Pek çok insan, hafızasında kötü anıların iyi olanlardan daha fazla yer kapladığını fark eder. Örneğin anneler genellikle çocukların doğum süreci ile ilgili anıları hatırlamakta zorlanırlar. Ancak yetiştirme süreçleri esnasında yaşadıkları zorluklar asla akıldan çıkmaz. Bunun da elbette beynimizin arka planında işleyen mekanizmalar ile yakından ilişkisi vardır.
Kötü anıların neden kalıcı olduğunu anlamak için duygusal deneyimlerin beyin tarafından neden daha iyi hatırlandığını anlamak gerekir. Beynin derinliklerinde, hipokampusta ve komşu bölgelerde, birbirleriyle bağlantılı nöronlardan oluşan ağ örgüsünün içinde yer alan bellek mekanizmasının çarkları hayatımız boyunca döner durur. Bu süreçte beyin hücrelerinin örümceksi uzantıları olan aksonlar ve dendritler, nörotransmitter denen elektrokimyasal sinyalleri gönderip alırlar.
Bu sinyaller hedef nöronun üzerindeki reseptörlere varır. Böylece bağlantılar kurulur ve yeni deneyimler biriktirdikçe sinaptik bağlantılar güçlenir ya da körelir. Bu nedenle deneyimlerimiz iç içe geçmiş bir bağlantılar örüntüsü olarak depolanır.
Bir deneyimi yeniden kafanızda canlandırdığınız ya da benzer bir tecrübe yaşadığınızda örüntü etkinleşir. Onun üzerinde ne kadar fazla düşünürseniz, o kadar sağlam köklenecektir. Bu da başka düşünceler ve anılarla daha fazla bağlantı kurulmasına neden olacaktır.
Beyin bir anıyı kodlarken bunu, geniş bir koşullar ve duygular yelpazesi bağlamında yapar. Arkadaşlarınızla yemeğe çıktığınızda içinizden biri lise mezuniyetinden söz ederse aklınıza hemen kendi mezuniyetiniz gelir. Bu düşüncenin de size yıllardır görmediğiniz lise aşkınıza anımsatması olasıdır.
Kötü Anılar Neden Kalıcı Oluyor?
Bir anı ne kadar duygusal olursa olsun, ‘olumsuz’ bir anının yarattığı belirgin etkiyi yenemez. Arkadaştan ayrılmaktan, bir eşyayı kaybetmekten ya da eleştirilmekten duyulan üzüntü, yeni bir arkadaş edinmekten, kayıp bir eşyayı bulmaktan ya da övülmekten duyulan mutluluktan daha yoğun biçimde hissedilecektir.
Olumsuz olaylar stresli olma eğilimindedir. Bu da vücudumuzun stres hormonları olan epinefrin ve kortizol salgılamasına neden olur. Bu stres hormonları amigdalayı güçlü bir şekilde aktive eder ve hipokampusa güçlü duygu odaklı sinyaller gönderir. Genel etki, hem hafıza hem de duygu açısından olumsuz olayın belirgin bir şekilde daha fazla hatırlanması olur.
11 Eylül’ den üç yıl sonra, saldırı zamanındaki duyguların belleği nasıl etkilediğini öğrenmek için New York kenti sakinlerinden oluşan iki grupla bir deney yapıldı. İlk grup o gün Manhattan’ın güneyinde, Dünya Ticaret Merkezi yakınlarındayken olaylara tanık olan kişileri kapsıyordu. İkinci grupsa o sırada kilometrelerce uzakta, şehir merkezinde bulunanları kapsıyordu.
Denekler hatırladıklarını anlatırken araştırmacılar katılımcıların beyin aktivitesini izlediler. Daha sonra denekler anılarını hem canlılık ve duygusal uyarma derecesi açısından hem de bu anıların doğruluğuna duydukları güven düzeyi açısından puanladılar. Beklendiği üzere güney grubu, merkez grubuna göre anılarını daha canlı, eksiksiz ve duygusal açıdan daha yoğun olarak değerlendirmişti. Ayrıca anılarının doğruluğuna daha fazla güveniyorlardı.
Ne var ki nörolojik sonuçlar başka bir şey söylüyordu. Çünkü erişilen bellek tipine göre anılarımızı hatırlarken beynin farklı bölümleri görev alır. Örneğin söz konusu anı duygusal karakterdeyse amigdala etkinleşir. Ancak beyin olayla ilgili daha ince uzamsal detaylara erişmeye çalışıyorsa arka parahipokampal korteks işe karışır. Nörogörüntüleme sonuçları, güney grubunun o günkü olayları güçlü duygusal etkisinden dolayı, daha önemsiz detayları hatırlayamama pahasına anımsadığını gösterdi.
Hafızadan Kötü Anıları Silme Mümkün mü?
İstenmeyen bir anı aklımıza geldiğinde onu unutmaya çalışmak en doğal tepkidir. Ancak bir şeyi unutmayı seçmek, onu hatırlamaya çalışmaktan daha fazla zihinsel çaba gerektirir.
Ayrıca araştırmalar, beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF) gen varyasyonunun korku üretimi ile ilişkili olduğunu göstermiştir. BDNF gen terapisi, gelecekte korku ve kaygıya katkıda bulunan genleri değiştirerek kullanılabilir. Aynı şekilde, Tac2 geninin de travmatik anıların depolanması ile ilgili olduğu bilinmektedir. Bu aktiviteyi engelleyen bir ilaç, kötü ve travmatik anıların depolanmasını engelleyecektir.
Bu tedaviler sonucunda bu kötü anılar sonsuza dek elbette silinmez. Hala bir yerde saklanırlar ancak artık erişilemezler. Kötü anı olarak tanımladığımız şey bir sınavdan başarısız olmak ya da bir sevgiliden ayrılmak gibi bir durum ise böyle bir tedavi muhtemelen gerekli olmayacaktır. Sonuçta iyi ya da kötü tüm anılar bizim bir parçamızdır. Ancak bir savaş, bir afet gibi durumların devamında gözlemlenen travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişiler için bu tip tedavilerin bulunması umut vericidir.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Bad Memories Stick Better Than Good; Yayınlanma tarihi: 5 Temmuz 2007; Bağlantı: https://www.livescience.com/
- Differential effects of negative emotion on memory for items and associations, and their relationship to intrusive imagery; https://www.sciencedirect.com/
- Kensinger EA. Remembering the Details: Effects of Emotion. Emot Rev. 2009;1(2):99-113. doi: 10.1177/1754073908100432. PMID: 19421427; PMCID: PMC2676782.
- Williams, S.E., Ford, J.H. & Kensinger, E.A. The power of negative and positive episodic memories. Cogn Affect Behav Neurosci 22, 869–903 (2022). https://doi.org/10.3758/s13415-022-01013-z
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel