Günlük Hayatın Felsefesi

Ockham’ın Usturası: Basit Düşünmemiz İçin Bizi Zorlayan Mantık İlkesi

Ockham’ın Usturası (bazı kaynaklarda Occam’ın Usturası olarak da geçer), aynı fenomeni açıklamak için iki rakip fikir bulunduğunda, gereksiz varsayımlardan kaçınılarak daha basit olanın tercih edilmesi gerektiğini savunan bir ilkedir.

Ockham'ın Usturası: Basit Düşünmemiz İçin Bizi Zorlayan Mantık İlkesi

Aslında, Ockham’ın Usturası fikri Albert Einstein ve Isaac Newton gibi bilim insanları tarafından da dile getirilmiştir. Ancak, bu ilke günümüzde en sık William of Ockham ile anılmaktadır. Bunun nedeni, ilkenin ilk olarak 14. yüzyılda, Güney İngiltere’deki Ockham köyünden William adlı bir Fransisken keşiş tarafından formüle edilmesidir.

Günümüzde bu yaklaşımı daha çok karşılaştığımız problemleri çözmek ve gereksiz karmaşıklıklardan kaçınmak için kullanırız. “Ustura” kelimesi, burada iki farklı hipotez arasındaki gereksiz unsurları kesip atmayı simgeler. Bu ilke, hem bilimsel hem de günlük hayattaki analiz süreçlerinde basitliği ve ekonomiyi ön planda tutan bir düşünme yöntemi olarak benimsenmiştir.

Ockham'ın Usturası: Basit Düşünmemiz İçin Bizi Zorlayan Mantık İlkesi
Occam’lı William, günümüzde en çok Occam’ın Usturası olarak bilinen metodolojik prensiple hatırlansa da, mantık, fizik ve teoloji alanında da önemli çalışmalar üretmiştir. Orta Çağ felsefesinde nominalizmin en önemli savunucularından biri olarak kabul edilir ve düşünceleri, hem skolastik geleneği hem de modern bilimsel yöntemi etkilemiştir. Onun en çok bilinen sözlerinden biri olan “Zorunluluk olmadıkça varlıkları çoğaltmamak gerekir.”

Ockham’ın Usturası Tam Olarak Ne Anlama Gelmektedir?

Örneğin, fırtınalı bir gecenin ardından yolda giderken yolun ortasında devrilmiş iki ağaçla karşılaştığınızı düşünün. Etrafta ağaçların neden devrildiğine dair belirgin bir sebep görünmüyor. Bu durumda, en basit ve mantıklı açıklama, ağaçların fırtına nedeniyle devrilmiş olmasıdır. Çoğu insan için bu yeterli bir açıklamadır.

Ancak bazıları için bu basit açıklama tatmin edici olmaz. Belki de bu ağaçlar, uzayın derinliklerinden gelen bir çift ikiz meteorun aynı anda çarpması sonucunda devrilmiştir. Üstelik, bu meteorlar çarpıştıktan hemen sonra birbirleriyle çarpışarak tamamen yok olmuş ve geriye hiçbir iz bırakmamış olabilir.

Ockham'ın Usturası: Basit Düşünmemiz İçin Bizi Zorlayan Mantık İlkesi
Elbette, Ockham’ın Usturası her zaman doğru sonucu garanti etmez. Ancak, bizi genellikle en doğru ve makul cevaba yönlendirir.

İşte tam bu noktada Ockham’ın Usturası devreye girer. Bu ilkeye göre, iki rakip teori eşit derecede geçerli görünüyorsa, daha basit olan tercih edilmelidir. Yani, olağanüstü ve fazlasıyla karmaşık bir açıklama yerine, doğrudan ve sade olanı benimsememiz daha mantıklıdır.

Bilimsel sorular genellikle karmaşık cevaplar gerektirir ve bu, Ockham’ın Usturası ile çelişmez. İlke, yalnızca gereksiz varsayımlar ve açıklamalar eklenmemesi gerektiğini söyler. Yani, olayları en yalın haliyle ele alırken, bilimsel araştırmaların doğası gereği zaman zaman karmaşık cevaplar sunabileceğini unutmamak gerekir.

Basit Düşünmek Neden Avantaj Sağlar?

Ockham'ın Usturası: Basit Düşünmemiz İçin Bizi Zorlayan Mantık İlkesi
Karmaşık bir problem üzerinde kafa yoruyorsanız, Occam’ın usturasını düşünün, çünkü basitlik genellikle en iyisidir.

İlke, karar alma süreçlerinde önemli bir rol oynar. Örneğin, iki bilgisayar programı aynı işlevi yerine getiriyorsa, daha kısa olanı tercih etmek genellikle daha iyi bir seçimdir. Daha kısa program muhtemelen daha az kod içerir, bu da hata olasılığını azaltır.

Benzer şekilde, tıp alanında da bu ilkeye başvurulmalıdır. Bir doktor olarak, burun tıkanıklığından şikâyet eden bir hastanın nadir görülen bir bağışıklık sistemi bozukluğuna değil, büyük ihtimalle soğuk algınlığına yakalanmış olabileceğini düşünmek daha mantıklıdır.

Ockham’ın Usturası, argümanlar için de geçerlidir. Güçlü bir argüman, gereksiz varsayımlara dayanmak yerine, en az ek bilgi gerektiren ve en kolay doğrulanabilen argümandır. Daha basit bir teori, kontrol edilmesi daha kolaydır ve hata ihtimali daha düşüktür.

Ockham’ın Usturasının Popüler Kültüre Yansıması

Ockham'ın Usturası: Basit Düşünmemiz İçin Bizi Zorlayan Mantık İlkesi

1997 yılında vizyona giren Mesaj (Contact) filmi, bilim ve felsefenin kesiştiği noktada önemli sorular sordu. Film, insanlığın evreni anlama çabalarını ve bilinmeyene karşı geliştirdiği algıları ele aldı. Filmde Jodie Foster, SETI (Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması) projesinde çalışan Dr. Ellie Arroway karakterini canlandırdı. Ellie, uzun süren araştırmaları sonucunda Vega yıldızından gelen bir sinyal keşfetti.

Sinyali çözdüğünde, gelişmiş bir uzay aracının tasarım şablonunu buldu. Bilim insanları plana uygun bir araç inşa etti ve Ellie içine girerek deneyi başlattı. Filmde, solucan deliklerinden geçerek uzak bir noktaya ulaştığı anlatıldı. Ancak döndüğünde dünya saatine göre hiçbir zaman geçmediğini fark etti. Yolculuk sırasında kayıt aldığı ses ve görüntüler incelendiğinde, sadece statik gürültüye rastlandı.

Ellie, yaşadıklarının gerçek olduğunu kanıtlamaya çalışırken Ockham’ın Usturası prensibi hatırlatıldı. En basit açıklama genellikle en doğrusudur. Bu düşünceye göre, onun hiçbir yere gitmediği ve deneyimin sadece bir bilinç yanılsaması olduğu sonucuna varılabilirdi. Ancak filmin sonunda, kaydedilen statik gürültünün süresinin 18 saat olduğu ortaya çıktı. Bu detay, onun gerçekten bir yolculuk yapmış olabileceğini düşündürdü.

Basit düşünmek bazen hatalar yapmamıza da neden olur.

Film, bilimin sınırlarını ve insan algısının eksikliklerini tartışırken Ockham’ın Usturası’nın her zaman kesin sonuçlar vermediğini gösterdi. Bazen en basit açıklamalar yetersiz kalır ve gerçek, beklenenden çok daha karmaşık olacaktır.

Ockham’ın Usturası Her Zaman İşe Yarar mı?

Bir açıklamayı kanıtlamak veya çürütmek için Ockham’ın Usturası’nı bir araç olarak kullanmanın iki temel sorunu vardır. İlk olarak, bir çözümün basit olup olmadığına karar vermek öznel bir değerlendirmedir ve yorumcunun bakış açısına bağlıdır. İkinci olarak, bir teorinin basit olması onu doğrudan doğru yapmaz.

Dünya, karmaşık ve dinamik bir düzen içinde işler. Bu nedenle, bazı fenomenler basit bir şekilde açıklanamaz. Ockham’ın Usturası, rakip teoriler arasından birini seçmek için tek başına yeterli bir kriter değildir. Bilimsel yöntem, ampirik kanıtları esas alır. William of Ockham da bu ilkeyi ortaya atarken deneysel kanıtlara karşı bir tutum benimsememiştir.

Karmaşık açıklamalar karşısında basit olanı seçmek, bazı durumlarda işleri kolaylaştırır. Ancak, bu yaklaşım her zaman doğru kararlar almamızı sağlamaz. Ayrıntılar, bazen bir olayın özünü anlamak kadar önemlidir. Ayrıca, basitlik kavramının nesnel bir tanımı yoktur. Evren, belirli yasalar çerçevesinde işlerken, bu yasalar her zaman insan zihninin kavrayabileceği kadar basit olmayabilir.

Tüm bunlara rağmen, Ockham’ın Usturası insanların analizlerine nereden başlayacaklarına karar vermelerine yardımcı olur. Bilim insanları, araştırmalarında önce en basit açıklamaları test etmeyi tercih eder. Bunun nedeni, basit açıklamaların test edilmesinin daha kolay olmasıdır. Bu yöntem, bilim insanlarının doğru yanıta daha hızlı ulaşmasına yardımcı olur.

Ayrıca, bu konuyla ilgileniyorsanız Hanlon’un Usturası ilkesine de göz atabilirsiniz.


Kaynaklar ve ileri okumalar: 

  • Duignan, Brian. “Occam’s razor”. Encyclopedia Britannica, 3 Feb. 2025, https://www.britannica.com/topic/Occams-razor. Accessed 17 February 2025.
  • The origin and popular use of Occam’s razor; Bağlantı: https://www.aaas.org/
  • McFadden J. Razor sharp: The role of Occam’s razor in science. Ann N Y Acad Sci. 2023 Dec;1530(1):8-17. doi: 10.1111/nyas.15086. Epub 2023 Nov 29. PMID: 38018886; PMCID: PMC10952609.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir