19 Eylül 1957’de sekiz bilim insanı ve mühendis, kendi şirketlerini kurmak için mevcut işyerlerinden ayrıldı. “Hain Sekizli” ( Traitorous eight) olarak bilinen bu gençler geleceğin dünyasını şekillendirecek adımı atmışlardır…
Sonraki birkaç hafta boyunca yedi mutsuz çalışan bir dizi gizli toplantı yaptı. Yaklaşık bir buçuk yıl önce, transistörün mucitlerinden William Shockley tarafından kurulan bir araştırma tesisi olan Shockley Semiconductor Laboratory’de çalışmak için aileleriyle birlikte Batı Kıyısı’na taşınmışlardı. Ancak bir sorun vardı.
Nobel Ödülü’nü kazanmak dünyadaki en prestijli başarılardan biridir. Sonucunda fizik, kimya veya tıp alanında Nobel Ödülü sahibi biri, kariyerinin geri kalanını istediği yerde, istediği konuda çalışmalar yaparak sürdürebilir. Ödül kazananlar kendi alanlarının sözcüsü haline gelir veya enstitülere liderlik eder ve hatta devlet kurumlarının başına geçebilirler. Ancak şöhretin bazı dezavantajları da vardır. Bu da bir Nobel Ödülü kazanmanın getirdiği kibir ve yersiz özgüvendir.
Her Şey Nasıl Başladı?
William Shockley, 1956 yılında John Bardeen ve Walter Houser Brattain ile birlikte transistörü icat etmesiyle tanınır. Bu buluş, elektronikte devrim yaratarak modern bilgisayarların ve diğer elektronik cihazların geliştirilmesine olanak sağlamıştır. Bu keşfinin sonucunda da Shockley meslektaşı John Bardeen ile birlikte 1956 Nobel Ödülü’nden pay almıştı.
Ancak Nobel’in ardından alçakgönüllü ve uyumlu doğasıyla tanınan Bardeen, Shockley’in davranışlarından sıkılacak ve profesör olmaya karar verecekti. Bu süreçte süperiletkenlik sorununa yönelmiş ve yeni çalışması ona fizik alanında ikinci bir Nobel Ödülü kazandırmıştı. Shockley ise narsisim ile sembolize edilen Nobel Hastalığını geliştirecekti.
Shockley, başarısından ardından Silikon Vadisi olarak anılacak olan bölgede ilk transistör şirketini kurdu. İtibarı ve entelektüel yetenekleri, kısa sürede en iyi genç fizikçilerin ilgisini çekti. Ancak başlangıçtaki heveslerine rağmen, genç bilim insanları işverenlerinden memnun değillerdi.
Büyük bir dahi olarak görülme konusundaki bencil ihtiyacının kölesi olarak, onları parlak ama pratik olmayan fikirleri üzerinde çalıştırdı. Ayrıca giderek artan otoriterliği, orijinal fikir ve icatlarının önüne geçiyordu. Bu yüzden bir Hain Sekizli olarak hatırlanan bir grup genç laboratuvardan ayrılmaya karar vermişlerdi.
Bu adamlar daha sonra kendi parlak çalışmalarıyla ünlü olacaklardı. Bu başarılar arasında Intel’i kurmak, modern çip teknolojisini icat etmek ve entegre devreler yaratmak gibi şeyler de vardı.
Hain Sekizli Nasıl Kuruldu?
Köklü bir kurumu bırakıp rakip bir firma kurmak o zamanlar epey sıradışıydı ve cesaret gerektiriyordu. Ayrıca bağımsız bir şirket kurmak için köklü kurumlardan para bulmak kolay değildi. Yeni girişimleri fonlama fikri henüz yaygın değildi. Bu isyancı grubun başında adını Moore yasaları ile tanıdığımız Gordon Moore bulunuyordu ve aslında ilk başta sekiz değil yedi kişilerdi.
Sonunda Eugene Kleiner, babasının da müşterisi olduğu Wall Street’teki köklü borsa aracı şirketi Hayden, Stone & Co.’ya bir mektup yazdı. Kendilerini tanıtıp ne kadar ehil olduklarını anlattıktan sonra “Üç ay içinde yarı-iletken alanında bir şirket kurabileceğimize inanıyoruz,” dedi. Ancak talepleri başlarında bir liderin olmaması nedeniyle kabul edilmeyecekti.
Sonuçta olanlar yönetici değil bilim insanlarıydı. Bu nedenle girişimlerinin başarılı olmasını istiyorlarsa, mükemmel bir mühendis ve aynı zamanda başarılı bir lider olan Robert Noyce’u kendilerine katılmaya ikna etmeleri gerektiğini anladılar. Fon arama çabalarına umutsuzca devam ederken, Fairchild Camera and Instruments’ın sahibi olan Sherman Fairchild ile tanıştılar.
Fairchild şirkete 1 ,5 milyon dolar koydu. Bu sekiz kurucunun beklediğinin iki katıydı. Karşılığında bir seçme yetkisi aldı. Eğer şirket başarılı olursa nakit 3 milyon dolar karşılığında satın alacaktı. Bunun sonucunda “Hain sekizli” namıyla tanınan Noyce ve ekibi Shockley’nin ofisinin bulunduğu yolun sonuna işyerlerini, Fairchild Semiconductor’ı kurdular.
Shockley Semiconductor ise tekrar toparlanamadı. Altı sene sonra Shockley pes etti ve Stanford ‘da öğretim üyeliği yapmaya başladı. Paranoyaları derinleşti. Sonunda transistörü kavramsallaştıran ve insanları Silikon Vadisi’ne getiren dahi, toplumdan uzaklaştı.
Oysa ki Fairchild Semiconductor’ı kuran hain sekizlinin ise doğru zamanda doğru yerdeki doğru kişiler olduğu ortaya çıktı. Fairchild Camera and Instrument bekleneceği üzere 1959′ da Fairchild Semiconductor’ı satın alma hakkını kullandı. Bu sekiz kurucuyu zengin etti.
Mikroişlemcinin İcadı ve Bilgisayar Çağının Başlangıcı
Fairchild Semiconductor kurulduktan üç gün sonra Ruslar Sputnik uydusunu gönderip Birleşik Devletler’le uzay yarışını başlatmıştı. Bunun sonucunda Amerikan Hükümeti, NASA’yı kurarak ve teknolojik araştırmalara yön verdi. Bu da daha gelişmiş transistörlere ihtiyaç anlamına geldi.
Askeri programın yanı sıra sürdürülen sivil program hem bilgisayar hem transistör ihtiyacını arttırdı. Ayrıca bu iki teknolojinin birbiriyle bağlantılı olduğunun da anlaşılmasını sağladı. Bilgisayarların bir roketin ucuna sığacak kadar küçük olması için yüzlerce, hatta daha sonra binlerce transistörü küçük cihazlara sıkıştırmanın yolunu bulmak gerekiyordu. Bu yol mikroçip adıyla bildiğimiz entegre devreydi.
Mart 1959’da Jack Kilby, Texas Instruments şirketi için tek bir çipte karmaşık bir elektronik devre oluşturma yöntemi geliştirdi. Jack Kilby, dünyadaki ilk bütünleşik devreyi (integrated circuit), yani çipi üretmişti. Kendisinin ürettiği mikroçipi duyurmasından birkaç ay sonra Noyce ve ekibi konuya dahil oldular.
Jack Kilby, çiplerini yeterince kararlı olmayan ve kolay bozulan germanyum elementinden yapmayı deniyordu. Robert Noyce ise hem transistörleri hem de mikroçipleri silisyumdan üretmek istiyordu. Çünkü silisyum metallerden çok daha sağlamdı. Ayrıca yarıiletken yapısı sayesinde kabloya hiç ihtiyaç duymadan birbirleriyle iletişim kurabilirlerdi.
Silikon Vadisi Giderek Teknolojinin Kalbi Oldu
Peki, mikroçipi kim icat etti? Aslına bu konu uzun süre tartışıldı. Kilby bulgularını yayınlayan ilk kişiydi, Noyce ise daha verimli olduğunu kanıtlayan bir üretim tasarımı bulmuştu. Yıllarca süren patent savaşından sonra, iki şirket nihayet bir anlaşmaya vardı.
1968’de Robert Noyce, Gordon Moore ile birlikte başka bir şirket kurmaya karar verdi. Noyce ve Moore şirketlerine Intel adını verdiler. Intel’i kurduğunda Robert Noyce 40 yaşındaydı. Sonrasında İntel 4004 geldi. Bu işlemci, NASA’nın Apollo programlarındaki kapsüllerde kullanıldı. Noyce günümüzde “Silikon Vadisinin Başkanı” lakabı ile tanınır. Hain Sekizli, Silikon Vadisi’nde toplamda 65 şirket kurmuştur.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Laws, David. (2010). A Company of Legend: The Legacy of Fairchild Semiconductor. Annals of the History of Computing, IEEE. 32. 60 – 74. 10.1109/MAHC.2010.12.
- Fairchild Semiconductor And The Men Who Helped Invent ‘Silicon’ Valley. Yayınlanma tarihi: 28 Kasım 2023. Kaynak site: Forbes. Bağlantı: Fairchild Semiconductor And The Men Who Helped Invent ‘Silicon’ Valley
- Gurimskaya, Yana. (2012). Behavior of some metallic impurities in germanium : investigation by transient spectroscopy methods. Deep Level Transient Spectroscopy-Minority Carrier Transient Spectroscopy – Laplace Deep Level Transient Spectroscopy.
- Nobel disease: Why some of the world’s greatest scientists eventually go crazy. Yayınlanma yatihi: 16 Eylül 2023. Kaynak site: Big Think. Bağlantı: Nobel disease: Why some of the world’s greatest scientists eventually go crazy
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel