Toplum Bilimi

Stanford Hapishane Deneyi Muhtemel Gerçek Değildi, Peki Ama Neden Kalıcı Bir Etki Yarattı?

Stanford Hapishane Deneyi, insan psikolojisinin derinliklerini ve güç dinamiklerinin insan davranışları üzerindeki etkisini gözler önüne seren en tartışmalı sosyal deneylerden biridir. 1971 yılında, Stanford Üniversitesi’nden psikolog Philip Zimbardo tarafından gerçekleştirilen bu deney, sıradan bireylerin otorite, güç ve itaat gibi kavramlar karşısında nasıl davranışlar sergilediklerini araştırmayı amaçlıyordu.

Stanford Hapishane Deneyi

Stanford Hapishane Deneyi Nasıl Başladı?

1971 yılında Stanford Üniversitesi psikoloji bölümünün bodrum katında kurulan sahte bir hapishanede, 24 genç erkek gönüllü, rastgele “mahkum” ve “gardiyan” rollerine atandı. Ancak deney, beklenmedik bir şekilde hızla kontrolden çıktı.

Daha ikinci gün, gardiyanlar, mahkumlara psikolojik işkence yapmaya başladı. Mahkumları çıplak soydular, başlarına başlık geçirdiler, zincirlediler ve temel ihtiyaçlarını karşılamayarak yiyecek ve uykudan mahrum bıraktılar. Bu acımasız ortamda mahkumların yarısı sinir krizleri geçirdi. İki hafta sürmesi planlanan deney, artan şiddet ve travmalar nedeniyle altı gün içinde sona erdi.

Deneyi yöneten sosyal psikolog Philip Zimbardo, sıradan insanların sosyal durumların etkisiyle nasıl zalim gardiyanlara veya itaatkâr mahkumlara dönüştüğünü gösterdiğini savundu. Ona göre, durumların gücü bireylerin davranışlarını kökten değiştirebilirdi.

Stanford Hapishane Deneyi’nin sansasyonel bulguları ve dramatik hikayesi, deneyin ün kazanmasında büyük rol oynadı. Gardiyan rolündeki gönüllülerin pilot gözlükleri ve coplarıyla tehditkâr bir şekilde durduğu, mahkum rolündekilerin ise kapüşonlar altında korkudan sinmiş göründüğü fotoğraflar, deneyin çarpıcı etkisini anlatan simgeler haline geldi.

Deneyden çıkarılan dersler, yalnızca hapishane sistemleriyle sınırlı kalmadı. Deneyin sonuçları, gerçekleştirilmesinden bu yana geçen elli yılı aşkın sürede, giderek daha fazla duruma uygulanmaya başlandı. 2007 yılında Zimbardo, bu bulguları kurumsal dolandırıcılığı, askeri işkenceyi, tarikat davranışlarını ve hatta soykırımı açıklamak için kullandı.

Ancak Fransız akademisyen Thibault Le Texier’in 2018 tarihli kitabının yakın zamanda yayımlanan İngilizce çevirisi, deneyin daha karmaşık ve rahatsız edici bir yönünü ortaya koyuyor. Le Texier, Zimbardo’nun kendi araştırmasının anlatıcısı olarak güvenilirliğine gölge düşürüyor.

Deney, 2015 yılında, The Stanford Prison Experiment filmiyle sinemaya da uyarlanmıştır. Filmden bir kare.

Deneye yönelik eleştiriler aslında yeni değil. Deneyin metodolojisi 1975 gibi erken bir tarihten itibaren tartışılıyor. Ancak Le Texier’in çalışması, deneyin perde arkasındaki gerçeklere dair bugüne kadarki en kapsamlı analizi sunuyor.

Stanford Hapishane Deneyinde Gerçekte Ne Oldu?

Le Texier, arşiv kaynaklarını, daha önce görülmemiş video görüntülerini, tutanakları ve deneyde yer alan gardiyanlar, mahkumlar ve araştırma ekibi üyeleriyle yapılan kapsamlı görüşmeleri bir araya getirerek, deneyin her gününü ayrıntılı bir şekilde ele alan bir anlatı oluşturuyor.

Resmi açıklamaların aksine, Zimbardo, gardiyanlara, mahkumları insanlıktan çıkarmayı hedefleyen kurallar ve prosedürler listesi vermişti. Deney başladıktan sonra ise araştırma ekibi, gardiyanların saldırgan davranışlarını teşvik etti. Hatta yeterince agresif olmayanları azarladı.

Buna karşılık, mahkumlar deney için neredeyse hiçbir hazırlık yapmamıştı. Çoğu, hapishanede geçirecekleri zamanı hücrelerinde okuyarak veya televizyon izleyerek geçireceklerini düşünüyordu. Ancak kendilerini bir anda travmatik koşullar içinde bulduklarında büyük bir şok yaşadılar.

Mahkumlar’, hücre başına üç kişi olacak şekilde, boş hücrelerde tutuluyordu. 

Bazı gardiyanlar, rollerini büyük bir hevesle oynayarak agresif ve baskıcı davranışlar sergiledi. Diğerleri ise mahkumlara sempati göstererek onlara yiyecek ve sigara verdi. Hatta bir gardiyan, gördüğü duruma daha fazla dayanamayarak görevinden istifa etti.

Mahkumlar da farklı tepkiler verdi. Bazıları duruma boyun eğip işbirliği yaptı, bazıları ise isyan etti ve direnç gösterdi. Bir mahkum açlık grevine başladı. Çoğu mahkum, deneyden ayrılmak istedi ancak kısa süre sonra bunun mümkün olmadığını anladılar. Bu farkındalık, onların üzerindeki baskıyı daha da artırdı ve çaresizlik hissini derinleştirdi. Mahkumların deneyden ayrılması yalnızca tıbbi veya psikiyatrik bir acil durumla mümkün idi.

Stanford Hapishane Deneyi Neden Hafızalarda Yer Etti?

Altıncı gün itibarıyla gardiyanlar, kalan mahkumların direnişi karşısında giderek daha güçsüz hale gelecekti. Ayrıca, deney sırasında bir avukatın yaptığı beklenmedik ziyaret, gönüllülerin iradeleri dışında tutulmasının yasal olup olmadığı konusunda ciddi endişelere yol açmıştı. Bu iki önemli etken, deneyin aniden sonlandırılmasında etkili oldu.

Zimbardo’nun medya konusundaki bilgisi, popülerleştirici becerisi, üniversitesinin desteği ve bulgularının büyük ölçüde eleştirel olmayan bir şekilde kabul edilmesi, deneyin kalıcı şöhretinde güçlü etkenler olmuştur.

Bu deneyin kolektif bilincimizde bu denli güçlü bir etki bırakmasının nedeni de, bulguları ne kadar tartışmalı olursa olsun, derin bir ahlaki ders sunuyormuş gibi görünmesidir. Zimbardo’nun asıl başarısı, toplumun büyük sorularına yanıt bulma açlığını hedef almış olmasıydı.

Stanford Hapishane Deneyi’nin şöhreti, iyi insanların nasıl kötü olabileceği sorusuna ışık tutmasıyla sürüyor. Bu da her zaman etkili bir hikaye oluşturmayı başarıyor.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Haney, Craig & Banks, C & Zimbardo, Phil. (2004). A Study of Prisoners and Guards in a Simulated Prison. Theatre in prison: Theory and practice. 9. 19-32.
  • The infamous Stanford prison experiment was flawed – so why is it still so influential today? Yayınlanma tarihi: 14 Ocak 2025. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: The infamous Stanford prison experiment was flawed – so why is it still so influential today?
  • Reicher S, Haslam SA. Rethinking the psychology of tyranny: the BBC prison study. Br J Soc Psychol. 2006 Mar;45(Pt 1):1-40; discussion 47-53. doi: 10.1348/014466605X48998. PMID: 16573869.
  • Griggs, R. A., & Whitehead, G. I., III. (2014). Coverage of the Stanford
    Prison Experiment in introductory social psychology textbooks. Teaching of Psychology, 41, 318 –324.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Gamze Dönmez

Okumayı pek çok eyleme tercih eden, araştırmayı, öğrenmeyi, öğretmeyi ve yeniden öğrenmeyi önemseyen, amatör olarak öykü yazarlığı yapan, Türkçeyi çok seven bir ilköğretim matematik öğretmeniyim. Öğrenme psikolojisi, gelişim psikolojisi, olasılık, geometri ve mantık çokça dikkatimi çeken alanlardan. Merak uyandırıp geri çekilmenin merak gidermekten daha değerli olduğunu düşünüyorum. Bilimin, bilmenin ve bilenin gücüne inanıyorum. Paylaşmak güzeldir!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir