Sinirbilim

Hepimizin Müzik Hafızası Var Ve Bu Hafıza Yaştan Etkilenmiyor

İşinize giderken kalabalık bir caddede yıllardır duymadığınız bir şarkıyı çalan bir sokak müzisyeninin yanından geçiyorsunuz. O melodi sizi bir anda bulunduğunuz andan alıp geçmişte şarkıyı ilk duyduğunuz ana geri götürür. Bu yaygın bir deneyimdir ve müzik hafızası ile ilişkilidir.

Müzikal hafıza, duyguları harekete geçirdiği ve hafızada daha fazla kodlandığı için yaşa bağlı bilişsel gerilemelere karşı dirençli 

Beyinlerimiz, farkında olmasak bile, müzik anıları oluşturma, depolama ve geri çağırma konusunda olağanüstü bir yeteneğe sahiptir. Örneğin, akılda kalıcı bir şarkı duyarsanız, büyük ihtimalle birkaç gün sonra şarkının bazı bölümlerini hatırlayabilirsiniz. Birkaç kez dinledikten sonra da, şarkıyı muhtemelen ezberlemiş olursunuz.

Bir ders kitabından bilgi öğrenmenin veya hayatınızdaki günlük olayların ayrıntılarını hatırlamanın ne kadar zor olduğunu anımsayın. Bu gerçekten olağanüstü bir beceridir. Ayrıca bu beceri muhtemelen kaybedeceğiniz son beceri olacaktır. 

Yaşlanma süreci, birçok hafıza biçimini etkileyerek bilişsel yeteneklerde belirgin değişikliklere yol açar. Özellikle episodik hafıza, işleyen bellek ve prospektif hafıza gibi günlük yaşam için kritik olan hafıza türleri yaşla birlikte zayıflar. Yeni anılar oluşturma ve bu bilgileri hatırlama kapasitesi azalırken, bilgiyi kısa süreli olarak işleme ve gelecekte yapılması gereken işleri hatırlama yeteneği de geriler.

Müzik, hayatımızdaki duygusal zamanların hafıza izlerini harekete geçiri

Ancak, tüm hafıza türleri bu süreçte gerilemez. Özellikle müzik hafızası, yaşlanmanın etkilerine karşı şaşırtıcı bir direnç gösterir. Müzikal temaları tanıma yeteneği, birçok insanın ileri yaşlarda bile koruyabildiği nadir bilişsel becerilerden biridir. Bu olgu, müziğin beyin üzerinde derin ve kalıcı bir etkiye sahip olduğunu gösteren çarpıcı bir göstergedir.

Müzik hafızası yaşla birlikte devam eder

Konu ile ilgili çalışmalar yapan Lincoln Üniversitesi’nden Sarah Sauvé şunları söylüyor: “İleri seviye alzheimer olan insanların konuşamadıkları, insanları tanıyamadıkları ama çocukluklarının şarkılarını söyledikleri veya piyano çaldıkları ile hikayeleri her zaman duyarsınız.”

Sarah Sauvé,  PLOS ONE dergisinde yayınladığı çalışmada yaşları 18 ile 86 arasında değişen 90 sağlıklı yetişkinin canlı bir konserdeki tanıdık ve tanıdık olmayan müzik temalarını ne kadar iyi ayırt edebildiklerini test etti. Katılımcılar Kanada’nın St. John’s şehrindeki Newfoundland Senfoni Orkestrası’nı canlı dinledi. Bir diğer 31 kişilik grup ise konserin kaydını laboratuvarda izledi.

Çalışma 3 parçayı hedef aldı. Bu parçalardan Mozart’ın Eine kleine Nachtmusik adlı eserine çoğu katılımcının aşina olduğu kabul edildi. Geri kalan iki parça olarak da deneysel müzik eserleri kullanıldı. Bu parçalardan biri tonal ve dinlemesi kolaydı. Diğeri daha atonal ve tipik Batı klasik müziğinin melodik yapısıyla uyuşmuyordu.

Bu parçanın melodik bir kısmı üç kez çalındı. Katılımcılar da bu kısmı parçada ne zaman tanıdıklarını kaydettiler. Eine kleine Nachtmusik’in melodik kısmını tüm katılımcılar eşit derecede tanımıştı. Ancak tüm katılımcılar tonal parçadaki melodik kısmı tanımlamada kendilerine daha az güvenirken, atonal parça için bu güvensizlik daha da arttı. Ayrıca, yapılan çalışmada konserdeki katılımcılar ile laboratuvardaki katılımcılar arasındaki sonuçlarda yaşa bağlı bir fark yoktu.

Avustralya, Sydney Üniversitesi’nden sinirbilimci Steffen Herff, müzik hafızasının yaşa bağlı bilişsel zayıflamalara dirençli gözükmesinin nedenin müziğin uyandırdığı duygularla hafızada daha güçlü kodlanması olabileceğini ifade ediyor. “Genel hafıza araştırmalarından biliyoruz ki amigdala (beyindeki duygusal işlemen bölgesi) adeta bir önem damgası gibi çalışıyor”.

Herff ayrıca müziğin belirli kuralları takip etme eğilimde olduğunu ve bu sebeple “Arada ne olduğunu tahmin etmenin nispeten kolay olduğunu” belirtiyor.

Çalışma, bazı katılımcıların bilişsel sağlığı hakkında sınırlı veri topladı ve bu nedenle bilişsel bozuklukların veya nörodejeneratif hastalıkların  hatırlamayı nasıl etkilediğine dair ayrıntılı bilgiler sağlamadı. Ancak Herff, müziğin ‘bilişsel iskele’ yani diğer bilgiler için bir bellek yardımı olarak kullanma konusunda büyük ilgi olduğunu söylüyor.

Alzheimer ve Demans İçin Müzik Terapisi

Yazımızın şuana kadarki bölümünde müziğin hafızadaki yerinin yaşlandıkça önemli ölçüde zayıflamadığını ele aldık. Müziğin insan beyninde oluşturduğu etkiler bilim insanlarının müziği demans ve alzheimer hastalıkları için bir tedavi yöntemi olarak düşünmesine neden olmuştur. Müzik terapisi olarak adlandırılan bu tedavi biçimi, yapılan çalışmalara göre olumlu sonuçlar vermektedir.

“Müzikal hafıza alanı” ve Alzheimer hastalığına karşı direnci

2013 yılında Aging & Mental Health dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar müzik terapisinin demans hastalarının ajitasyonu üzerindeki etkisini inceledir. Çalışmada 42 demans hastası rastgele olarak altı hafta bireysel müzik terapisi ve aynı süredeki normal bakım görmesi için dağıtıldı. Ve her iki gruptaki hastaların ajitasyon sıklığı, ilaç kullanımı ve hayat kalitesi gözlemlendi. (Ridder et al., 2013)

Sonuçta müzik terapisindeki hastaların ajitasyon bozukluğu sıklığının normal bakımdaki hastalara kıyasla azaldığı anlaşılacaktı. Ayrıca  psikiyatrik ilaç kullanımının normal bakım sırasında müzik terapisine oranla önemli ölçüde arttığı belirlendi. Böylelikle müzik terapisinin demans hastalarındaki ajitasyon bozukluğu için etkin bir tedavi yöntemi olabileceği doğrulandı.

Bir diğer çalışma da müzik terapisinin alzheimer hastalarına olan etkisini inceledi. Altı haftalık müzik terapinin ardından hafif ve orta düzeydeki vakalarda anlamlı iyileşmeler vardı. Bilişsel ölçütler üzerindeki etki sadece 4 müzik terapisi seansından sonra belirginleşti.

Sonuç Olarak

Yaşlanma süreci, günlük yaşam için kritik olan hafıza türlerinde zayıflamalara yol açarken, müzik hafızası yaşa bağlı bu zayıflamalara karşı şaşırtıcı bir direnç gösteriyor. Bu da bize hayatımızdan müziği eksik etmememiz gerektiğini bir kere daha anımsatıyor.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Nogrady, B. (2024). Memory for music doesn’t diminish with age. Nature. https://doi.org/10.1038/d41586-024-02369-7
  • Sauvé, S. A., Satkunarajah, P., Cooke, S., Demirkaplan, Ö., Follett, A., and Zendel, B. R. (2024). Age and familiarity effects on musical memory. PLoS ONE, 19(7), e0305969.  https://doi.org/10.1371/journal.pone.0305969
  • Ridder, H. M. O., Stige, B., Qvale, L. G., \& Gold, C. (2013). Individual music therapy for agitation in dementia: an exploratory randomized controlled trial. Aging \& Mental Health, 17(6), 667–678. https://doi.org/10.1080/13607863.2013.790926
  • Gómez Gallego M, Gómez García J. Music therapy and Alzheimer’s disease: Cognitive, psychological, and behavioural effects. Neurologia. 2017 Jun;32(5):300-308. English, Spanish. doi: 10.1016/j.nrl.2015.12.003. Epub 2016 Feb 17. PMID: 26896913.
  • Salakka I, Pitkäniemi A, Pentikäinen E, Mikkonen K, Saari P, Toiviainen P, Särkämö T. What makes music memorable? Relationships between acoustic musical features and music-evoked emotions and memories in older adults. PLoS One. 2021 May 14;16(5):e0251692. doi: 10.1371/journal.pone.0251692. PMID: 33989366; PMCID: PMC8121320.

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Kamil Anıl

Cevaplardan çok sorulara merak duyan, bilginin yaygınlaşması için katkıda bulunmak isteyen ,eğitim hayatını ODTÜ'de sürdüren bir öğrenciyim. Ayrıca bilim ve matematiğin uçsuz bucaksız olduğuna ve herkese ulaşabileceğine inanmaktayım. Yeter ki ne kadar zaman geçerse geçsin "hala öğreniyorum" diyebilelim.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir