Günlük Hayatın Felsefesi

Lüks Yaşamın Tehlikesi Hakkında Roma İmparatorluğu’ndan Dersler

İnsanları zayıflatmak için lüksü kullanmak tarihsel bir taktiktir.

Romalı yazar Tacitus, Roma İmparatorluğu’nun, fethedilen halkların köleleştirilmesi ve bu halkın lüks ve gösterişli bir yaşama alıştırılmasıyla kurulduğunu ileri sürmüştür. 

roma

Roma ordusu, dünyanın gelmiş geçmiş en etkili ve başarılı askeri güçlerinden birisiydi. Açık arazide lejyonları yenmek neredeyse imkansızdı. Fakat Roma İmparatorluğu, askeri deha ve kılıçların gücüyle inşa edilmedi.

Lejyonların gücü bir halkı fethetmeye yetiyordu fakat onlara boyun eğdirmeye yetmedi. Bunu yapan lüks ve kolay yaşama aşkıydı. ( Roma Lejyonu Roma Cumhuriyeti ve Roma İmparatorluğu boyunca tüm Roma ordusunu ya da daha dar anlamda ağır piyadeleri kasteden temel askeri birlik.)

Bir Roma gününün en önemli öğünü akşam yemeğiydi. Soylular için akşam yemeği bir ila dört saat arasında sürerdi. Bu arada bazı imparatorların düzenlediği ziyafetlerin gece yarısına, hatta bazen sabahın erken saatlerine kadar devam ettiği de olurdu. Tablo. Roberto Bompiani (1821 – 1908)

Lüks Yaşam İnsanları Bir Biçimde Kapana Kıstırır

Pınar zamanının büyük çoğunluğunu sosyal medyada geçiren bir kadın. Bir gün bu yaptığının büyük bir hata olduğunu fark etti ve sosyal medya hesaplarını silmeye karar verdi. Sonucunda sosyal medyada zaman harcamak yerine daha faydalı bir çok şey yapabilirdi. Tam sil tuşuna basacakken durdu.

Pınar ailesinden uzakta tek başına yaşıyordu. Sosyal medya hesaplarını silerse uzaktaki akrabaları ile nasıl iletişim kuracaktı? Ayrıca Pınar gezmeyi de seven birisiydi. Bu durumda gezi fotoğraflarını nerede paylaşacaktı? Ayrıca bir buluşma organize etmek istediğinde bunu çevresine nasıl duyuracaktı? Sonuçta Pınar hesaplarını kapamaktan vazgeçti.

Pınar bunları yaşarken Tarık ise Türkiye’yi terk etmeyi düşünüyordu. Uzun süredir işsizdi, ayrıca ülke koşullarından hoşnut değildi. Yurt dışında daha fazla potansiyelin onu beklediğini düşünüyordu. Öte yandan kendisinin kronik bir hastalığı vardı. Aynı sağlık hizmetini ülke sınırları dışında alabileceğinden emin değildi. Ayrıca en sevdiği şey hafta sonları arkadaşları ile taraftarı olduğu takımın maçlarına gitmekti. Nihayetinde iş aramayı sürdürmeye karar verdi.

Pınar ve Tarık iki kurgu örnek idi. Bu örnekler bazı alışkanlıklarımızın bizi nasıl kapana kıstırdığını göstermek için verildi. Medeniyetin tuzaklarının bizi köleleştirdiği düşüncesi günümüze özel bir durum değildir. Romalı yazar Tacitus (MS 56-120) şöyle yazar. “Saf Britanyalılar bu şeyleri ‘uygarlık’ olarak tanımladılar, oysa bunlar onların köleleştirilmelerinin bir parçasıydı.”

Tacitus, Britanyalıların zincirler tarafından değil, iyi şarap ve akşam yemeği partilerine olan arzuları tarafından köleleştirildiklerini yazar. Savaş boyalarını sürüp haykıran cengaverler, konfor sayesinde, kibar ve sakin sivillere dönüşmüşlerdi! (Tacitus’un muhtemelen tüm bunları fazla abarttığını belirtmek gerekir. Britanya hiçbir zaman Roma İmparatorluğu’nda Fransa veya İspanya kadar uyumlu olmadı.)

İnsanları zayıflatmak için lüksü kullanmak tarihsel bir taktiktir. Çin’le ticaret açığını kapatmak isteyen Britanya İmparatorluğu, ülkelerini Hindistan’dan getirdikleri ucuz afyonla doldurdu. Daha sonra İngilizler afyonlarını porselen, çay ve ipekle takas ettiler.

Günümüzde Lüks Yaşamın Tehlikeleri

Soğuk Savaşın kazanılmasında da lüks tüketim etkiliydi. Amerikan buzdolapları ve televizyonları kaçınılmaz bir biçimde SSCB’ye girmeye başladığında, Sovyetler böylesi bir zenginlik karşısında şaşırmışlardı. Bu lüks ürünler kısa bir süre sonra onlar için vazgeçilmez olacaktı. Bu ürünleri de o dönemde yalnızca ABD verebilirdi!

Facebook, Apple ve Google gibi şirketler yavaş ve emin adımlarla hayatlarımızı algoritmalarına ve platformlarına bağlıyor. Sosyal medya kasıtlı olarak bağımlılık yapacak şekilde tasarlanıyor. Bulut tabanlı depolama gibi zamandan veya paradan tasarruf sağlayan hizmetler o kadar evrensel hale geldi ki, geriye dönmek imkansız hale geliyor.

Ve artık o kadar çok şifremiz var ki, bazılarını hatırlamamız mümkün olmuyor. Yine teknolojiden yardım umuyor, telefonlarımızın ya da uygulamalarımızın bizim için şifreler üretmesine ve onları saklamasına izin veriyoruz.

E.M. Forster’ın romanı “Makine Duruyor”, hayatın her yönünün “makine” tarafından sağlandığı bir dünyayı bizlere aktarır. Yemek, müzik, giyim, edebiyat ve tabii ki arkadaşlarla iletişim kurmak için düğmeler vardır. Bunun ne kadar ileri bir görüş olduğunu günümüzde anlıyoruz. Bugün aslında makineye bağlı bir biçimde yaşıyoruz.

Yeni bir teknoloji ya da hizmet, başlangıçta bir lükstür. Sonra öylesine yaygınlaşır ve gerekli kabul edilir ki, onunla tanışmadan önceki yaşamımıza geri dönmek artık kolay değildir. Yani bir zamanın istekleri devamında ihtiyaç halini alır.

Teknolojiyi her ne kadar özgürleştirici olarak görmüş olsak da, bizi kapana kıstırdığı gerçeğini yadsıyamayız. Tacitus’un anlatımıyla, “bir zamanlar lüks olarak gördüğümüz şeylerin hepimiz kölesi” haline geldik. Bu durumda da karşımıza zorunlu iki yol çıkıyor. Ya bu zincirleri mutlu bir şekilde giymeyi seçeceğiz ya da onları kırmak için uzun ve zorlu bir yolculuğa başlayacağız.


Çeviri kaynağı: Jonny Thomson “Lessons from the Roman Empire about the danger of luxury”; yayınlanma tarihi: 9 Nisan 2021; bağlantı: https://bigthink.com/


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir