Okulda, iş ortamında veya arkadaş gruplarınızın içinde mutlaka abartılı veya mantık dışı hikayeler anlatan birilerine rastlamışsınızdır. Bir refleks olarak ona cevap vermek ve hatasını göstermek istediğinizi varsayalım. Bunun için sizin söylediklerinizin doğru olduğunu gösteren kanıtlara ihtiyacınız var. Peki ya bir şeyin doğru olup olmadığını kanıtlamanın bir yolu yoksa? Bu düşünce bizi Münchhausen Üçlemesine götürüyor.
Münchhausen Trilemma yani Münchhausen Üçlemesi terimi Alman filozof Hans Albert tarafından icat edildi ve üç soruna atıfta bulunduğu için üçleme biçiminde anılıyor. Münchhausen adı ise ilginç bir karakter olan Karl Friedrich Freiherr Von Munchhausen’den geliyor.
Karl Friedrich Freiherr Von Munchhausen Kimdir?
Askeri başarıları ile bilinen 1720 doğumlu Karl Friedrich Freiherr Von Munchhausen, seyahatlerinde yaşadıklarını anlatmayı seven Alman bir barondu. Aslında birçok kişi onun hikayelerinin fazlasıyla abartılı ve gerçek dışı olduğundan şüphelenmekteydi. Ünlü hikayelerinden biri, ata binerken bir ilgi bataklıkta mahsur kaldığı zaman ile ilgiliydi.
Sözde bataklıktan kurtulmak için kendi saçını yukarı doğru çekmiş ve bataklıktan bu biçimde kurtulmayı başarmıştı. Baronun abartılı hikayeleri yazar Rudolf Erich Raspe’ye ilham verdi. Sonunda da kurgusal bir Alman asilzadesi olan Baron Munchausen karakteri ortaya çıktı. Filozof Hans Albert ise bu hikayeden yola çıkarak 1968 yılında Münchhausen Üçlemesi terimini ileri sürdü.
Münchhausen Üçlemesi Nedir?
Üçlemeye göre herhangi bir bilgiyi doğrulamak için hiçbiri mutlak veya kesin bilgi sağlamayan üç seçenek vardır. Bu nedenle bir argümanı kanıtlamak için bu seçeneklerden birini seçerseniz kusurlu bir sonuca erişirsiniz. The Big Bang Theory’nin The Bad Fish Paradigm adlı bir bölümünde Sheldon, evinden taşınmasının nedenini ev arkadaşı Leonard’a açıklamak için Münchhausen Üçlemesini kullanır.
- Sheldon: Leonard, ben taşınıyorum.
- Leonard: Ne demek taşınıyorsun? Neden?
- Sheldon: Bir nedeni olmak zorunda mı?
- Leonard: Evet, olmak zorunda.
- Sheldon: Mutlaka değil. Bu, Munchhausen Üçlemesi klasik bir örneğidir: ya sebep, sonsuz bir gerilemeye yol açan bir dizi alt nedene dayanmaktadır; ya keyfi aksiyomatik ifadelere kadar uzanır; ya da döngüseldir. Yani, taşınıyorum çünkü taşınıyorum.
Sheldon sonrasında, taşınma nedenini haklı çıkarmanın üç yolu olduğunu ve her yöntemin taşınma nedenini doğru bir şekilde haklı çıkarmakta başarısız olduğunu gösterecektir. Taşınma nedenini desteklemek için başka nedenler kullanırsa, argümanı ya sonsuz bir gerilemeye dönüşür ya da döngüsel hale gelir. Şimdi bu üç sorunlu yönteme biraz daha detaylıca bakalım.
1-Döngüsel Nedenselleştirme (Circular Reasoning)
“Mantıklı insanlar zekice konuşan ve tartışan insanlardır’ cümlesini duymuşsunuzdur. Peki, “zekice düşünmek ve tartışmak ne demektir?”. Muhtemel sorunu anladınız. Sonuçla önerme aynıdır. Diğer bir deyişle sonuç başlangıç noktasını işaret eder. Birinci önermenin ikinci bir önermeye atıfta bulunularak desteklenmesine rağmen ikinci önermenin de zaten birinci önerme ile destekleniyor olması halidir. Bir örnek ile inceleyelim.
- A: Öğretmenimiz bize yalan söylemenin kötü olduğunu söyledi.
- B: Yalan söylemek neden kötüdür?
- A: Çünkü öğretmenimiz öyle diyor. Bu nedenle yalan söylemek kötüdür.
Pek çok insan döngüsel nedenleştirme yaptığından habersizdir. Oysa ki yaptıkları, bakış açılarını farklı sözcüklerle yinelemekten başka bir şey değildir. Sonucun da savın da aynı olduğunun farkına varmazlar. Döngüsel argümanlar çoğunlukla kayıtsızlık ve bilgisizlikten kaynaklanır. Bazen de nedeni kendi görüşümüze çok fazla güvenmemizdir.
Sonucunda birinden içsel olarak inandığı bir konu hakkında fikir beyan etmesini istediğinizde durup da kanıt arama ihtiyacı hissetmeyecektir çünkü beyinlerimiz doğuştan tembeldir. “Ahmet’i seviyorum çünkü o çok iyi biri’ demek, onunla ilgili düşüncelerinizi destekleyecek kanıtlar öne sürmekten daha kolaydır.
2- Sonsuz Argüman
Küçük çocuklar doğaları gereği meraklıdır ve her şeyi sorgular. Bir çocuk ile ebeveyni arasında geçen bir konuşmaya şahit olduysanız anımsarsınız. Çocuğun bir sorusuna cevap verdiğiniz zaman başka bir soru gelir. Ona da cevap verince bir başkası. Eninde sonunda ebeveynin cevap veremediği bir an gelir.
Bunun nedeni çocuğun sorduğu sorunun bir cevabının olmamasıdır. Herhangi bir bilimsel konuda sürekli “Neden?” sorusunu sorarak, herhangi bir olgudan yola çıkıp Evren’in başlangıcına kadar gidebilirsiniz; çünkü her şeyin nedenleri birbirine bağlıdır. Ancak aslında bu biçimde aradığınız cevaba erişmeniz de çok olası değildir.
Kesin bir çözüm olmaksızın bu sürekli sorgulama döngüsü, bir argümanın geçerliliğine meydan okumada sonsuz gerileme kavramını göstermektedir.
3- Aksiyomatik Argümanlar
Aksiyomatik bir argüman, daha fazla kanıt gerektirmeden kendi başına duran bir argümandır; kendini açıklar. Bu tarz argümanlar ssadece doğru olduğu kabul edilir ve savunmaya ihtiyaç duyulmaz. Belirli bir argümanın neden geçerli olduğu gibi sorular “çünkü X öyle diyor” biçimde cevaplanır.
İnsanlar dünya veya belirli şeyler hakkında sahip olduğu mevcut bilgilere, kavramlara veya görüşlere güvenirler. Ancak Münchhausen üçlemesi, önceden var olan bilgiye güvenmenin sorunlar yarattığını ve geçerliliği garanti etmeyeceğini ortaya koyuyor. “Kahkaha ruha iyi gelir” ifadesini ele alalım. Bu iddia, yalnızca aynı görüşü paylaşan birine sunulduğunda kanıta ihtiyaç duymadan doğru kabul edilir.
Sonuç Olarak;
Size kısaca açıklamaya çalıştığımız Münchhausen Üçlemesi, bilgi ve inancın doğasını anlamakla ilgilenen felsefe alanı olan epistemoloji yani bilgi felsefesi kapsamında incelenmektedir. Bilgi felsefesi bilginin niteliğini, mahiyetini, değerini, kapsamı ve sınırlarını ele alıp sorgulayan felsefe disiplinidir.
Bize doğru bir şekilde akıl yürütebileceğimiz ve geçerli argümanlar üretebileceğimiz araçları sağlar. Epistemoloji önyargıları açıklar ve metodolojik bir analiz yoluyla bize doğru bilgi sağlar. Bilgi ile dolu dünyamızda neyin inançlarımızı nasıl haklı çıkardığımızı, nerede yetersiz kaldığımızı ve neyi daha iyi yapabileceğimizi bilmek artık her zamankinden daha önemlidir.
Kaynaklar ve ileri Okumalar:
- Floridi, Luciano. (1994). The Problem of the Justification of a Theory of Knowledge, Part II: Morphology and Diagnosis. Journal for General Philosophy of Science – Zeitschrift für Allgemeine Wissenschaftstheorie. 25. 17-49. 10.1007/BF00769275.
- Münchhausen trilemma: Is It Possible To Prove Any Truth?; Yayınlanma tarihi: 22 Ocak 2022; Bağlantı: https://www.scienceabc.com
- Coyan Tromp; Philosophy of Science and Vision Development for Complex Problems; Amsterdam University Press
- Scott, Casey. “Epistemology: The Philosophy of Knowledge” TheCollector.com, November 1, 2021, https://www.thecollector.com/intro-to-epistemology-the-philosophy-of-knowledge/.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
Tebrikler çok güzeldi