Gökyüzüne ya da uçsuz bucaksız gibi gözüken bir denize baktığınız zaman mavi rengin doğada yaygın olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu bir yanılgıdır. Mavi renk doğada nadiren karşımıza çıkar. Bunun bir sonucu olarak da mavi rengin tarihi nispeten yenidir. Tüm mavi tonları arasında da en iyi bilinenlerden birisi de Prusya mavisidir.
Prusya mavisi aynı zamanda sentetik olarak üretilen ilk mavi tonlarından biridir. Bu nedenle de keşfedildiği andan itibaren, ressamların Meryem Ana’nın pelerinini ve meleklerin tuniklerini süslemek için kullandıkları, koyu mavi-lacivert rengindeki, ultramarin mavisinin yerini almıştır.
Ultramarin mavisi, o zamanlar mavi pigmentlerin en masraflısıydı. Çünkü bu renk Afganistan’daki Kocha Nehri’nin vadisinde mağaralarda bulunan lapis lazuli taşının öğütülmesiyle elde ediliyordu.
İncecik toza dönüştürülen bu mineral öyle koyu bir mavi ton ortaya çıkarıyordu ki yerine bir kimyasal ürünün konabilmesi ancak 18. yüzyılın başlarında, boya fabrikası sahibi İsviçreli Johann Jacob Diesbach Prusya mavisini ürettikten sonra olabilecekti.
Prusya mavisinin keşfinin nasıl gerçekleştiğini öğrenmek için, kimyasal ve yapısal formüller hakkındaki anlayışımızı bir anlığına bastırmamız gerekiyor. Çünkü 1706 yılındayız ve Dalton’un atom hipotezi ve periyodik sistem sırasıyla 100 ve 150 yıl ileride. Bu zihinsel hazırlıkla, erken Barok döneminin Berlin’ine dalıp, tanınmış simyacı Konrad Dippel’in laboratuvarına bir göz atabiliriz.
Johann Konrad Dippel Kimdir?
Gizemli ilahiyatçı ve tutkulu teolog, Almanya’nın batısında, Darmstadt yakınlarındaki gerçek Frankenstein Kalesi’nde doğmuştu. Otuzlu yaşlarında Konrad Dippel, simyanın proto-bilimine kendini kaptıracaktı. Ancak meslekteki birçok kişi gibi, temel metalleri altına dönüştürmeyi o da başaramayacaktı. Bunun yerine, görünüşte daha kolay olan ölümsüzlük iksiri icat etme işine yöneldi.
Son derece hummalı bir arzuyla canlı ve ölü hayvanları parçalara ayırıp üzerlerinde sayısız deney yaptı. Amacı ruhu bir bedenden diğerine nakleden kişi olarak tarihe geçmekti. Kendisi bunu da başaramasa da söylentilere göre, Mary Shelley’nin şaheseri Frankenstein’a ilham kaynağı olacaktı.
Sonunda Dippel yaşam iksirini keşfettiğine inanmaya başladı. Ancak keşfi, Dippel’in yağıydı. Bu madde, hayvan kemiklerinden elde edilen bir yağdı ve çeşitli tıbbi faydalar sunduğu iddia ediliyordu. Ancak o kadar zehirli bir bileşikti ki iki yüzyıl sonra kimyasal silah olarak kullanılacaktı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlar, öldürücülüğü olmayan (dolayısıyla Cenevre protokolüne tabi olmayan) bu kimyasal maddeyi, çölün kumlarında peşlerin den gelen General Patton’un tankçı birliklerini sersemletmek amacıyla Kuzey Afrika’daki kuyulara boca edeceklerdi.
Tüm bu süreçte Konrad Dippel, Berlin’deki laboratuvarında maliyetleri düşürmek için, İsviçreli pigment üreticisi Johann Jacob Diesbach ile laboratuvar paylaşımı yapmıştı. Bu zoraki birliktelik, Prusya mavisinin tesadüfen bulunmasına neden olacaktı.
Prusya Mavisi Nasıl Bulundu?
1705 civarında bir akşam, Diesbach koyu kırmızı bir pigment için Dippel’in zehirli yağla enfekte olmuş aletlerinden birini kullandı. Amacı, milyonlarca dişi koşinil böceğinin ezilmesiyle elde edilen karmin kırmızını elde etmek idi.
Böceğin kıpkırmızı kanı İspanyol fatihlerin Amerika’nın köylerinden altınla gümüşün yanı sıra çalıp götürdüğü definelerden biriydi. Bu sayede İspanyol krallığının karmin tekeli yüzyıllar boyunca sürmüştü.
Diesbach, bu tekeli kırma niyetiyle, yardımcılarından genç simyager Johann Conrad Dippel’in hazırladığı çözeltiye potasyum serpti. Ancak karışım o parlak kırmızı rengini vereceğine ortaya öyle göz alıcı bir mavi renk çıkaracaktı.
Bu istenmeyen dönüşümden haberdar edilen Dippel, bunun nedenini anlamaya çalıştı. Sonunda Dünya’da daha önce hiç görülmemiş bir mavi ortaya çıktı. Maddenin muazzam değeri hemen anlaşılacaktı. Sabit bir mavi rengin keşfi kelimenin tam anlamıyla altından daha değerliydi.
Ayrıca bu ilk modern sentetik pigment yeni renkler üretmek üzere başka renkler ile karıştırılabiliyordu. Bu da pahalı lapis lazuli’nin izin vermediği bir işlemdi. Yeni doğan renge Berlin / Prusya Mavisi adını verdi. Birkaç kısa yıl içinde, tarif fabrika üretimine girdi. Resimde, duvar kağıdında, bayraklarda, posta pullarında yaygın olarak kullanıldı ve Prusya Ordusunun resmi üniforma rengi oldu.
İnsanlar bu maddeden sarhoş olmuş gibi görünüyorlardı. Aslında, onu gerçekten de içiyorlardı. Yüzyılın ortalarında, İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, Avrupa’da egzotik çekiciliğini artırmak için Çin çayını Prusya Mavisi’ne boyuyordu.
Sonuç olarak
Dippel’in iksirinin bileşenlerinden biri, daha ileride, sadece Van Gogh’un Yıldızlı Gece’ sinin göğüne ya da Hokusai’nin Büyük Dalga’sının sularına rengini veren maviyi ortaya çıkarmakla kalmayacaktı.
Prusya Mavisi, ferrosiyanür adı verilen bir bileşik içerir. Bu maddeyle deneyler yapan Alman kimyager Carl Wilhelm Scheele, 1782’de bir kavanoz Prusya mavisini tesadüfen üzerinde sülfürik asit kalıntıları olan bir kaşıkla karıştırmıştı. Böylece modern çağın en önemli zehrini yani siyanürü elde etmişti. Yeni bileşiğine “Prusya asidi” adını verecekti.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Colors / Prussian Blue; The inadvertent genius of Johann Konrad Dippel. Yayınlanma yeri: Cabinet Magazine. Bağlantı: Colors / Prussian Blue; The inadvertent genius of Johann Konrad Dippel.
- Friday essay: from the Great Wave to Starry. Night, how a blue pigment changed the world. Yayınlanma tarihi: 20 Temmuz 2017. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Friday essay: from the Great Wave to Starry. Night, how a blue pigment changed the world
- Kraft, Alexander. (2018). What a chemistry student should know about the history of Prussian blue. ChemTexts. 4. 10.1007/s40828-018-0071-2.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel