Schumann rezonansları gerçek olmasına ve dünyamız hakkında muazzam miktarda bilgi ortaya çıkarmasına rağmen, onlar hakkında yine muazzam miktarda da yanlış bilgi bulunur. Bu nedenle neler olup bittiğine bir göz atalım.
Bu ilginç kavramı açıklayabilmemiz için bir kaç önbilgi vermeliyiz. Bildiğiniz gibi Dünya çeşitli katmanlardan oluşmaktadır. Benzer bir durum atmosferimiz için de geçerlidir. Bu katmanlardan birisi de iyonesferdir. İyonosfer, yeryüzünün yaklaşık 48 kilometre yüksekliğinden başlayarak yukarı doğru birkaç yüz kilometreye kadar uzanır.
İyonosfer, adını üst atmosferdeki atomların ve moleküllerin güneş radyasyonuyla etkileşimi sonucunda oluşan iyonlardan (elektron kazanmış veya kaybetmiş atomlar veya moleküller) alır. Bu iyonlar başta olmak üzere iyonosferde yüksek oranda yüklü parçacıklar vardır. Bu, Dünya’nın yüzeyi ile iyonosfer arasında çok fazla elektriksel aktivite olduğu anlamına gelir.
Dünya atmosferinin iletken olarak nasıl davranacağına ilişkin mekanizma, teorik fizikçi Oliver Heaviside ve elektrik mühendisi Arthur Kennelly tarafından 1902’de önerilecekti. İyonosferik katmanın varlığını ise 1925’te Edward Appleton ve Miles Barnett deneysel olarak kanıtladı. Devamında da 1952’de fizikçi Winfried Schumann tüm resmi bir araya getirdi.
Schumann Rezonansı Nedir?
Winfried Schumann Dünya yüzeyi ile yaklaşık 100 kilometre yukarıdaki iyonosfer arasındaki boşluğun, elektromanyetik dalgaları yansıtabileceğini fark etti. Aynı zamanda tıpkı bir müzik aletinin içindeki dalgaların titreşerek ses çıkardığı frekanslara sahip olması gibi, bu boşlukta dolaşan elektromanyetik dalgaların da rezonans titreşimine yol açacağını açıkladı.
Daha sonra da bazı hesaplamalar ile bu rezonans değerlerini belirledi. Sonucunda Schumann, Dünya’nın rezonans frekanslarını ölçmeye çalışan ilk kişi olacaktı. Bu nedenle günümüzde bu ilginç fenomen onun adını taşımaktadır.
Temel atmosferik elektromanyetik rezonans frekansı 7,83 Hz’dir. 7,83 Hz frekansı Dünya’nın “kalp atışı” olarak da adlandırılmaktadır. Schumann rezonansları küresel yıldırım aktivitesini izlemek için fizikçiler, mühendisler, iklim bilimcileri ve meteorologlar tarafından takip edilmektedir.
Schumann Rezonansı Davranışlarımızı Etkiliyor mu?
Schumann rezonanslarının arkasında da gerçek bilim vardır, ancak aynı zamanda birçok kötü bilim, saçmalık ve bunlarla ilgili komplolar da bulunur. Buraya kadar aktardığımız tamamen bilime dayalı gerçeklerdi. Ancak buradan sonrakiler için tam olarak aynı şeyi söyleyemeyeceğiz.
Schumann rezonanslarının biyolojik veya jeolojik olarak yararlı olabileceğini iddia eden, çoğu hakemli ancak hepsi kanıtlanmamış çok sayıda spekülatif çalışma var. Mesela Schumann rezonansının açık denizdeki hidrokarbon yataklarının yerini tespit etmek için kullanılabileceği yönünde iddialar ileri sürülmüştür. Ancak bu tip iddialara kanıtlanmamış olduğu için şüpheli biçimde yaklaşılmalıdır.
2017 yılının Ocak ayında, Schumman rezonansı alışılmadık bir şekilde 36 Hz’in üzerindeki frekanslara ulaştı. Tarihsel olarak, 15 Hz’in üzerindeki herhangi bir artış büyük kabul edilir. Bilim insanları buna hangi elektriksel aktivitenin neden olduğunu açıklamaya çalışırken kimilerinin cevabı basitti. Bu durum dünyadaki insanların stres seviyelerinin artması ile ilgiliydi.
Sonuç Olarak;
Bu rezonanslar, 19. yüzyıla kadar uzanan bir bilim tarafından desteklenmektedir ve ilk kez 1952’de Winfried Schumann tarafından ölçülmüştür. O zamandan beri, diğer gezegenlerin de bu Schumann rezonanslarına sahip olabileceğini, yıldırım aktivitesi ve diğer iyonosferik veya jeomanyetik aktivite meydana geldikçe bu Schumann rezonanslarının da etkileneceğini öğrendik.
Bu yazının devamında Schumann Rezonansı ile ilgili ek okumalar yapmak isterseniz, Türkçe siteler arasında yok derece az bilimsel bilgiye erişeceksiniz. Ancak bu rezonans değişimlerinin ilişkilerinizi, davranışlarınızı nasıl etkilediğini anlatan daha da kötüsü belirli frekansların üzerine çıkıldığı zamanlarda dünyanın sonunun da geleceğini iddia eden çok sayıda yazıyı okuma şansınız olacaktır. Bir örnek:
Neye inanıp neye inanmayacağınız elbette size kalmıştır. Ancak bu Schumann rezonanslarının vücudunuzu veya herhangi bir biyolojik sistemi etkilemek için kullanıldığı iddialarına karşı dikkatli olun. Bu söylemlerin arka planında herhangi bir bilimsel kanıt veya kapsamlı araştırma olmadığını hatırlatmak isteriz.
Tüm Dünya elektromanyetik dalgalarla rezonansa giriyor ve Schumann rezonansları bunun nasıl olduğunu açıklıyor. Daha fazlası ile duyduğunuz her şey çoğunlukla uydurmaca olacaktır. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Tesla’nın Hayali Kablosuz Elektrik Bir Hayal mi Yoksa Gerçek mi?
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Is the Earth’s “heartbeat” of 7.83 Hz influencing human behavior? Yayınlanma tarihi: 18 Mart 2021; Bağlantı: https://bigthink.com/
- Schumann Resonance. Bağlantı: https://www.nasa.gov/
- Schumann Resonance: Does Earth’s 7.83 Hz “Heartbeat” Influence Our Behavior? Yayınlanma tarihi: 5 Ağustos 2021; Bağlantı: https://interestingengineering.com/
- Sainson, Stephane. (2017). Electromagnetic Seabed Logging: A New Tool for Geoscientists. 10.1007/978-3-319-45355-2.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel