Ördek sendromu hayatın dışarıdan mükemmel göründüğü, ancak aslında öyle olmadığı durumlarda kullanılan bir ifadedir. İlk olarak Stanford Üniversitesindeki çalışmalar neticesinde ortaya atıldığı için Stanford ördek sendromu olarak da bilinmektedir.
İş yerimizde her şeyi büyük bir titizlikle yapan oldukça sakin bir eleman vardır. Üniversitede hiç çalışmıyormuş gibi görünen, sürekli gezen ama sınavlarını başarı ile veren bir arkadaşımız. Ya da hiçbir ölçü kullanmadan dünyanın en lezzetli yemekleri yapan komşumuz.
Sosyal medya hesaplarımızı turlarken kendi kendimize söylendiğimiz çok olmuştur. “Nasıl bu kadar iyi bir hayat yaşıyor bu insanlar, oysa ben sürünme konusunda yılanlardan halliceyim!”. Bu yazı, dışarıdan “en” nitelendirmesiyle bahsettiğimiz insanların da aslında bizden pek bir farkı olmadığını bilmeniz ve kendinizi suçlamayı bırakmanız için yazıldı. Keyifli okumalar!
Ördek Sendromu Nedir?
Pek çoğumuz suyun üzerinde dans eder gibi yüzen ördekleri seyredip hayran kalmışızdır. Suyun üst kısmından bakarken herhangi bir problem olduğunu düşünmeyiz. Oysa ki esas karmaşıklık suyun altındadır. Ördek o küçük perdeli ayaklarını hızlıca çırparak suyla mücadelesini sürdürmeye çalışır.
Stanford üniversitesi zorlu bir üniversitedir. Bu eğitim ortamında başarılı olmak için çokça mücadele etmeniz gereklidir. Oysa ki bu okuldaki öğrencilerin bir çoğu dışardan bakıldığında çok da çalışıyor gibi gözükmez. Bu okulda da tüm gün müzik dinleyen ve dünya umurlarında değilmiş gibi davranan öğrencilere rastlamak olasıdır.
Oysa ki bilinmeyen şey, bu kişilerin bazen çabalarını gizlemek için gece boyunca odalarında yalnız başlarına çalıştıklarıydı. Ödedikleri bedel fazlaydı ve bunun sonucunda da öğrenciler arasında yorgunluk ve psikolojik sıkıntılar yaygındı. Daha sonrasında Cornell Üniversitesi’nde yapılan araştırmalarda da benzer duruma rastlanacaktı.
Tüm gün mücadele etmeden veya çaba göstermeden kolayca bu zorlu okullarda okuyormuş numarası yapan öğrenciler, yalnız kaldıklarında zorlu bir mücadele sürecine giriyordu. Sonrasında da bu durum tatlı su birikintisinin üzerinde hiç çabalamadan kayıyormuşçasına süzülen ördeklerden yola çıkarak ördek sendromu olarak isimlendirilecekti.
Ördek Sendromu Neden Kaynaklanır?
Ördek sendromu, mükemmel bir yaşam yanılsaması yaratmaya çalıştığınızda ve işleri yolunda tutmak için görünenin dışında çok çabaladığınızda ortaya çıkar. Herkesin hayatında zorluklar mevcuttur. Ancak kimi durumlarda bu zorlukları yaşadığımızı sosyal çevremiz ile paylaşmak istemeyiz. Günümüz “mükemmel olmaya zorlayan, mükemmel olmayanı dışlayan” dünyasına uyum sağlamaya çalışırız.
Bu nedenle bir üniversite öğrencisinin güzel bir filtre ile seyahat görüntülerini paylaşması ve akranları ile sosyalleşmesi, gece geç saatlere kadar kütüphanede kalmasını ya da projesi için yediği ret maillerini paylaşmasından daha olasıdır.
“Hayat Sana Güzel” Demeden Önce Bir Kere Daha Düşünün
Dışarıdan gördüklerinizin başka, derinde yaşananların bambaşka olabileceğini, önyargılarımızın bizi çoğunlukla yanıltabileceğini bilmek önemlidir. Oysa ki;
- İş yerinizde her şeyi büyük bir titizlikle yapan ve oldukça sakin görünen o eleman sabahlara kadar bir sorun çıkmaması için çalışıyor. Ancak siz ortak olmayan bu süreci görmüyorsunuz.
- Üniversitede tüm mekânları bilen ama notları da AA altına düşmeyen o arkadaşınız bütün verimli ders çalışma taktiklerini zorluklarla öğrendi. Ayrıca ders çalışmak için ayırdığı vakitte sadece ders çalışıyor.
- Tüm yemeklerini lezzetli yapan komşunuz o raddeye gelene kadar pek çok kez yemeğini yaktı. Aslında pek çok kişiden olumsuz eleştiri aldı.
- Sosyal medya hesabında kamp yaptığını paylaşan arkadaşınız ailesiyle büyük bir tartışma yaşadı ve evden ayrıldı. Ancak elbette siz bu olaydan haberdar değilsiniz.
- En başarılı cerrah seçilen o tıp doktoru, pek çok güzel şeyden vazgeçerek yıllarını kariyerine adadı.
“Buzdağının görünmeyen kısmı” sizin kendi içinizdeki yıkımları bilmeniz ama başkaları için -belki çok daha fazlasını yaşamış olmasına rağmen- bunu hissedememenizdir. Hiç kimsenin hayatı bir ördeğin suyun üzerindeki süzülüşü kadar hayranlıkla izlenesi değil. Kendinizi bir başkası gibi olmaya çalışmaya zorlamak, suyun altındaki ayaklara yapacağınız en büyük kötülük olur.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Stanford duck syndrome: How the myth of effortless genius hurts learning. Yayınlanma tarihi: 13 Mart 2024. Kaynak site: Big Think. Bağlantı: Stanford duck syndrome: How the myth of effortless genius hurts learning
- In Focus: Don’t Be a Duck! How to Resist the Stanford Duck Syndrome. Yayınlanma tarihi: 31 Haziran 2018; Bağlantı: In Focus: Don’t Be a Duck! How to Resist the Stanford Duck Syndrome/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel