Dünyanın ilk nükleer silahlarını geliştirmedeki rolü nedeniyle “atom bombasının babası” lakaplı Robert Oppenheimer, insanların eylemlerinin sonuçlarıyla yaşamaya zorlanmasının klasik bir örneğidir. Savaştan önce Robert Oppenheimer, fiziğin bütün dallarındaki en son gelişmeleri izler ve yetenekli öğrencileri yetiştirirdi. Savaş sırasında Manhattan Projesi’ni yönetmedeki parlak başarısı onu meslektaşları ve halk arasında bir numaralı fizikçi durumuna getirdi.
Ancak ülkesini seven bir adam, sonuçta günah keçisi olarak damgalanacaktı. Filmini izlemeden önce kendisini biraz daha yakından tanımanız iyi bir fikir olacaktır.
J. Robert Oppenheimer Gerçekte Kimdir?
]. Robert Oppenheimer 22 Nisan 1904’te New York’ta dünyaya geldi. Almanya’dan göç ederek tekstil işinden bir servet kazanan Yahudi kökenli bir ailesi vardı. 1911 yılında genç Oppenheimer herhangi bir mezhebe bağlı olmayan School of Ethical Culture’a girdi. Bu okulda sosyal adalet, ırk eşitliği ve entelektüel özgürlük gibi liberal kavramlarla eğitim gördü.
Ancak utangaç bir çocuk olduğu için arkadaşlık ilişkilerine fazla odaklanmadı. Kendini derslerine, şiire ve bilime, özelikle de fizik ve kimyaya verdi. Bunun sonucunda sadece üç yıllık eğitimin ardından Harvard Üniversitesi’nden üstün başarı derecesiyle kimya bölümünden mezun oldu. İki yıl sonra da, teorik fizik alanında dünyanın önde gelen kurumlarından biri olan Almanya Göttingen Üniversitesi’nde fizik doktorasını tamamladı.
1929 yılında kendisine iki akademik kadro teklifi geldi. İkisini de kabul ederek aynı anda hem California Institute of Technology’de hem de University of California’nın Berkeley kampusunda fizik alanında yardımcı doçent oldu. O yıllarda yetişen en iyi Amerikalı kuramsal fizikçilerin çoğu kariyerlerinin bir döneminde Oppenheimer’dan ders aldılar.
Nazik tavırları ve mükemmel dil becerisi vardı. Ders verme şekli, tarzı ve duruşu hepsini etkilemişti. 1936 yılında çalıştığı her iki kurumda tam zamanlı profesör oldu. Bu sıralarda araştırmaları teorik astronomi, nükleer fizik ve kuantum alan teorisi üzerine yoğunlaştı.
Manhattan Projesi Neydi?
1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi Avrupa’da II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesine yol açtı. Almanya ve Japonya, İtalya ile birlikte güçlerini birleştirdi ve Mihver Devletlerini yarattı. Devamında da Müttefik devletlere karşı bir savaşa girdi. Müttefikler arasında da o sırada İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği, Fransa ve Çin vardı.
1940’tan 1942’ye Mihver kuvvetleri çok sayıda bölgede zafer elde etmişti. Mihver kontrolündeki tüm bölgelerde savaşmak yıllar alacaktı. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı’nın aksine, bu savaşın ateşkesle sonuçlanması pek olası da görünmüyordu. Bunun yerine Mihver Devletlerine karşı zafer kazanmanın başka bir yolu araştırılmaya başlandı.
11 Şubat 1939’da Alman bilim insanları nükleer fisyonun ilk teorik keşfini yayınlamışlardı. Atomu parçalayarak ve bir zincirleme reaksiyon gerçekleştirmek ve devamında muazzam bir enerji üretmek mümkündü. Hem ABD hem de İngiltere, bir süper patlayıcının mümkün olduğunu anlamışlardı.
ABD, 7 Aralık 1941’de Hawaii’deki Pearl Harbor’da Japonların ABD Donanmasına saldırmasının ardından İkinci Dünya Savaşı’na girdi. 13 Ağustos 1942’de de, ilk merkezi New York City’nin Manhattan ilçesinde bulunan Manhattan Projesi başladı. Bu süreçte Chicago Üniversitesi’nden Enrico Fermi, Aralık 1942’de kendi kendini idame ettiren ilk nükleer reaksiyonu gerçekleştirmişti.
İngilizler nükleer silah araştırmalarına Amerika Birleşik Devletleri’nden daha önce başlamışlardı. Ancak 1943’ün başlarında, İngiliz ve Amerikan nükleer araştırma çabaları New Mexico, Los Alamos’ta birleşti. ABD ordusuna, meraklı gözlerden uzakta gizli laboratuvarlar inşa etme görevi verilecekti.
Robert Oppenheimer’ın Hayatı Manhattan Projesi İle Değişecekti
Fizikçi J. Robert Oppenheimer ise, bu laboratuvar kompleksine liderlik etmesi için seçilecekti. Kendisi uzmanlardan oluşan bir ekip kurarak çalışmalarına başladı. Oppenheimer, zamanının en parlak bilimsel beyinlerinden oluşan bir grubu bir araya getirmekle kalmadı. Onlara ilham verdi, teşvik etti, organize etti ve performans sergilemeleri için zorladı
Manhattan Projesi üzerindeki çalışmalar sadece New Mexico’da yapılmadı. Laboratuvarlar ayrıca Oak Ridge, Tennessee ve Hanford, Washington’da inşa edildi. Tennessee’de işçiler zenginleştirilmiş uranyum yaptılar; Washington’da plütonyum yaptılar.
Bu iki radyoaktif element, önerilen süper bombaların bölünebilir çekirdeğini oluşturuyordu. Planlanan daha sonrasında Los Alamos’ta bunların bir silaha dönüştürülmesiydi. Manhattan Projesi’nde toplamda 130.000’e kadar insan çalıştı ve yaklaşık 2 milyar dolara mal oldu. Tabii ki, işçilerin çoğu görevlerinin neyi başarmayı amaçladığını bilmiyorlardı.
Bu süreçte Almanya’nın da Uranverein olarak bilinen kendi atom bombası projesi olduğu düşünülüyordu. ( Sonrasında Almanya’nın atom bombası yerine başka süper silahlar geliştirme peşinde olduğu anlaşılacaktı.) Bu nedenle, atom bombasını tamamlama çabaları, Einstein ABD’yi böyle bir bomba yarışına karşı uyarsa da devam etti. Sonucunda harika silahlar savaşın gidişatını değiştirebilirdi.
1944 yılına kadar, tek bir bomba yapmaya yetecek kadar uranyum veya plütonyum işlenememişti. Bununla birlikte, 1944’ün sonlarında ve 1945’in başlarındaki buluşlar, bu radyoaktif elementlerin miktarını önemli ölçüde artırdı. Bu noktadan sonra da gerçek bombanın inşası başladı.
Atom bombasını yaratma projesi olan Y Projesi yaz başında tamamlandı. Şimdi yeni bombanın test edilmesi gerekiyordu. Bu nedenle 16 Temmuz 1945 sabahı erken saatlerde, tarihteki ilk nükleer bombayı başarıyla patlatan Trinity Testi yapıldı. Trinity Testi, bir atom bombasının başarısını ve fizibilitesini kanıtladı.
Ağustos 1945: Küçük Oğlan ve Şişman Adam
Oppenheimer testin ardından duygularını 1965’te yaptığı bir röportajda anlattı. O an kutsal bir Hindu metni olan Bhagavad Gita’dan bir satır aklına gelmişti. “”Şimdi ben ölüm oldum; dünyaların yok edicisi. “
6 Ağustos 1945’te, II. Dünya Savaşı’nı sona erdirebileceği düşünülen Little Boy isimli ilk bomba, Japonya’nın Hiroşima kentine atıldı. Bu tek bomba, 15 kilotonluk TNT gücüyle patladı. Patlamanın şok edici gücüne rağmen, Japonya hükümeti yanıt vermedi. Günler sonra, Nagasaki şehrinin üzerine ikinci bir bomba atıldı. Şişman Adam 21 kilotonda daha güçlüydü. Nagasaki’nin bombalanmasından altı gün sonra, 15 Ağustos’ta Japonya kayıtsız şartsız teslim olacağını açıkladı. İkinci Dünya Savaşı bitmişti.
Savaşın ardından başarılarından heyecan duysalar da, bilim insanları saldırıda sivillerin de hayatını kaybetmesinin neticesinde dehşete düşmüşlerdi. Devamında bu tür silahların gelecekteki savaşları caydırmak yerine teşvik edeceğinden endişelendiler.
Bu kişilerden birisi de Oppenheimer idi. Kendisi savaştan sonra hayatının büyük bir kısmını nükleer caydırıcılık için lobi yaparak geçirdi. ABD’nin nükleer silahları yalnızca taktik olarak kullanmayı düşünmesi ve bunun yerine enerji üretmek gibi nükleer teknolojinin diğer kullanımlarını takip etmesi gerektiğini söyledi. Ancak bu fikirleri ona siyasi düşmanlar kazandıracaktı.
Savaş Sonrası Dönemde Robert Oppenheimer
Ağustos 1949’da Sovyetler Birliği’nin ilk atom bombası testi ABD’yi şaşırttı ve Amerikalı araştırmacıları bir hidrojen bombası geliştirmeye itti. Ancak Robert Oppenheimer, hidrojen bombasının üretimini engellemekle ve devletin çıkarlarını gözetmemiş olmakla suçlanarak, 12 Nisan 1954’te sorgulanmaya başlanacaktı.
Soğuk Savaş sırasında ABD’ de korkunç bir cadı avı gerçekleşti. Doğru ya da yanlış olduğu fark etmeksizin pek çok önemli kişi komünist ya da gizli komünist olmakla suçlanarak gizli bilgiler konusunda güvenilmez ilan edildi. Oppenheimer da sol görüşleriyle biliniyordu. Her ne kadar erkek kardeşi ve baldızı komünist partiye katılmış olsalar da o hiçbir zaman partinin üyesi olmamıştı.
Yine de 1953’ün sonunda Başkan Eisenhower gizli hükümet işlerinde çalışma izninin askıya alınmasını emretti. Pek çok bilimci arkadaşı onu savunmaya geldi, fakat aleyhinde görüş bildiren güçlü düşmanları vardı. Karar onaylanmıştı. Hakkındaki suçlamalar 2022’de, hükümet yetkililerinin Oppenheimer’ın davasını yeniden incelemesinden ve soruşturmanın kusurlu ve hukuka aykırı olduğunu bulmasından sonra geri alındı.
Bu olayların neticesinde Oppenheimer asla devlet hizmetine geri dönmedi. Hayatının son yıllarını New Jersey’deki Princeton’da Institute for Advanced Study’nin direktörü olarak ve Einstein ve diğer fizikçilerle birlikte çalışarak geçirdi. 1967’deki ölümüne kadar bilim ve etik üzerine dersler verdi. Tehlikeli yeni bir çağda, hayatının geri kalanında nükleer silahların yayılmasına karşı kulis yaptı.
Yazının bitiminde göz atmak isterseniz: Çar Bombası: Şimdiye Kadar Yapılmış En Güçlü Nükleer Silah
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Who is Oppenheimer? The controversial man behind the atomic bomb. Yayınlanma tarihi: 27 Haziran 2023; Bağlantı: https://www.nationalgeographic.com/
- ‘Now I am become Death, the destroyer of worlds’: who was atom bomb pioneer Robert Oppenheimer? Yayınlanma tarihi: 18 Temmuz 2023; Bağlantı: https://theconversation.com
- What Was the Manhattan Project?. Yayınlanma tarihi: 8 Ağustos 2022; Bağlantı: https://www.thecollector.com
- Who was the real Robert Oppenheimer?. Yayınlanma tarihi: 13 Haziran 2023; Bağlantı: https://www.bbc.com/
Matematiksel
Emeğinize sağlık :)