Dünya çapında milyonlarca çocuk ve genç özellikle sabahları erken uyandığında ya da sınavlara hazırlanmak zorunda kaldığında aynı soruyu soruyor. Okulu kim buldu? İnsanların belli bir eğitim alması için okula gitmesi gerektiğine kim karar verdi?
Aslında bu soruya net bir cevap yok. Bunun nedeni okulun tanımı ile alakalı. Tarih boyunca hemen hemen tüm medeniyetler eğitime önem verdi. Eğitimin tarihi, Dünya’da yaşayan ilk insanlara kadar uzanır. Her nesil hayatta kalmak için biriktirdiği bilgi, beceri, değer ve geleneklerini gelecek nesillere aktarmayı gerekli görmüştür.
Ancak zorunlu eğitim eski zamanlarda uygulanmadı. İlk insanların bilgi aktarmak için okullara ihtiyacı yoktu. Gençleri aile birimi içerisinde bireysel olarak eğitiyorlardı. Zamanla nüfus arttı ve toplumlar oluştu. Her ailenin eğitimden bireysel olarak sorumlu olması yerine, insanlar bunun konu ile ilgili yeterince bilgisi olan küçük bir yetişkin grubu ile daha kolay ve verimli biçimde yapabileceklerini anladı. Böylece okul kavramı doğmuş oldu.
Antik Çin’de de okul benzeri kurumların yaklaşık 3000 yıldır var olduğu bilinmektedir. Aslına bakarsanız antik dönemde dünyanın farklı bölgelerinde farklı amaçlarla kullanılan okullar vardı. İlerleyen süreçte bunlara kilise okulları ve medreseler de dahil oldu. Ancak bunların hiçbiri sorduğumuz ” Okulu kim buldu? sorunun cevabı değildir.
Tüm bu eski okullar, günümüz okullarından farklıydı. Öncelikli amaç belirli konuları değil, bunun yerine belirli becerileri öğretmek ve dini değerleri aktarmaktı. Birçoğu belirli standartlar ve müfredat olmadan tek bir odada faaliyet gösteriyordu. Bu nedenle “Okulu kim buldu?” sorusunu temel olarak “Günümüz modern okul sistemine benzer, her öğrencinin zorunlu devam etmesi gereken bir yapıyı kim buldu?” biçiminde düşünmeliyiz.
Gelenekselden Moderniteye Geçiş
Tarihsel olarak okulların bugünün eğitimine benzer bir hal almaya başlaması 16.yy’da başlar. 1592’de Palatine Zweibrücken adlı bir Alman Dükalığı, dünyada kız ve erkek çocuklar için zorunlu eğitim uygulayan ilk bölge oldu. Bu, eğitim tarihinde dikkate değer ve çoğunlukla göz ardı edilen bir başarıdır.
Dükalığı 1598’de, o zamanlar Fransa’nın bir parçası olan Strazburg izledi. Benzer girişimler birkaç on yıl sonra İskoçya’da da ortaya çıktı. Alman devleti olan Prusya, 1763 yılında kraliyet kararnamesi ile zorunlu eğitim sistemini uygulamaya koydu. Bu süreçte Avrupa’da zorunlu, sistemli eğitim şekillenmeye başlıyordu. Ancak Google arama motoruna “Okulu kim buldu?” yazarsanız alacağınız cevap Horace Mann olacaktır.
Modern Okul Kavramı Horace Mann’ın Çabaları Sayesinde Gelişti
1837’de, bir avukat ve eğitimci olan Horace Mann, yeni kurulan Amerika Birleşik Devletleri’nde Massachusetts Eğitim Kurulu’nun Sekreteri oldu. Mann, devlet okullarının destekçisiydi ve iyi eğitimli bir nüfus olmadan siyasi istikrar ve sosyal uyumun sağlanamayacağına inanıyordu. Böylece Amerikalı çocuklara eğitim vermek için evrensel bir halk eğitim sistemi fikrini ortaya attı. Mann, öğrencilere iyi eğitimli konu uzmanları tarafından organize bir şekilde öğretilen belirli bir müfredata sahip bir sistem istedi.
Onun çabaları sayesinde Massachusetts, 1852’de zorunlu bir eğitim yasasına sahip olan ilk Amerikan eyaleti oldu. Daha sonrasında da ABD’deki diğer eyaletler de onun öngördüğü eğitim reformlarını uygulamaya koyacaktı. Mann, öğretmenlerin de iyi bir eğitim alması gerektiğini savunuyordu. Bu nedenle çeşitli öğretmen yetiştirme programlarının açılmasını teşvik etti.
Mann, zorunlu eğitimi teşvik etti ve çocukların okula gitmesini kanunla düzenleyen yasaların çıkarılmasına katkıda bulundu. Horace Mann’a göre okullar iyi vatandaşlar yetiştirmenin, demokratik değerleri korumanın ve toplumun refahını sağlamanın bir aracıydı. Okulları desteklemek için kamu fonlarının tahsis edilmesini savundu.
Sonuç, Amerika’daki her sınıfta, kabaca aynı yaştaki yaklaşık 28 öğrenciden oluşan grupların genellikle 800 metrekarelik bir odada tek bir öğretmen tarafından eğitim gördüğü, kamu tarafından finanse edilen bir sistemdi. Kısmen Horace Mann’ın 1843’te Prusya’da gördüğü yaklaşımdan ilham alan bu yaklaşım, Amerikan gençliğini 20. yüzyılın sanayileşmiş ekonomisine hazırlama çabasıydı.
Sonuç olarak
Gördüğünüz gibi, 1800’lerde Mann tarafından ortaya atılan yenilikçi fikirler ve reformlar, modern okul sistemimizin temeli oldu. Bu girişimin devamında, zenginler çoğunlukla çocuklarını özel akademilere göndermeye devam etti. Ancak birçok orta gelirli hane, çocuklarını devlet okullarına göndermeye başladı. Okullar, özellikle ırk konusunda hiçbir şekilde mükemmel bir şekilde bütünleşemese de sosyal sınıflar arası etkileşimin hayati alanlarından biri oldu.
Sosyal sınıfa bakılmaksızın herkesin eşit eğitim alması gerekliliği fikri kısa sürede bir çok başka ülke tarafından da paylaşıldı. Tüm bunların sonucunda da, eğitim alanındaki değerli katkılarından dolayı, tarihçiler Horace Mann’i modern okul sisteminin mucidi olarak kabul ederler.
Ancak, gördüğümüz gibi, okulların tarihi girift, karmaşık ve çok zengindir. Okulun bir kişi tek başına bulmamıştır. Bugün sahip olduğumuz okul sistemlerine ulaşma süreci (her ne kadar kusurlu olsalar da) binlerce yıl sürmüş ve bu süreç kolay da olmamıştır.
Yazımızın devamında hemen hemen her öğrencinin merak ettiği bir soruyu daha cevaplayalım. Ödev Verme Ve Sınav Yapma Fikrini İlk Kim Buldu?
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Who invented school, according to experts. Yayınlanma tarihi: 2 Mayıs 2023. Kaynak site: ZMEScience Bağlantı: Who invented school, according to experts
- How to Break Free of Our 19th-Century Factory-Model Education System. Kaynak site: The Atlantic. Yayınlanma tarihi: 9 Mayıs 2012. Bağlantı: How to Break Free of Our 19th-Century Factory-Model Education System
- Cremin, Lawrence A.. “Horace Mann”. Encyclopedia Britannica, 29 Jul. 2024, https://www.britannica.com/biography/Horace-Mann. Accessed 10 September 2024.
Matematiksel