Psikoloji

Psikoloji Öğrencilerinin Kaçırmaması Gereken 7 Film

Sinema belki de hiç yaşayamayacağımız hayatlara dair bize verdiği ipuçlarıyla dünyayı anlamlı kılmamıza yardımcı oluyor. Kimi duygu durumlarının varlığından haberdar olmamızı sağlayan beyaz perde, elbette insan psikolojisinde de birçok anahtarı elinde tutuyor. Bu film listesinde özellikle psikoloji öğrencilerinin kaçırmaması gereken bazı sinema yapımlarını bir araya getiriyoruz.

Psikoloji Öğrencilerinin Kaçırmaması Gereken 7 Film
Birçoğumuz, filmlerin bize hissettirdiği hisler nedeniyle oturup iyi bir film izlemekten hoşlanırız. Hüzünlü bir film duygularımızı serbest bırakmamıza yardımcı olur. Ya da bazen bir komedi ruh halimizi iyileştirir. Filmler duygularımızla güvenli bir şekilde bağlantı kurmamıza yarar.

İnsan doğasının en iyi, en kötü ve gri noktalarına bir bakış imkânı sağlayan bu yapımlar; psikolojiye dair araştırmalar yapan ya da insana dair düşünmeyi seven hemen herkesin ilgisini çekebilecek türden. Kayıp Rıhtım editörleri tarafından hazırlanan bu listede psikoloji öğrencilerinin mutlaka izlemesi gereken bazı filmleri derledik.

12 Angry Men – 12 Öfkeli Adam (1957)

Psikoloji Öğrencilerinin Kaçırmaması Gereken 7 Film

Psikoloji temalı bir filmden bahsedeceksek söze kült yapımlardan “12 Angry Men” ile başlamak isabetli olacaktır. Filmde 12 jüri üyesinden oluşan bir grup, babasını öldürmekle suçlanan 18 yaşındaki Latin kökenli bir bireyin kaderini tartışıyor. Tek başına muhalif bir jüri üyesi, diğerlerini davanın göründüğü gibi olmadığına ikna etmeye çalışırken, duruşmaya ilişkin bireysel önyargılar ve peşin hükümler de bariz şekilde ortaya çıkıyor.

Tek mekânda geçmesine rağmen kişiler arasındaki çatışmadan doğan gerilimle izleyiciyi son ana dek tetikte tutan film, özellikle sosyal psikoloji üzerine çalışan öğrencilerin dikkatle irdelemesi gereken sanat ürünleri arasında. Yapım; önyargı, uydumculuk, saldırganlık, grup etkileşimi, liderlik, ikna ve sosyal psikolojinin diğer temel alanlarını incelemesiyle adeta bir tür cevher niteliğinde.

Memento – Akıl Defteri (2000)

Psikoloji Öğrencilerinin Kaçırmaması Gereken 7 Film

Listeye kült bir yapımla başlamışken devamını da modern klasikler arasına adını çoktan yazdıran “Memento” ile getirmek istedik. Polisiye filmler dendiğinde akla gelen en aykırı örnekler arasında yer alan bu yapım, Christopher Nolan’ın yükselişini müjdelemesi açısından da önemli bir noktada duruyor.

Film, kısa süreli hafıza kaybı yaşayan Leonard Shelby’nin karısını öldürenleri bulma çabasını konu ediyor. Shelby yapımda katili bulmak ve eşinin intikamını almak ister. Bu sırada da yapması gerekenleri unutmamak için notlar alır ve kendi vücuduna dövmeler yapar. Guy Pearce’ın başrolünde yer aldığı filmde Pearce’a Carrie-Anne Moss eşlik ediyor. “Memento” birkaç dakika veya saniyeden fazlasını hatırlayamayan birisi için hayatın nasıl olabileceği göstermesi açısından önemli bir film.

A Beautiful Mind – Akıl Oyunları (2001)

Ron Howard imzalı “A Beautiful Mind”, 4 dalda Oscar almış ve yıldızlarla dolu oyuncu kadrosu (Russell Crowe, Ed Harris, Christopher Plummber) ile adından söz ettirmişti. Nobel ödüllü matematik dehası John Forbes Nash’in hayatını konu alan bu film, şizofreniye dair yapılmış en önemli yapımlar arasında yer alıyor.

Şizofreni hastası bir kişinin hayatına ve acılarına ışık tutan yapımda psikoloji öğrencileri Nash’in şizofreni teşhisinde kullanılan semptomların çoğunu sergilediğini fark edecek. Öğrenciler özellikle bu semptomların artan yoğunluğunu ve karakterin kendisi ile etrafındakiler üzerindeki etkisini rahatlıkla takip edebilecekler.

Driving Miss Daisy – Bayan Daisy ve Şoförü (1989)

Söz “4 Oscarlı filmlerden” açılmışken biraz 80’ler havası almadan olmaz. Komedi,drama ve romantizm türlerindeki “Driving Miss Daisy” filmi hikâyesini anlatmaya 1948 yılından başlıyor. Güneyli zengin bir Yahudi kadın olan Bayan Daisy Werthan’ın, Hoke Colburn adlı bir Afrikalı-Amerikalı şoförü işe almasıyla gelişen hikâye bir tür dostluk anlatısı.

İkili, aralarındaki farklılıkların üstesinden gelip sevgi dolu bir ilişki kurgulamayı başarıyor. Yapımın psikoloji öğrencilerini bağlayan kısmı ise Alzheimer hastalığının giderek daha kötüye giden doğasının gözler önüne sermesinde saklı. Film ayrıca önyargı nasıl gelişir ve üstesinden nasıl gelinebilir gibi soruları da ele alarak sosyal psikoloji alanında önemli noktalara değiniyor.

One Flew Over the Cuckoo’s Nest – Guguk Kuşu (1975)

1970’lere uzandığımızda ise söze 5 dalda Akademi Ödülü’nü kucaklayan ve Jack Nicholson’ın unutulmaz performansıyla akıllara kazınan “One Flew Over the Cuckoo’s Nest” ile devam etmek en iyisi olacaktır.

Hapis cezasından kaçmak için deli olduğunu iddia eden Randle McMurphy’nin akıl hastanesine yatarak rahat bir gelecek kurgulamasıyla başlayan film; Randle’ın acımasız Hemşire Ratched tarafından adım adım gerçek deliliğe nasıl sürüklendiğini konu alıyor.

Psikoloji öğrencilerinin mutlaka izlemesi gereken filmler arasında yer alan bu yapım; bir tedavi biçimi olarak elektroşok terapisinin işlevsizliğini gözler önüne seriyor. Bununla birlikte 1960’lardaki akıl hastanelerinin gündelik yaşamına dair fazlasıyla rahatsız edici bir bakış imkânı da sunuyor.

Reign Over Me – Hayatı Yakala (2007)

Psikoloji Öğrencilerinin Kaçırmaması Gereken 7 Film

Adam Sandler, Don Cheadle ve Jada Pinkett Smith’in kadrosunda yer aldığı “Reign Over Me”yi Mike Binder yazıp yönetiyor. Yapım, 11 Eylül saldırıları sırasında ailesini kaybeden Charlie Fineman’ın kendini izole etmesiyle başlıyor. Tesadüf eseri üniversitedeki eski oda arkadaşı Alan Johnson ile karşılaşan Charlie; onun sayesinde geçmişiyle yüzleşmeye ve hayatını yeniden kurmaya karar veriyor.

Yapım, Travma Sonrası Stres Bozukluğu’ndan etkilenen bir bireyin yaşamını beyaz perdeye taşıması açısından psikoloji öğrencilerinin kaçırmaması gereken filmler arasında yer alıyor.

Ordinary People – Sıradan İnsanlar (1980)

Öneri listemizin bir başka “4 Oscarlı filmi” ise “Ordinary People”. Film, ağabeyi beklenmedik bir şekilde ölünce duyduğu suçluluk nedeniyle intihara teşebbüs eden Conrad Jarrett’ın hikâyesini konu alıyor. 6 ay boyunca akıl hastanesinde tedavi gören Jarrett, sonrasında evine dönüyor ve normalleşme çalışmalarına başlıyor.

Bu sırada babası da kederiyle baş etmeye çalışmaktadır. Annesi ise inkâr, kızgınlık ve depresyonun ortasında hayat mücadelesi vermektedir. Film, bir ailenin travmayla ve parçalanmanın eşiğine gelmesiyle nasıl başa çıktığına ışık tutuyor. Yapım ayrıca terapistlerin iyileşme sürecine katkılarının da altını kuvvetle çizmeyi biliyor.

Siz olsaydınız psikoloji öğrencileri için başka hangi filmleri önerirdiniz? Yorumlarda
kendi listelerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Editör

Bu yazı gönüllü yazarlarımız tarafından hazırlanmış veya sitemiz editörleri tarafından belirtilen kaynaktan aslına uygun kalınarak eklenmiştir.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir