Gün içinde verilen kararların sayısı arttıkça, karar verme yeteneği azalır. Bunun nedeni ise karar yorgunluğudur.
Çoğu insan her gün çok sayıda karar vermek zorundadır. Aldığımız bu kararlar bazen oldukça basittir. Örneğin “Bugün ne giysem?” ya da “Akşama ne pişirsem? gibisinden kararlar rutinlerimize dahildir. Öte yandan bir kişinin alması gereken bir çok önemli kararları da vardır. Belli bir iş yerinde çalışmaya devam edip etmemek, riskli gördüğü bir evden taşınıp taşınmamak gibi kararlar önemli kararlardır.
Aslında basit olsun ya da olmasın toplamda hepsi bir karardır. İşte bu noktada da karşımıza bir sorun çıkar. İnsan beyni bu kadar çok kararı aynı anda işleme potansiyeline sahip değildir. Bu durum da bizi karar yorgunluğu fikrine götürecektir.
Herkes zihinsel olarak tükenebileceğinden, en rasyonel ve zeki bireyler bile bu durumdan kaçamazlar. Gün boyunca çok sayıda karar vermek zorunda kalanlar için durum daha da kötüdür. Sonunda beyin, karar verme yorgunluğunu atlatmak için kestirme yollar arar. Devamında bu da zayıf karar vermeye yol açar.
Ayrıca karar yorgunluğu, yapacak çok fazla seçeneğimiz olduğunda bunalmış hissetmemizin de bir nedenidir. İşin kötü tarafı bu durumdan kaçış olmadığı için yapılacak tek şey bilinçli mücadeledir.
Karar Yorgunluğu Nedir? Neden Kaynaklanır?
Bu durum bir kişinin karar verme yeteneğini veya kapasitesini çevreleyen psikolojik bir olgudur. Aynı zamanda ego tükenmesi olarak da adlandırılır. Diğer bir deyişle, birçok karar verdikten sonra kişinin ek kararlar alma yeteneğinin kötüleşmesi fikridir. Tanımda adı geçen ego, zihnin karar verme yetisidir. ( Detaylar: Zihnimizdeki Çatışmalara Sebep Olan İd, Ego ve Süperego Nedir?)
Benliğin yönetici işlevlerini gerektiren süreçler öz kontrol gerektir. Karar verme, planlı davranışları başlatabilme gibi süreçlerde birey var olan kaynaklarını kullanır. Bu süreçte kullanılan kaynaklar sınırlıdır. Dolayısıyla bireylerin öz kontrol kapasitelerinin de bir sınırı vardır.
Sonuç olarak kaynakların tükenmesi durumu oldukça olasıdır. Dolayısıyla kullanılan kaynaklar tükendiğinde benlik, kontrol gerektiren yönetici işlevlerini geçici olarak yerine getirememektedir.
Karar yorgunluğu terimi ilk olarak sosyal psikolog Roy F. Baumeister tarafından seçim yapma yükünden kaynaklanan zihinsel ve duygusal gerilimi tanımlamak için kullanılmıştır. Konu aynı zamanda, egolarımızın enerji transferini içeren zihinsel faaliyetlere bağlı olduğunu teorileştiren Freud tarafından da çalışılmıştır. İlerleyen süreçte yapılan deneylerle de iradenin kullanmakla yorulan bir kas gibi olduğu gerçeği kanıtlanmıştır.
Ancak bu durum, normal fiziksel yorgunluktan farklıdır. Yorgun olduğunuzu fark etmeseniz de zihinsel enerjiniz düşük seviyede olur. Gün boyunca ne kadar fazla seçeneğiniz olursa beyniniz için tüm seçenekler daha da zor hale gelir. Bunun sonucunda da beyninizin birkaç farklı şekilde kısa yol aramasına yol açar.
Bu Durum Bizi Nasıl Etkiler?
Bu sorun, birkaç farklı şekilde kendini gösterir. Bunun ilk belirtisi anlık satın alma refleksleri göstermeniz olacaktır. Zihniniz bir sürü soru işareti ile doluyken kasaların yanında duran şekerli ve unlu mamulleri sepete atma eğiliminiz daha fazla olacaktır.
Kişinin iradesinin azalması sonucunda özellikle de kan şekeri seviyesini hızlı yükselten çikolata gibi besinlere daha fazla yatkın olması gerçek bir olgudur. Bu tip ürünlerin kasaların yanına yerleştirilmesi tesadüf değildir. Bu nedenle, satın almadan önce her zaman yemek yemeniz tavsiye edilir.
Karar yorgunluğu irademizi zayıflatmanın yanı sıra normal koşullarda çok daha hızlı alabileceğimiz kararları hayata sokma sürecimizi de yavaşlatır. Erteleme, bir kişinin karar vermeyi başka bir güne veya karar verme ihtiyacı tamamen ortadan kalkana kadar ertelediği bir kaçınma şeklidir.
Ayrıca karar yorgunluğu belli kararlar alma konusunda isteksiz davranmamıza da neden olur. Aslında bu durum da bir başka kaçınma şeklidir. Bunun neticesinde de bir kişi kendisi için doğru olan seçenek yerine, basitçe varsayılan veya sosyal olarak en kabul edilen seçeneği seçebilir. Elbette bu da beraberinde yanlış kararlar alma ihtimalimizi getirir.
Ayrıca yapılan araştırmalar karar yorgunluğunun kişinin ekonomik düzeyi ile de ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Sonucunda elinde sınırlı bir bütçesi olan bir kişinin alması gereken kararlar ile belli bir ekonomik rahatlığa ulaşmış olanların alması gerekenler aynı hayati düzeyde çoğu zaman olmayacaktır.
Karar Yorgunluğu ile Nasıl Başa Çıkabiliriz?
Bunun için akla gelen ilk öneri elbette bir gün içinde aldığımız kararların sayısını azaltmak olacaktır. Aslında buna çok basit adımlar atarak da başlayabilirsiniz. Örneğin günlük kararları basitleştirmek, aynı gün içinde daha az stres hissetmenizi sağlayacaktır.
Aslında bu nedenle günümüzde bir çok kişi vermesi gereken kararların sayısını sınırlamak için her gün aynı kıyafeti ya da takım elbiseyi giymektedir. Sonucunda “Bugün ne giyeceğim?” gibi rutin seçimleri basitleştirerek karar verme yorgunluğunu azaltır.
Steve Jobs ve Mark Zuckerberg gibi kişilerin gereksiz karar vermeyi ortadan kaldırmak ve daha alakalı kararlara odaklanmak için bu numarayı kullandıkları bilinmektedir. Başka bir basit öneri, bir yemek planı yapmak ve haftalık öğünleri önceden hazırlamak olacaktır.
Fiziksel yorgunluk da karar yorgunluğunda rol oynar. Sonucunda yorgun olduğumuz zaman daha kötü kararlar verme olasılığımız daha fazladır. Bu nedenle gün boyunca ihtiyaç duyulduğunda dinlenme molaları vermek, ilerleyen süreçte almamız gereken kararlarda hata yapma riskimizi azaltacaktır.
Ayrıca her karar bir kişinin enerjisini tüketiyorsa, en önemli kararları her gün mümkün olduğunca erken vermek en iyisi olacaktır. İster zorlu bir telefon görüşmesi, zorlu bir proje veya başka bir zor görev olsun, günün erken saatlerinde önemli kararlar almak, bu seçeneklerle karşı karşıya kalırken karar yorgunluğunu önlemeye yardımcı olur.
Sonuç Olarak:
Karar yorgunluğu bir hastalık değildir. Ancak uzun vadede tükenmişliğe, fiziksel sorunlara ve stresle ilişkili hastalıklara yol açar. Bu nedenle sorunu fark edip bir an önce müdahale etmek doğru tercih olacaktır. Ayrıca bir öneri olarak bu yazımıza da göz atabilirsiniz: Matematikçiler, Hayatınızın En Önemli Kararları İçin % 37 Kuralını Öneriyorlar
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Why do we make worse decisions at the end of the day? Bağlantı: https://thedecisionlab.com/biases/decision-fatigue
- What is decision fatigue? Bağlantı: https://www.medicalnewstoday.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel