Toplum ve Yaşam

Status Quo Bias (Statüko Önyargısı) Nedir? Neden Her Şeyi Olduğu Gibi Bırakma Eğilimindeyiz?

Değişim birçok insan için korkutucu bir şeydir. Çoğu kişinin her şeyin olduğu gibi kalmasını tercih etmesinin nedeni budur. Ancak mevcut durumu devam ettirme eğilimi dilimize statüko ön yargısı, biçiminde çevrilen Status Quo Bias yanılgısı yaşamanıza neden olur.

Status Quo Bias (Statüko Önyargısı) Nedir?
Status Quo Bias (Statüko Önyargısı) fırsatları kaçırmanız anlamına da gelebilir.

Status Quo Bias “kola mı, yoksa ayran mı içsem” gibi basit kararlardan; ciddi bir hastalık karşısındaki tedavi yöntemi seçimi gibi hayati olanlara kadar yaşamımızın her alanında karşımıza çıkar. Eğer bir karar aşamasındaysanız durun. Çünkü siz de mevcut durumu devam ettirme eğiliminin etkisinde olabilirsiniz. Statüko yanılgısının ne olduğunun detaylarına geçmeden önce konuyu kafanızda biraz daha şekillendirelim.

1980’lerin başında Coca-Cola’nın başı dertteydi. Bir zamanlar Amerika’nın en sevilen meşrubatı olan bu içecek, pazar payını hızla kaybediyordu. Yaşlanan baby boomer kuşağı, sağlıklı kalmalarına yardımcı olmak için yepyeni diyet içeceklerine yönelirken, genç nesil de Pepsi’nin daha tatlı, daha yumuşak olduğunu düşünüyordu.

Status Quo Bias (Statüko Önyargısı) Nedir?
New Coke tam bir hayal kırıklığıydı.

Şirketi kurtarmak için Coca-Cola yöneticilerinin geleceğe dönük ve hızlı düşünmeye başlaması gerekiyordu. İlk adım lezzetlerini düzeltmekti. Coca-Cola, yeni tarifini formüle ettikten sonra, çok büyük bir başarı elde eden birkaç kör tat testi gerçekleştirdi. Şirket yeni Coca-Cola’larına “Yeni Kola” ( New Coke) adını verdi. Çoğu kişi New Coke’un daha tatlı tadını klasik karışıma açık bir farkla tercih etti. 

Sonuçtan gurur duyan Coca-Cola, pahalı bir reklam kampanyasına başladı ve şişelerinin üst köşesine “Yeni!” etiketini yapıştırdı. Ancak New Coke’un piyasaya sürülmesi muazzam bir başarısızlıktı. Pazara girdikten kısa bir süre sonra şirketin telefon hattına 40.000’den fazla öfkeli çağrı geldi; bu sayı her gün öncekine göre bin civarında daha fazlaydı. 

Status Quo Bias (Statüko Önyargısı) Nedir?

Peki ama halk neden New Coke’tan bu kadar nefret etmişti? Cevap elbette statüko önyargısı idi. New Coke nesnel olarak daha iyiydi. Ancak unutmayın: Pazarlama departmanı kör test yaptırmıştı yani tüketiciler hangi kolayı içtiklerini bilmiyorlardı. Şişelerin üzerindeki yeni yazısı mevcut olanın değiştiği anlamına geliyordu. Bu nedenle insanlar alışkanlıklarını bozmamak adına eskiyi sürdürmek istemişti.

Status Quo Bias, bir şeyleri değiştirmek yerine olduğu gibi bırakma tercihimizi ifade eder. Bir düşünün: neden haftanın beş günü, Pazartesiden Cumaya dokuzdan beşe kadar çalışıyoruz? Bu düzen doğal bir yasa değil, herkesin hatırlayabildiği kadarıyla işgücündeki sosyal bir yapıdır. 

Ayrıca pek çok araştırma, haftanın dört günlük çalışmasının genel üretkenliği artırabileceğini ve çalışanlara daha fazla dinlenme ve yeniden enerji kazanma şansı verebileceğini öne sürüyor. Ancak araştırmalar ikna edici olsa da birçok şirket, her şeyin olduğu gibi kalmasını isteyecektir. Aslında bu da bir başka statüko önyargısı örneğidir.

İlk olarak, 1988 yılında William Samuelson ve Richard Zeckhauser  tarafından tanımlanan bu yanılgı, belli seçimler için tehlikeli olsa da, günlük görevler sırasında faydalı olabilir. Market alışverişinde her zaman aldığınız ekmeğin aynısını seçmek, her çeşit ve markayı değerlendirmekten çok daha kolaydır. Bu sadece zamandan tasarruf etmenizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda zihinsel kaynaklarınızı da serbest bırakır.

Giydiğimiz kıyafet olsun, yediğimiz kahvaltı olsun, rutine dönüşen kalıpları takip etmek bizim için mantıklıdır. Bu günlük görevlerde statükoya uymak, önemli kararlar için zihinsel enerjimizi korumamıza yardımcı olur.

Neden Alışkanlıklarımızı Değiştiremiyoruz?

Status Quo Bias (Statüko Önyargısı) Nedir?
Bir seçenek sunulduğunda doğru seçeneğin ne olduğu her zaman açık değildir. Kendimizi stresli ve bunalmış hissediyorsak, bazen bildiklerimizle yetinmek en kolay yoldur.

Sosyal psikoloji, karar alırken statüko yanılgısının ortaya çıkmasının iki nedeni olduğunu söyler. Bunlardan ilki kayıptan kaçınmadır. Kayıptan kaçınma, bir kayıptan dolayı yaşadığımız psikolojik acının, eşit bir kazançtan aldığımız zevkten önemli ölçüde daha büyük olduğunu ifade eden bir teoridir.

Varsayılan seçenek ile alternatifleri arasında seçim yaparken, statükoyu bir referans noktası olarak ele alırız çünkü ondan ne bekleyeceğimizi tam olarak biliriz. Öte yandan, sonucu belirsiz olduğundan bir alternatifi seçmek risk almak olacaktır.

İkincisi ise, her biri belirsiz sonuçlarla boğuşan seçimlerimiz yüzünden bunalmış hissetmekten kaçınmaktır. Örneğin, liseden mezun olduktan sonra, sırf herkes öyle yapıyor diye biz de üniversiteye gitmeyi seçebiliriz. Gitmezsek değerli bilgiler öğrenemediğimiz veya ömür boyu sürecek arkadaşlar edinemediğimiz için pişman olacağımızı düşünürüz.  

Ancak bazı insanlar için işgücüne katılmak ve farklı beceriler öğrenmek daha anlamlıdır. Ancak statükoyu takip etme eğilimleri, bir şeyleri kaçırma korkusuyla birleşince, bunu bir seçenek olarak bile düşünmemizi engeller.  

Sonuç olarak

Hiçbir yenilik, normlara bağlı kalarak gerçekleşmez. Bunun yerine, ancak statükodan kurtularak ve başka türlü asla karşılaşmayacağımız şaşırtıcı olasılıkları keşfederek büyüyüp gelişebiliriz. Bu hem yeni bir kariyer yolu keşfetmek gibi bireysel düzeyde, hem de eskimiş sistemlerin yerini alacak yeni bir sistem keşfetmek gibi toplumsal düzeyde geçerlidir.

Evet, yeninin korkutucu olduğu doğru. Bildiğimizi tercih ederiz. Ancak düzenliliğe başvurmaya direndiğimizde ancak daha iyiye doğru değişebiliriz.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir