Tıp ve Sağlık

Marie Antoinette Sendromu Gerçek mi? İnsanın Bir Gecede Saçlarının Beyazlaması Mümkün mü?

‘Canities Subita’ olarak da bilinen Marie Antoinette Sendromu, hastanın baş veya vücut kıllarının kısa bir süre içinde aniden ve dramatik bir şekilde beyaza dönüştüğü nadir bir olgudur. Eski Türk filmlerinde görmeye alışık olduğumuz bir sahne vardır. Filmin kahramanı yaşadığı travmatik bir olay sonucunda, akşam yatıp sabah uyandığında saçlarını bembeyaz bulur. Bu sendrom tam da bunun karşılığıdır.

Marie Antoinette sendromu

Günümüzde pek çok doktor, acı ve üzüntünün bir kişinin saç renginde aşırı bir değişime neden olabileceği konusunda büyük ölçüde şüphecidir. Bunun yerine yüzyıllar boyunca diğer tıbbi nedenler incelenmiştir. Ancak 1800’den bu yana ani saç beyazlaması yaşayan 84 kişi için bu durum oldukça gerçekçi görünüyor. Sendromun detaylarına geçmeden önce saçımız ile ilgili kısa bilgiler edinmeniz gerekir.

Saç Beyazlaması Neden Olur?

saç beyazlaması

Kafa derimizin altında yüz binlerce saç folikülü bulunmaktadır. Her folikülden tek bir saç teli çıkar. Melanosit adı verilen hücreler saç teli folikülden çıkmadan önce saça melanin adı verilen renk pigmentlerini yükler. İki tür melanin vardır: Ömelanin ve feomelanin. Bu iki pigmentin hangi yoğunlukta olduğuna bağlı olarak saç rengi ortaya çıkar.

Ancak insan yaşlandıkça melanositler zayıf düşer ve sonunda ölürler. Bu saçlarımıza artık renk veremeyecekleri anlamına gelir. Sonucunda da melaninden yoksun kalan saç telleri de beyazlar. Bu doğal bir süreçtir ve şanslı kesimden değilseniz kaçış yoktur.

Yukarıda aktardığımız süreç saç beyazlamasının bilimsel akışıdır. Akla gelen ilk soru saçların stres sonucunda beyazlayıp beyazlamamasıdır. Ne yazık ki mevcut araştırmalardan bu soruya tam bir cevap veremiyoruz. Ancak kimi uzmanlar stresin saçların beyazlamasından ziyade dökülmesinde daha büyük rol oynadığını belirtiyor.

Marie Antoinette Sendromu Adı Nerden Geliyor?

Marie Antoinette Sendromu saç beyazlaması
‘Canities Subita’ vakaları tarihte mevcut olsa da, en çok bilinen Marie Antoinette vakasıdır. Marie Antoinette’i saçları beyazladıktan sonraki bir portresi.

Sendrom adını 16 Ekim 1793’de 35 yaşında giyotinle idam edilen Marie Antoinette’den alır. Genellikle yanlış anlaşılan “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler’’ sözüyle tanınan Marie Antoinette Fransa’nın devrimden önceki son kraliçesidir. Efsaneye göre, kraliçenin doğal saçları (genellikle tüm o gösterişli, pudralı perukların altında saklanırdı) 1793’te, idam edilmesinden önceki gece beyaza dönmüştü.

Marie Antoinette Sendromu
Fransız kraliyet ailesi devrim sırasında Paris’ten kaçmaya çalışmıştı.. Thomas Falcon Marshall/Wikimedia Commons

14 Temmuz 1789’da, Paris’te kalabalık bir grup, kraliyet otoritesinin sembolü haline gelmiş olan Bastil Hapishanesi’ne yürüdü ve kontrolünü ele geçirdi. Böylelikle Fransız İhtilali başlamış oldu. Ancak sarayın bu olaylardan haberi yoktu. Elbette ilerleyen günlerde süreç değişti.

21 Haziran 1791’de kraliyet ailesi Fransa’dan Avusturya’ya kaçmaya çalıştı. Ancak bu girişimin başarısız olmasının ardından yakalanacaklar ve kaderlerine razı olacaklardı. Marie Antoinette’in saçları ile efsane onu son gören hizmetçisinin sözlerinden ortaya çıkmıştır.

Marie Antoinette Sendromu
Çok savurgan olduğu gerekçesiyle Fransız halkı tarafından pek sevilmeyen Marie Antoinette, Fransız Devrimi’nin ardından yaklaşık 4 sene boyunca hapis tutulduktan sonra Ekim 1793’te Paris’te giyotinle idam edilmişti. Marie Antoinette’in 16 Ekimdeki idamının canlandırılması.

Tarihte Marie Antoinette Sendromu Vakaları

Yukarıda kısaca aktardığımız anekdot sendroma adını verse de aslında bu sendromun tek bilinen örneği değildir. Marie Antoinette Sendromu’nun tarihsel kayıtları 16. yüzyıldan beri rapor ediliyor ve her seferinde bu durum aşırı zorluk veya strese atfediliyor. 

Thomas More,
Thomas More, İngiliz devlet adamı, hukukçu, filozof, Rönesans dönemi hümanist yazardır. Kedisini 1516’da yazdığı “Ütopya” başlıklı kitabıyla bir çoğumuz tanırız.

Fransız Devrimi’nden yüzyıllar önce, Thomas More’un saçlarının da, 1535’te idamından önceki gece, bir gecede beyazladığı rivayet edilmektedir. More’un Kral VIII. Henry’nin İngiliz Kilisesi’nin başına geçme niyetine ilke olarak karşı çıkması, kendi siyasi kariyerinin sonunu hazırlayıp hain olarak idam edilmesine sebep olmuştu. 

İskoç Kraliçesi Mary
Mary asılmadan önce 25 yıl boyunca bir kulede tutsaklık yaşamak zorunda kalmıştı. Kraliçenin 44 yaşında idam edilmesinden bir gece önce saçının beyaza döndüğü anlatılmaktadır

İskoç Kraliçesi Mary’nin de 1587’de idamına yeni bir saç rengiyle geldiği bilinir. Söylenene göre, oğlu onun idamına rıza gösterdikten sonra, Mary’nin saçları hayatının son gecesinde beyazlamıştı. Daha yakın zamanlarda, 1902 tarihli bir raporda, 22 yaşındaki bir kadının korkunç bir cinayete tanık olduktan sonra kasık kıllarının sağ tarafının bir gecede beyaza döndüğü raporlandı.

Marie Antoinette Sendromu Mümkün müdür?

Günümüzde bu tarz anlatılar ile ünlenen Marie Antoinette sendromu vakalarının genellikle bir otoimmün bozukluktan kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu tür koşullar, vücudunuzun vücuttaki sağlıklı hücrelerin tepki verme şeklini değiştirir ve yanlışlıkla onlara saldırır. Marie Antoinette sendromu benzeri semptomlar söz konusu olduğunda, vücudunuz normal saç pigmentasyonunu durduracaktır. Sonuç olarak, saçınız uzamaya devam etse de rengi gri veya beyaz olacaktır.

Alopesi areata ya da halk arasındaki adıyla saçkıran  hastalığı, saçlı deri, sakal bölgesi, kaşlar, kirpikler ve diğer vücut kıllarının, belli bir belirti olmaksızın, dökülmesiyle kendini gösteren bir hastalıktır. Altta yatan neden tam olarak bilinmese de özellikle stres altında veya otoimmun hastalıklarda hormonların baskılaması sonucunda agresifleşen bağışıklık sistemi kendi hücrelerini yabancı olarak görüp bu hücrelerle savaşmaya başlar.

Bu durumda kıl kökleri etrafında bulunan lenfosit denen hücreler sitokin diye adlandırılan kimyasallar salgılarlar ve bu da saçlarda dökülmeye neden olur. Pigmentli yani renkli saçların dökülme olasılığı daha yüksektir. Pigmentsiz saçlar geriye kalacağından saçlar aniden ağarmış ağarmış gibi görünebilir. Belki de idamının stresi, Thomas More’un koyu kahverengi saçlarını kaybetmesine ve geriye sadece beyaz saçlarının kalmasına neden olmuştu. Ancak bunun bir gecede olması pek olası gibi gözükmüyor.

Ani Saç Beyazlaması Belki de Mümkündür

2020 yılında, araştırmacılar nihayet fenomeni açıklama potansiyeli olan bir mekanizma buldular. Nature’da yayınlanan çalışmada, araştırmacılar fareleri tüy gelişimini esnasında çeşitli stres faktörlerine maruz bıraktılar. Araştırmacılar, her durumda, kemirgenlerin kıl foliküllerinin pigment üreten melanosit kök hücrelerini kaybettiğini, sonunda farelerin tüylerinde Marie Antoinette sendomu benzeri beyazlayan bölümler ortaya çıktığını keşfettiler.

Ancak bu durumun oluşum süreci hakkında hala bir çok belirsizlik bulunuyor. Şimdilik yapılacak en iyi şey daha fazla araştırma yapılmasını beklemek ve aksi kesin bir biçimde kanıtlanana kadar Marie Antoinette sendromu gibi bir şey olmadığına inanmak olacaktır. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Kıvırcık Saçların Ardındaki Bilim!


Kaynaklar ve İleri okumalar için:

  • Can Marie Antoinette Syndrome Really Turn Your Hair White From Fright?. Yayınlanma tarihi: 28 Aralık 2021; Bağlantı: https://allthatsinteresting.com/
  • Nahm M, Navarini AA, Kelly EW. Canities subita: a reappraisal of evidence based on 196 case reports published in the medical literature. Int J Trichology. 2013 Apr;5(2):63-8. doi: 10.4103/0974-7753.122959. PMID: 24403766; PMCID: PMC3877474.
  • Marie Antoinette Syndrome: Real or Myth?; Bağlantı: https://www.healthline.com/
  • “Marie Antoinette Syndrome”, The Mysterious Condition That Turns Hair White Overnight; Bağlantı: https://www.iflscience.com/
  • Can Stress Really Turn Your Hair Grey? Yayınlanma tarihi: 29 Haziran 2016; Bağlantı: https://www.sciencealert.com

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir