Görsel yanılsamalar yüzyıllardır sanatçıları büyülemiştir, ancak Optik Sanat ( İng. optical art) veya Op Art teriminin kendi başına bir sanat hareketi olarak tanınması ancak 1960’lardan bu yana olmuştur.
Bu sanat akımının en önemli özelliği bilimsel temeller üzerine inşa edilmiş olmasıdır. Sanatçılar çalışmalarını ortaya koyarken, fizikçilerin renk ile ilgili çalışmalarından; geometriden ve seyircide yapacağı etki yönünden psikoloji alanlarındaki ilerlemelerden faydalanma eğilimi gösterirler.
Bunun sonucunda klasik sanat eserlerinden oldukça farklı bir görünüme sahip olan ürünler ortaya çıkar. Bu çalışmalarda hiçbir rastlantıya yer yoktur. Her şey detaylıca planlanmıştır. İzleyiciler, hareket ediyormuş gibi görünen gizli imgeler, titreşimler, örgüler, imgelerde şişme ya da büzülmeler görür.
Bu tarz resimlerde bakışları resme odaklamak güçtür. Kendinizi resimlere bakarken huzursuz hissederseniz. Ancak aslında bu ressamın amacına ulaşmış olduğunun bir işaretidir. Bu sanat akımının amacı zihni sakinleştirmekten öte huzursuzluk vermektir. Kompozisyonlar, eserlere hareket yanılsaması vermeyi hedeflediği için izleyicinin zihninde bir tür görsel gerilim yaratır.
Op Art Sanatının Yükseliş Dönemi
Optik Sanatın çılgın desen ve renkleri çağdaş bir olgu gibi düşünülse de aslında optik efektler Rönesans döneminden bu yana sanat tarihinin önemli bir kolu olmuştur. Buna bir örnek, Hans Holbein tarafından 1533 yılında çizilen, The Ambassadors – Elçiler isimli tablodur.
Gördüğünüz kafatası, anamorfoz sanatının en ünlü ve eski örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Normal koşullarda ile bu kafatasını görmeniz mümkün değildir. Ancak bakış açınızı değişince durum değişir. Aslında bu görüntüyü net bir biçimde görmek için sağ taraftan bakmanız gereklidir.
Optik sanatın gelişim sürecinde bir sonraki adıma 19. yüzyılda Georges Seurat gibi sanatçılar tarafından atılacaktı. Renk kuramıyla ilgilenen ve tamamlayıcı renklerle deneyler yapan Seurat, klasik renk kuramını ve 19. yüzyıl kimyacısı Michel-Eugene Chevreul’ün kuramlarını inceledi.
Yaptığı görsel deneyler çerçevesinde Seurat resimlerinde saf renkleri noktalar halinde yan yana koydu. Bunu yaparken aklındaki düşünce, izleyicinin gözünün, kurama göre renkleri kaynaştırması idi. Seurat buna “bölmecilik” dediyse de sanat eleştirmenleri günümüzde daha yaygın olan “noktacılık” terimini kullandı. Seurat’ın en ünlü resmi Grande Jatte Adası’nda Bir Pazar Öğleden Sonrası (1884-1886) adlı tablosudur.
2×3 metre ebatlarındaki bu büyük resim binlerce ayrık renkli noktadan oluşur.
Kuşkusuz ki bu tür fikirleri sanat dünyasına getiren en büyüleyici sanatçılardan biri, eserlerinde alternatif gerçekliklerden oluşan baş döndürücü derecede karmaşık bir evreni tasvir eden Hollandalı grafik sanatçısı MC Escher’di.
20. yüzyılın ortalarında Avrupa ve ötesinde Optik Sanata olan ilgide bir patlama yaşandı. Teknolojide ilerlemelerin kaydedildiği bir dönemde sanatçılar bilim, renk ve optik dünyalarına giderek daha fazla ilgi duyuyordu. Kendilerinden önceki ressamların aksine op artistler illüzyonları sadece uzaklık ya da büyüklük gibi istenen bir algıya ulaşma aracı olarak kullanmadılar. İllüzyonun kendisi artık asıl amaçtı.
Ünlü Op Art Sanatçıları Ve İkonik Op Art Sanat Eserleri
Op Art ve hareketin ön safında yer alan sanatçılar tanınmaya başladıkça da, akım giderek gençliği daha çok etkisi altına almaya başladı. Bunun sonucunda Op art çılgınlığı kısa sürede her yere sıçradı. Moda tasarımcıları da kısa sürede akımın görsel araçlarını benimsedi. Bunun sonucunda da giysi modelleri, moda reklam panoları, albüm kapakları ve iç mekânlar Op Art imgeleriyle dolmaya başladı.
Victor Vasarely ( 1906 – 1997)
Macar asıllı Fransız ressam, iç içe girmiş kareler, yuvarlaklar, elipsler, yamuklar ve çokgenler ile Optik Sanatı’nın en önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Vasarely’nin erken çalışmaları daha çok renk teorisi ile ilgilidir. Ancak 1950’ler ve 1960’larda çalışmaları iki boyutlu yüzeyin optik potansiyeline odaklanır. Vasarely’nin eserlerinde bilim ve matematik her zaman önemli bir yer tutmuştur.
Op-art ile kinetik sanat alanları arasında örtüşme noktaları vardır. Kinetik sanat harekete dayanan bir sanat formudur. Bu nedenle Victor Vasarely’nin yolunun kinetik sanatla kesişmesi de şaşırtıcı değildir. 1960’lar ve 1970’ler optik sanat hareketinin doruğa ulaştığı yıllardı. Bu süre zarfında, Victor Vasarely kendine özgü tarzında yüzlerce sanat eseri üretti ve 1960’ların sonlarında heykellere yöneldi
Bridget Riley ( 1931 – )
Victor Vasarely ile birlikte Op art sanat akımının önce gelen bir diğer ismi de Bridget Riley’dir. Riley’in siyah beyaz dönemi çalışmaları genellikle beyaz üzerine siyahla tek bir geometrik öğenin tekrarlanmasından oluşan bir desenden oluşur
Riley tarafından 1961’de hazırlanan “Movement in Squares” (Karelerin Hareketi) adlı resim, en ünlü örneklerdendir. Buradaki karelerin hareket ediyormuş gibi görünmesinin nedeni, basit bir biçimde onların genişliklerinin derece derece değişmesidir. Karelerin genişliği küçülürken, gözlerimiz beynimize onların bizden uzaklaştığı sinyalini iletir. Tersine, kareler gitgide genişlediğinde onların bize yaklaştığını
algılarız.
Richard Anuskiewicz ( 1930 – 2020)
Kendisi, 1960’ların sonu ve 1970’lerin başında Op Art’ın kurucularından ve önde gelen savunucularından biriydi. Anuszkiewicz kariyerini sanatın bazı temel unsurlarının algısal etkiler yaratmak için nasıl manipüle edilebileceğini araştırmaya adamıştı. Sonucunda, renkle ilgili deneyleri onu titreşen ve ışık saçan geometrik şekillerden resimler yapmaya yöneltti.
Akiyoshi Kitaoka ( 1961- )
Günümüzde Japonya, Kyoto’daki Ritsumeikan Üniversitesi’nde Psikoloji profesörü olan Akiyoshi Kitaoka’nın büyüleyici optik illüzyonlarına bakarak saatler geçirmeniz mümkündür. Özellikle resimlerine uzun süre baktığınızda resimlerin hareket ettiğini sanabilirsiniz. Kendisi 2002 yılından beri, durağan görüntüler olmalarına rağmen animasyonlu GIF’ler veya kısa videolar gibi görünen akıllara durgunluk veren sanat eserleri üretiyor.
Mekânı teknolojik olanaklarla yeniden kurgulayan sanatçılardan biri de Avusturyalı sanatçı Peter Kogler ’dır. Kogler için mekân güncel teknolojiler ve devamlı değişim sayesinde gerçeklikle bağımızın ve fikirlerimizin sürekli olarak değiştiği bir sosyal ortamdır. Bu nedenle Kogler, üzerinde çalıştığı mekânı, dijital teknolojiden faydalanarak yeniden oluşturur.
Bir kaç örneğinden de anlamış olacağınız gibi, bu sanat eserlerin hepsi, büyük miktarda matematik, planlama ve teknik beceriyi gerektirir. Bu nedenle op sanat ile uğraşan sanatçıların hepsi övgüyü fazlasıyla hak etmektedir.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Overview of the Op Art Movement; Yayınlanma tarihi: 25 Nisan 2016. Kaynak site: Thought. Bağlantı: Overview of the Op Art Movement/
- Bridget Riley’s Movement in Squares: an anxiety-inducing illusion; Yayınlanma tarihi: 6 Kasım 2019. Kaynak site: Guardian. Bağlantı: Bridget Riley’s Movement in Squares: an anxiety-inducing illusion
- Oguz, Selin. “Optical Illusion Art: 5 Mind-Bending Works by Victor Vasarely” TheCollector.com, May 31, 2023, https://www.thecollector.com/mind-bending-optical-illusion-art-by-victor-vasarely/.
- Lesso, Rosie. “The Wonders of Optical Art: 5 Defining Features” TheCollector.com, November 30, 2020, https://www.thecollector.com/defining-optical-art-illusion/.
Matematiksel