Sinirbilim

Reddedilme Acısı ve Fiziksel Acı Beyniniz İçin Aynı Şeydir

Sosyal medyada bir arkadaşınızın bir parti düzenlediğini ve sizi davet etmediğini öğrenmek. Eski sevgilinizi yeni biriyle romantik bir akşam yemeğinin tadını çıkarırken görmek. Onlarca aydır beklediğiniz terfii sizin değil de yan masadaki arkadaşınızın aldığını öğrenmek.

Reddedilme Acısı ve Fiziksel Acı Beyniniz İçin Aynı Şeydir
Araştırmacılar sosyal acının (başkaları tarafından reddedilip hayal kırıklığına uğratılması gibi) ve fiziksel acının beynin aynı bölgelerinde hissedildiğini keşfetti. Reddedilme acısının hatırlanması, beynin fiziksel acıya maruz kaldığımızda uyarılan bölümlerini uyarıyor.

Pek çok insan için dünyada başlarına gelebilecek en kötü şey reddedilmektir. Yani kovulmak, bir yana atılmak, karşı oy almak, dışlanmak, arkadaşsız kalmak. Nasıl olduğunun önemi yoktur. Bunların hepsi de dışlanma yollarıdır.

Hepimiz biliyoruz ki reddedilme acıtıyor ve sinirbilimin bizlere gösterdiği gibi bu acının gerçek bir acıdan herhangi bir farkı yok. Başka bir deyişle beyin, bir ayrılığın acısı ile kırık bir kolun acısı arasındaki farkı anlayamıyor.

Reddedilme Acısı ve Fiziksel Ağrı Beyniniz İçin Aynı Şeydir
Reddedilme aynı zamanda özgüvenimize de zarar verir. Kendimize ve başkalarına nefret duygusunu artırır ve ait olmakla ilgili dengemizi bozar. Kendimizi eleştirme, kötü yönlerimize odaklanma, kendimizi yetersiz görme gibi davranışları ortaya çıkarır.

Reddedilme Acısı Neden Bu Kadar Güçlü?

Aslında bu sorunun cevabı günümüzde değil çok daha eskilerde saklı. İlk insanlar için bir grubun parçası olmak, daha fazla güvenliğe ve kaynaklara erişim anlamına geliyordu. Grup tarafından reddedilmek ise kişinin yalnız ve savunmasız kalması demekti.

Bu reddedilme tehlikesi grup içinde yaşamanın öteki yüzüdür. Dışarıda kalmanın ağır sonuçlarını barındırır. Böylece insanlar, sosyal reddedilmeyi bir tehdit olarak algılarken, sosyal kabul arayışında evrimleştiler. Dışlanmayı acıyla ilişkilendirmek de, insanları sosyal bağlarına yönelik tehditlerden kaçınmaya motive etmeye hizmet etti.

Bu nedenle de bir ilişkinin bitiminde, bir işten çıkarılışta hissedilen acı son derece gerçektir. Reddedilmek veya dışlanmak beynin acıyı işlediği bölümlerde aktiviteye sebep olur. Örneğin, birisi fiziksel bir acı hissettiğinde, beyinde opioidler salınmaktadır. Artık aynı deneyimin, bir kişinin başkaları tarafından küçümsendiğini veya reddedildiğini hissettiğinde meydana gelir.

Her iki süreç de benzer biçimde işler çünkü bu acının anısı, gelecekte riskli davranışın tekrarlanmasına karşı bir uyarı görevi görür. Ve fiziksel acının hatırası zamanla kaybolsa da, çalışmalar bunun sosyal acı için aynı olmadığını göstermiştir.

1990’ların başında fMRI makinelerinin ortaya çıkışı, bilim insanlarının kan akışını ölçerek beyin aktivitesini haritalandırmasına olanak sağladı. Artan kan akışı, beynin bir kısmının kullanımda olduğu anlamına geliyordu. Bu sayede araştırmacıların, fiziksel ağrı sırasında beynin hangi kısımlarının aktive olduğunu anlayabildiler. Daha sonra yapılan çalışmalarda görüldü ki, beynin fiziksel acı sırasında etkinleşen bölgeleri, sosyal dışlanma durumlarında da etkinleşiyordu.

Bir çalışmada, önceki altı ay içinde sevgilileri tarafından terk edilen 40 katılımcı bir fMRI tarayıcısına yerleştirildi. Katılımcılara yoğun bir biçimde reddedildikleri hatırlatıldı. Katılımcılar daha sonra hafif fiziksel acı ve eski sevgililerinin resimleri gibi uyarılara maruz kaldı.  Eski sevgililerinin fotoğrafı ekranda belirince, ayrılığı düşünmeleri istenecekti. Ve tahmin ettiğiniz gibi beyinlerinin hem acıya hem de ayrılığa verdiği tepki aynı olacaktı. Benzerlik o kadar belirgindi ki ikisinin de belli ağrı kesiciler ile engellenmesi mümkündü.

Reddedilme Acısı İle Başa Çıkmak İçin Ne Yapabiliriz?

Reddedilme Acısı ve Fiziksel Ağrı Beyniniz İçin Aynı Şeydir
Araştırmacılar, reddedilmeyi ve dışlanmayı tanımlamak için “sosyal dışlanma” terimini kullanır. Reddedilme genellikle istenmediğinizin söylenmesi biçiminde olur. Romantik ve kişisel ilişkilerin yanı sıra profesyonel ilişkilerde de karşımıza çıkar ve bu kesinlikle üzücü bir senaryodur.

Çoğumuzun aşırı dışlanma ve şiddet içermeyen normal yaşamları vardır, ama hepimiz dışlanmanın insana kendini nasıl duyumsattığını biliriz. Aşırı dışlanmanın olmadığı durumda bile, başkalarının onayını arayarak yaşarız ve bu yüzden belki de hepimiz biraz fazla aşırı özen gösteririz.

İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır. Yalnız kalmaya en düşkün insan bile sevdiği bir insanın kendisine sarılmasına, zor durumdayken kendisine yardım eli uzatılmasına ihtiyaç duyar. Dışlanmanın, grup içerisinde kabul görmemenin acısını neredeyse hepimiz bir şekilde deneyimlemişizdir. Bu durum bize acı veriyor çünkü beynimiz bu yönde evrimleşmiştir. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Yalnızlık Beynimizi Nasıl Etkiliyor?


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Kross E, Berman MG, Mischel W, Smith EE, Wager TD. Social rejection shares somatosensory representations with physical pain. Proc Natl Acad Sci U S A. 2011 Apr 12;108(15):6270-5. doi: 10.1073/pnas.1102693108. Epub 2011 Mar 28. PMID: 21444827; PMCID: PMC3076808.
  • Dewall CN, Macdonald G, Webster GD, Masten CL, Baumeister RF, Powell C, Combs D, Schurtz DR, Stillman TF, Tice DM, Eisenberger NI. Acetaminophen reduces social pain: behavioral and neural evidence. Psychol Sci. 2010 Jul;21(7):931-7. doi: 10.1177/0956797610374741. Epub 2010 Jun 14. PMID: 20548058.
  • Eisenberger, N. The pain of social disconnection: examining the shared neural underpinnings of physical and social pain. Nat Rev Neurosci 13, 421–434 (2012). https://doi.org/10.1038/nrn3231
  • Rejection And Physical Pain Are The Same To Your Brain. Yayınlanma tarihi: 25 Aralık 2015; Bağlantı: https://www.forbes.com/
  • Baliki MN, Chialvo DR, Geha PY, Levy RM, Harden RN, Parrish TB, Apkarian AV. Chronic pain and the emotional brain: specific brain activity associated with spontaneous fluctuations of intensity of chronic back pain. J Neurosci. 2006 Nov 22;26(47):12165-73. doi: 10.1523/JNEUROSCI.3576-06.2006. PMID: 17122041; PMCID: PMC4177069.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Ceren Demir

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Ekonomi bölümünde yüksek lisansa devam ediyorum ve İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde akademik görevimi sürdürüyorum. Spora, sanata (özellikle resim sanatı), müziğe, doğaya, doğa sporlarına, felsefeye, psikolojiye, kitaplara, filmlere düşkünüm.. Okumayı, yazmayı, öğrenmeye çabalamayı çok seviyorum. Amaçlı ve amaçsız yaşamanın çeşitli noktalardan artı ve eksileri olduğunu düşünsem dünyadaki her şeyin gelip geçici olduğuna inanıyorum. Yine de -her şeye rağmen- ben uzun süredir amacı olanlardanım.. Buradan enerji sağlayabiliyorum.. Çoğunlukla enerjik, dışa dönük olsam da yeri geldikçe oldukça içe kapanmaya ve yalnızlığa susayabiliyorum. İkisi de keyifli ve öğretici.. Matematiksel sitesinin öncelikle hayranı olan bir okuruyum sonra Matematiksel’e katkı sağlamaya çalışan enfes ekibin bir parçasıyım.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir