Yüzlerce yıldır, dünyanın her yerinden, her yaştan insanlar, hayatlarının gerçekten tehlikede olduğu anlarla ilgili benzer hikayeler anlattı. Kimisi hayatının bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğini dile getirdi. Kimisi de bir tünel ve sonunda beyaz bir ışık gördüğünden bahsetti. Tüm bu anlatılar günümüzde Ölüme yakın deneyimler (İng: “near death experience”) adı altında ele alınıyor.
Ölüme Yakın Deneyimler Nedir?
Ölüme yakın deneyimlere ilişkin raporlar yüzyıllar öncesine dayanıyor. Ancak bu tür deneyimlerin genel popülasyonda tam olarak ne kadar yaygın olduğu belirsizdi. Geçtiğimiz yıllarda 1034 kişiden gelen bilgileri analiz eden bir çalışmada 289 kişi ölüme yakın deneyim bildirdi. Bunların 106’sı “gerçek” kabul edildi.
Ölüme yakın deneyimler bir travma, kalp krizi veya yaşamı tehdit eden olaylar sırasında yaşanabilir. Hastane ortamında kalp krizi geçiren yaklaşık 10 hastadan birinin böyle bir deneyim yaşadığı bilinmektedir.
Bildirilen ölüme yakın deneyimlerin çoğu olumludur. Hatta ölüm kaygısını azaltmaya, yaşamı olumlamaya ve refahı artırmaya yardımcı olmuştur. Ayrıca bu deneyimlerde yaşananların kültür ve yaştan da etkilendiği bilinmektedir.
Ölüme yakın deneyimler üzerine yapılan çalışmalar, ölümden dönenlerin tutarlı olarak bildirdiği bir grup özelliği ortaya çıkarmış bulunuyor. Bunların arasından bir tünelden geçme, renkler ve parlak ışıklar görme, beden dışı deneyim ve hayatın bir film şeridi gibi gözlerin önünden geçmesi gibi şeyler yer alıyor.
Ölüme Yakın Deneyimler Neden Kaynaklanır?
Ölüme yakın deneyimleri açıklamak için kullanılan çeşitli teorilere rağmen, bunlara neyin sebep olduğunu anlamak zordur. Dindar insanlar ölüme yakın deneyimlerin ölümden sonraki hayata, özellikle de ruhun bedenden ayrılmasına dair kanıt sağladığına inanmaktadır. Ancak bilim insanlarının farklı bir açıklaması vardır. Konu hakkında kesin olarak tek bildiğimiz, ölüme yakın deneyimlerin ölüme özgü olmadığıdır.
Anlatılarının benzerlikler göstermesi de bilim insanlarına altta yatan nörolojik bir açıklama olması gerektiğini düşündürmektedir. Ölüme yakın deneyim araştırmaları beyne ve gözlere giden kan akımı bozulduğunda beynin görmedeki boşlukları doldurmaya çalıştığını göstermiştir. Bu süreçte beyin, en canlı rüyaların görüldüğü evre olan REM uykusunu andıran bir aktivite durumuna geçer.
Beyin sapında bulunan lokus seruleus denen bir bölge de bu hayallerin oluşumunda muhtemelen rol oynar. Bu bölge harekete geçer geçmez, stresli andaki duygulara yol açan bir dizi kimyasal tepkime başlatır. Bu süreçte beyin sükunet hissi yaratan rakip nörotransmitterler göndererek bizi rahatlatmaya çabalar.
Nasıl olduğu kesin bilinmese de sinir sisteminin bu karşı-hareketi bir şekilde REM uykusu bileşenlerini başlatarak rüyalarımızı uyanık zihnimizdeki düşüncelerimizle karışmasına neden olur. Ayrıca uyku felci yaşayanların ölüme yakın deneyimlere daha duyarlı oldukları bilinmektedir.
Bu durum ile ilgili olası bir başka açıklama ölüme yakın deneyimlerin, bazı bitkilerde doğal olarak oluşan psikedelik bir ilaç olan dimetiltriptaminden (DMT) kaynaklandığını öne sürer. Psikiyatri profesörü Rick Strassman, 1990’dan 1995’e kadar yaptığı bir araştırmada, insanların DMT enjeksiyonu sonrasında ölüme yakın ve mistik deneyimler yaşadığını gözlemlemiştir. Strassman’a göre vücut, doğumda ve ölümde salınan doğal DMT’ye sahiptir. Ancak bu görüşü destekleyecek kesin bir kanıt yoktur.
Bilim Ölüme Yakın Deneyimleri Destekler mi?
Yukarıda da kısaca aktardığımız gibi ölüme yakın deneyimler gerçektir ve aslında ölümle bir ilgisi yoktur. Peki bunu deneylerle de kanıtlayabilir miyiz? Gerçekten öldüğümüzde, kalbimiz durduğunda ve beynimizdeki tüm elektriksel faaliyetler sona erdiğinde neler olup bittiğini anlayabilir miyiz? Aslında komada olan insanların beyinlerini izleyerek ölüme yakın deneyimler hakkında bazı fikirler edinmemiz mümkündür.
2013 yılında yılında yapılan bir çalışmada da, araştırmacılar ötenazi yaptıkları farelerin beyinlerindeki elektriksel aktiviteyi ölçtüler. Kalp durduktan yaklaşık 30 saniye sonra beynin, gama dalgaları adı verilen, beyindeki en yüksek frekanslı elektriksel salınımlarda bir dalgalanma gösterdiğini buldular.
2022 yılında da ayrı bir doktor grubu, 87 yaşındaki bir hastanın beynini izlerken hastalarını beklenmedik bir şekilde kaybettiler. İlginç bir şekilde, ölen hastalarının beyni, kalbinin durmasından önceki ve sonraki 30 saniye içinde gama aktivitesinde bir artış gösterecekti.
Bir çalışmada da araştırmacılar, komada ölmek üzere olan dört hastadan ikisinin, solunum cihazlarından çıkarıldıktan ve kalpleri durduktan sonra beyin aktivitesinde bilince benzer bir artış yaşadıklarını bildirdi. Özellikle araştırmacılar, insanların rüyalar gördüklerinde beynin aktif olabilen bir bölgesinde yoğun sinyaller gördüler. Beynin bu kısmının aktive olması, hastanın bir şey gördüğü, bir şeyler duyabildiği ve bir şeyler hissedebileceği anlamına geliyordu.
Sonuç Olarak;
Şu anda ölüme yakın deneyimlerin neden gerçekleştiğine dair kesin bir açıklama yoktu. Ancak son çalışmalar bu konuda bir gelişme olarak kabul edilebilir. Neden ne olursa olsun ortada mistik bir şey olmadığı neredeyse kesindir. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Ölüm Nedir? Bir Organizmanın Öldüğüne Nasıl Karar Veriyoruz? Ölümü Tersine Çevirmek Mümkün mü?
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Study: Near-Death Patients Reveal Brain Activity After Heart Stopped. Yayınlanma tarihi: 18 Eylül 2023. Kaynak site: Sciencealert. Bağlantı: Study: Near-Death Patients Reveal Brain Activity After Heart Stopped
- Borjigin, Jimo & Lee, Uncheol & Liu, Tiecheng & Pal. Dinesh & Huff, Sean & Klarr, Daniel & Sloboda, Jennifer & Hernandez, Jason. & Wang, Michael & Mashour, George. (2013). Surge of neurophysiological coherence and connectivity in the dying brain. Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America. 110. 10.1073/pnas.1308285110.
- Parnia, Sam & Fenwick, Peter & Spearpoint, Ken & Devos, Gabriele & Killingbeck. Hayley & McLean, Paula & Zafari, Maziar & Dickert, Neal & Beisteiner, Roland & Sterz. Fritz & Berger, Michael & Warlow, Celia & O’Donoghue. Siobhan & Lovett, Salli & Metcalfe-Smith, Russell & Pink, Sandra & Harris, Kayla & Sutton, Jenny & Walmsley, Harry & Farber, Mark. (2013). A Multi Center Study of Awareness During Resuscitation.
- Purkayastha M, Mukherjee KK. Three cases of near death experience: Is it physiology, physics or philosophy? Ann Neurosci. 2012 Jul;19(3):104-6. doi: 10.5214/ans.0972.7531.190303. PMID: 25205979; PMCID: PMC4117086.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel