Bir çok kişi Pisagor’u karizmatik bir tarikat lideri olarak değil, bir matematikçi olarak hatırlayacaktır. Ancak temelinde ikisi el ele gider. MÖ 6. yüzyılda kurulan Pisagor Okulu, esrarengiz kurucusu Pisagor ve onun takipçileri olan Pisagorcular’ın inanç ve öğretilerine dayanan felsefi bir okul ve dini bir hareketti.
Pisagor’un kim olduğunu anımsayamayanlara küçük bir hatırlatma yapalım. Lise yıllarında dik üçgen ile ilgili sorularda karşınıza çıkan a²+b²=c² biçimindeki teoremi hatırlayın. İşte bu teorem Pisagor Teoremi olarak bilinmektedir.
İşin ilginç tarafı Pisagor’dan önce bu kural Mısırlılar, Sümerler ve Çinliler tarafından bilinmekteydi. Yani teoremi bulan kişi kendisi olmasa da yine de adı bu sayede özellikle öğrenciler arasında ölümsüzleşmiştir. Ayrıca Pisagor ve Eski Yunanlılar bu teoremi hiçbir zaman cebirsel bir eşitlik olarak düşünmemişlerdi. Bilinmeyen yerine harflerin kullanılması, ya da a² + b² = c² gibi ifadeler onlar için anlamsızdı.
Yunan matematiği geometrikti. Onlara göre sayılar tam sayılardan ibaretti. Sayıları da uzunluklar ve alanlar olarak düşünmüşlerdi. Çünkü o zamanlar cebir henüz keşfedilmemişti.( Detaylar için: Antik Mısır’dan Günümüze Pisagor Teoremi)
Pisagor Kimdir? Sorusunun Cevabında Gerçekler Ve Mitler Birbirine Karışmıştır
Pisagorcular, sayıların mistik bir nitelik taşıdığına inanıyor ve soyut fikirleri ve kavramları belirli sayılara atfediyordu. Bir sayısı, ilahi aklı, birliği ve evrenin kökenlerini ve içindeki her şeyi sembolize ediyordu. İki rakamı düşünce ve maddeyi sembolize ederdi.
Pisagorcular üç rakamına büyük önem verdiler. Onu en sevdikleri tanrı Apollon ile ilişkilendirdiler. Gerçekliğin toplamının, her şeyin başı, ortası ve sonunun üçe eşit olduğuna inandılar. Dört rakamı adaleti ve dört mevsimi ve elementleri sembolize ediyordu. Altı rakamı yaratılışı, yedi rakamı fırsatı simgeliyordu. On sayısı mükemmel sayı olarak kabul edildi ve Pisagorcular bu sayıyı onurlandırdılar.
Pisagor Gerçekte Kimdir?
Sisamlı Pisagor, MÖ 570 civarında bir mücevher oymacısı olan Mnesarchus ile zengin ve aristokrat Geomori ailesinin soyundan gelen Pythias’ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Antik kaynaklar, Pisagor’un Anaximander ve yedi bilgeden ikisi olan Prieneli Bias ve Miletli Thales gibi çeşitli efsanevi Sokrat öncesi filozoflar tarafından eğitildiğini yazmaktadır.
Pisagor, yetişkinliğinin ilk yıllarında Yakın Doğu’yu dolaştı. Kaynaklara göre Babil, Fenike ve Mısır’a gitti. Pisagor’un Babil ve Fenike’ye seyahat ettiğine dair anlatılanlar tartışmalıdır. Ancak tüm kaynaklar onun Mısır’a seyahat ettiği konusunda hemfikirdir.
Pisagor, Teb’de Mısırlı rahiplerle çalıştı. Ayrıca onların törenlerine katılma ayrıcalığına sahip olan tek yabancı oldu. Tahminlere göre Pisagor teoremi hakkındaki bilgiyi de bu süreçte öğrendi. Çünkü Pisagor’un Mısır’da okurken geometri ve matematiğin temellerini öğrendiği konusunda bir fikir birliği vardır.
Ancak Pisagor’un kapsamlı seyahatlerinin arkasındaki motivasyon, sadece öğrenmek değildi. Kendisi özellikle ruhsal bilgelik kazanmak istiyordu. Pythagoras yaptığı seyahatlerin ardından Sisam’a dönerek bir okul kuracaktı. Bu okul, antik Yunanistan’ın en parlak beyinlerini kısa sürede cezbetti. Pisagorculuğun temel felsefi ilkeleri de bu okul içinde gelişti.
Bununla birlikte, the Semicircle adı verilen bu okul Pisagor kültünün kaynağı değildi. Pisagorcu yaşam tarzı, bu okul duvarlarının içinde hiçbir zaman uygulanmadı. Pisagor, Samos’un zalim lideri Polycrates ile uyum sağlayamadığı için MÖ 530’da Sisam’dan ayrıldı.
60 yaşında Pisagor, güney İtalya’daki Yunan kolonisi Kroton’a göç etti. Tüm tarikat liderleri gibi, Pisagor da karizmatikti ve yetenekli bir konuşmacıydı. Kısa sürede binden fazla hevesli takipçi topladı ve onların yardımıyla ilk Pisagor komününü kurdu. Pisagor okulu ve onun yeni yaşam tarzı, yıllarca Pisagor’un liderliğinde gelişti. Bununla birlikte, tarikatın artan siyasi etkisi, güçlü düşmanlar edinmelerine de neden olacaktı.
Pisagor Okulunun Sonu Nasıl Geldi?
MÖ 510’da Pisagor ve takipçileri, Kroton’un komşu şehir Sybaris’e karşı kesin bir zafer kazanmasına yardım etti. Daha sonra Kroton halkı, Pisagor’un siyasi nüfuzunu kullanarak kapattığı demokratik bir anayasa kurulmasını önerdi. Pisagor ve tüm komünü periyodik olarak aynı zamanda olimpiyat oyunları şampiyonu bir atlet olan Milo’nun, evinde toplantılar yaparlardı.
Böyle bir toplantı sırasında, öfkeli demokrat yanlıları, Pisagor ve tüm yandaşlarını öldürmeyi umarak Milo’nun evini ateşe verdiler. Kaynaklar, daha sonra ne olduğu konusunda aynı fikirde değil. Bazıları, Pisagor’un orada olduğuna ve ya öldüğüne ya da kaçtığını iddia eder. Bazıları da kendisinin kaçtıktan sonra kederi nedeniyle intihar ettiğini söyler.
Pisagor’un Bilim Ve Felsefeye Katkıları
Matematik, müzik ve astronomi alanlarındaki çok sayıda keşif Pisagor’a atfedilir. Ancak tarihçiler, Pisagor’un matematiğe, müziğe veya bilime anlamlı katkılarda bulunduğu konusunda hemfikir değildir. Yazının başında adı ile anılan Pisagor teoreminin kendisine ait olmadığını sizlere aktarmıştık.
Aynı çelişki Pisagor’ın tamsayıların oranları ve müzik ile ilgili keşifleri için de geçerlidir. Ancak yine de fikirleri, Platon’dan Johannes Kepler ve Isaac Newton’a kadar tarihin en büyük bilginlerinin çoğunu etkilemiştir.
Pisagorcular, müziğin ruhu iyileştirebileceğine inanarak müzikten büyülendiler. Pisagor, müziği Pisagor akordu adı verilen ölçülebilir sayısal aralıklara, oranlara ve oktavlara nasıl çevireceğini keşfetti. Daha sonra Pisagorcular, kürelerin müziği/uyumu olarak da adlandırılan evrensel müziğe inanacaklardı.
Yıldızların bir ses çıkardıklarını ve birbirleriyle orantılı hareket ettiklerini düşündüler ve bu orantılı hareketin armonik bir ses yarattığını teorize ettiler. ( Konu ile ilgili detayları bu yazımız da bulabilirsiniz: Müzik İle Evrenin Uyumu: Kürelerin Müziği
Pisagor Okulunun İlginç Kuralları ve İnanışları
Pisagorcular et, balık ve fasulye yemekten kaçındılar ve antik Yunanistan’da hayvanlara insanca muamele edilmesine öncülük ettiler. Reenkarnasyona olan inançları ve ruhlarının büyük olasılıkla bir öküz ya da balıkta son bulabileceği fikri, bu uygulamayı büyük ölçüde etkiledi.
Et ve balık yememek anlaşılır olsa da fasulye yememek konusu kolay anlaşılmaz. Bazı kaynaklarda Pisagor’un fasulyenin ölülerin ruhlarını içlerinde barındırdığını düşündüğünü ve bu nedenle de yemek istemediğini yazar. Ancak tarihçiler bu açıklamaya şüphe ile yaklaşırlar. Bunun Pisagor’un itibarını zedelemek için ortaya atıldığını söylerler.
Bazı kaynaklarda da Pisagor Okuluna girmek için gereken sert kurallardan bahsedilir. Oysa ki Pisagorcular münzevi, eşitlikçi ve komünal bir yaşam tarzı uyguladılar. Gruba katılmadan önce, adaylar sahip oldukları her şeyi Pisagorculara teslim etmek zorundaydılar.
Yeni üyeler önce sessizlik yemini ederler ve sonrasında da Pisagor ile görüşmelerine izin verilmeyen beş yıllık bir başlangıç döneminden geçerlerdi. Bu başlangıç döneminde başarısız olurlarsa, Pisagorcular tüm mallarını faiziyle iade edeceklerdi. Pisagorcular eşitlikçiydi. Bu kurallar hem kadınlar hem de erkekler için geçerliydi.
Yünlü giysi giymemek gibi bazı keyfi kuralları olsa da aslında Pisagorcular fazla sıra dışı bir yaşam sürmediler. Pisagorcular her sabah kahvaltıdan önce yürüyüş yapmak, ardından egzersiz yapmak ve ardından ekmek ve baldan oluşan bir kahvaltı yapmak zorundaydı.
Çalıştıktan sonra, üyeler ikili veya üçlü gruplar halinde tekrar yürüdüler, ardından on kişilik gruplar halinde ortak bir akşam yemeği yediler. Akşam yemeğinden sonra, üyeler Pisagorculuk ve ahlaki erdem hakkında tartıştılar. Üyeler ayrıca ışıklar söndükten sonra sessiz kalmak zorunda kaldı.
Pisagorculuk Zaman İçinde İkiye Bölünecekti
Pisagor’un ölümünden sonra, öğretileri ve yaşam tarzı hakkındaki tartışmalar, Pisagorculuk içinde iki yeni felsefi gelenek yaratarak topluluğu böldü: akousmatikoi ( dinleyiciler) ve mathēmatikoi (öğrenenler).
Akousmatikoi, Pisagor’un öğretilerinin dini, ritüelistik ve mistik yönlerine odaklandı. Pisagor’un öğretilerini ilahi dogma olarak gören ve Pisagorculuğu ilerletmeye veya yeniden yorumlamaya yönelik her türlü girişime direnen muhafazakar bir gruptular. Mathēmatikoi ise Pisagor tarafından kurulan matematiksel ve bilimsel ilkeleri geliştirmeye odaklanacaktı.
Her iki grup da bir asırdan fazla varlığını sürdürdü. MÖ dördüncü yüzyılda, mathēmatikoi grubundakiler Platoncu felsefe okuluna dahil oldu. Ancak Pisagorcu yaşam tarzı ve Pisagor’a tapınma, Pisagor’un ölümünden sonra en az iki yüzyıl boyunca İtalya’da devam etti.
Sonuç olarak bugünün çerçevesinden geçmişi anlamak çok kolay değildir. Ancak Pisagor kimdir? sorusunun cevabı da basit değildir. Kesin olan bir şey var ki bir zamanlar kendisi bir matematikçiden çok daha fazlasıdır.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Pythagoras: Life, work and achievements. Yayınlanma tarihi: 23 Mart 2022; Bağlantı: https://www.livescience.com/pythagoras
- What Was Pythagoreanism? The Cult of Pythagoras Explored. Yayınlanma tarihi: 1 Nisan 2023; Bağlantı: https://www.thecollector.com/cult-of-pythagoras/?utm_
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel