Matematik Öğrenelim

Mercanlar, Tığ İşleri Ve Kozmos: Hiperbolik Geometri Yaşantımızı Nasıl Biçimlendiriliyor?

Kendimize büyük ölçüde düz çizgilerden oluşan bir dünya inşa ettik. İçinde yaşadığımız evler, çalıştığımız gökdelenler ve günlük işe gidiş gelişlerimizde kullandığımız sokaklar. Yine de kutularımızın dışında, doğada karşımıza çıkan geometri bundan çok farklı. Örneğin mercanlar hiperbolik geometri dediğimiz şeyin biyolojik bir karşılığı gibidir.

Mercanlar, Tığ İşleri Ve Kozmos: Hiperbolik Geometri Yaşantımızı Nasıl Biçimlendiriliyor?
Yüzey alanını maksimize etmenin bir avantajı olduğu her yerde hiperbolik şekiller mükemmel bir çözümdür. Mercanların yanı sıra, süngerler ve yosunlar da dahil olmak üzere birçok başka resif organizması türünün hiperbolik formları vardır.

Doğa yüz milyonlarca yıldır hiperbolik formlarla oynarken, matematikçiler bu tür yapıların imkansız olduğunu kanıtlamak için yüzlerce yıl harcadılar. Çünkü hiperbolik geometri radikal bir fikirdi. Sonuçta  Öklid geometrisinin aksiyomlarından birini ihlal ediyordu. Ancak bilimsel gerçekleri bastırmak kolay değildir. Nitekim de öyle oldu. Hiperbolik geometrinin kabulü matematik tarihinde bir devrime yol açtı.

Hiperbolik geometri neden radikal bir fikirdi?

Günümüzde geometrinin babası olarak da hatırladığımız Öklid, kendisinden önce yaşamış Thales, Pisagor ve Eudoxus gibi matematikçilerin çalışmaları üzerine kurduğu Elementler isimli bir kitap kaleme almıştı. Bu kitap 19. yüzyıla kadar akademik dünyanın temel ders kitaplarından biri oldu.

Öklid’in kitabının ilk baskısı 1482’de Venedik’te bir Alman olan Erhard Ratdolt tarafından Elementa Geometriae adıyla yayınlandı. Bu kitap basılan ilk matematik ders kitabıdır. Aynı zamanda geometrik çizimlere sahip ilk kitaplardan biridir.

Öklid’in aksiyomlarından biri, tüm üçgenlerin iç açılarının toplamının 180 derece olduğunu söylemeye eşdeğerdir. Bu Öklid’in Beşinci postulatı olarak bilinmektedir. Yüzyıllar boyunca matematikçiler beşinci postulatın ilk dördünün doğrudan bir sonucu olduğunu kanıtlamaya çalıştı ancak tüm girişimler başarısız oldu. Yine de Öklid geometrisi egemenliğini sürdürdü.

Paralellik varsayımı olarak da bilinen postulat şuna benzer. Düz bir çizgim ve çizginin dışında bir noktam varsa, orijinal çizgiyle asla kesişmeyen, ancak bu noktadan geçen, kaç tane düz çizgi çizebilirim? Öklid cevabın bir olduğunu ve daha fazlasının olamayacağını söylemişti ki bu sezgisel olarak doğru gibi geliyor.

Öklid, orijinal çizgiyle kesişmeyen bir noktadan geçen yalnızca bir olası düz çizgi görebiliyordu.

Ancak yine de matematikçiler, bunun doğru olduğunu kanıtlamak istediler. Uzun zaman boyunca çabaları boşa çıksa da sonunda Carl Friedrich Gauss (1777-1855), Janos Bolyai (1802-1860), Nikolai İvanoviç Lobaçevski (1793-1856) gibi matematikçiler Öklid dışı geometrilerin doğmasına ön ayak oldular.

Çizgiler aslında eğri değil. Ancak eğri görünmelerinin tek nedeni, eğri bir yüzeyin görüntüsünü düz bir düzleme yansıtmaya çalışmamız. Benzer bir durum dünyayı bir haritada göstermeye çalıştığımızda da karşımıza çıkar.

Matematikçi János Bolyai ile Nikolay Lobaçevski’nin birbirinden bağımsız keşfettiği şey beşinci postulatı gerektirmeyen, daha farklı bir geometrinin var olabileceği idi. Günümüzde onların bu keşiflerini hiperbolik geometri ya da Lobaçevski geometrisi diye biliyoruz.

Hiperbolik Geometri Nedir?

Nikolay Lobaçevski ve Hiperbolik Geometri
Özgünlüklerinden ötürü saygı duyulması gereken fikirler, dönemin gelen algısına uygun olmaz ise çoğunlukla saçma olarak tanımlanır. Lobaçevski için de aynı süreç geçerliydi.

Farklı geometrileri anlamanın bir yolu eğriliklerini anlamaktır. Düz veya Öklid düzleminin eğriliği sıfırdır. Bir kürenin yüzeyi (plaj topu gibi) pozitif eğriliğe sahiptir ve hiperbolik bir düzlem negatif eğriliğe sahiptir. Bu eğrilikler de ilginç sonuçlara neden olur.

Bu üç geometrinin çok farklı özellikleri vardır. Örneğin, Öklid geometrisinde bir üçgenin açılarının toplamının 180 derece olduğunu hatırlayın. Küresel geometride durum böyle değildir. Bir küre üzerine üç nokta yerleştirilirse, aralarındaki açılar 180 dereceden fazla olur. Hiperbolik geometride, açılarının toplamının 180 dereceden kesinlikle küçük bir pozitif sayı olduğu üçgenler oluşturulabilir.

Hiperbolik geometrinin görselleştirilmesi küresel geometri kadar kolay değildir. Çünkü üç boyutlu Öklid uzayında bozulma olmadan modellenemez. 

Açı toplamının görünür kuralı bozduğu üçgenler, Öklid’in hiç hayal etmediği geometri türlerinin olduğunun ortaya çıkmasına yol açtı. Bu, fizikte, bilgisayar grafiklerinde, hızlı algoritmalarda ve daha fazlasında uygulamaları olan derin bir gerçektir. Aşağıdaki şekildeki tüm siyah beyaz şekiller hiperbolik üçgenlerdir.

Öklid geometrisinin aksine, hiperbolik geometride yollar dışa yaklaştıkça daha uzun olur.

Yüzey alanını maksimize etmenin bir avantajı olduğu her yerde hiperbolik şekiller mükemmel bir çözümdür. Ancak bu şekilleri gerçek dünyada sembolize etmesi zordur. Buna da bir çözüm matematikçi  
Daina Taimina’nın tığ işi çalışmaları ile bulundu.

Mercanlar, Tığ İşleri Ve Kozmos: Hiperbolik Geometri Yaşantımızı Nasıl Biçimlendiriliyor?
Hiperbolik geometriye dayalı tığ işi mercanlar

Evrenimizin Şekli Nasıldır?

Hiperbolik geometri, muhtemelen size hayali bir matematiksel yapı gibi gelmiştir. Bu nedenle gerçek hayatta işe yaramaz da diyebilirsiniz. Ancak yanılıyorsunuz. Matematikçiler farklı geometrik uzayların mümkün olduğunu anlayınca, fiziksel uzayda hangisinin gerçekleştirileceği sorusu ortaya çıktı. Diğer bir deyişle Evrenimizin şekli nasıldır?

Galileo Galilei ve Isaac Newton, modern fiziği uzayın Öklid geometrisi biçiminde olduğu varsayımı üzerine kurdular, ancak Albert Einstein’ın genel görelilik denklemleri karmaşık kavisli formlara sahip olabilecek bir evreni tanımlıyor.

Gökbilimcilerin çözmeye çalıştığı en önemli sorulardan biri evrenimizin şeklinin ne olduğudur. Büyük ölçekli kanıtların çoğu Öklid yapısına işaret etse de, hiperbolik bir dünyada yaşıyor olabileceğimize dair bazı kanıtlar da var.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir