Sokaktaki bir insana “Sizce uygarlık tarihindeki en önemli icat nedir?” diye sorarsanız muhtemelen tekerlek cevabını alırsınız. Ancak aslında ağaçtan veya taştan tekerlek yapan ilkçağ insanı figürlerinin hepsi hayal ürünüdür.
İlginçtir ki tekerlek geç Neolitik çağdan önce ve erken Bronz çağına gelinde dek ortaya çıkmamıştır. Bu MÖ 6000 ile MÖ 3500 yılları arasında bir yerlere karşılık gelmektedir. 5500 yıl önce bir Sümer kenti olan Uruk, dünyanın en büyük yerleşim yerlerinden birisi idi. On binlere ulaşan nüfusu, büyük binaları, surları, çarşıları olduğunu kentin günümüze kalan kalıntılarından öğrendik. Ancak bu kentin kalıntıları arasında dikkatli gözler bir şeyin eksik olduğunu fark edecektir. Bu tekerlektir.
Tekerlekli bir araba ile ilgili ilk bulguyu 1976 yılında Polonya’da yapılan bir kazıda elde ettik. O zamandan günümüze kalan Broncice çömleği yaklaşık olarak MÖ 3500 ile MÖ 3350 yılları arasında bir yerlerde yapılmıştı.
Evet, başta da dediğimiz gibi Uruk, tekerlekli bir şehir gibi görünmüyor. Ancak Sümerler’de tekerleğin çok nadir olarak bulunması ya da hiç bulunmaması oldukça kafa karıştırıcıdır. Uygulamaya geçilmesi bu kadar kolay ve sonucu bariz bir biçimde yararlı iken, özellikle de tarihe antik dönemin en gelişmiş uygarlığı olarak geçen bir uygarlıkta tekerlek izlerine rastlanmaması hayret vericidir.
Kentin düz sokakları tekerlekli bir araç kullanımına uygundur. Ayrıca yük arabalarını çekecek hayvanları evcilleştirdiklerini de biliyoruz. İnsanlar metal alaşımları yapıyor, kanallar ve yelkenliler inşa ediyor ve hatta arp gibi karmaşık müzik aletleri tasarlıyordu. O zaman neden tekerleği bu kadar geç kullanmaya başladılar?
İlk Tekerleği Kim Buldu?
Aslında cevap basit. Tekerlek sadece dönen bir disk değildir. Tekerlekten önce basit silindir biçimde dönen nesneler taşımayı kolaylaştırmak için kullanılmıştır. Ancak bunlara tekerlek demek mümkün değildir. Tekerleği icat etmenin bu kadar uzun sürmesinin bir nedeni, doğada tekerlek ve aks bulunmamasıdır. Dönen bir silindiri taşımacılıkta kullanmak kolaydır. Ancak asıl önemli olan, o silindirin dönmesine engel olmadan, bu silindirin sabit bir platforma nasıl bağlanacağını bulmaktır.
Tarih kitaplarına göre tekerlek, M.Ö. 3.500 veya muhtemelen M.Ö. 4.000 yılı kadar eski bir tarihte antik Mezopotamya’da icat edilmiştir. Ayrıca taşımacılık amacıyla tekerleği ilk kez, Sümerler’in M.Ö. 3000’de geliştirdiği kağnıda kullanıldığı söylenir. Ancak bunun en eski örneği Slovenya’da keşfedilmiştir.
2002’de Slovenya’da bir bataklıkta keşfedilen 5450 yıllık Ljubljana bataklık tekeri ahşap bir tekerlek ve dingilden oluşmaktadır. Tekerleğin ne tür bir araca takılı olduğu bilinmemekle birlikte bunun bir el arabası olduğu düşünülmektedir. Slovenya’daki bu keşif tekerliği ilk kim keşfetti konusunda bir tartışma yaratmıştır. Kısacası tekerleği kim buldu sorusuna verdiğimiz Sümerler cevabı günümüzde kesin doğru cevap olarak kabul edilmiyor. Ancak elbette ilk tekerleği onlar bulsalar bile henüz bu kalıntılara rastlamamış olabiliriz.
İlk Tekerlek Ne Amaçla Kullanılmıştı?
Tekerlek başlangıçta hiçbir zaman ulaşım amaçlı düşünülmedi. İnsanlar tekerleği ilk defa MÖ 5 bin yıllarında, topraktan tas ve kase yapmak üzere yatay döner tabla olarak kullanmışlardır. Sümerlilerin tekerliği çanak çömlek yapımında kullandıklarını biliyoruz.
Aslında tekerlek tek başına taşıt araçlarında pek işe yaramaz. Öncelikle o taşıt aracını götürecek bir gücün, sonra da taşıtın üzerinde rahatlıkla yol alabileceği düzgün bir arazi yüzeyinin olması gerekir. Varlığını günümüze kadar sürdüren Roma yolları bu anlamda tekerlekli araçların gelişimine katkıda bulunsa da düzgün yolların yapılması tekerleğin gelişimi için yeterli olmamıştır.
Örneğin Güney Amerika medeniyetleri 19 yüzyılda ülkelerini istila eden İspanyol medeniyetiyle karşılaşıncaya kadar tekerlekten ulaşımda faydalanmayı hiç düşünmemişlerdir. Bunun nedeni yaşadıkları coğrafyanın tekerlek kullanmasına uygun olmaması ve bir tekerlekli taşıtı çekecek evcil hayvanın her coğrafyada bulunmamasıydı.
Yani insanlık tekerleği bulsa bile bunu taşıma amaçlı kullanmaya çok daha geç başlamıştır. Tekerleğin gerçek anlamda insanlığın gelişiminde faydalı olması on dokuzuncu yüzyılda taşıtları hareket ettirmede makinelerden yararlanılmaya başlanmasından sonradır.
Arkeolojik Bulgular Neden Net Değil?
Bilim insanları tekerleğin MÖ 3000 ile 3400 yılları arasında Avrasya veya Orta Doğu’da bir yerde icat edildiği konusunda hemfikirdir. Ancak onlarca yıllık arkeolojik araştırmalara rağmen, ilk tekerlekli araçların nerede yapıldığını tam olarak bilmiyoruz. Bunun nedeni kısmen, radyokarbon tarihlerinin belirsizliğidir. Yöntem, MÖ 3273 gibi kesin bir yıl yerine, MÖ 3100 ila 3300 gibi bir yaş aralığı üretir.
Ayrıca, tekerlekli araçların birden fazla kez icat edilmiş olma olasılığı da vardır. Bu olasılığı destekleyen ilk örnekler teknolojik olarak farklılıklardan gelmektedir. Doğu’da bulunan araçlar sabit dingillere ve dönen tekerleklere sahipken, diğer yerlerde bulunan araçlar da dönen dingillere rastlanmıştır. Bu, Doğu ve Batı’daki kültürlerin tekerlekli ulaşımı bağımsız olarak bulduğu anlamına gelebilir. Ya da bir grubun fikri diğerinden ödünç aldığı, ancak farklı tasarladığı biçiminde de düşünülebilir.
Kim bulursa bulsun kesin olan bir şey, tekerleğin bulunduktan sonra hızla tüm dünyaya yayılmasıdır. Yaklaşık 4500 yıl önce iki tekerlekli savaş arabaları ortaya çıktı. Çok geçmeden de bu araçlar savaşların kaderini değiştirmeye başladı. Tekerlek aynı zamanda su çarkı, dişli çark, çıkrık gibi barışçıl buluşlara da ilham kaynağı oldu. Biraz gecikmeli de olsa tekerleğin icadı ile teknolojik uygarlık yola koyulacaktı.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Why It Took So Long to Invent the Wheel. Yayınlanma tarihi: 3 Mart 2012; Bağlantı: https://www.livescience.com/
- When was the wheel invented?; Bağlantı: https://www.newscientist.com/
- Who Invented the Wheel?; Yayınlanma tarihi: 2 Mart 2021; Bağlantı: https://interestingengineering.com/
- Archaeologists Have Long Sought — But Never Found. The Very First Wheel; yayınlanma tarihi: 14 Şubat 2020; Bağlantı: https://www.discovermagazine.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel