Okulda öğretmeninizin ya da iş yerinde amirinizin size iki hafta içinde tamamlanması gereken bir görev verdiğini düşünün. Kabaca bir hesaplama ile bu işin bir haftada tamamlanabileceğini öngörmüş olabilirsiniz. Ancak, verilen sürenin uzunluğu nedeniyle bu işin tamamlanması genellikle iki haftayı bulacaktır.

Parkinson Yasası’na göre, gerçekte bir günde tamamlanabilecek bir görev için bir kişiye bir hafta verilirse, bu süre boyunca gereksiz zaman harcanır ve işin tamamlanması gereksiz yere uzar. Sonuçta iş, verilen süreye yayılır ve bir hafta sonunda tamamlanır.
Örneğin, bir öğrencinin bir ödevi bitirme süresi genellikle kendisine verilen süre kadar sürer. Bu nedenle, bir ödevi tamamlaması için bir hafta, bir ay ya da bir dönem verilse bile, çoğu öğrenci o ödevi teslim tarihinden hemen önce yapmayı tercih eder. Bu durum, Parkinson Yasası’nın günlük hayatımızdaki yaygın bir örneğidir.

Parkinson Yasası Adını Nereden Alıyor?
“Bir iş, daima, bitirilmesi için kendisine ayrılan sürenin hepsini kapsayacak şekilde uzar.” Bu ilginç gözlem, ünlü İngiliz tarihçi ve yazar Cyril Northcote Parkinson tarafından 1955 yılında dile getirildi. Bu ifade, ilk kez The Economist için yazdığı bir makalenin açılış satırında yer aldı. Daha sonra Parkinson, bu kavramı Parkinson’s Law: The Pursuit of Progress adlı kitabında detaylı bir şekilde açıkladı.
Parkinson, bu gözlemi daha da genişleterek Parkinson Önemsizlik Yasası adıyla bilinen bir başka ilkeyi ortaya koydu. Bu yasa, bir organizasyonda bir konunun tartışılması için harcanan zamanın, o konunun gerçek önemiyle ters orantılı olduğunu öne sürer. Parkinson’a göre büyük ve karmaşık meseleler genellikle kısa bir tartışma süresiyle çözülürken, basit ve önemsiz konular daha fazla tartışma süresine ihtiyaç duyar.

Parkinson, bu yasayı açıklamak için bir atom reaktörü ve bir bisiklet kulübesinin yapımını tartışan bir bütçe komitesi örneği sunar. İngiliz Sivil Hizmeti’nde çalışmış ve bürokrasinin işleyişini yakından gözlemlemiş olan Parkinson, böyle bir açıklama yapacak deneyime sahipti.
Bu örnekte, komite üyeleri, atom reaktörü gibi karmaşık ve teknik bir konunun detaylarını derinlemesine tartışmaktan çekinirler. Çünkü bu konuda bilgi eksiklikleri vardır ve karar verme süreci zordur. Buna karşılık, bisiklet kulübesi gibi daha basit ve herkesin kolayca anlayabileceği bir konuda fikir belirtmek konusunda oldukça isteklidirler.
Sonuç olarak bisiklet tartışması tüm toplantı zamanını kaplar ve reaktör tartışması da başka zamana ertelenir. Oysaki gündem, her bir maddenin göreli önemiyle orantılı olarak önceden sıralansaydı, reaktöre daha fazla zaman ayrılabilirdi. Yasa, Parkinson’un onu açıklamak için kullandığı bu hikayeden dolayı “Bisiklet Kulübesi” yasası olarak da bilinmektedir.
Günlük Hayatımızda Parkinson Yasası
Parkinson Yasası, birçoğumuzun farkında olmadan gerçekleştirdiği bir alışkanlığı formüle eder: Bir işin tamamlanması için ayrılan süre uzadıkça, iş de o süreye yayılır.
Örneğin, titiz bir kadın, yeğenine kart göndermeye karar versin. Önce kart seçmek için saatlerce kartları inceler ve kararını verip kartı aldıktan sonra eve döner. Ardından karta ne yazacağını düşünür, birkaç taslak hazırlar ve sonunda nihai metni oluşturur. Son olarak, en güzel yazısıyla metni karta temize çeker ve postaneye giderek kartı gönderir. Bu süreç tüm gününü almıştır.
Öte yandan, aynı işi yapan ancak vakti kısıtlı bir kişi, akşam iş çıkışı postaneye giderken gördüğü ilk kartı alır, üzerine hızlıca mesajını yazar ve hemen gönderir. Birinin tam bir gün, diğerinin ise yalnızca on dakika ayırdığı bu iş, esasında tamamen aynıdır.

Parkinson Yasası Nasıl Kullanılır?
Parkinson Yasası bir gözlem olsa da, bu gözlemden zaman yönetimi açısından önemli dersler çıkarabiliriz. Hedef, daha çok çalışmak değil, daha akıllıca çalışmak olmalıdır. Bu doğrultuda, etkili bir zaman planlaması yaparak işe başlayabilirsiniz.
- İlk olarak, ister evde ister işte, bir gün içinde yapacağınız işleri bir kağıda yazın.
- Her görev için ne kadar zaman harcamanız gerektiğini düşünün. Sonrasında bu süreyi her bir işin karşısına not edin.
- Ardından, kendinize her görevi tamamlamak için bu sürelerin yarısını verin.
Bu yöntem, işleri gereksiz yere uzatmadan, odaklanarak tamamlamanıza yardımcı olacaktır. Kısıtlı bir süre belirlemek, dikkatinizi artırır ve Parkinson Yasası’nın işlerin süreye yayılma etkisini azaltır.
Kendinize zaman sınırlamaları koymak, işinizin tüm gününüzü ele geçirmesini engelleyecektir. Kısacası zamanı bir rakip olarak görün. Kısa yollar kullanmadan ya da işinizi düşük kalitede yapmadan onu yenmeye çalışın.
İşleri yarı zamanda tamamlamaya çalışırken elbette yetiştiremediğiniz şeyler olacaktır.. Ancak bu durumda hemen eski sürelere geri dönmeyin. Bunun yerine, belirlediğiniz süreyi sadece biraz daha uzatarak denge kurmaya çalışın.
Yapılacak işler listenize, önemsiz gibi görünen ayrıntıları da eklemeyi ihmal etmeyin. E-postalar ve benzeri işler, farkında olmadan zamanınızın büyük bir kısmını tüketen tam bir zaman sömürücüdür. Bu nedenle bu tür görevlere en katı zaman sınırlamalarını uygulayabilirsiniz..
Eğer normalde e-postalarınızı kontrol etmek 30 dakikanızı alıyorsa, kendinize meydan okuyun. Bu işi 5 dakika ile sınırlandırın. Ayrıca, o günkü listenizdeki her şeyi tamamlayana kadar, e-postalara geri dönmemeye özen gösterin. Bu yöntem, dikkat dağınıklığını azaltacak ve işlerinizi daha hızlı bir şekilde tamamlamanıza yardımcı olacaktır.
Görevlerinizi Bir Öncelik Sırasına Göre Yapın

Yapmanız gereken işleri belli bir önem sırasına göre kategorize etmek, kritik bir adımdır. Örneğin, e-postalarınızı kontrol etmek için ayırdığınız 5 dakika kuralı, herkes için geçerli olmaz. Çünkü bazı kişiler için bu iş, iş tanımlarının bir parçasıdır. Ancak genel anlamda akılda tutulması gereken temel bir prensip, genellikle 80/20 Kuralı olarak bilinen ilkedir. ( Daha fazlası: 80/20 Pareto Kuralı Nedir? Nasıl Çalışır?)
Bu ilkeye göre, sonuçların %80’i, bir işe harcanan çabanın %20’sinden gelir. Yani, yaptığımız işlerin büyük bir kısmı nihai sonuç üzerinde çok az etkiye sahip olacaktır. Esas verim sağlayan işler genellikle daha kısa bir zaman dilimini kapsar.
Kaynaklar ve ileri okumalar için:
- The ‘law’ that explains why you can’t get anything done. Yayınlanma tarihi: 22 Mayıs 2020; Bağlantı: https://www.bbc.com/
- Further steps beyond Parkinson’s Law: A replication and extension of the excess time effect; https://www.sciencedirect.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel