Pek çok kişi için, düşünmek çoğunlukla bilinç dışı bir eylemdir. Sorun şu ki, düşüncenizin farkına varmadığınız sürece, var olan zayıflığını düzeltme şansına sahip olamazsınız. Kişinin düşünce hakkında düşünmeye başlamasına metabilişsel düşünme (Üst Bilişsel Düşünme – İng: metacognition) denir.
Sınıflarda ve işyerlerinde, metabilişsel düşünme stratejileri öğrenmiş olan ve olmayan kişileri tespit etmek kolaydır. Muhtemelen hepimiz, zor durumlarda cesareti kırılan, başarılı olamayacaklarını varsayarak pes eden insanları tanıyoruzdur. Kendi fikirlerinden farklı fikirlere açık olmayan ya da belki de farklı fikirler paylaşıldığında kendilerini kapatan insanları da tanıyoruzdur.
Buna karşılık, metabilişsel düşünme stratejileri öğrenmiş bir kişi öğrenmeye heveslidir ve farklı bakış açılarını takdir eder. Bir problemde takılıp kalırlarsa, geri dönüp bildikleri ve bilmeleri gerekenler hakkında düşünebilir. Daha da önemlisi, problem çözme ve öğrenme sürecinden zevk alırlar.
İnsanlar üst bilişsel düşünmeyi öğrendiklerinde sadece problem çözme becerilerini geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda daha fazla toplum yanlısı davranışlar da geliştirirler. Daha iyi iletişim kurarlar, daha fazla empati yaparlar. “Beyin temelli öğrenme” konusunda iki uzman olan Donna Wilson ve Marcus Conyers’in dediği gibi, eğer bilişsel işlevler müzisyense, üstbiliş de orkestra şefidir
Metabilişsel Düşünme Nedir?
1979’da Stanford Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan John Flavell, metabilişsel düşünme teorisini ortaya attı ve araştırmacılar o zamandan beri bunun etkisini araştırıyorlar. Meta kelimesi, öte anlamına gelir ve metabilişsel düşünme; planlama, izleme ve değerlendirme gibi düşünmenin ötesine geçen önemli süreçlerle ilgilidir.
Flavell, üstbilişi kendimiz hakkında bilgi, eldeki görev hakkında bilgi ve stratejiler hakkında bilgi sahibi olmak olarak tanımlar, bu nedenle problem çözmeyi artırması, matematiksel çeşitliliği sağlaması ve iş performansını artırması şaşırtıcı değildir.
Kavramı anlamak için bir metafordan yola çıkabilirsiniz. Beynimizi hem yazılım hem de donanıma sahip olarak ele alalım. Yazılım, düşüncelerimiz, hislerimiz ve başkalarıyla olan konuşmalarımızdır. Donanım ise nöronlar ve aralarındaki bağlantılardır. Bu ikisinin nasıl etkileşime girdiğini anlamaya çalışmak da metabilişsel düşünme kapsamına girer.
Bir yarışma programındaki yarışmacılara istedikleri başlığı seçme izni verildiğinde, en çok aşina olduklarını seçerler. Burada metabiliş işbaşındadır. Aynı şekilde, bir soruyu “Dur, dilimin ucunda!” diye cevapladığımızda da aynı süreç geçerli olur. Sonucunda hatırlamak zaman alsa da cevabı bildiğimizi biliriz. Sınıfta el kaldıran bir öğrenci de metabilişe bel bağlar, çünkü bunu yalnızca cevabı bildiğini düşündüğünde yapar.
Bir kişinin odaklanması gerekirken dikkatinin dağılma eğiliminde olduğu koşulları bilmesi ya da bir şeyi hatırlama güçlüğü olduğunu bildiğinde hafıza kartları ve stratejiler oluşturarak hatırlama sürecini yönetmesi metabilişsel düşünmenin bir sonucudur.
“Matematik testleri beni kaygılandırıyor.” cümlesi bir düşünce bildirir. Ancak bu cümleyi “Matematik testleri beni kaygılandırıyor. Bunun nedeni nedir ve değiştirmek için ne yapabilirim?” biçimine dönüştürürseniz metabilişsel düşünmeye adım atarsınız.
Metabilişsel Düşünme Nasıl Gelişir?
2015 yılında, PISA olarak kısaltılan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı, 15 milyon öğrencinin öğrenme yaklaşımlarını ve bunların matematik başarısıyla nasıl ilişkili olduğunu değerlendirdi. Sonuçlar, matematiğe ezberci bir yaklaşım benimseyen öğrencilerin dünyadaki en düşük başarılı öğrenciler olduğunu gösterdi.
John Hattie, çok sayıda farklı bilimsel çalışmayı birleştiren bir yaklaşım olan meta-analizler yürüten bir araştırmacıdır. Kendisinin eğitimle ilgili de çığır açan bir çalışması mevcuttur. Bu çalışmasında Hattie, eğitimdeki farklı yaklaşımlar ile öğrenci başarısı arasındaki ilişkiye baktı. Farklı yaklaşımların başarıyı ne ölçüde etkilediğini analiz etti. Bunun için 70.000 çalışma ve 138 farklı eğitim yaklaşımını değerlendirdi.
Öğrencinin öğrenme sürecine olumlu etki eden yaklaşımlar arasında; öğrencilerin kendi ilerlemelerini rapor etmeleri (1,33), sınıf içi tartışmalar (0.82), üstbiliş düşünme (0.69) ve problem çözme öğretimi (0.68) vardı. Etki büyüklüğü düşük olanlar ise bireyselleştirilmiş öğretim (0.23), yetenek gruplaması (0.12) bulunmaktaydı.
Metabilişsel Düşünmeyi Teşvik Edin
Öğrencilerin metabilişsel yeteneklerini geliştirmek için okul uygun bir ortamdır. Bu ortamı yaratmak için, öğretmenler ve öğrenciler, bir düşünme dili geliştirmelidir. Bunun için de çeşitli stratejiler mevcuttur. İlk strateji, bir adım geri adım atmaktır.
Çoğu insan matematik sorularını okur ve hemen cevaplayabilmeleri gerektiğini düşünür ya da pes eder. Eğer bir öğrenci problemde ne sorulduğunu tam olarak anlamazsa, çözümde başarısız olması ve pes etmesi doğaldır. Bu nedenle öğretmenlerin cevaptan ziyade “Bu soru ne hakkında?” sorusuna odaklanması gerekir.
Bir başka strateji ise, öğrencilerin bir probleme farklı bir yaklaşım hakkında düşünmelerini sağlamaktır. Örneğin öğrenciler bir soruyu çözdükten sonra, ikinci bir soruya geçmek yerine, aynı sorunun başka hangi yoldan çözülebileceğini sormak, öğrencilerin matematiksel çeşitlilikle düşünmelerini sağlayacaktır.
Bir başka strateji, öğrencileri kendi varsayımlarını ortaya koymaya davet etmektir. Matematikte bir varsayım, henüz kanıtlanmamış bir fikirdir. Bilimde buna hipotez denir. Öğrencileri mevcut kurallara uymanın ötesinde, yeni kurallar belirlemeye teşvik etmek, metabilişsel düşünme sürecini matematiksel bakış açılarını geliştirecektir.
Sonuç olarak
Birçok eğitimci, lider ve ebeveyn, insanların öğrenmeye farklı şekilde yaklaştığının farkındadır, ancak etkili öğrenme ve problem çözme yollarının öğretilebileceğinin farkında değildirler. Çoğu öğretmen, öğrencilerin nasıl öğreneceklerini bildiklerini varsayarak, zamanlarını içeriklerini öğretmeye adar. Bu süreçte de öğrenciler genellikle ters etki yapan öğrenme yaklaşımlarına sahip olurlar.
Tüm bunlar, öğrencilere öğrenmeye yönelik üstbilişsel yaklaşımlar öğretildiğinde değişir, bu da onlara çeşitli matematiksel fikirler hakkında açık fikirli ve meraklı olmayı öğretir.
Metabilişsel düşünme yalnızca eğitimde değil, hayatın diğer alanlarında da yararlı olacaktır. Aynı düşünme biçimini kilo verme, yeni bir beceri öğrenme veya ebeveynlik gibi hedeflere ulaşmak için de kullanabilirsiniz. Denildiği gibi düşünmek zor bir sanattır. Ancak bir kere bu konuda uzmanlaştıktan sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Weil LG, Fleming SM, Dumontheil I. Kilford EJ, Weil RS, Rees G, Dolan RJ, Blakemore SJ. The development of metacognitive ability in adolescence. Conscious Cogn. 2013 Mar;22(1):264-71. doi: 10.1016/j.concog.2013.01.004. Epub 2013 Jan 30. PMID: 23376348; PMCID: PMC3719211.
- How metacognition — thinking about thinking — can improve the mental-health crisis. Yayınlanma tarihi: 10 Kasım 2021. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: How metacognition — thinking about thinking — can improve the mental-health crisis
- Flavell, John. (1979). Metacognition and Cognitive Monitoring: A New Area of Cognitive-Developmental Inquiry. American Psychologist. 34. 906-911. 10.1037/0003-066X.34.10.906.
Matematiksel