Osmanlı İmparatorluğu’ndan İngiltere’ye yayılan kahvehaneler, Penny Üniversitelerinin kurulmasına neden olacaktı.
1600’lerde İngiltere’de doğmuş olsaydınız, iyi bir eğitim alma şansınız muhtemelen çok düşük olurdu. İngiltere’deki varlıklı aileler özel öğretmenler için para ödüyor ya da çocuklarını pahalı kraliyet okullarından birine yolluyordu. Ancak bir malikanesi ve unvanı olmayan birinin iyi bir okula girebilmesi için ya çok zeki ya da çok şanslı olması gerekirdi.
İyi bir okulda okuma şansınız olsa bile, ne kadar zeki olursanız olun, eğitiminiz yetişkinlikte durma noktasına gelirdi. O dönemde İngiltere’de sadece iki üniversite vardı: Oxford ve Cambridge. Her ikisi de çoğu insanın yıllık gelirinin çok ötesinde ücretler alıyordu. Buna bir çözüm Penny Üniversiteleri olacaktı.
Penny Üniversitelerinde katı kurallar yoktu. Bu üniversiteler herkese açıktı. Ayrıca tüm çılgın ve heyecan verici fikirler burada özgürce tartışılırdı. Aslında Penny üniversiteleri Aydınlanma döneminin de itici gücüydü. Bu mekanlar akademisyenler, sanatçılar ve entelektüeller için toplanma yerleriydi. Bu entelektüel merkezler, yüksek öğrenime erişemeyenler de dahil olmak üzere, herkesin akademik söylemde yer almalarını sağlayacaktı.
Penny Üniversiteleri Nedir?
17. yüzyıl Britanya’sındaki kahvehanelere “Penny Üniversiteleri” denir. Osmanlı İmparatorluğu’ndan İngiltere’ye yayılan kahvehaneler, yeni düşünce dalgalarına ilham veren zihinlerin buluşmasına yol açtı. O zamanlar “bir penny” olan kahvenin fiyatını ödeyen herkes bu eğitim imkanından faydalanabilirdi. İşte bu yüzden bu kahvehanelere “Penny Üniversiteleri” adı verilecekti.
Bu kahvehaneler, hayatın her kesiminden düşünmeyi seven kişileri ağırlardı. Britanya’nın birçok sosyal katmanının buluşup büyük fikirleri tartışması için bu ender bir fırsattı. Müşteriler, bir kahve içmek için geçen sürede astronomi ve ardından edebiyat hakkında tartışırlardı.
Kahve Avrupa’ya girmeden önce zamanın en yaygın içkisi, kahvaltıda bile içilen bira ve şaraptı. Bira ve şarap, pis ve kalabalık kentlerde kirlenmesi kolay olan sudan daha güvenli içeceklerdi. Ancak zamanla alkol yerine kahve içenlerin güne uyanık ve zinde başladığı farkındalığı alacaktı. Ayrıca bira gibi kahve de kaynar suyla yapılmaktaydı.. Bu nedenle alkollü içkilere yeni ve güvenli bir alternatif olacaktı. Bu durum kahveyi bilim insanları, işadamları ve filozoflar için kısa sürede ideal içki haline getirdi.
İngiltere Kahve İle Nasıl Tanıştı?
Kentin ilk kahvehanesi, bir Ortadoğu gezisi sırasında kahvenin tadına varan Daniel Edward adlı İngiliz bir tüccarın Amerikalı hizmetçisi Pasqua Rosee tarafından 1652’de açıldı. Edwards, Rosee’nin günde birkaç kez kendisine pişirdiği kahveyi Londra’ daki dostlarıyla da tanıştırdı. Zamanla Edwards, Rosee’ye iş kurup onu kahve satıcısı yapmaya karar verdi.
Rosee öyle başarılı oldu ki, yerel tavernacılar Belediye Başkanı’na çıkıp Rosee’nin özgür bir kent yurttaşı olmadığı için kendileriyle rekabet edecek bir işletme açma hakkı bulunmadığını ilettiler. Rosee sonunda ülkeden ayrılmak zorunda kaldı, fakat kahvehane düşüncesi tutmuştu
1663’te Londra’daki kahvehanelerin sayısı kısa sürede 83’e ulaşmıştı. Bunların birçoğu 1666’daki büyük Londra yangınında yandı. Fakat yerlerine daha da fazlası kısa sürede yapılacaktı. Londra’nın ötesinde, kahvehanelerde gelişen okuma ve yazma kültürünün geliştiği Bristol, York ve Norwich gibi liman kentlerinde kahvehaneler çoğaldı. Yüzyılın sonuna gelindiğinde Londra’nın yüzlerce kahvehanesi vardı.
Penny Üniversiteleri Günümüz Dünyasını Şekillendirdi
Kahve Oxford’da popülerleşince ve kahve satan yerler çoğalınca, aylaklığı teşvik edeceğinden ve üniversite mensuplarının çalışmalarından alıkoyacağından endişe eden üniversite yetkilileri kahvehaneleri engellemeye çalıştılar. Kahveye karşı çıkanlar çok da haksız değillerdi. Zira zaman içinde tüm popüler akademik tartışmalar burada yapılır hale gelecekti.
On yedinci yüzyılın sonuna doğru, bilimsel bilginin Londra’nın kahvehaneleri aracılığıyla yayılması yeni ve daha fazla yapılandırılmış bir biçim aldı. 1698′ den itibaren, St. Paul Katedrali’nin yakınındaki Marine Kahvehanesinde matematik konusunda bir dizi ders verilmeye başlandı. Bu tarihten sonra, kahvehaneler giderek karmaşıklaşan dersler için popüler bir mekan haline geldiler.
Kahvehane dersleri hem ticari, hem bilimsel çıkarlara hizmet ediyordu. Bilim insanları görünüşte ezoterik bulgularının pratik değeri bulunduğunu göstermeye can atarken, denizciler ve tüccarlar da bu dersler sayesinde bilimin denizcilikte iyileşmelere, dolayısıyla ticari başarıya katkıda bulunabileceğini kavradılar.
Kahvehanenin yenilikçilik ve deneysel ruhu, sigortacılık, piyangoculuk ya da ticari ortaklık alanlarında yeni iş modellerine yol açtı. Örneğin 1680’lerin sonunda Edward Lloyd tarafından Londra’da açılan Lloyd’s Coffee House, en son denizcilik haberlerini duymak ve gemi ya da kargo ihalelerine katılmak için gelen gemi kaptanlarının, gemi sahiplerinin ve tüccarların buluşma yeri haline gelecekti. Bu toplantılarından dünyanın en büyük sigorta piyasası olan Lloyds of London ortaya çıkacaktı.
Bu arada, Jonathan’s Coffee House’da tüccarlar ekonomi tartışıyorlardı. Bu dönemde kahvehaneler borsa işlevi de görüyordu. Devamında da bu kişiler modern ekonominin büyük bölümünün temeli olan Londra Menkul Kıymetler Borsasını yaratmayı başardılar.
Kahvehaneler Zaman İçinde Tüm Dünyayı Etkisi Altına Aldı
Londra’ da olduğu gibi, Paris’in kahvehaneleri de entelektüellerin toplanma yerleriydi ve Aydınlanma düşüncesinin merkezleri oldular. Diderot Encyclopedie’yi aslında bir Paris kahvehanesinde hazırladı. Voltaire’in Procope’da özel bir masa ve sandalyesi vardı ve günde düzinelerce fincan kahve içmekle ünlüydü. Üstelik Fransız kahvehaneleri, İngiliz kahvehanelerinin aksine kadınlara da açıktı.
Sosyal eşitlikçilikleri ile Paris Kafeleri, Fransız Devrimi sırasında da örgütlenme için ideal bir yerdi. Sonunda, Camile Desmoulins adlı genç bir avukat 12 Temmuz 1789 günü öğleden sonra Cafe de Foy’ da Fransız Devrimini harekete geçirdi.
Kısacası devrim, fiilen bir kahvehanede başladı. Devrimden sonra da Paris kafe kültürü, fikir alışverişinde bulunmak ve bir sonraki şaheserleri üzerinde çalışmak için bir araya gelen yazarların ve düşünürlerin uğrak yeri haline geldi.
Sonucunda günümüz kafeleri, tarihsel atalarının ünü yanında sönük kalır. Yine de bazı şeyler değişmedi. Komşuda içilen sabah kahvesinden akademik konferanslara ve iş toplantılarına kadar, kahve hala işbirliğini kolaylaştıran bir içecektir. Bir dahaki sefere en sevdiğiniz kafede kahvenizi yudumlarken arka plandaki harika tarihi hatırlamanız dileğimizle.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- “Penny Universities”: How British coffeehouses changed the intellectual world. Yayınlanma tarihi: 12 Haziran 2023; Bağlantı: https://bigthink.com/the-past/penny-universities-coffeehouse/
- How coffee forever changed Britain. yayınlanma tarihi: 19 Kasım 2020; Bağlantı: https://www.bbc.com/travel/article/20201119-how-coffee-forever-changed-britain
- How Coffee Fueled Revolutions—and Revolutionary Ideas. Yayınlanma tarihi: 11 Şubat 2020; Bağlantı: https://www.history.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel