260 yıllık şifrelerden yakın zamanda çözülen Zodiac Katili şifresine kadar, “çözülemez” olarak görülen birçok şifre sadece zamana ihtiyaç duydu. Bu çözülen şifreler, insan zekasının ve sabrının en karmaşık gizemleri bile aydınlatabileceğini kanıtlıyor.
İnsanlar, bulmacaları çözme konusunda eşsiz bir tutkuya sahiptir. Evrimsel yeteneklerimiz, hayatta kalmak için bilgi parçalarını birleştirme becerimizi, zamanla oyunlara ve bilmecelere duyduğumuz sevgiye dönüştürdü. Bu tutku, bazen bir mobil oyunda, bazen ise çözülemeyen şifrelerin peşine düşme arzusu şeklinde kendini gösterir.
Tarihte bazı şifreler, yıllar boyu çözülememiştir ve hala gizemini korumaktadır. Örneğin, CIA, Kryptos anıtındaki dördüncü şifreyi çözmek için cesur bir zihni bekliyor. Beale şifrelerinin 60 milyon dolarlık bir hazineyi sakladığına inanılıyor. Ünlü besteci Edward Elgar, ölümünden sonra bile bıraktığı şifreyle insanları şaşırtmayı sürdürüyor.
Ancak bazı şifreler, olağanüstü zekâlar ve bitmek bilmeyen çabalarla çözülmüştür. İşte tarihe damga vuran, çözülen 5 olağanüstü şifre:
1-Zodiac Katili Şifresi (2021)
Tarihin en ünlü ve korkutucu seri katillerinden biri olan Zodiac, yalnızca işlediği cinayetlerle değil, geride bıraktığı şifreli mesajlarla da adını tarihe yazdırdı. 1960’ların sonunda ve 1970’lerin başında Kaliforniya’da en az beş kişiyi öldüren Zodiac Katili, polis ve gazetelere gönderdiği mektuplarla bir tür zihin oyunu oynuyordu.
Bu mektupların içeriğinde karmaşık şifreler, alaycı ifadeler ve kimliğini ifşa ettiğini iddia ettiği gizemli mesajlar bulunuyordu. Zodiac Katili’nin 1969’da gönderdiği ve “340 Şifresi” olarak bilinen karmaşık kod, tam 51 yıl boyunca çözülememişti. Bu süre zarfında dünyanın dört bir yanından kriptograflar, matematikçiler ve amatör kod kırıcılar bu şifreyi çözmek için uğraştı. Ancak, 2021 yılının Mart ayında, uluslararası bir ekip nihayet bu gizemi çözmeyi başardı.
UMARIM BENİ YAKALAMAYA ÇALIŞIRKEN ÇOK EĞLENİYORSUNUZ. TELEVİZYON PROGRAMINDA BEN DEĞİLDİM. ÖLÜM KORKUM YOK ÇÜNKÜ ÖLÜM BENİ DAHA KOLAY BİR YAŞAMA GÖTÜRECEK.
Bu çözüm, FBI tarafından doğrulandı ancak dava hâlâ açık olduğu için daha fazla yorum yapılmadı. Bu tür şifreler, insan yaratıcılığının sınırlarını zorlaması bakımından ilham vericidir.
2- Poe’nun Şifre Yarışması (1840)
Edgar Allan Poe, gotik hikayeler ve şiirler yazarak tanınır, aynı zamanda şifreler ve kriptografi konusundaki merakıyla da dikkat çeker. 19. yüzyılda kriptografinin henüz popüler bir alan olmadığı bir dönemde, Poe bu alana ilgi göstermiş ve eserlerinde bu ilgisini yansıtmıştır. Poe’nun kriptografiyle ilgisi, edebi dehasıyla birleştiğinde, onun hem bir sanatçı hem de bir çözümleme ustası olduğunu ortaya koyar.
Poe, kriptografiye olan ilgisini özellikle “Altın Böcek” (The Gold Bug) adlı kısa hikayesinde gösterir. 1843 yılında yayımladığı bu hikayede, bir hazine avını ve bu hazineyi bulmak için çözülmesi gereken bir şifreyi anlatır.
“Altın Böcek”teki şifre, hikaye içinde ana karakter tarafından çözülmüştür ve okuyucular için de tam anlamıyla açıklanmıştır. Bu, hikayeyi yalnızca bir edebi eser değil, aynı zamanda bir kriptografi örneği haline getirmiştir. Ancak Poe, şifrelerle olan ilişkisini yalnızca kurgu eserlerine sınırlamadı.
1840 yılında, Graham’s Magazine için düzenlediği bir yarışmayla okurlarına meydan okudu. Poe, şifre çözme becerilerini sergilemek için, kendisine gönderilen her şifreyi çözebileceğini iddia etti. Gelen yüzlerce şifreden çoğunu çözdüğünü belirten Poe, yarışmayı, gizemli bir kod yayımlayarak sonlandırdı. Bu kodun yazarı W.B. Tyler isimli biri olarak kaydedildi, ancak o dönemde Tyler’ın gerçek bir kişi değil, Poe’nun bir takma adı olabileceği düşünülüyordu.
W.B. Tyler’a atfedilen bu şifre, 1840’tan 2000 yılına kadar çözülemeden kaldı. Nihayet, bir yazılım mühendisinin yaptığı analiz sayesinde şifre çözülecekti. Şifrenin çözümlenmesinden sonra, bazı akademisyenler, Poe’nun kendisine atfedilen bu şifreyle ilişkili olmadığını öne sürdüler. Bu durumda, W.B. Tyler’ın kim olduğu ve bu şifrenin asıl yazarı hâlâ bir gizemdir. Ancak bu gizem, Poe’nun eserlerini çevreleyen entelektüel mirasın bir parçası olarak yaşamaya devam etmektedir.
3- Enigma Kodu (1940’lar)
İkinci Dünya Savaşı’nın sonucunu şekillendiren olaylardan biri de Enigma Kodu’nun kırılması olmuştur. Bu olağanüstü başarı, matematikçi Alan Turing ve Bletchley Park’ta görev yapan kriptologların bitmek bilmeyen çabalarına borçludur.
Savaş sırasında Almanya, iletişimlerini güvence altına almak için gelişmiş bir şifreleme cihazı olan Enigma makinesini kullanıyordu. Enigma ile şifrelenmiş mesajlar, karmaşık bir sistemle korunuyordu. Bu yöntem, şifreyi çözmeyi neredeyse imkânsız hale getiriyordu ve iletişimlerini gizli tutmalarını sağlıyordu.
Alan Turing, bu zorlu şifreleme sistemini kırmak için Bletchley Park’ta bir ekip kurdu. Turing ve ekibi, Enigma şifrelerini çözmek için Bombe ve Evrensel Turing Makinesi gibi yenilikçi cihazlar geliştirdi. Turing’in makineleri, Almanların şifreleme prosedürlerindeki hataları ve operatörlerin yaptığı yanlışları kullanarak sistematik bir şekilde Enigma Kodu’nu çözmeyi başardı.
Enigma Kodu’nun çözülmesi, savaşın gidişatını kökten değiştirdi. Alman iletişimlerinin deşifre edilmesi, Müttefik güçlere kritik istihbarat sağladı ve milyonlarca hayatı kurtardı. Bu başarı, savaşın yıllar önce sona ermesini sağladı ve tarihin akışını değiştirdi.
4- Copiale Şifresi (260 Yıllık Gizem)
Copiale Şifresi, 18. yüzyıldan kalma, 75.000 karakterden oluşan ve 105 sayfayı dolduran bir el yazmasıdır. Şifreleme, substitüsyon şifresi (bir sembolün veya harfin başka bir sembol veya harfle değiştirilmesi) yöntemiyle yapılmıştır. Metin, Almanca kelimeler, Latince harfler ve tamamen sembollerden oluşan karmaşık bir sistemle kodlanmıştır.
Copiale Şifresi’nin çözülmesi, bir yazılım mühendisinden ve dilbilimcilerden oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirildi. Çözüm süreci, metindeki sembolleri ve harfleri anlamlandırmak için bilgisayar algoritmalarının yoğun bir şekilde kullanılmasını içeriyordu.
Copiale el yazmasının ilk 16 sayfası, Göz Doktorları (Oculists) olarak bilinen gizli bir topluluğun masonik bir törenini anlatır. Bu ritüel, adaylara boş bir kağıt “okutulması” ile başlar. Daha sonra, gözlük verilerek adayların gözleri yıkanır. Devamında bir hakem her bir adayın kaşından tek bir kıl çeker. Bu tuhaf ritüelin amacı, adayların görme yeteneklerini sembolik olarak geliştirmek gibi görünmektedir.
5- Zimmermann Telgrafı (1917)
Tüm şifreler eğlenceli ya da ilginç değildir. Zimmermann Telgrafı, bu tür şifrelerin en bilinen örneklerinden biridir. 1917 yılında Almanya’dan Meksika’ya gönderilen bu mesaj, Meksika’yı Amerika’ya karşı savaşa hazırlamayı amaçlıyordu. Almanya, Meksika’ya silah ve mali destek sağlayacak, Meksika ise zafer kazanması halinde Arizona, New Mexico ve Texas gibi kaybettiği toprakları geri alacaktı.
Zimmermann Telgrafı, İngiltere’nin ünlü kriptografi ekibi Room 40 tarafından, ele geçirildikten bir ay sonra çözülecekti. Bu mesaj, Almanya’nın ABD’ye karşı agresif planlarını açıkça ortaya koyuyordu. Zaten yüksek olan tansiyon, bu mesajın deşifre edilmesiyle birlikte patlama noktasına ulaştı. Bu olay, Birinci Dünya Savaşı’ndaki dengeleri dramatik bir şekilde etkiledi ve ABD’nin savaşa katılımını hızlandırdı.
Sonuç Olarak
Bu çözülen şifreler, insan yaratıcılığı, zekası ve iş birliğinin gücünü ortaya koyan birer hatırlatmadır. Şifre çözme süreci, sadece teknik bir başarı değil, aynı zamanda insan azminin ve keşfetme arzusunun bir zaferidir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
5 of the most amazing cracked codes in modern history. Yayınlanma tarihi: 22 Ağustos 2022. Kaynak site: Big Think. Bağlantı: 5 of the most amazing cracked codes in modern history
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel