FizikÜnlü Matematikçiler

Lev Landau: Einstein’a Meydan Okuyan Nobel Ödüllü Sovyet Fizikçi 

Neredeyse herkes Einstein adını duymuştur, ancak Lev Landau ismi yalnızca konuya ilgi duyanların aşina olduğu bir isimdir. Oysa, bu iki deha arasında dikkat çekici ortak noktalar vardır. İkisi de geçtiğimiz yüzyılın en büyük dahileri arasında birinci sırada yer alır. Her ikisi de düşüncelerindeki özgürlük ve hayatlarındaki uyumsuzlukla öne çıkmıştır.

lev landau

Sovyetler Birliği’nin yetmiş yılı aşkın tarihi, kendine özgü bir Sovyet fizik anlayışının oluşması için yeterli bir zaman dilimiydi. Bu dönemin en öne çıkan figürlerinden biri ise Lev Davidovich Landau oldu. Landau’nun çalışmaları, sadece Sovyet fiziğinde değil, aynı zamanda Sovyet matematiğinde de derin etkiler bırakmıştır.

Landau, yaşadığı dönemin tuhaflıkları ve zorluklarının da bir sonucu olarak, anlaşılması zor bir figür olarak hatırlanır. Kendine özgü mizacı ve tavırları, onu hem etkileyici hem de zaman zaman mesafeli bir karakter haline getirmiştir. Ofisinin kapısına astığı “Landau. Dikkat! Isırır.” yazısı, onun bu durumun farkında olduğunun ve hatta bu yönünü esprili bir şekilde kabullendiğinin bir göstergesidir.

Lev Landau

Bilim tarihinin sayfalarında, gençliğin cesareti ve zekâsının yerleşik düzeni sarstığı anlar nadiren yaşanır. Bu anlardan biri, 1930 yılında Leipzig’deki Alman Fizik Derneği Konferansı sırasında gerçekleşti. Henüz 22 yaşındaki Lev Davidovich Landau, o dönemin en saygın bilim insanlarından biri olan Albert Einstein’a meydan okumaya cesaret etti.

Oda, Einstein’ın büyüleyici sunumunun ardından gelen akademik bir saygıyla dolu. Başkan, soruları alırken, ince yapılı, dağınık saçlı ve kendine güvenle parlayan gözlere sahip genç bir adam söz aldı. Bu kişi, daha sonra teorik fizik dünyasında bir dev haline gelecek olan Lev Landau’dur.

Landau Einstein’ın sunumundaki bir hatayı işaret etti. Denklemleri çözümledi ve teorik bütünlükteki bir eksikliği gözler önüne serdi. Salon bir anda sessizliğe büründü. Karşılarında, modern fiziğin dev ismini eleştiren genç bir öğrenci vardı.

Einstein, Landau’nun itirazını görmezden gelmek yerine, kara tahtanın önüne geçti ve derin bir düşünceye daldı. Birkaç dakika sonra, Einstein hatayı kabul etti. Landau’nun gözlemini doğruladı ve dinleyicilerden önceki çıkarımlarını reddetmelerini istedi. Bu, hem Einstein’ın bilimsel dürüstlüğünü hem de gerçeğe olan bağlılığını gösteren bir örnek oldu.

Lev Landau Kimdi?

Lev Landau, mühendis David Lvovich Landau ve farmakolog Lyubov Harkavy-Landau çiftinin oğlu olarak dünyaya geldi. 1922’de Bakü Üniversitesi’nde başladığı eğitimine 1924’te Leningrad Üniversitesi Fizik Bölümü’ne geçerek devam etti.

Landau, 1930’lu yıllarda devlet bursu ile yurtdışında eğitim gördü. Zürih, Kopenhag ve Cambridge’deki çalışmaları sırasında dönemin önde gelen fizikçileriyle tanıştı ve onların araştırmalarına katkı sağladı. Özellikle Niels Bohr ile yaptığı çalışmalar, Landau’nun teorik fiziğe olan ilgisini derinleştirdi.

1932’de Sovyetler Birliği’ne dönen Landau, Kharkov Üniversitesi Teorik Fizik Bölümünün başına geçti. 1933’te fizik profesörü unvanını aldı. Bu yıllarda teorik fiziğe yaptığı katkılar, onun Sovyet bilim dünyasında hızla tanınmasını sağladı. 1937’de, Moskova’daki Fizik Enstitüsü’nden gelen teklifi kabul ederek teorik fizik bölümünün başına geçti.

Nisan 1938’de Lev Landau, arkadaşları ile birlikte, 1 Mayıs’ta dağıtmayı planladıkları bir broşür nedeniyle tutuklandı. Bu olay, Landau’nun hayatında önemli bir dönüm noktası oldu. Sovyet rejimine yönelik eleştiriler içeren broşür, Landau’nun Lyubyanka Hapishanesinde bir yıl geçirmesine neden oldu.

Hapishanedeki fotoğrafı 1938-9

Lev Landau 1962 Nobel Ödülünü Kazanacaktı

Bu hapis dönemi, Landau için son derece zor ve yıkıcı bir deneyimdi. Ancak Landau, bu zor yılların ardından yeniden bilim dünyasına dönerek, kariyerinde etkileyici bir şekilde ilerlemeyi başardı.

1941 ile 1947 yılları arasında Lev Landau, teorik fiziğin pek çok dalında önemli makaleler yayımladı. Bu dönemde, sıvı helyumun süper akışkanlığını teorik olarak açıklayarak büyük bir bilimsel başarıya imza attı.

1940’ların ikinci yarısında Sovyet atom bombası projesine dahil oldu. Lev Landau, atom bombası ve hidrojen bombası projelerine katkıda bulunmayı hiçbir zaman gönüllü olarak seçmedi. Ancak, geçirdiği zor zamanlar, onun üzerinde derin bir etki bırakmıştı. Özgürlüğünü korumak için, kendini Sovyetler Birliği’nin nükleer silah projelerine adamak zorunda hissetti.

Bu katkılarından dolayı, Sovyet rejimi tarafından Stalin Ödülü ve Sosyalist Emek Kahramanı Ödülü ile ödüllendirildi. 1946 yılında, bu başarılarının bir sonucu olarak Sovyet Bilimler Akademisi’nin tam üyeliğine kabul edilecekti.

1962 yılında, Landau, Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldü. Ancak Landau, bu büyük başarısını kutlayamadı. 7 Ocak 1962’de Landau, Moskova’dan Dubna’ya giden yolda bir araba kazası geçirdi. Arabasındaki diğerleri sadece küçük kesikler ve morluklar ile kazayı atlatsa da Landau iç organlarında ciddi kırıklar ve yaralanmalar yaşadı. Altı hafta boyunca bilinci kapalı biçimde Moskova’daki bir hastanede kaldı.

Durumu o kadar ciddiydi ki, doktorlar birkaç kez onun klinik olarak öldüğünü ilan ettiler. Ancak Landau inanılmaz bir şekilde bilincini geri kazandı ve fiziksel olarak birçok yönden iyileşti. Buna rağmen, kazanın bıraktığı derin etkiler onun bir daha yaratıcı çalışmalar yapmasını engelledi. Landau, bu kazanın uzun vadeli komplikasyonları nedeniyle 1 Nisan 1968’de, henüz 60 yaşında hayatını kaybetti.

Lev Landau’nun Fizikçi Sınıflandırma Sistemi

Lev Landau, teorik fizikçileri dört kategoriye ayırdığı bir sınıflandırma sistemi geliştirmişti. Bu sistem, bir fizikçinin yaratıcılığı, teknik ustalığı ve bilimsel dayanıklılığına dayalı olarak kategorilere ayrılıyordu. Her kategori, farklı bir geometrik şekille temsil edilmekteydi.

Ters Üçgen: En Zayıf Kategori

Landau’nun sistemindeki en alt kategori olan ters üçgen, ne özgün fikirler üretebilen ne de başkalarının fikirlerini geliştirebilen fizikçileri ifade ediyordu. Bu grup, teorik fizik dünyasında anlamlı bir etki yaratmaktan uzak kalan kişilerden oluşuyordu.

Kare: Geliştiriciler

Kare kategorisi, orijinal fikirler üretemeyen ancak mevcut fikirleri geliştirme ve detaylandırma yeteneğine sahip olan fizikçiler içindi. Bu grup, bilimsel sürece katkı sağlayan, ancak yenilikçi bir yaklaşım sergileyemeyen bireylerden oluşuyordu.

Elmas: Yaratıcı Ama Eksik

Elmas kategorisi, büyük fikirler ortaya koyabilen, ancak bu fikirleri tam anlamıyla geliştirmek için teknik yetkinlik ve dayanıklılığa sahip olmayan fizikçileri temsil ediyordu. Bu kişiler, güçlü bir yaratıcılığa sahip olmalarına rağmen fikirlerini hayata geçirme sürecinde sınırlamalarla karşılaşıyordu.

Üçgen: En İyi Kategori

Landau’ya göre üçgen, fizikçilerin en üst sınıfını temsil ediyordu. Bu kategoriye girenler, hem büyük yeni fikirler bulabilen hem de bu fikirleri geliştirmek için gereken tüm teknikleri ustalıkla kullanabilen kişilerdi. Landau’nun en üst seviyedeki fizikçiler listesinde, Newton ve Einstein gibi dev isimlerin yanı sıra Heisenberg, Dirac ve birkaç önde gelen fizikçi daha yer alıyordu. Ayrıca, Nobel Ödülü kazandıran süper akışkanlık teorisini geliştirdiğinde Landau kendisini de bu kategoriye ekledi.

Landau’nun bu sınıflandırma sistemi, teorik fiziğin doğasını anlamaya yönelik kendine özgü bir bakış açısını yansıtır ve onun bilimsel yetkinliğini, aynı zamanda eleştirel gözlem gücünü ortaya koyar. Yazının devamında bir başka biyografiye daha göz atmak isterseniz: Walter Harry Pitts: Mantıkla Beyni Açıklamaya Çalışan Bilim İnsanının Filmlere Konu Olacak Hayat Hikayesi


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Lev Davidovich Landau. Bağlantı: https://mathshistory.st-andrews.ac.uk
  • Kojevnikov, Alexei. (2002). Lev Landau: Physicist and revolutionary. Physics World. 15. 35-39. 10.1088/2058-7058/15/6/42.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir