Kimya

Binlerce İşçinin Hayatını Kurtarmış Radyum Kızlarının Unutulmuş Hikayesi

Tarihteki en çarpıcı insan hakkı mücadelelerinden biri Radyum Kızları davasıdır. Sanayileşme sonrası, kapitalist güçlerin devlet politikalarıyla işbirliği içinde yarattığı dünyada, bilimin insanlığın yararından çok, mükemmel bir kazanç fırsatı olarak görüldüğü zamanları bizlere hatırlatır.

“Radyum Kızları” Waterbury Saat Fabrikası’nda, cephedeki askerlerin gece karanlığında bile görebilecekleri saatler üreten kadınlardı.

Periyodik tablodaki 88. element olan radyum ve yaydığı radyoaktif ışınlar 1898 yılında keşfedildi. Bilimsel keşifler genellikle son derece yavaştır. Ancak 1890’larda hızla ilerliyordu. X-ışınları 1895’te Almanya’da keşfedilmişti. Birkaç ay sonra, bu yeni X-ışınlarını araştırırken, Fransız fizikçi Henri Becquerel uranyumdan yayılan radyasyonu tespit ettiğinde yanlışlıkla başka bir gizemli ışın türü keşfetmişti.

Herkes X ışınlarından büyülenmişti. Ancak, o sırada doktora öğrencisi olan Marie Curie, Becquerel’in keşfettiği ışınların çok daha önemli bir şey gizlediğini düşünüyordu. Temmuz 1898’de cevherin benzer radyasyon yayan yeni bir element içerdiğini gösterdiler. Marie’nin memleketi olan polonyum adını verdiler ve bu süreçte “radyoaktivite” terimini ortaya attılar.

Radyum Nasıl Keşfedildi Ve Popüler Oldu?

Ancak Curie’ler cevherlerde çok daha radyoaktif başka bir madde olduğunu fark ettiler. Şimdiki zorluk, bunun ne olduğunu bulmaktı. Radyumun keşfi zor bir işti. Curie’ler, radyumun küçük miktarlarını ayırmak için birçok ayrıştırma işlemi yapıyorlardı. Ore Dağları’ndaki bir madenden elde ettikleri Uraninit adlı bir cevherle çalışıyorlardı.

Üniversite onlara çalışmaları için bir kulübe vermişti. Burada, buldukları şeyleri öğüttüler, ezdiler, erittiler titizlikle ölçtüler ve sonunda keşiflerini yaptılar. Bu madde, uranyumdan bir milyon kat daha fazla radyoaktif doğal bir elementti.

O kadar radyoaktifti ki soluk mavi bir ışık yayıyordu. Curie’lerin saf bir radyum tuzu üretmeleri üç yıl daha sürecekti. Bu çalışmalarından dolayı 1903’te Nobel Fizik Ödülü’nü aldılar ve ödülü Becquerel ile paylaştılar.

Curie’lerin keşfinden sonraki yıllarda yayınladığı bir dizi makale arasında, radyumun kanser hücrelerini sağlıklı hücrelerden daha hızlı öldürerek kanseri tedavi edebileceğini gösteren bir makale vardı. Bu nedenle radyum, kanser ve diğer cilt hastalıkları için ilk radyasyon tedavilerinden biri olarak kullanıldı.

radyum kızları
Fransız kozmetik girişimcilerinin piyasaya sürdüğü Tho-Radia güzellik ürünleri, temelde radyum ve toryum içeriyordu.

Ancak radyumun tuhaf mavi parıltısı insanları başka faydaları olduğuna da ikna etti. Bunun sonucunda da radyum içerdiği iddia edilen sağlık ve güzellik ürünleri arka arkaya raflarda yerini almaya başladı.

Yüz binlerce insan radyumlu tonik su içti, dişlerini radyum diş macunuyla fırçaladı ve cildine parlak, neşeli bir ışıltı veren radyum kozmetikleri kullandı. Golf oyuncusu Eben Byers, dört yıl boyunca her gün bir şişe radyoaktif su içmesi sonucunda 1932’de bu sebeple öldüğünde, Wall Street Journal gazetesi onun ölümünü, “Radyumlu su gayet güzeldi ta ki çenem eriyinceye kadar.” ifadeleriyle yazmıştı.

Eben Byers - radyum

Girişimciler, diğer kullanımlarının yanı sıra, radyumu “karanlıkta parlayan” boya oluşturmak için de kullandılar. Bu da radyum kızları trajedisine yol açtı.

Radyum Kızlarının Tehlikeli Çalışması

1917’de, daha sonra “radyum kızları” olarak bilinen çok sayıda vatansever genç kadın, New Jersey, Orange’daki büyük bir depolama kompleksinde iş buldukları için kendilerini şanslı saydılar. Maaş harikaydı ve iş hafifti. Ana iş saatlerin kadranlarına radyum elementi içeren ince bir tabaka boya sürmekti. Bu sayede, doğal bir parlaklık oluşuyor ve karanlık bir siperde okunmasını kolaylaştırıyordu.

Bu işi yapan kızların hiçbir koruması yoktu. Hatta kendilerine işlerini düzgün yapmaları için boya fırçasını dudakları arasında sivriltmeleri söylenmişti. Kızlar fırçayı her ağızlarına aldıklarında bir miktar da bu boyadan yutuyorlardı.

Radyum Kızları
ABD Radyum Şirketi’nin “radyum kızları” olarak bilinen çalışanları, radyoaktif boya kullanarak kol saatlerinin yüzlerine numaralar çiziyor.

Birkaç yıl boyunca, radyum tesisinde çalışmak eğlenceliydi. Bu yüzden çalışanların çoğu etraflarındaki kızların da işe başvurmasını sağladı. 1920’ye gelindiğinde, toplamda yaklaşık 300 radyum kızı vardı. Ocak 1922’de, bu kızlardan biri olan Mollie Maggia’nın diş ağrısı nedeniyle dişçiye gitti ve azı dişinin çekilmesi gerektiği söylendi.

Birkaç hafta sonra, diş ağrısı devam ettiği için yanındaki dişi de çektirmek istedi. Ancak hiç yara iyileşmedi. Mayıs ayında, diş hekimi Mollie’nin çenesinde bulduğu hızla büyüyen bir apseyi çıkarmak için ameliyat olması gerektiğini düşündü. Diş etlerini açtığında şaşkınlık içinde, kemiğin ufalandığını görecekti. Bunun nedeninin radyum olduğunu henüz kimse bilmiyordu.

radyum kızları
22 yaşındaki Mollie Maggia önce dişlerini yitirdi, devamında vücudunda enfeksiyonlar oluştu.

İlk diş ağrısından sekiz ay sonra, 1922 Eylül’ünde Mollie Maggia ölmüştü. Ölüm belgesinde frengi nedeniyle yaşamını yitirdiği yazıyordu. 1924 yılı sonunda, fabrika işçilerinin yedisi bu gizemli hastalık nedeniyle ölmüştü. Diğerlerinde de cilt kanseri, katarakt, gırtlak kanseri ve uzun süreli radyasyona maruz kalmanın diğer semptomları gelişmişti.

1924’te, onlarca kişinin hastalanması veya ölmesinin ardından bağımsız bir çalışma, radyoaktif boyanın yutulduğunda gerçekten tehlikeli olduğunu ortaya koydu. Bu çalışmanın sonuçları ve mali sonuçları karşısında öfkelenen şirket başka bir çalışmayı finanse etti ve radyoaktif boya yutmanın sağlığa iyi geldiği sonucuna ulaştılar.

Radyum Kızlarının Mirası

Neyse ki 1925’te Harrison Martland adında bir doktor, radyumun kadınları zehirlediğini yaptığı çalışmalar ile kanıtladı. Dr. Martland, yapılan incelemelerin sonucunda saat boyayan genç kızların esrarengiz hastalıkların nedeninin radyum olduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit etmişti.

İlk olarak Martland, Mollie Maggia davasını yeniden açtı. Beklendiği gibi, Mollie’nin cesedinde frengi belirtisi yoktu, ancak radyasyondan dolayı parçalandığı açıkça belliydi. Ölen diğer radyum kızları için de benzer sonuçlar elde edildi. Sonunda, USRC tıbbi ve mahkeme masrafları yüzünden yıkıma sürüklendi.

Manhattan Projesi’nin Hanford sahasındaki işçiler, alfa yayan uranyum izotoplarına maruz kalmadan önce koruyucu giysiler giyiyorlar. Radyoaktif materyallerin işlenmesine ilişkin güvenlik protokolünün çoğu, bilim insanlarının radyum maruziyetiyle ilgili deneyimlerine dayanıyordu.

Ancak radyum kızlarının fedakarlıkları boşa değildi. Dr. Martland’ın çalışmaları dikkat çekmişti ve 1930’larda, birkaç araştırma enstitüsü uranyum ve plütonyum gibi daha da riskli elementlerin güvenli bir şekilde işlenmesi konusunda tavsiye almak için ona başvurdu.

Sonuç olarak

1938 yılında da Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi radyum içeren ürünlerin yanıltıcı biçimde paketlenmesine yasak getirdi. Radyumlu boyanın kullanımı zaman içinde yavaş yavaş azaldı. 1968 yılından bu yana da saatlerde kullanılmıyor. Radyum kızları yaşadıkları tüm acıların sonucunda, radyoaktivite alanındaki bilimsel birikimimiz konusunda bize bir miras bıraktılar.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Matematiksel, Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir