Bazı filmleri izledikten birkaç gün sonra bile etkisinde kalırsınız. Genelde filmlerin üzerimizde böyle etkiler bırakmasının sebebi duygularımıza hitap etmiş olmasıdır. Gözümüzün önünden geçen sahneler bazen kelimelerden daha fazla şey anlatıyor olabiliyor. Filmler, duygularımızı ve algımızı Kuleşov etkisi adı verilen bir teknik sayesinde yönetir.
Söz konusu etki ismini, Sovyet Montaj hareketinde önemli bir rol oynayan Rus film yapımcısı ve film teorisyeni Lev Vladimiroviç Kuleşov’dan alır. Kuleşov etkisi, tek çekimden ziyade art arda iki çekimin izleyiciler üzerinde daha etkili olduğu fikrine dayanır.
“Tek çekim ve iki çekim arasındaki nasıl bir fark olabilir ki?” diyorsanız ya da o çok sevdiğiniz filmlerin duygularınızı nasıl yönettiğini merak ediyorsanız okumaya devam etmenizi öneririm. Hazırsanız, işe Kuleşov etkisini daha iyi anlamak için Lev Vladimiroviç Kuleşov’u tanıyarak başlayalım.
Kuleşov Etkisinin Ardındaki Adam: Lev Vladimiroviç Kuleşov Kimdir?
1899 yılında Rusya’nın Tambov kentinde doğan Lev Kuleşov, küçüklüğünden beri tiyatroya, edebiyata ve sanata ilgi duyuyordu. Kuleşov, ilk gençlik yıllarını I. Dünya Savaşı’nın ve Rus devriminin gölgesinde geçirmişti. Bu durum da onun insanların psikolojisi ve duygu durumları gibi sosyal yanlarına odaklanmasına sebep olmuştu.
Kuleşov, filmdeki her bir kareyi içinden birer hikaye çıkacak boş bir tuval olarak görüyordu. Şüphesiz onun bu özelliği ortaya attığı Kuleşov etkisiyle beraber sinema tarihinin en önemli isimlerinden birisi olmasını sağlamıştır. Lev Kuleşov, bir film yapımcısı olmasının yanı sıra aynı zamanda da ilk film teorisyenlerindendir.
Sinema dünyasında hikaye anlatımı sadece kelimeler aracılığıyla gerçekleşmez. Farklı unsurların yan yana gelmesiyle hikayeyi anlarız. İşte Kuleşov etkisi de tam olarak burada devreye giriyor.
Lev Kuleşov’a göre sinemanın özü, filmin kurgusunda ve çekimlerin sıralanmasındaydı. Küçük bir deneyle ortaya koyduğu Kuleşov etkisi, izleyicilerin tek bir kareden ziyade ardışık iki kareden daha çok anlam çıkaracağını öne sürüyordu. Aynı kareyi farklı duyguları yansıtan başka karelerle bir araya getirdiğimizde yepyeni anlamlar ortaya çıkacağını düşünüyordu. Böylece izleyicinin duygularını ve algılarını yönetebileceğimize inanıyordu.
Peki Kuleşov Etkisi Tam Olarak Nasıl Çalışır?
Lev Kuleşov, söz konusu etkiyi kanıtlamak için dönemin en iyi aktörlerinden biri olan İvan Mosjoukine ile çalıştı. Bunun için öncelikle Mosjoukine’nin tepkisiz durduğu bir fotoğrafını çekti. Daha sonra Mosjoukine’nin bu fotoğrafını aşağıda gördüğünüz gibi 3 farklı fotoğrafla birlikte birleştirerek bir kısa film üretti. Filmi izleyen seyirciler her seferinde Mosjoukine’nin yüz ifadesinin değiştiğini söylüyordu. Halbuki üç sahnede de Mosjoukine’nin aynı ifadesiz fotoğrafı kullanılmıştı.
Kuleşov etkisi de tam olarak bu kısımda karşımıza çıkıyor. Seyirciler hiçbir duygu barındırmayan (aktörün ifadesiz yüzü gibi) bir görselin ardından herhangi bir duyguyu yansıtan bir görsel gördüklerinde ikisini birbirine bağlamaktadır. Bu bağlantı iki görüntü arasında hiçbir ilgi olmasa bile kurulabilmektedir.
Bu yüzden Kuleşov etkisinin film oluşturma sürecinde büyük bir etkisi olmuştur. Çünkü çekimleri düzenleyerek ve birleştirerek seyircide çok farklı duygular yaratılabilirdi. Örneğin korku ve gerilim filmlerinde Kuleşov etkisinden sıklıkla faydalanılır. Birçok film yapımcısı korku sahnelerini yüksek sesli bir müzikle harmanlar. Ve ardından ani bir sahne geçişiyle seyircide korku ve endişe yaratır. Fakat Kuleşov etkisi sadece filmlerde karşımıza çıkmıyor. Belgesellerde hatta reklamlarda bile Kuleşov etkisi kullanılıyor.
Aslında Birçok Ünlü Filmde Kuleşov Etkisi Kullanılıyor
Se7en, Kuzuların Sessizliği, Tersyüz, Arrival gibi birçok ünlü filmde Kuleşov etkisini görmek mümkün. Örneğin Se7en filmindeki kutu sahnesinde bunu çok net görebiliyoruz. Bu sahnede sürekli olarak karakterlerin ve kutunun arasında bir geçiş söz konusu. Her bir karakterin yüz ifadesinin bambaşka olması ve kutuda ne olduğunun gösterilmemesi sahnenin izleyici heyecanlandırmasını sağlıyor.
Yanı sıra Kuleşov etkisini en çok karşımıza çıktığı bir diğer yer de Steven Spielberg’ün filmleridir. Özellikle de Close Encounter of the Third Kind (Üçüncü Türden Yakın Karşılaşmalar) söz konusu etkiye harika bir örnektir. Spielberg bu filminde oyuncuların yüzüne yakın çekimler yaparak Kuleşov etkisini ustaca kullanmıştır. Bunu daha iyi anlayabilmek için aşağıdaki videoya bakabilirsiniz:
Yazının devamında ayrıca göz atmak isterseniz: Kiki Bouba Etkisi: Geometrik Şekiller Düşüncelerimizi Nasıl Etkiler?
Kaynaklar ve İleri Okumalar
- What Is The Kuleshov Effect & Why Is It So Efficient? ; Bağlantı: What Is The Kuleshov Effect & Why Is It So Efficient? (thecollector.com) ; Yayınlanma tarihi: 23 Ekim 2023
- Kuleshov Effect: Everything You Need To Know ; Bağlantı: Kuleshov Effect: Everything You Need to Know – NFI
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel