Toplum Bilimi

Sıfır Toplam Yanılgısı: Hayatta Her Şey İçin Yarışmak Gerekmez!

Sıfır Toplam Yanılgısı (Zero-Sum Bias), insanların birçok durumu sıfır toplamlı bir oyun gibi algılama eğilimi göstermesidir. Yani, birinin kazancının diğerinin kaybı anlamına geldiğini düşünme eğilimidir.

sıfır toplamlı düşünme

Oyun Teorisi, bireylerin, şirketlerin ve ulusların stratejik kararlar alma süreçlerini anlamaya çalışan büyüleyici bir çalışma alanıdır. Temel olarak, insanların rekabetçi durumlarda birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğini inceler. Kişilerin, diğerlerinin hamlelerini göz önünde bulundurarak nasıl karar verdiklerini anlamaya odaklanır. Farklı stratejilerin farklı sonuçlara yol açabileceğini gösteren bir çerçeve sunar.

Sıfır Toplam Yanılgısı Nedir?

Oyun Teorisi’nin temel kavramlarından biri sıfır toplamlı oyun (zero-sum game) kavramıdır. Sıfır toplamlı oyunlar, katılımcıların toplam kazançlarının toplam kayıplarına eşit olduğu durumlardır. Kazanç ve maliyetlerin toplamı sıfırdır; yani bir kişinin kazancı, tam olarak başka bir kişinin kaybına denk gelir. Bu tür oyunlar genellikle rekabetçi senaryoları modellemek için kullanılır.

Sıfır toplamlı oyunlara birçok farklı durumda rastlamak mümkündür. Poker, satranç ve diğer rekabetçi oyunlar, sıfır toplamlı oyunların en bilinen örneklerindendir. İş dünyasında bir sözleşme müzakeresi, taraflardan birinin daha avantajlı bir anlaşma sağlaması diğerinin kaybına yol açtığında sıfır toplamlı bir oyun olarak değerlendirilir.

Benzer şekilde, uluslararası ilişkilerde ticaret savaşları da bir ülkenin ekonomik kazancının başka bir ülkenin kaybına neden olduğu durumlar yaratabilir. Sıfır Toplam Yanılgısı ise, insanların birçok durumu sıfır toplamlı bir oyun gibi algılama eğilimi göstermesidir.

Bu tür düşünme veya strateji oluşturma, bir tarafın kazancının, yalnızca kaybedecek olan diğerinin pahasına olacağını ima eder. Bu düşünce yerine doğru olan kazan kazan düşüncesinin yerleşmesidir.

Sıfır toplam yanılgısına kapılan bir kişi, ilgilendiği bir kaynağın sınırlı olduğunu varsayarak, onu kullanabilmesi için başkalarının payından alması gerektiğini düşünür. Bu yanılgı, artan çatışmalara, işbirliğinin azalmasına ve bilgi değerlendirmesinde hatalara yol açar. İnsanlar, kazan-kazan durumlarını göz ardı ederek gereksiz rekabete yönelir ve kararlarını daha dar bir perspektiften verir.

Çocukken kardeşleri veya arkadaşlarıyla oyuncakları paylaşma, kutudaki son şekeri kapma ya da bir yolculuk sırasında öne kimin oturacağı konusunda tartışan herkes, farkında olmadan sıfır toplamlı düşünceyi deneyimlemiştir.

Sıfır Toplam Yanılgısına Örnekler

İnsanlar birçok durumda sıfır toplamlı düşünceyi benimseyerek olayları yanlış yorumlar. Örneğin, tüketiciler farklı ürünleri değerlendirirken genellikle bu yaklaşıma sahip olur. Bir ürünün belirli bir özelliğinin güçlü olması durumunda, diğer özelliklerinin daha zayıf olacağını düşünmek yaygın bir hatadır.

Örneğin, bir telefonun dayanıklı olması durumunda pil ömrünün düşük olacağı varsayılır. Benzer şekilde, bir ürün çevre dostu olarak tasarlandığında, dayanıklılığının azalacağı düşüncesi ortaya çıkabilir. Oysa bir özelliğin güçlü olması, diğerinin mutlaka zayıf olmasını gerektirmez.

İki taraf arasında yapılan bir ticaretin mutlaka birinin lehine, diğerinin aleyhine işlediğini düşünmek de bu yanılgıya örnektir. Oysa ticaret, tarafların farklı değerler atfettiği ürünleri veya hizmetleri değiş tokuş ederek karşılıklı kazanç sağladığı bir süreçtir. Bu nedenle, bir tarafın kazanması diğerinin kaybetmesi anlamına gelmez.

Yapılan araştırmalar, kıt kaynaklara sahip ülkelerde sıfır toplamlı düşüncenin daha yaygın olduğunu göstermektedir. İnsanlar daha az kaynağa eriştiğinde, genel olarak var olan kaynak miktarının da sınırlı olduğu inancına kapılma eğilimindedir. Bu durum, rekabetçi bir zihniyetin yaygınlaşmasına neden olur ve iş birliği fırsatlarını sınırlar.

İnsan ilişkilerinde de sıfır toplamlı düşüncenin etkileri ortaya çıkar. Bir çalışan, kendi yetkinliğini artırmak için iş arkadaşlarını küçük düşürmesi gerektiğini düşünebilir. Sıfır toplam yanılgısı nedeniyle, başkalarının başarılı olmasının, kendi başarısına zarar vereceğini zanneder. Oysa iş dünyasında ekip çalışması ve işbirliği, genellikle herkesin birlikte gelişmesini sağlanır.

Sıfır toplam yanılgısı, siyasette de belirleyici bir faktördür. Bir grup, birey veya kurumun meşruiyetinin artmasının, diğerlerinin meşruiyetini azaltacağı düşünülür. Oysa farklı siyasi görüşlerin veya kurumların bir arada bulunması, demokratik sistemin sağlıklı işlemesine katkı sağlar. Ancak bu yanılgıya sahip bireyler, rakip bir tarafın güç kazanmasını kendi taraflarının zayıflaması olarak yorumlama eğiliminde olur.

İnsanlar Neden Sıfır Toplamlı Düşünceyi Tecrübe Eder?

sıfır-toplamlı önyargı, insanların sınırlı bir kaynak için rekabet olduğunu düşünmelerine neden olur.

Bu yanılgının temelinde, insan zihninin evrimsel geçmişi yatmaktadır. Tarih boyunca insanlar kıt kaynaklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Avcı-toplayıcı toplumlarda yiyecek, su ve barınak gibi temel ihtiyaçlar sınırlıydı. Bir bireyin kazanması genellikle bir başkasının kaybetmesi anlamına geliyordu. Bu nedenle, insanlar doğal olarak rekabetçi bir zihniyet geliştirmiştir. Ancak modern toplumda kaynaklar daha esnek hale gelmiş ve iş birliği, bireylerin ve grupların birlikte büyüyebileceği fırsatlar yaratmıştır.

Sıfır toplam yanılgısı, psikolojik faktörlerle de desteklenir. İnsan beyni, karar alma süreçlerinde enerji tasarrufu yapmak için karmaşık durumları basitleştirme eğilimindedir. Bu nedenle, birçok kişi ekonomik ve sosyal ilişkileri sıfır toplamlı bir çerçevede değerlendirme eğiliminde olur. Bir kişinin kazanç sağlaması, otomatik olarak diğerinin zarar göreceği şeklinde yorumlanır.

Buna ek olarak, kıskançlık ve statü kaygısı da sıfır toplam yanılgısını pekiştiren faktörler arasındadır. Sosyal psikoloji araştırmaları, insanların statülerinin başkalarının başarısıyla tehdit altında olduğunu düşündüğünde, bu yanılgıya daha fazla kapıldığını göstermektedir. Örneğin, bir çalışanın iş yerinde bir meslektaşının terfi etmesini, kendi kariyerine zarar veren bir gelişme olarak algılaması bu yanılgının bir örneğidir.

Ayrıca, sınırlı perspektif ve yanlış bilgi de sıfır toplam yanılgısına neden olur. İnsanlar, ekonomik büyüme, teknoloji ve inovasyonun yeni fırsatlar yaratabileceğini fark etmez. Bunun sonucunda da eski rekabetçi bakış açısını korur.

Sonuç Olarak

Hatalı düşünme biçimlerini öğrenmek, daha sağlıklı ve bilinçli kararlar almak için büyük önem taşır. Bu sayede yalnızca kendi düşünce hatalarımızı engellemekle kalmaz, aynı zamanda başkalarının mantıksal yanlışlarını da daha kolay fark edebiliriz.

Sıfır toplam yanılgısı gibi bilişsel hatalar, genellikle içgüdüsel olarak ortaya çıkar ve çoğu zaman fark edilmeden düşünce süreçlerimize yerleşir. Ancak, bilinçli bir farkındalık geliştirmek ve eleştirel düşünmeyi alışkanlık haline getirmek, bu tür yanılgıları etkili bir şekilde ortadan kaldırmamıza yardımcı olacaktır.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • *Zero-Sum Game Definition in Finance, With Example. Yayınlanma tarihi: 16 Ağustos 2022; Bağlantı: https://www.investopedia.com/
  • *Roberts R, Davidai S. The psychology of asymmetric zero-sum beliefs. J Pers Soc Psychol. 2022 Sep;123(3):559-575. doi: 10.1037/pspi0000378. Epub 2021 Nov 11. PMID: 34766807.
  • Meegan DV. Zero-sum bias: perceived competition despite unlimited resources. Front Psychol. 2010 Nov 5;1:191. doi: 10.3389/fpsyg.2010.00191. PMID: 21833251; PMCID: PMC3153800.
  • *The Zero-Sum Bias: When People Think that Everything is a Competition. Bağlantı: https://effectiviology.com/zero-sum-bias/
  • *Peetz, J. Legitimacy as a zero-sum game. Presidential populism and the performative success of the unauthorized outsider. Contemp Polit Theory 19, 642–662 (2020). https://doi.org/10.1057/s41296-019-00375-3

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir