Tarih

Tarih Yazan Ve Fikirleri Değiştiren 10 Bilim Fotoğrafı

Kendi başına bilimsel bir başarı olan fotoğrafçılık, bilimdeki en önemli olaylardan, insanlardan ve keşiflerden bazılarını kaydetti. Bunun sonucunda bize eşi görülmemiş bir kavrayış sağladı. Sonrasında da dünyaya bakışımızı değiştirdi ve geliştirdi. Bu yazıda tarihin en önemli bilimsel fotoğraflarından bazılarına kısa hikayeleri ile birlikte göz atalım.

Hubble eXtreme Deep Field

Hubble eXtreme Deep Field
Hubble Uzay Teleskobu tarafından edinilen uzayın “Hubble ultra derin alan” (Hubble Ultra Deep Field) resmi. Galaksileri evrenin daha genç, daha yoğun ve daha sıcak olduğu eski bir çağdaki haliyle göstermektedir.

25 Eylül 2012’de yayınlanan ve eXtreme Deep Field veya XDF olarak adlandırılan bu fotoğraf, 10 fotoğrafın birleşimiyle bir araya getirildi. Bu fotoğraf, 2003 ve 2012 yılları arasında Hubble tarafından toplam 10 yıl boyunca çeşitli gözlemlerden elde edilen verilerin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Fotoğraf, çeşitli galaksileri, yıldızları ve diğer kozmik yapıları içerir.

Bu görüntünün bize yaptığı tek şey evrenin başlangıcını göstermektir. Bu gözlem, evrenin çok uzak ve eski bölgelerine odaklanarak, erken evrende meydana gelen galaksi oluşumu ve evrimi hakkında değerli bilgiler sağlamıştır

Solvay Konferansı (1927)

Solvay Konferansları, fizikteki önemli gelişmeleri tartışmak ve bilim insanlarını bir araya getirmek amacıyla düzenlenen ve 1911’den beri belirli aralıklarla devam eden bir toplantıdır. Bu konferans, 1912 Belçikalı sanayici Ernest Solvay tarafından kurulan Uluslararası Solvay Fizik ve Kimya Enstitüleri tarafından organize edilmektedir.

Solvay Konferansları genellikle bir konu etrafında yoğunlaşmıştır ve bu konular genellikle o dönemdeki en önemli fiziksel sorunları içermiştir. Bu konferansların en ünlüsü ise, tarihe damga vurmuş bir bilim fotoğrafına da imza atan 1927 yılında gerçekleşen buluşmadır.

Bu konferansın konusu, elektronlar ve fotonlar idi. Yukarıdaki fotoğrafla belgelenen buluşmaya; Albert Einstein, Marie Curie, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin Schrödinger, Max Planck gibi birçok önemli bilim insanı katıldı. Toplam 29 katılımcının 17’si Nobel ödülüne layık görülmüştür. Bu bile bu fotoğrafı kendi başına benzersiz kılmaktadır.

Trinity Nükleer Deneme

Trinity Nükleer Deneme
Gadget  adı ile anılan bomba 21 kiloton TNT’ye eşdeğer bir güçle bir patlama üretti. Bu, beklenenden daha güçlü bir patlamaydı. Ayrıca patlama, devasa bir mantar bulutu üretti.

Trinity Testi, 16 Temmuz 1945 tarihinde Los Alamos’taki Alamogordo Bomba Test Sahası’nda gerçekleştirilen, dünya tarihindeki ilk nükleer bomba denemesidir. Trinity Testi, nükleer silahların kullanımının başlangıcını simgeliyor.  Bu deneme bir atom bombasının başarısını ve fizibilitesini kanıtladı. Kısa bir süre sonra Nagazaki’de patlayacak olan bu silahın isim babası, J. Robert Oppenheimer‘di. Kendisi bu ismin seçiminde, John Donne’nın bir şiirinden ilham almıştı.

Soluk Mavi Nokta

solukmavinokta

Bu ünlü görüntü, 14 Şubat 1990 yılında Voyager I uzay aracı tarafından çekildi. Daha sonraları “Soluk Mavi Nokta” adı verilen bu görüntü bilim tarihinin en ikonik fotoğrafı olarak anılacaktı. Sonucunda, ilk kez gözlerimizle içinde bulunduğumuz evrenimizin bir parçası olarak galaksideki yerimizin değerini anlamaya bu fotoğraf ile başlayacaktık.

Carl Sagan, “Pale Blue Dot” (Soluk Mavi Nokta) kitabında bu fotoğraf ile ilgili şöyle diyor:

“O noktaya tekrar tekrar bakın… O burası… Evimiz… Bu biziz… Sevdiğiniz herkes, tanıdığınız herkes, göçüp giden herkes burada yaşadı. Sevinçlerimiz ve üzüntülerimizin tamamı, kendinden emin binlerce din ve ideoloji, her kahraman ve korkak, her uygarlığın yaratıcısı ve yok edicisi, her kral ve köylü, her anna-baba ve umutlu çocuk, her aşık genç çift, her ahlak öğreticisi, her yozlaşmış politikacı, her “süperstar”, her “üstün lider”, türümüzün her aziz ve ve günahkar bireyi orada yaşadı. Soluk bir ışık…”

Tesla Laboratuvarında

tesla

1899 yılına ait bu fotoğrafı muhtemel herkes görmüştür. Tesla, yüksek voltajlı elektrik vericisi yıldırımlar saçarken yanında oturuyor ve bir şeyler okuyor. Fotoğrafçı Dickenson V. Alley tarafından tanıtım amaçlı, oluşturulan bu fotoğraf aslında bir mizansendi. Fotoğrafçı, karanlık bir odada kıvılcım üreten makinenin görüntülerini, sandalyesinde oturan Tesla’nın görüntüsüyle birleştirerek çift pozlama tekniği kullanmıştı. Ancak yine de fotoğraf, Tesla’nın ününe ün kattı. Tesla daha sonra notlarında, bu fotoğrafın gerçek olmadığını itiraf edecekti.

Dirac ve Feynman’ın Konuşması

Dirac ve Feynman

Fizikçi Richard Feynman, 1963’te Varşova’da çekilen bu fotoğrafta, kuantum mekaniğinin kurucu babalarından biri olarak kabul edilen fizikçi ve Nobel ödüllü Paul Dirac ile konuşuyor. Ne konuştuklarını elbette bilemeyeyiz. Ancak iki devi bir arada keyifli bir sohbette gösterdiği için bu fotoğraf ilham vericidir.

Fotoğraf 51

Fotoğraf 51
Çıplak gözle bakıldığında da, Photo 51 bitlere bölünmül bir ‘X’ gösteriyordu. Ancak Franklin, X’in kendisi gibi tüm genetik bilimcilerin en başından şüphelendiği şeyi temsil ettiğini anlamıştı. Bu DNA’nın çift sarmalı idi.

Fotoğraf 51, aslında DNA’nın ilk görüntüsüdür. Bu fotoğraf, DNA’nın yapısını anlamamız için kritik bir eşikti. Çift sarmalı açıkça gösteren bu görüntü, Mayıs 1952’de Londra’da Rosalind Franklin’in doktora öğrencisi Raymond Gosling tarafından tarihe geçti. Fotoğraf; Francis Crick, Maurice Wilkins ve James Watson’ı Nobel ödülüne kadar götüren, DNA’nın kimyasal modelini geliştirme çalışmalarına da önayak oldu.

Buzz Aldrin Ay’da

Buzz Aldrin

20 Temmuz 1969’da çekilen bu fotoğraf, Ay’ın yüzeyinde yürüyen Apollo 11 astronotu Buzz Aldrin’e ait. Fotoğrafı çeken kişi ise, Apollo 11’in lider astronotu Neil Armstrong. Apollo 11 görevinde, Neil Armstrong ile birlikte Ay yüzeyine iniş yapan Buzz Aldrin, Ay yüzeyinde 2 saat 15 dakika boyunca dolaştı ve araştırmalar yaptı. Sonucunda Aldrin ve Armstrong, Ay yüzeyine ilk adımı atan astronotlar olarak tarihe geçtiler.

Bohr ve Einstein’ın Kuantum Mekaniği Üzerine Tartışması

Nils Bohr ve Albert Einstein

1920’lerde fizik camiasında kuantum mekaniğinin kuşattığı alanın yorumu üzerine önemli tartışmalar gerçekleşiyordu. Bir tarafta, teorilerinde, fiziksel sistemlerin yalnızca olasılıkları olduğunu ve birileri onları ölçene kadar belirli özelliklerin olmadığını iddia eden Niels Bohr ve Werner Heisenberg; öbür tarafta, “Tanrı zar atmaz!” diyerek varlığın bağımsız gerçekliklere sahip olduğunu savunan Albert Einstein. 1925 yılında çekilen bu fotoğraf aslında kuantum “mücadelesinin ruhunu temsil etmektedir.

Earthrise – Dünya’nın Doğuşu

Earthrise

1968 Noel Arifesinde, Apollo 8 mürettebatı Ay’ın yörüngesinde dönerken muhteşem bir manzara yakaladılar. Astronot Bill Anders deklanşöre basıp dünyanın en ünlü fotoğraflarından biri haline gelen bu fotoğrafı çekti. Görüntü “Earthrise” olarak adlandırılacaktı. Earthrise, şimdiye kadar çekilmiş en ikonik çevre fotoğraflarından biri olarak kabul edilmektedir. Earthrise, büyük siyah evrende Dünya’nın benzersizliğini vurgulamıştı. Dünya’nın uzayda savunmasız küçük bir küre olduğunu insanlara göstermişti. Bir fotoğraf sayfalar dolusu rapordan daha fazla ses çıkarmayı başarmıştı.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

10 science photos that made history and changed minds; Yayınlanma tarihi: 13 Ocak 2019. Bağlantı: https://bigthink.com/


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir