Hepimiz sinema izlemekten hoşlanırız. Ancak çok azımız bir filmin ekranlarımıza yansımadan önceki yapım süreci hakkında bir fikir sahibiyiz. Oysa ki renk derecelendirmesi, her çekimin kadrajı ve filmin çekildiği en boy oranı gibi ayrıntılar, bir filmin hikayesine önemli katkılarda bulunmaktadır.
Özellikle aspect ratio adı ile bildiğimiz çerçeve oranı yani en boy oranı bunlar arasında en önemlisidir. Sonucunda eğer dikey bir videoyu sosyal medyaya yüklemek istediğiniz zaman sonucun hiç de istediğiniz gibi olmadığını deneyimlediyseniz, bu oranın neden önemli olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. Günümüzde standart oran 16:9 biçimindedir. Ve bu sayılar kesinlikle tesadüfen seçilmemiştir.
En Boy Oranı Nedir?
Bildiğini gibi her video ve film, birçok kareden oluşur. En Boy Oranı, bir filmdeki karelerin yükseklik ve genişlik oranını veya basitçe filmin boyutlarını ifade eder. Bir filmi ekranınızda keyifle izlemek istiyorsanız kullandığının ekran boyutları ile filmin çekildiği en boy oranı birbiri ile eşleşmelidir.
Yani sinemada izlediğiniz filmi telefonunuzdan da aynı biçimde izlemeniz gerekir. Bu yüzden de bu oran çok önemlidir ve sizin de tahmin ettiğiniz gibi mevcut teknolojilerin gelişimi ile zaman içinde o da değişmiştir.
Tek bir ekran her türlü filmi herhangi bir bozulma olmadan görüntüleyemez, ancak en yakını 16:9’dur. Neden bu sayıda karar kıldığımızı anlamak için de kısaca tarih boyunca deneyimlediğimiz diğer oranlara göz atmamız gerekir.
Bu arada aklımızda tutalım. Oran ne kadar küçükse, resim o kadar karedir. Oran ne kadar büyükse, görüntü o kadar geniş olur. Bu oranlar bazen de ondalık sayılar biçiminde gösterilmektedir. Bu ondalık sayı da bir oranın payının paydasına bölünmesi ile elde edilecektir.
Geçmişte Kullandığımız En Boy Oranları Nelerdir?
Aslında en boy oranları köklerini Thomas Edison tarafından icat edilen Kinetograf (sinema kamerası) adlı cihazdan alır. Kamera Joseph Nicephone Niepce ve Louis Daguerre tarafından keşfedilen fotoğraf ilkelerine dayanıyordu.
1893’te Edison, küçük bir film stüdyosu kurdu. Edison laboratuvarında çalışan William Dickson 35mm film kullanılmasına karar vermişti. Hatta bunun da patentini almıştı. Yıllar geçtikçe, farklı formatlarda filmler çıktı. Ancak 35mm film formatı bu zaman testine göğüs gerdi.
Zaman içinde de hareketli görüntüler çekmek için standart bir film formatı oldu. 4:3 en boy oranı, 35 mm’lik bir video kamera tarafından yakalanan doğal boyutlara dayandığı için kısa sürede endüstri standardı haline geldi.
1932’de film yapımcıları, video karesinin kenarına müzik parçasının eklendiği 1.375:1 oranını geliştirdi. Bu oran, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından yeni resmi oran olarak ilan edildi. Bu nedenle Akademi Oranı olarak tanındı. Sonrasında da standart haline geldi.
Televizyonun yükselişiyle, sinema filmleri değişime gitmek zorunda kaldı. Evde televizyon izlemek, sinema bileti satışlarını azaltmıştı. Bu sorunla mücadele etmek için sinema salonları, üç standart 35 mm görüntünün dev bir kavisli ekrana yan yana yansıtılmasıyla oluşturulan son derece geniş görüntüyü sunmaya başladı.
Bu süreçte 2.59 (Cinerama), 2.35 (Cinemascope), 2.2 (Todd A-O), 2.76 (MGM 65) ve 2.20 (Super Panavision) oranlar ortaya çıkmaya başladı. Film yapımcıları benzersiz bir şey yaratmaya çabalarken, giderek daha fazla format ve bunların sonraki oranları keşfedilmeye devam etti. Ancak bu, büyük bir soruna yol açtı. Tüm bu formatlar tek bir televizyon ekranına nasıl sığacaktı?
Mükemmel Çözüm – 16:9 En Boy Oranı İdi
1990’larda geliştirilen yüksek çözünürlüklü televizyon, kareye yakın 1.33 yani 4:3 ile ekstra geniş 2.59 oranları arasında orta noktayı buldu. Bu orta nokta halk arasında 16:9 olarak bilinen yüksek çözünürlüklü geniş ekran 1.78 formatıdır. Bu oran, YouTube ve Vimeo içerikleri için standart en-boy oranı olmayı sürdürüyor. (Piksel cinsinden bu oran, 4K çözünürlükte 1920:1080 ya da 3840:2160’dır.)
Kolaylığı nedeniyle, 16:9 artık endüstri standardı en boy oranıdır. Belirli yöntemler ile tüm medya modern görüntüleme deneyimine uyacak şekilde 16:9 formatına dönüştürülür.
16:9 ekranlar bu başarıyı 2 yöntemle elde eder. Bazen bir görüntünün sağında ve solunda siyah çubuklar yer alır. Buna pillarboxing denir. Bu sayede de 4:3 bir oran kolaylıkla 16:9 haline gelir. Bir de letterboxing vardır. Bu, 2.35:1 gibi formatlarda ve diğer geniş ekran formatlarında görülür. Bu durumlarda, filmin tam çerçevesini göstermek için ekranın üstüne ve altında siyah çubuklar eklenir.
Sonuç olarak;
En-boy oranı, ortalama bir sinemaseverin pek dikkat etmediği bir kavramdır. Bu nedenle bugün tükettiğimiz her tür medya üzerinde önemli etkisi olduğunu fark edemiyoruz. Oysa ki yazar Paul Duro’nun dediği gibi, bir filmin çerçevesinin görünmez görünmesi, onun aslında görünmez olduğu anlamına gelmez. Sonuçta, etrafımızda gördüğümüz her şey, eğer gözümüz varsa, birer çerçevedir. Ayrıca merak ederseniz: A4 Kağıdı Boyutu Neden Tam Değer Değildir?
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Why Have We Settled On 16:9 As The Standard Aspect Ratio For T.V. Yayınlanma tarihi: 12 Nisan 2023; Bağlantı: https://www.scienceabc.com
- Video en-boy oranı nasıl seçilir ve değiştirilir? Bağlantı: https://www.adobe.com/tr/
- A Brief History of Aspect Ratios, aka Screen Proportions. Yayınlanma tarihi: 20 Şubat 2018; Bağlantı: https://www.scientificamerican.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel