Tarih deyince aklımıza genellikle savaşlar, salgın hastalıklar ve güç savaşları gelir. Bir kısım tarihçi geçmişi bize bu perspektiften anlatmaya çalışır. Ancak kimi tarihçiler ise geçmişi farklı bir bakış açısı ile inceler. İşte bu tarihçiler sayesinde Antik Roma’da sıradan bir insanın günlük yaşamı hakkında fikir yürütebiliyoruz.
Tarihçi Jérôme Carcopino, 1936 tarihli Antik Roma’da Günlük Yaşam adlı kitabında, Nerva-Anton hanedanlığı döneminde şehir sakinlerinin günlük yaşamlarını anlatır. Daha sonraki tarihçiler de konuyu detaylandırır.
Roma bir şehirler ve kasabalar imparatorluğuydu. MS 2. yüzyıldaki zirvesinde imparatorluğun nüfusu 70 ila 80 milyon arasındaydı ve yaklaşık %30’u şehirlerde yaşıyordu. Elbette günümüzde olduğu gibi geçmişte de köylerde ve kasabalarda yaşayan Romalıların güncelik hayatları aynı değildi. Şehirlerin dışındaki insanlar çok daha basit bir hayat yaşıyorlardı.
Köleler Roma nüfusunun neredeyse dörtte birini oluşturuyordu. Zenginler ise zaten çalışmıyordu. Bununla birlikte, ortalama bir şehir sakininin günlük hayatı çok farklıydı. Gelin şimdi zamanda geriye gidelim. Roma şehirlerinde yaşayan ortalama bir vatandaşın yaşamına göz atalım.
Antik Roma da Günlük Yaşam Erken Başlardı
Carcopino’ya göre antik Roma vatandaşları güne güneş doğmadan önce başlardı. Bazıları işe gitmek zorundaydı. Bazıları ise sokakların gürültüsü nedeniyle daha fazla uyuyamazdı. Elektriğin olmadığı bir zamanda yaşayan tüm Roma vatandaşları, günlerini en iyi şekilde değerlendirmeye ve gün batımından önce tüm işlerini bitirmeye kararlıydı.
Bu nedenle, sabah hazırlanmak için fazla vakit kaybetmezlerdi. Sabah ve öğlen yemekleri genellikle hafif atıştırmalıklar biçimindeydi. Yoksullar bir yandan işlerine gitmek için hazırlanırken bir yandan da ayaküstü ekmek, su, şarap, zeytin ve belki peynirden oluşan kahvaltılarını yapardı. Zenginler ise et, balık, sebze, meyve, bal (şeker henüz bilinmiyordu) ve ekmekten oluşan zengin bir kahvaltıya otururdu.
Kahvaltıdan sonra yetişkinler günlük işleriyle ilgilenmeye başlardı. Çocuklar okuma, yazma ve matematik öğrenmek amacıyla okula gitmek üzere evden çıkardı.
Günümüzde hepimiz yollarda çok fazla zaman kaybetmekten şikayetçiyiz. Aslına bakarsanız benzer bir durum sıradan Roma vatandaşı için de geçerliydi. Antik Roma’nın hızlı genişlemesi şehir haritasını, birbirine dolanmış sokaklar ve yan yollardan oluşan bir karmaşaya dönüştürmüştü. Günümüzdeki gibi olmasa da o dönemde de kalabalık ve trafik sıkışıklığı bir sorundu. Sorunu hafifletmeye yardımcı olmak için, dışarıdan gelen yolcuların arabalarını şehir kapılarının yakınına park etmeleri ve yaya olarak devam etmeleri istenirdi.
Çoğu Romalı için iş günü şafakta başlar ve öğlen biterdi. Öğleden sonranın tamamı dinlenme zamanıydı. Antik Roma’nın canlı bir eğlence endüstrisi vardı. Bu da vatandaşların kendilerini herhangi bir şekilde eğlendirebilecekleri anlamına geliyordu.
İsterlerse öğleden sonra tiyatroda bir oyun izleyebilirler ya da Kolezyuma gidebilirlerdi. Burada ünlü gladyatör maçlarının yanı sıra, yetenekli avcıların İmparatorluğun dört bir yanından ithal edilen egzotik hayvanları alt etmelerine tanık olabilirlerdi. Ayrıca antik bir hipodrom olan Circus Maximus’ta yapılan araba yarışları, Roma’daki en popüler eğlence biçimiydi. Bu arada tüm bu eğlencelere sadece zenginler değil fakirler de katılırdı.
Roma Günlük Yaşamından Hamamların Yeri Farklıydı
Gün doğumunda işlerine başlayanlar, öğlen saatlerine doğru işlerini bitirip eğlendikten sonra soluğu hamamlarda alırdı. Artık sıra da dinlenme vardı. Kaplıcalar veya halk hamamları, Roma toplumunun vazgeçilmez bir parçasıydı. Hamamların temizlendiği ve suyunun hazır olduğu, çatılarında bulunan bir çanın çalınmasıyla halka duyurulurdu.
