Kendimizi Geliştirelim

Sturgeon Yasası: Her Şeyin %90’ı Aslında Saçmalıktır

Sturgeon Yasası, “Her şeyin %90’ı saçmalıktır” diyen bir özdeyiştir. Bu, herhangi bir alanda üretilen şeylerin çoğunun değersiz veya düşük kaliteli olduğu anlamına gelir.

Sturgeon yasası

Şu anda burada olduğunuza göre başlık ilginizi çekmiş ve bu yazıya kısaca göz atmak için tıklamış olmalısınız. Her ay dünya çapında yayınlanan bu sayfa benzeri gönderilerin sayısı yaklaşık olarak 70 milyondur. Bu noktada 70 milyonda bir olduğumuz için şanslıyız. Sonucunda öne çıkmak ve sizlere ulaşmak gerçekten de kolay iş değil. Peki bunları size neden anlatıyoruz?

Eğer siz de bir içerik üreticisi iseniz bu noktada temkinli olmanız gerekiyor. Aynı şey elbette bizim için de geçerli. Sonuçta bir yazı yayınlamayı planladığımız zaman, ilk işimiz elbette bu konu ile ilgili yayınlanmış başka yazıların olup olmadığını araştırmak oluyor. Ancak bu esnada karşımıza çıkan diğer yazılar da moralimizi bozmuyor. Neden derseniz, Sturgeon Yasası bu çalışmaların çoğunun muhtemelen kalitesiz olduğunu hatırlamamıza yardımcı oluyor.

Sturgeon Yasası Nedir?

Tahmin ettiğiniz gibi, elbette bahsettiğimiz şey gerçek bir fizik ya da matematik yasası değildir. Sturgeon Yasası bir özdeyiştir. Bu, herhangi bir alanda üretilen şeylerin çoğunun değersiz veya düşük kaliteli olduğu anlamına gelir. Örneğin, edebiyat söz konusu olduğunda, Sturgeon Yasası kitapların %90’ının düşük kaliteli olduğunu söyler. Yani muhtemelen okumaya değer olmadıklarını iddia eder.

Sturgeon Yasası’na göre, vizyona giren dizi ve filmlerin %90’ı kalitesizdir, yani izlemeye değmezler. Aynı şekilde, bu yasaya göre sosyal medyada paylaşılan içeriklerin %90’ı da kalitesizdir. Dolayısıyla zaman ayırmaya değmezler. Satışa sunulan yeni ürünlerin %90’ı da kalitesizdir, bu da muhtemelen satın almaya değmeyecekleri anlamına gelir.

Theodore Sturgeon ( 1918- 1985). Sturgeon, kariyeri boyunca 200’den fazla kısa öykü yayınladı, birçok ödül kazandı ve 2000 yılında Bilim Kurgu ve Fantezi Onur Listesi’ne girdi.

Sturgeon Yasası, 1950’lerde bilim kurgu alanı savunmasının bir parçası olarak Amerikalı yazar Theodore Sturgeon tarafından önerilecekti. Theodore Sturgeon daha çok fantezi, bilimkurgu ve korku kurgu dallarında eser vermiş kurgu yazarı ve edebiyat eleştirmeniydi. Yaklaşık 400 kadar eleştiri, 120’den fazla kısa öykü, on bir roman ve bazı Star Trek senaryolarını yazmıştı. Ancak bir bilim kurgu yazarı olarak da eleştirmenlerin hedefindeydi. Sonucunda da bir cevap olarak adı ile özdeşleşen bu yasayı önerecekti.

Daha önce de dediğimiz gibi Sturgeon Yasası bir yasa değildir. Ayrıca %90 oranı her durumda mutlaka doğru olacak kesin bir ampirik ilke de değildir. Bu rakam büyük çoğunluğa vurgu yapmak adına kullanılmıştır. Son olarak her alanda da geçerli olmayacaktır. Örneğin, gazete köşe yazılarının %90’ı saçma olabilir. Ancak kaliteli bir gazeteye bakarsanız, yayınlanan makalelerin yalnızca küçük bir kısmı saçma olacaktır.

Bu Bilgiyi Öğrenmek Ne İşinize Yaradı?

“Her şeyin %90’ı saçmalıktır “diyen bu yasa günümüzde zamanımızı boşa harcamamamız için bir uyarıdır.

Hayat kısa ve hepimizin zamanı sınırlı. Üstelik bunun yanında artık hayatımızda çok fazla bilgi, çok fazla ürün var. Bir tüketici olarak bu yasayı uygularken kilit nokta size sunulan çalışmaların büyük çoğunluğunun büyük ihtimalle kalitesiz olduğunu anlamaktır. Bu sayede de zamanınız, paranız gibi değerli kaynakları nasıl harcayacağınıza daha rasyonel bir biçimde karar verme şansınız olacaktır.

Ek olarak Sturgeon Yasası, gerçekçi hedefler belirlemeniz konusunda da size yardımcı olacaktır. Aklınıza gelen tüm fikirlerin, attığınız tüm tweetlerin çoğunluğunun düşük kaliteli ve en kötü %90’ının bir parçası olduğunu anlamanızı da sağlayabilir.

Bundan sonrasında bir performanstan hoşlanmadığınızda, bir toplantıda zamanınızı boşa harcadığınızı hissetinizde, bir sohbetten sıkıldığınızda ya da bir kitabı belki de bir yazıyı sonuna kadar okuyamadığınızda aklınıza bu yasa gelsin.

Zamanınızı boşuna harcamayın. Bunun yerine buna değecek %10’u arayın. İşiniz fikirlerle iyi fikirleri, ürünlerle iyi ürünleri, toplantılarla iyi toplantıları birbirinden ayırmaktır. Ve son bir kural: İyi mi yoksa saçma mı olduğundan emin değilseniz; kesinlikle saçmalıktır.

Alberto Brandolinin’de dediği gibi bir şeyi çürütmek veya tartışmak için gereken zaman, çaba ve kaynaklar, her zaman herhangi birinin istediği saçmalığı dile getirme kolaylığından daha uzun sürecektir. Üstelik bunların yüzde 90’ı da zaten saçmalıktır.

Bu arada benzer bir yasa da İtalyan bilgisayar programcısı Alberto Brandolini tarafından 2013 yılında formüle edilen Brandolini Yasası Saçmalık Asimetri Prensibi (Bullshit Asymmetry Principle) olarak bilinmektedir. Bu yasaya göre de bir saçmalığı çürütmek için harcanan enerji, o saçmalığı üretmek için harcanan enerjiden fazladır.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir