Kısa süreli hafızamızın bir sınırı vardır. Bu sınır ortalama 7 sayısı etrafında dolanır. Bu nedenle bir çoğumuz aynı anda yaklaşık yedi şeyi hatırlayabiliriz.
Şimdi sizinle bir oyun oynayalım. Ancak bu oyunun etkili olması için cevabı görmek amacı ile sayfayı aşağıya doğru kaydırmayın. Aşağıda rastgele dizili bazı harfler veriyoruz. Yapmanız gereken sadece üç saniye bu harflere bakıp sonrasın da bu harfleri aklınızda tutmaya çalışmak. Baktıktan sonra kafanızı başka yöne çevirin ve kopya çekmeyin. Bakalım kaç tanesini tutabileceksiniz?
Şimdi kendinize karşı dürüst olun. Kopya çekmeden, ikinci defa bakmadan kaç tanesini hatırladınız? Eğer siz de çoğu insan gibiyseniz vereceğiniz cevap yedi artı eksi iki civarında olacaktır.
Bir arkadaşınızın size telefonda bir telefon numarası söylediğini düşünün. Yakınınızda kağıt kalem yok ve numarayı hızlıca aramanız gerekiyor. Unutmamak için yapacağınız şey büyük ihtimal ile numaraları kendi kendinize tekrar edip durmak olacaktır. Eğer şanslıysanız telefonu başarıyla edersiniz ve sonrasında da büyük olasılıkla bu numarayı sonsuza kadar unutursunuz.
Hafıza temelinde ikiye ayrılır. Uzun vadeli hafıza, daha sonra kullanmak için “sakladığımız” şeylerdir. Kısa vadeli hafıza ise hatırladığımız ama saklamadığımız şeylerdir. Yeni bir düşünce ya da bir kavram kafamıza girince, derhal “uzun süreli” belleğe depolanmaz. Bunun yerine çalışma belleği adıyla bilinen, o andaki bilgileri aklımızda tutmamıza yarayan bir bölgede varlığını kısa süre sürdürür.
Yemek yedikten sonra kaç para bahşiş bırakacağınızı hesaplarken, yaptığınız yemeğin tarifindeki bir sonraki adımın ne olduğunu hatırlarken, bir cismi zihninizde sağa sola döndürürken kullandığınız bellek türü işte budur. Fakat George Miller kısa vadeli hafızanın yalnızca beş ila dokuz şeyi saklayabildiğini göstermiştir.
Sihirli Yedi Rakamı, Artı Ya da Eksi İki Ne Anlama Geliyor?
İlk başlarda telefon numaraları sadece numaralardan oluşmuyordu. Kısmen harf, kısmen numara içeriyorlardı. Ancak telefonlar yaygınlaştıkça, büyük şehirlerde herkese farklı numara verilebilmesi için telefon numaraları yedi haneye çıktı. Fakat bu da bir probleme neden oldu. İnsanlar sürekli yanlış numara çeviriyorlardı çünkü numaralar akıllarında yanlış kalıyordu.
Bir zamanlar telefon şirketinin en güçlü bilgi teknolojisi ve araştırma tedarikçisi olduğu zamanlar vardı. Bell Laboratuvarları, bünyesinde çeşitli araştırmalar yapması için yüzlerce bilim insanını toplamıştı. Psikolog George Miller de burada çalışıyordu. Bir kişinin herhangi bir zamanda kaç tane rastgele rakamı hatırlayabildiğini bulmakla görevlendirilmişti.
Bell Laboratuvarları sponsorluğunda bir araştırma düzenlenerek çalışma belleğinin 15553 141593 gibi uzun numara dizilerini tutma kapasitesi ölçüldü. Araştırmadan iki önemli sonuç çıktı. Birincisi, numaralar 1-555-314-1593 şeklinde gruplandığında doğru hatırlanıyordu.
İkincisi, çalışma belleği, süpermarketlerdeki ekspres kasalar gibi, yalnızca belli sayıda parçayla çalışabilen bir yapıdaydı. Çalışma belleği için sihirli sayının (aşağı yukarı) yedi olduğu tespit edilecekti. Sonunda 1956 yılında Miller bir çalışma yayınladı. Çalışmanın adı The magical number seven, plus or minus two: Some limits on our capacity for processing information yani biçiminde idi. Makalenin başlığı Türkçe adıyla “Sihirli Yedi Rakamı, Artı ya da Eksi İki: Bilgi işleme Kapasitemizin Bazı Sınırları”ydı.
Sonucunda bir çoğumuz aynı anda ancak yaklaşık yedi şeyi hatırlayabiliriz. Telefon numaranız bu nedenle 7 basamaklı bir sayıdır. Çoğu insan, herhangi bir zamanda, parçalama gibi özel numaralara başvurmadan yalnızca 5-9 şeyi hatırlayabilecektir. Bu sihirli yedi sayısı aslında kısa süreli belleğimizin sınırını belirliyordu.
Peki Ama Neden Yedi Rakamı, Artı ya da Eksi İki?
Kısa süreli çalışma belleğimiz için “büyülü yedi rakamı” küresel açıdan bir ortalamayı gösterir. Bazı insanlar aynı anda ancak beş bilgiyi aklında tutabilirken bazıları için bu sayı dokuza çıkar. Bu iki rakamın da ortalaması yedidir. Ayrıca bu yedi bilgi ancak birkaç saniye orada kalır. Bir biçimde eğer aklımız başka yere kayar ise hızlı bir biçimde unutulacaktır.
Geriye dönüp bakmadan ve tekrar okumadan, bu cümlenin, ilk üç sözcüğünü kendinize tekrarlamayı deneyin. “Geriye dönüp bakmadan”. Bu kısım kolay, şimdi gerçekten geriye dönüp bakmadan bundan bir önceki cümlenin ilk üç sözcüğünü tekrarlamayı deneyin. Eğer zorlandıysanız bunun nedeni o cümlenin çalışma belleğinizden çıkmış olmasıdır.
Çalışma belleğimiz dünyayı algılamamız ile bu konudaki uzun süreli belleğimiz arasında bir filtre görevi görür. Eğer tüm duyuları ya da düşünceleri uzun süreli belleğimizde depolasaydık kısa süre içinde gereksiz bilgiler arasında boğulurduk.
Bu nedenle büyük sayıları okuyabilmek için üçerli gruplandırmayı tercih ediyoruz. Parçalama, beynin kısa süreli belleği tarafından, kolay hatırlama için bilgi gruplarını erişilebilir tutmak için bir yöntem olarak kullanılır. Aksi durumda takip edilmesi ve akılda kalması çok zor olacaktır.
Sonuç olarak
Bir çalışanınızdan, bir öğrencinizden ya da markete alışveriş yapması için gönderdiğiniz çocuğunuzdan belli bir bilgiyi aklında tutmasını istiyorsanız, istediğiniz bilginin kaç tane maddeden oluştuğuna dikkat edin. İnsan beyninin bir sınırı olduğunu kabul edin. En iyisi bu bilgiyi ona ya gruplandırarak verin ya da ezberleme alternatifi bir yöntem deneyin.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Saaty, Thomas & Sagir Ozdemir, Mujgan. (2003). Why the magic number seven plus or minus two. Mathematical and Computer Modelling. 38. 233-244. 10.1016/S0895-7177(03)90083-5.
- Cowan N. What are the differences between long-term, short-term, and working memory? Prog Brain Res. 2008;169:323-38. doi: 10.1016/S0079-6123(07)00020-9. PMID: 18394484; PMCID: PMC2657600.
- Miller, G. A. (1956). The magical number seven, plus or minus two: Some limits on our capacity for processing information. Psychological Review, 63(2), 81–97. https://doi.org/10.1037/h0043158
- Cowan N. Working Memory Underpins Cognitive Development, Learning, and Education. Educ Psychol Rev. 2014 Jun 1;26(2):197-223. doi: 10.1007/s10648-013-9246-y. PMID: 25346585; PMCID: PMC4207727.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel