de Dünya Şampiyonu unvanını garantiledi.
Bobby Fischer’in zaferi, Soğuk Savaş’ın ortasında ABD için bir zaferdi. Bu zafer, yüzbinlerce yeni oyuncunun oyunu öğrenmesine ve başta ABD olmak üzere dünyanın her yerindeki kulüplere katılmasına, satranç patlaması olarak bilinen şeye neden olacaktı.
Ne yazık ki, tüm masallar mutlu bitmez. 1975’te, Fischer’in Dünya Şampiyonu unvanını koruması için Anatoly Karpov’ka karşılaşması gerekiyordu. Ancak Fischer, FIDE ile arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle oynamayı reddetti. Bunun sonucunda da hükmen yenilerek unvanını kaybetti. Bunun sonrasında da 17 yıllık bir suskunluk dönemi başladı. Ancak 1992’de ortaya çıkışı olağanüstüydü.
Fischer Efsanesi Devam Ediyor
1992’de Birleşmiş Milletler’in ambargo uyguladığı Yugoslavya’ya giderek, Spassky ile Karadağ açıklarındaki bir adada rövanş maçı yaptı. Sonucunda 5 milyon dolar kazandı ve aynı zamanda Yugoslavya’ya karşı ABD ekonomik yaptırımlarına meydan okudu. Ancak ambargoyu ihlal etmişti. Amerikan hükümetini karşısına almıştı. Hakkında tutuklama kararı çıktı.
Tam 12 yıl süren kaçak hayatı Japonya’da son buldu. Tokyo’da, Filipinler’e gitmeye çalışırken yakalanan Fischer, 9 ay boyunca gözaltında tutuldu ve 2005 yılında İzlanda vatandaşlığına geçti. Fischer hayatını kaybettiği 17 Ocak 2008’e kadar da İzlanda’da yaşamaya devam etti.
Bobby Fischer’ın satranç hikayesi sadece kazandığı turnuvalar ya da yazdığı kitaplarla sınırlı değil. 1996’da Fischer, “Fischer satrancı” olarak adlandırdığı yeni bir satranç çeşidini ortaya çıkardı. Fischer’in dünya şampiyonu olduktan sonraki bazı anlaşılmaz kararlarına rağmen, mirası bugün hala yaşıyor. Birden fazla nesil satranç oyuncusu ya onun sayesinde oyunu öğrendi ya da oyunundan büyük ölçüde ilham aldı.
Sonuç Olarak
The Queen’s Gambit Dizisi büyük usta Bobby Fischer’den ilham alan kurgusal bir hikaye. Sonucunda Beth’e çok benzeyen Fischer, resmi bir eğitimi olmayan ve satrançta gözü pek bir dâhiydi. Bununla birlikte, benzerlikler burada sona eriyor. Çünkü özellikle Soğuk Savaş döneminde kadın satranç şampiyonlarının zirveye çıkması neredeyse imkansızdı.
Kaynaklar ve ileri okumalar için:
- Herrak, Akram. “Bobby Fischer vs. the World: Chess Within the Cold War” TheCollector.com, May 10, 2024, https://www.thecollector.com/bobby-fischer-world-chess-cold-war/.
- The Top Chess Players in the World; Bağlantı: https://www.chess.com/players/bobby-fischer
- The Real-Life Inspiration Behind “The Queen’s Gambit”; yayınlanma tarihi: 11 Ocak 2021. Kaynak site: History Of Yesterday. Bağlantı: The Real-Life Inspiration Behind “The Queen’s Gambit”/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel