Sanat ve Edebiyat

Yeni Yılda Okuma Listenize Eklemek İsteyeceğiniz 10 Kitap

Acısıyla tatlısıyla bir senenin daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu nedenle de birçoğumuzda gelecek sene için plan yapma telaşı başlamış durumda. Mesela gelecek sene için kendinize “daha çok kitap okuyacağım” diye bir hedef koymuş olabilirsiniz. Peki ne okuyalım?

Bu yazımızda, sene içerisinde okumuş olduğum kitaplardan 10 tanesini sizler için seçtim. Seçtiğim bu 10 kitap, genel olarak popüler bilim ve felsefe ağırlıklı. Eğer aralarından daha önce okumadıklarınız varsa yeni yılda o kitaplara mutlaka bir şans vermenizi tavsiye ederim. O halde ilk kitabımızla başlayalım!

1) Ali Sinan Sertöz – Şu Matematik Dedikleri

Matematiğin diğer bilimlerden farklı ve çok temel bir bilim olduğunun hepimiz farkındayız. Fakat ne kadar farkındayız? Bilkent Üniversitesi Matematik bölümünde öğretim görevlisi olan ve günümüzün en iyi matematikçilerinden biri olan Ali Sinan Sertöz, bu kitabında matematiğin nasıl bir şey olduğuna değiniyor. Bunu yaparken de günlük hayatımızdaki matematikten eski zamanlarda yaşamış kaşiflere kadar birçok konuya değiniyor.

Kitap, Sertöz’ün Bilim ve Teknik dergisinde yayınladığı matematikle ilgili yazılarından oluşuyor. Bu yazılar belli konu başlıkları altında birleştirilmiş ve ortaya harika bir kitap çıkmış. Kitabın en güzel yanlarından biriyse hem herkesin anlayabileceği hem de herkesin çok şey öğrenebileceği şekilde olması. Bu nedenle matematiği seven sevmeyen herkese önerdiğim bir kitap.

2) Carl Sagan – Mesaj

Uzaylıların daha doğrusu Dünya dışı yaşamın olup olmadığı insanoğlunun en merak ettiği şeylerden biri. Her ne kadar bu konu hakkında çeşitli tahminlerimiz olsa da bunların birçoğu spekülatif tahminler. Ama ya bu koskoca evrende yalnız değilsek?

İşte Carl Sagan da tam da bu varsayım üzerinden ilerleyerek bu kitabı yazmış. Kitapta gezegenimize 26 ışık yılı uzaklıktaki Vega yıldızından tuhaf sinyallerin gelmesiyle Dünya dışı zeki canlıları buluşumuz anlatılıyor. Evrende yalnız olmayışımız ve hatta bu Dünya dışı yaşamın bizden çok daha zeki olması insanoğlunda çok tuhaf etkiler yaratıyor. Sagan kitapta hem bu tuhaf etkileri çok iyi sunuyor hem de uzaylılarla nasıl iletişim kuracağımız üzerine kafa yoruyor.

Kesinlikle ufuk açıcı ve sürükleyici bir kitap. Hatta 1997 yılında bu kitabın filmi de çekildi. Eğer izlemediyseniz onu da öneririm. Her ne kadar kitap ve film arasında bazı farklılıklar olsa da ikisi de kendi çapında çok iyiler.

3) Ann Druyan – Kozmos: Yeni Dünyalar

Carl Sagan demişken eşi Ann Druyan’ın kitabından da bahsetmemek olmazdı. Sagan’ın Kozmos’unun devamı sayılabilecek bu kitap gerçekten çok güzel. Druyan Dünya’nın ve insanın geçmişi, yaşamın gezegenimizde nasıl evrildiği, insanlığın, yaşamın, düşüncenin nasıl geliştiği, bilim insanlarının yaşamları, karşı karşıya kaldıkları zorluklar ve bilime katkıları, insan beynine dair araştırmalar gibi birçok konuya kitabında yer vermiş. Ayrıca kitabın bol bol görsel içermesi de kitabı daha da çekici kılıyor.

4) Mary & John Gribbin – İnsan Olmak

Eğer John ve Mary Gribbin çiftiyle daha önce tanışmadıysanız bu kitap tanışmak için birebir diye düşünüyorum. Çünkü Gribbin çiftinin hem beraber hem de ayrı ayrı yazdıkları çok güzel kitaplar mevcut. John Gribbin aslen Cambridge’te astrofizik eğitimi almış bir bilim insanı. Fakat eşi Mary ile birlikte birçok konuda popüler bilim kitapları da yazıyorlar.

İnsan Olmak kitabının içeriği ise bana göre herkesin az da olsa bilmesi gereken şeylerden oluşuyor. Hatta kitabın isminden bile bunu anlamak mümkün. Kitapta insanın insan olmasını sağlayan şeyin ne olduğu sorusu ele alınıyor. Mesela maymunlarla akrabaysak neden onlar da bizim kadar zeki değil ve biz onlardan farklıyız? Bunun sebebi DNA’mızdaki %1’lik fark mı?

Gribbin çifti, bizi insan yapan şeyin tek başına o %1’lik fark olmadığını savunuyor. Kitap, evrimsel süreçte maruz kaldığımız birçok etkeni ayrı ayrı işleyip bugünkü insanı anlamamızı sağlıyor. Ve bu noktada en çok hoşuma giden şeyse bunu sosyobiyolojiyi kullanarak yapmaları oldu. Sosyobiyoloji diye bir şeyle de bu kitap sayesinde tanışmış oldum. Ve her insanın en azından kendi davranışlarını ve düşüncelerini anlamlandırma noktasında bu bilim dalını temel düzeyde bilmesinin çok faydalı olacağını gördüm.

5) Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Ecinniler

İnsan olmaktan ve insan doğasından bahsetmişken Dostoyevski’ye değinmemek olmazdı. Çünkü Dostoyevski kitaplarında insanın en derin, en karanlık noktalarını apaçık ortaya seren büyük bir yazardır. Nitekim Nietzsche de onun için “Kendisinden bir şeyler öğrendiğim tek psikologdur.” der.

Ecinniler kitabı da Dostoyevski’nin diğer kitaplarında olduğu gibi mükemmel bir karakter kadrosuyla karşımıza çıkıyor. Kitaptaki neredeyse her bir karakter kendine has felsefi ve siyasal fikirlere sahip. Zaten Ecinniler romanı genel bağlam bakımından siyasi bir roman. Yaklaşan devrimin ayak sesleri eşliğinde karakterlerin felsefelerine de tanık olduğumuz bu kitap, diğer Dostoyevski eserleri gibi benim için bir şaheser. Bol bol nihilizm, ateizm ve toplumsal dinamiklerin tartışıldığı bu kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

6) Bertrand Russell – Rölativitenin ABC’si

Albert Einstein’ın Rölativitesini bugün hepimiz biliyoruz. Ancak 1900’lerin başında Einstein Özel ve Genel Görelilik teorilerini yayınladığında bilim dünyası için adeta bir dönüm noktası olmuştu. Onun bu teorileri hakkında bugüne kadar sayısız inceleme ve açıklama yapıldı. Fakat Rölativiteyi bir de Russell’ın kaleminden okumakta fayda var.

Bertrand Russell, Birinci Dünya Savaşı’nda savaş karşıtı görüşleri yüzünden üniversitedeki görevini bırakmak zorunda kalmıştı. Bu nedenle o dönemde maddi sıkıntı içerisindeydi. Geçimini sağlayabilmek içinse kitap yazıyordu. İşte o kitaplardan birisi de Rölativitenin ABC’sidir. Russell’ın bu kitabı yazmadaki ilk amacı para kazanmak olsa da kitap, Einstein’ın teorilerinin fazlasıyla hakkını veriyor. Rölativiteye sadece fizik gözüyle değil aynı zamanda felsefe ve matematik gözünden de bakmak istiyorsanız bu kitap biçilmiş kaftan.

7) Lee Smolin – Zamanın Yeniden Doğuşu

Size “Zaman nedir?” diye sorsam nasıl bir cevap verirsiniz? Bir akış halinden, değişimden ya da belirli bir süreden yola çıkarak zamanı tanımlamanız olasıdır. Peki zaman diye bir şey var mıdır? Yoksa onu biz mi uydurduk?

Fizikte ve felsefede zaman konusunda pek bir fikir birliği yoktur. Bazı bilim insanları ve felsefeciler zaman diye bir şeyin olmadığını savunur. Onlara göre zaman kavramı insanın uydurduğu bir kavramdır. Bununla birlikte bu görüşü savunan fizikçiler, zamana tabi olmayan doğa yasalarının olduğunu iddia ederler. Lee Smolin ise bu kitabında tam tersini savunuyor. Bunu yaparken de öncelikle okuyucudaki altyapıyı kurmak adına bazı fiziksel fenomenleri tanıtarak işe başlıyor. Kitabın başlarında zaman kavramının insan uydurması olduğunu varsayarak çeşitli teorileri inceliyor. Daha sonraysa kitabın adında da geçtiği üzere okuyucuyu zamanın yeniden doğuşuna davet ediyor.

“Fizikle aram iyi değil, hem zaman da zor konu” diyorsanız öyle düşünmeyin derim. Çünkü kitap her ne kadar zaman gibi zor bir konuyu ele alsa da anlatımı son derece açık ve anlaşılır. O yüzden Zamanın Yeniden Doğuşu, yeni yılda mutlaka şans vermeniz gereken kitaplardan birisi.

8) Brian Greene – Evrenin Zarafeti

Bilim dünyası on yıllardır her şeyin teorisini arıyor. Bu arayış esnasında birçok teori ve fikir öne sürsek de hala kuantum fiziğiyle genel göreliliği bir araya getirebilmiş değiliz. Yine de kuantum fiziğiyle genel göreliliği birleştirebileceğine dair umudumuzun olduğu bir teori var: Sicim teorisi. Bu teori kısaca maddenin en küçük yapıtaşının atomlar ve atomaltı parçacıklar değil, sicimler olduğunu öne sürer.

Brian Greene, günümüzdeki en önemli sicim kuramı savunucularından biridir. Greene kitabında önce kuramı daha iyi anlayabilmemiz adına özel görelilik, kuantum dolanıklık gibi konulardan bahsederek başlar. Daha sonra sicim kuramını oldukça geniş bir çerçevede anlatır. Yani bu kitabı okuyarak sicim kuramı hakkında oldukça fazla bilgi edinmeniz mümkün. Fakat bu durum kitabın ağır ya da sıkıcı olduğu anlamına hiç gelmiyor. Hatta kitabın anlatımı son derece yalın.

Ayrıca Greene kitabında sicim kuramının her şeyin teorisi olmaya aday olup olmadığını da detaylıca tartışıyor. Bu bağlamda da karşımıza Leibniz’in meşhur sorusunu çıkarıyor: Neden hiçbir şey yok değil de bir şeyler var? Bu yüzden Evrenin Zarafeti sadece sicim kuramı meraklılarına değil, aynı zamanda maddenin doğasını merak eden ve felsefeyle ilgilenenlere de hitap ediyor.

9) Türker Kılıç – Yeni Bilim: Bağlantısallık, Yeni Kültür: Yaşamdaşlık

Bu kitabın için neredeyse her şeyin kitabı desem sanıyorum yanılmış olmam. Her şeyin kitabı diyorum çünkü kitabın için de beyin nasıl çalışır sorusunun cevabı da var Spinoza da. Ve tabi bir de matematik.

Türker Kılıç bir beyin cerrahı ve yıllarını beyni anlamakla, araştırmakla geçirmiş bir bilim insanı. Fakat yazmış olduğu kitap bir sinirbilim kitabı değil. Kılıç bu kitabında bilim dünyasına yeni bir paradigma öneriyor aslında. Bu paradigma da bağlantısallık ve yaşamdaşlık üzerine kurulu bir paradigma. Peki neden böyle tuhaf iki kavram ortaya atıyor Türker Kılıç?

Son yıllarda bilimde yaşanan gelişmelerle bir şeyler fark etmeye başladık. Neredeyse günümüze kadar bilim Newton-Bacon-Descartes üçlüsünün ortaya koyduğu paradigma üzerinden yürüyordu. Fakat elbette bu paradigma kusursuz değildi. İşte son yıllarda Newton-Bacon-Descartes paradigmasıyla evrene baktığımızda bir şeyleri kaçırdığımızı fark ettiğimizi söylüyor Kılıç kitabında. Bu nedenle de bağlantısallık ve yaşamdaşlık kavramlarını ortaya çıkarıyor.

Evrenin, beynimizin, yaşamlarımızın ve daha birçok şeyin aslında ne kadar da birbirine bağlı olduğunu daha yakından görmek istiyorsanız bu kitabı kaçırmayın derim.

10) Baruch Spinoza – Ethica: Geometrik Yöntemle Kanıtlanmış ve Beş Bölüme Ayrılmış Ahlak

Gelelim listemizin son kitabına. Spinoza’yı birçoğumuz Einstein’ın “Spinoza’nın Tanrısına inanıyorum.” sözünden tanıyor olabiliriz. Fakat rahatlıkla Spinoza bundan çok daha fazlasını hak ediyor diyebilirim. Onun felsefesini tam olarak anlayabilmek içinse Ethica en doğru adrestir.

Spinoza Ethica’yı insanlığa mutluluğa giden yolu göstermek için yazmıştır. Peki Spinoza’ya göre mutluluğa giden yol nedir? Bu noktada kitabın başlığı bize ipucu veriyor aslında. Spinoza Ethica’yı beş bölüme ayırarak yazmıştır. Bu beş bölümden ilki Tanrı ile ilgilidir. Ve bu bölümde Spinoza Tanrı’nın varlığını aşama aşama kanıtlar. Diğer bölümlerse zihnin doğası ve kökeni, duyguların doğası ve kökeni, insanın esareti ya da duyguların kuvveti, aklın kudreti ya da insanın özgürlüğüdür.

Yanı sıra başlıktaki geometrik yöntem ifadesi de kitap hakkında fikir verir. Spinoza her bir bölüme tanımlar ve aksiyomlarla başlar. Daha sonra bu tanımları ve aksiyomları kullanarak birtakım önermeler ortaya koyar. En sonundaysa bu önermeleri kanıtlar. Kısacası Ethica hem içerik bakımından hem de yöntem bakımından eşine az rastlanır muazzam bir kitap.

Şimdiden mutlu yıllar ve keyifli okumalar!

Matematiksel

Melike Üzücek

Ankara Fen Lisesi'nden mezun oldum. Araştırma yapmayı ve sorgulamayı seven biriyim. Matematik ve biyoloji başta olmak üzere felsefe, astronomi, modern fizik ile ilgileniyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir