Mühendislik ve Teknoloji

Neden Farklı Ülkelerde Farklı Elektrik Prizleri Bulunur?

Başka bir ülkeye seyahat ederseniz ya da başka bir ülkeden elektrikli bir aleti Türkiye’ye getirirseniz bazen bir sorun ile karşılaşırsınız. Şarj etmeniz gerektiği zamanlarda kablonun fişi veya duvardaki elektrik prizleri alıştıklarımıza pek de benzemez. Peki dünyada neden farklı ülkelerde farklı elektrik prizleri ve fişleri var?

elektrik prizleri

Kısa cevap, dünyanın dört bir yanındaki evlere elektrik sağlayan sistemlerin son 140 yılda binlerce insan tarafından inşa edilmiş ve henüz tamamlanmamış olmasıdır. Dünya çapında yaklaşık 750 milyon insan – her 10 kişiden biri – hala elektriğe erişemiyor. Elektriğe erişme şansına sahip olanlar için ise dünya çapında 15 farklı türde ev tipi elektrik prizi kullanılıyor.

Neden Farklı Ülkelerde Farklı Elektrik Prizleri Bulunur?
Hepsi aynı temel işlevi yerine getirmesine rağmen fişler ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Bölgesel Fiş türleri

Türkiye’de ve Avrupa ülkelerinin çoğunda F ve C tipi fişler kullanılır. Yuvarlak kafalı, daha büyük görünen F tipi fişler topraklıdır. Bunlar genellikle daha çok enerji tüketen aletlerde kullanılır. Daha az enerji tüketen aletlerde ise topraksız, ince kafalı C tipi fişler kullanılır. C tipi fişler F tipi prizlerle tamamen uyumludur.

Ülkelerde Volt / Frekans Neden Birbirinden Farklıdır?

Neden Farklı Ülkelerde Farklı Elektrik Prizleri Bulunur?
Elektrik fişleri, elektrikli aletlerin güç kablosuyla elektrik şebekesi arasında bir köprü görevi gören, kullanımı kolay plastik
konektörlerdir. Fişlerin takıldığı yere priz denir ve prizlerin fiş standardıyla uyumlu olacak şekilde tasarlanmaları gerekir. Dünya çapında kullanılan 15 elektrik fişi türünden üçü. Harfler yalnızca tanımlama amaçlı olarak atanmıştır.

Nikola Tesla alternatif akım sisteminin, güç dağıtımı açısından kayıpları yüksek olan doğru akıma göre üstün olduğunu belirlemişti. Güç üretimi için de en uygun frekansın saniyede 60 salınım, yani 60 Hz olduğu sonucuna varmıştı. Bu frekansla birlikte 240 voltluk bir gerilim düzeyini öneriyordu.

Fakat bu durum, 110 voltluk doğru akım sistemlerini devreye sokmuş bulunan ve düşük voltajın daha güvenli olduğunu savunan Thomas Edison’la ters düşmelerine neden oldu. Zamanla, Tesla’nın önerisi yaygınlaştı. Fakat elektrikle çalışan şeylerin çoğu 110 voltta göre ayarlandığı ve daha güvenli olduğu düşünüldüğü için bu standart olarak kaldı.

Tesla neredeyse hiç kayıp olmadan Dünya’nın her yerine elektrik iletiminin mümkün olacağını düşünüyordu. Kâğıt üstünde bunu ispatlayan Nikola Tesla daha sonra yaptığı deneylerle de bunu gösterdi. Ek okumalar için: Tesla’nın Hayali Kablosuz Elektrik Bir Hayal mi Yoksa Gerçek mi?

Elektrik yaygınlaştıkça ve insanlar başka ülkelerde elektrik şebekeleri kurmaya başlayınca iyileştirmeler yapmaya çalıştılar. Alman AEG firması Avrupa’daki ilk güç üretim tesisini inşa ettiğinde, işe 110 voltluk gerilimle başladı. Ancak zamanla 110 volt yerine 220 voltta güç sağlamanın daha ucuz olacağı anlaşıldı.

Güç sistemlerindeki en büyük sorunlardan biri elektrik enerjisinin iletimi sırasında meydana gelen kayıplardır. İletim sırasındaki kaybın yaklaşık %26 olarak tahmin edilmektedir. Bu güç kaybının ana nedeni ise, şebekede kullanılan tellerin direncidir. Bir diğer sorun ise enerjinin yayılmasıdır. Aslında tam da bu nedenle kabloları kullanırız. Kablolar, enerjiyi tek bir yöne doğru akmaya zorlar. Ayrıca etrafları da yalıtımlı olduğu için enerji kayıpları en aza indirilmiş olur. 

Dünyada Kullanılan Fişler ve Prizler Neden Farklılaştı?

Daha yüksek bir voltajda, elektrik şirketleri aynı gücü daha az akımla sağlar. Sonucunda daha az akım, daha ince kablolara izin verir. Elektrik telleri için kullanılan bakır pahalı olduğundan, daha yüksek voltaj paradan tasarruf edilmesini sağlar.

Neden Farklı Ülkelerde Farklı Elektrik Prizleri Bulunur?

Bu nedenle AEG mühendisleri frekans seçiminde 50 Hz tercih etmişlerdi. Bu frekans standardı zamanla tüm kıtada yaygınlaştı. Frekanslar ve voltajlar ülkelere göre değişmeye başlayınca elbette prizleri de farklılaştırmak gerekti.

19. yüzyılın sonlarında elektrik evlere ilk kez girdiğinde, büyük ölçüde yalnızca aydınlatma amacıyla kullanılıyordu. Bu nedenle doğrudan evlerin kablo sistemine bağlanmasında bir sakınca yoktu. Ancak zaman içinde evlerde bir çok alet elektrik ile çalışmaya başladı. Bunun bir sonucu olarak da, üreticiler tüketicilerin elektronik cihazlarını bir elektrik kaynağına bağlamasının bir yolunu bulmak zorunda kaldı.

Ve aslında sorun tam da burada başladı. Çünkü ortada bir standart olmadığı için, farklı ülkeler kendi fişlerini ve prizlerini geliştirmeye başladı. Üreticiler ve şirketler yalnızca ulusal veya bölgesel pazarlarına hizmet etmeye odaklandılar. Ülkeden ülkeye uyumluluğu kimse de fazla umursamadıl.

Zaman içinde çeşitlilik arttıkça, Uluslararası Elektroteknik Komisyonu (IEC) 1930’larda fiş tiplerini standart hale getirmek istedi. Ancak II. Dünya Savaşı bu çabayı boşa çıkardı. Savaş sonrasında da işin içine politik ve ekonomik faktörler karıştı.

Neden Farklı Ülkelerde Farklı Elektrik Prizleri Bulunur?
Type N olarak bilinen evrensel soket

Global endüstri ve ülkeler kendi yerli fiş ve priz tasarımlarını kullanmaya devam etti. Ayrıca yenileri de hayat buldu. 1970’ler ve 1980’ler arasında evrensel bir fiş geliştirdi. Ancak Type N adı verilen bu evrensel sistem Brezilya hariç herhangi bir ülke tarafından neredeyse hiç benimsenmedi. Sonucunda da ülkeden ülkeye farklılaşmış bir sistem bugüne kadar geldi.

Elektrik Prizinde Topraklama Neden Yapılmaktadır?

Merak edeceğinizi düşündüğümüz son bir konuya daha değinelim. Ancak öncelikle bir fişin anatomisine kısaca bakalım. Bir fişin içinde iki veya üç ayrı tel hattı varır. Bunlar kalın ve yalıtımlı kabloların içinde saklanır. Bu teller genellikle çelik veya pirinçten yapılır ve ardından çinko ve nikelle kaplanır. Tellerden birine canlı tel, diğerine de nötr tel denir.

Bazı fişlerde ise topraklama amaçlı üçüncü bir tel daha bulunmaktadır. Topraklama teli bir güvenlik özelliğidir. Elektrikli aletlerin metal kasasına kazara canlı telin değmesi gibi yalıtım arızalarına karşı koruma sağlar. Böylece, bir arıza olduğu zaman voltaj doğrudan insana geçmek yerine elektrik sisteminden geçer. Benzer bir durumu bu yazımızda da anlatmıştık. Elektrik Tellerindeki Kuşları Neden Elektrik Çarpmaz?

Neden Farklı Ülkelerde Farklı Elektrik Prizleri Bulunur?

Buraya kadar aktardığımız süreçten de anlayacağınız gibi, farklı ülkelerdeki farklı elektrik prizleri, her ülkenin verimsiz bir Amerikan sistemi olduğunu düşündüğü şeyin yerine paralel olarak kendi sistemini geliştirmiş olmasının bir sonucudur.

2. Dünya Savaşı’nın sonunda elektrik her yerdeydi ve ortak bir standarda geçiş yapmak çok zor olduğu için elektrik sistemleri bugünkü haliyle kaldı. Bu nedenle, gelecekte bir seyahate hazırlanıyorsanız adaptörlerinizi yanınıza almayı unutmayın.


Kaynaklar ve İleri Okumalar:

  • Why do different countries have different electric outlet plugs; Yayınlanma tarihi: 1 Aralık 2020; Bağlantı: https://theconversation.com
  • Why Do Different Countries Use Different Plugs?; Yayınlanma tarihi: 19 Ağustos 2017; Bağlantı: https://www.huffpost.com/
  • Why there are different plugs & sockets in the world; Yayınlanma tarihi: 10 Haziran 2019; Bağlantı: https://www.dignited.com/

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir