Kelebek etkisi ile ilgili örneklerde karşımıza sıklıkla “Brezilya’daki bir kelebeğin kanat çırpışları, Teksas’ta bir kasırgaya neden olabileceği” ile ilgili bir benzetim çıkar. Peki, Endonezya’da 1815 yılında kayıtlı tarihin en büyük volkanik patlaması olarak bilinen Tambora Yanardağı patlaması Dünya’da nelere yol açacaktır? Bunun yanıtını öğrenmek için tarihte kısa bir yolculuğa çıkmamız gerekiyor.
Endonezya’nın Sumbawa Adası’nda bulunan 4000 metre yüksekliğindeki Tambora Yanardağı Nisan 1815 tarihinde patlamıştı. Sonrasında da akan kızgın bir lav nehri iki saat boyunca önüne çıkan her şeyi eritecekti. Ada sakinlerinin tahminen 10.000’i anında öldü. Yanardağın aktivitesi Temmuz ayı ortasında sona erdi, ancak Tambora’nın püskürmesinin derin ve kalıcı etkileri olacaktı.
Sonucunda bu süre zarfında ise atmosfere milyonlarca ton toz, volkanik kül ve sülfür dioksit karışmıştı. Stratosfere püsküren kül ve partiküller gezegenin etrafında dolaşarak takip eden yılda dünya çapında ortalama sıcaklığın 3 derece düşmesine yol açmıştı.
Patlama sonrası gerçekleşen olumsuz koşulların yol açtığı açlık ve hastalıklar sonucu daha 80.000 kadar insan daha yaşamını kaybedecekti. Tüm bu sonuçlar, Tambora patlamasını son 5000 yılda gerçekleşen tüm yanardağ patlamaları arasında ilk sıraya koyacaktı. İklim uzmanları, 1816’da Kuzey Yarımkürenin çoğunu etkileyen, “yazın olmadığı yıl” olarak bilinen süreçten kısmen Tambora’nın sorumlu olduğuna inanmaktadır.
Tambora Yanardağı Patlaması Yaşamı Küresel Ölçekte Nasıl Etkiledi?
Yanardağ püskürmesi sırasında açığa çıkan volkanik gazlar ve volkanik küller iklim koşullarının küresel veya bölgesel ölçekte değişmesine yol açar. Sonucunda patlamanın başlangıcından bitimine kadar Tambora Yanardağı yaklaşık 100 km3’lük erimiş kayaç püskürttü. Havaya püsküren volkanik kül tabakası patlamadan sonra yalnızca 24 saat içinde neredeyse Avustralya büyüklüğünde bir alanı kaplamıştı. Dağdan yüzlerce kilometre uzaktaki evler enkaz altında kaldı. Zaten kıt olan tatlı su kaynakları kirlendi. Ekinler ve ormanlar öldü.
Patlamanın iklim üzerindeki etkileri ancak bir yıl kadar sonra kendini göstermeye başladı. Aerosollerin gökyüzünü kaplayarak güneş ışınlarını engellemesi sonucunda 1816 yılında kuzey
yarıkürenin büyük bölümü ne yazık ki sıcak bir yaz havasına tanık olmadı.
Soğuk ve yağışlı geçen yaz insanları kıtlıkla karşı karşıya getirmenin yanı sıra yerleşik toplulukları yeni yiyecek kaynakları aramaya yönelterek göçebe topluluklara dönüştürdü. Avrupa ve Kuzey Amerika’da soğuk hava ekinleri tahrip etti.
Tarım ciddi ölçüde zarar gördü ve yiyecek fiyatları yükseldi. Açlıktan sonra hastalık geldi. Tifüs, 1816’nın sonlarında İrlanda’da patlak verdi. Devamında binlerce kişiyi öldürdü ve sonraki birkaç yıl içinde Britanya Adaları’na yayıldı.
1815 ve 1816’da başarısız olan mahsuller ve artan fiyatlar, Amerikalı çiftçileri tehdit etti. Tuhaf görünse de, Amerikan anakarasının yerleşimi görünüşe göre uzaklarda bir volkanın patlamasıyla şekillendi. Binlerce kişi, Ohio Nehri’nin batısında daha misafirperver bir iklim olmasını umdukları için New England’dan ayrıldı. Kısmen böyle bir göçün sonucu olarak, Indiana 1816’da ve Illinois 1818’de eyalet oldu.
Tambora Yanardağı Patlaması İnsan Yaşamı Üzerinde Kalıcı Etkiler Bıraktı
Tambora patlaması ilginç gelişmelere de sebep oldu. Örneğin patlamanın olduğu dönemde atlar ulaşımın başlıca aktörleriydi. Ancak ekinlerin zarar görmesi ile birlikte yulaf fiyatlarının yükselmesi sonucunda atları beslemek zorlaştı.
Bu da ulaşımı pahalı hale getirdi. Artık atlara bağımlı olmayan bir ulaşım aracı gerekiyordu. Kimilerine göre bu durum, Alman mucit Karl Drais’in 1818 yılında atlara alternatif bir ulaşım aracı olarak bisikletin öncüsü olan ve “koşan makine” olarak da bilinen velespiti geliştirmesinde etkili olmuştu.
Tambora Yanardağı Frankenstein’ın Yazılmasına Gerçekten Neden Oldu mu?
Bu arada Tambora Yanardağı patlaması ve edebiyat dünyası arasında sık aktarılan bir de ilişki vardır. Tambora-Frankenstein efsanesi, bilim yazarlarının kalemlerinden düzenli olarak yeniden ortaya çıkar.
Buna göre 1816 yazında Mary Shelley, müstakbel eşi şair Percy Bysshe Shelley ile Avrupa’yı dolaşırken bu sefalete ilk elden tanık olma şansı buldu. Çift, başka bir İngiliz şair olan Lord Byron’ın İsviçre’deki villasına gidiyordu. Ancak kasvetli gökyüzü ve aralıksız yağan yağmur yazarları günlerce kapalı alanda kalmaya zorlayacaktı. Bu durum yazarlara ilham vermiş ve bir canavarın hikayesinin ortaya çıkmasına neden olmuştu.
Ancak kimi tarihçilere göre bu efsane sorunlarla dolu. Başlangıç olarak, eğer 1816 önceki veya sonraki yıllardan daha soğuk, daha yağmurlu ve daha buzluysa, sebebin Tambora patlaması olduğu açık değil. Aslında bu dönemde insan sefaletine çok daha önemli bir katkı, Avrupa ticaretini uzun süre bozan ve kasabaları büyük ölçüde yok eden Napolyon Savaşlarıydı (1803-1815). Napolyon Savaşları 1815’e kadar 5 milyon insanın ölümüne neden olmuştu.
Muhtemelen, Shelley’nin Frankenstein’ı yaratmak için Tambora’ya ihtiyacı yoktu. Ona ilham verecek çok daha ölümcül bir süreç halihazırda yaşanıyordu. Ayrıca göz atmak isterseniz: 536 Yılı Neden İnsanlık Tarihinin En Kötü Yılı Olarak Kabul Ediliyor?
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Why a volcanic eruption caused a ‘year without a summer’ in 1816. Yayınlanma tarihi: 17 Nisan 2019; Bağlantı: https://edition.cnn.com/
- 15 Amazing Facts About “The Year Without a Summer” Yayınlanma tarihi: 21 Temmuz 2022; Bağlantı: https://www.mentalfloss.com
- Did a volcanic eruption in Indonesia really lead to the creation of Frankenstein? Yayınlanma tarihi: 24 Ocak 2020; Bağlantı: https://theconversation.com/
Matematiksel