Roma hamamlarında sıcak, soğuk, ılık banyolar ve servis mekânları dışında en önemli mekân büyük avlulardı. Adı ve kökeni Eski Yunan’dan gelen ve palaestra denilen, dikdörtgen ya da kare şeklindeki bu geniş alanlarda spor yapılır, çeşitli oyunlar oynanırdı. Bunu günümüz spor salonları gibi düşünebilirsiniz.
Güreşmek, boks yapmak, disk atmak, ağırlık kaldırmak, çeşitli top oyunları oynamak banyo öncesi buralarda yapılan temel sporlardı. Hemen hemen tüm Romalı erkekler bu etkinliklere katılırdı. Hatta bazı kadın sporcular da antrenman yapmak için palaestrayı kullanırdı.
Sporun hemen arkasından yapılan ilk şey vücutlara zeytinyağı sürmek olurdu. Sonucunda o dönemde sabun bilinmiyordu. Bu nedenle zeytinyağı ile vücuttaki kiri atmaya çalışıyorlardı. Hamama gelenler bu işi kişi kendi kendilerine yapamadıkları için yanlarında kölelerini getirirlerdi. Ayrıca hamamda çalışan kişiler de vardı. Metal bir araçla vücut kirden arındırılır, bir tür keselenme sonrasında banyo başlardı.
Hamamlara giriş ücretliydi, ama ödenen ücret son derece azdı. Kalabalık kentlerdeki büyük hamamlarda mutlaka kadınlar için ayrı bir bölüm olurdu. Olmayanlarda ise kadınlar sabahtan öğleye kadar, erkekler ise öğleden sonra hamam giderdi.
Hamamların halk arasında kullanımının artmasının en önemli nedenlerinden biri, doktorların sağlıklı yaşam için spor, masaj ve diyetle birlikte mutlaka vücut temizliği yani banyo yapmayı önermesiydi. Ayrıca bazı hastalıklara iyi geldiği düşünülen şifalı sularda banyo yapmak özellikle önerilmekteydi. Bu nedenle imparatorlar hem halkın sempatisini kazanmak, hem de bonkörlüklerini göstermek için sürekli yeni hamam yapma eğilimindeydi.
Antik Roma’da Günlük Yaşam Akşam Yemeği İle Son Bulurdu
Bir Roma gününün en önemli öğünü akşam yemeğiydi. Soylular için akşam yemeği bir ila dört saat arasında sürerdi. Bu arada bazı imparatorların düzenlediği ziyafetlerin gece yarısına, hatta bazen sabahın erken saatlerine kadar devam ettiği de olurdu.
Akşam yemeği yemek salonunda servis edilirdi. Antik Roma’da yemek odalarında masa ve sandalyeler değil, uzun kanepeler bulunurdu. Bu kanepeler, yiyeceklerin serileceği kare masaların etrafına dizilirdi. Yani yerçekimine inat, antik Romalılar yemeklerini yatarak yerdi.
Roma döneminde bıçak ve kaşık biliniyordu ancak çatal henüz icat edilmemişti. Bu nedenle yiyecekler tipik olarak lokmalık formatta servis edilirdi. Ayrıca, bir Romalı için yemekten önce ve sonra ve tercihen yemek aralarında da ellerini yıkamak uygun görgü kuralları olarak kabul ediliyordu. Varlıklı ailelerin akşam yemekleri en az yedi çeşitten oluşuyordu. Bu çeşitlerin içinde et ve tatlı her zaman bulunuyordu. Romalılar akşam yemeği sırasında su yerine de şarap tüketirlerdi.
Bir yemeğe gittiyseniz ve eve dönmeniz gerekiyorsa bu çok kolay bir iş olmazdı. Nazik ev sahipleriyle vedalaşan zengin Romalılar, meşaleli bir köle maiyetinde evlerine dönerlerdi. Ekonomik durumu iyi olmayanlar da karanlıkta yolunu bulmak zorundaydı, çünkü dışarıda yolu aydınlatacak gaz lambası yoktu.
Sonuç Olarak;
Gördüğünüz gibi antik Roma’da günlük yaşam günümüzden oldukça farklıydı. Bir Roma şehrinde günlük yaşam kişinin ekonomik durumuna bağlıydı. Zenginler, ister hamamlardaki suyu ısıtmak olsun, ister akşam yemeklerini servis etmek, ister çocuklarını eğitmek olsun, kölelerden yararlanıyordu.
Yoksulların ise eğitime erişimleri yoktu. Köhne binalarda yaşıyorlar ve bazen yardımlarla geçiniyorlardı. Ancak yine de bir çoğu muhtemelen bizden daha fazla hayatının tadını çıkartmayı biliyordu. Ayrıca göz atmak isterseniz: Lüks Yaşamın Tehlikesi Hakkında Roma İmparatorluğu’ndan Dersler
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Carcopino, J., Daily Life in Ancient Rome-The People And The City at the Height of the Empire, Penguin Books, 1991
- Roman Daily Life. Yayınlanma tarihi: 23 Nisan 2018; Bağlantı: https://www.worldhistory.org/
- What was it like to live in ancient Rome? Yayınlanma tarihi: 4 Ocak 2022; Bağlantı: https://bigthink.com/the-past/ancient-rome-life-routine/
Matematiksel
Güzel yazilar. Bilgilendirici.