Astronomi

Bilim İnsanları K2-18b Adlı Uzak Bir Gezegende Potansiyel Bir Yaşam Belirtisi Buldu, Peki Şimdi Ne Olacak?

Bir grup astronom, K2-18b adlı uzak bir gezegenin atmosferinde bir “biyolojik imza” tespit ettiklerini öne sürüyor. Ancak bu bulgunun gerçekten yaşama işaret edip etmediği konusunda herkes hemfikir değil.

Bir çizim, verilere dayanarak K2-18b adlı ötegezegenin nasıl görünebileceğini gösteriyor.

Cambridge Üniversitesi liderliğindeki bir astronom ekibi, yakın zamanda dünya genelinde büyük yankı uyandırdı. Ekip, Güneş Sistemi dışında “şimdiye kadar gözlemlenen en güçlü biyolojik aktivite ipuçlarını” keşfettiklerini açıkladı. Bu iddia, K2-18 b olarak bilinen uzak bir gezegene dayanıyor.

Cambridge Üniversitesi ekibi, James Webb Uzay Teleskobu (JWST) ile yaptıkları gözlemlerde, Dünya’dan yaklaşık 38 parsek uzaklıktaki K2-18 b adlı gezegenin atmosferinde dimetil sülfür (DMS) molekülüne dair izler bulduklarını açıkladı. DMS, Dünya’da yalnızca canlı organizmalar tarafından üretilen bir molekül olarak biliniyor.

K2-18b: Gizemlerle Dolu Bir Gezegen

JWST’nin kameraları, bir gezegenin atmosferinden geçen ışığa bakarak o gezegenin atmosferindeki molekülleri tespit edebilir

Bu keşfin önemini kavramak için, önce gözlerin çevrildiği bu ilginç gezegeni tanımak gerekiyor. K2-18b adı, NASA’nın genişletilmiş Kepler görevinde (K2) keşfedilen 18. yıldız sistemindeki ilk gezegene işaret ediyor. Astronomlar, yıldız ile gezegen isimlerinin karışmasını önlemek için sistemdeki ilk gezegene geleneksel olarak “b” harfi veriyorlar.

K2-18b, Dünya’dan yaklaşık 120 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Galaktik ölçekte bakıldığında, bu uzaklık kozmik standartlara göre oldukça yakın kabul ediliyor. Astronomlar, K2-18b hakkında henüz çok az bilgiye sahip. Ancak bildiklerimiz, bu gezegenin Dünya’ya hiç benzemediğini açıkça gösteriyor.

K2-18b’nin kütlesi Dünya’nın yaklaşık sekiz katı, hacmi ise 18 katı büyüklüğünde. Buna rağmen yoğunluğu Dünya’nın sadece yarısı kadar. Bu durum, gezegenin ya büyük miktarda düşük yoğunluklu suya sahip olduğunu ya da çok kalın ve yoğunluğu daha da düşük bir atmosfere sahip olduğunu düşündürüyor.

Bilim insanları, K2-18b’nin Güneş Sistemi’ndeki Neptün’ün küçük bir versiyonu olan bir “mini-Neptün” olabileceğini veya yüzeyinde su bulunmayan, fakat kalın bir hidrojen atmosferiyle çevrili bir “gaz cücesi” olduğunu tahmin ediyor.

Cambridge Üniversitesi’nden astronom Nikku Madhusudhan, K2-18b için farklı bir ihtimal daha ortaya koydu. Bu gezegen bir “hycean dünyası” olabilir. Hycean terimi, “hidrojenle örtülü okyanus” anlamına geliyor. Astronomların öngörüsüne göre hycean dünyaları, Dünya’nın okyanuslarından çok daha derin küresel okyanuslara sahip ve yüzeylerinde hiçbir kara parçası bulunmayan gezegenlerdir. Bu dev okyanuslar, binlerce kilometre yüksekliğe ulaşan kalın bir hidrojen atmosferiyle tamamen örtülüdür.

K2-18b gezegeninin derin bir okyanusa ve bir hidrojen atmosferine sahip olması mümkün. 

Hycean dünyalarının gerçekten var olup olmadığı kesinleşmiş değil. Ancak JWST ve diğer teleskoplardan elde edilen sınırlı veriler, K2-18b’nin böyle bir gezegen olabileceğini düşündürüyor. Mini-Neptünler ve gaz cüceleri yaşama pek elverişli sayılmazken, hycean bir gezegen büyük ve ılıman bir okyanusa sahip olacaktır.

DMS’in Tespit Edilmesi

2023 yılında aynı araştırma ekibi, James Webb Uzay Teleskobu’nun kısa dalga boylu kızılötesi kamerasını kullanarak, K2-18b’nin atmosferinden süzülen yıldız ışığını ilk kez inceledi. Ekip, atmosferde iki basit karbon içeren molekülün — karbon monoksit ve metan — varlığına dair kanıt buldu. Ayrıca, gezegenin üst atmosferinde su buharı bulunmadığını ortaya koydu. Bu atmosfer bileşimi, K2-18b’nin bir hycean dünyası olabileceği fikrini destekliyordu, ancak bunu kanıtlamıyordu.

İlginç bir şekilde, verilerde çok zayıf bir ek sinyal daha vardı. Ekip, bu zayıf sinyalin dimetil sülfür (DMS) adı verilen bir gazla örtüştüğünü buldu. Dünya’da DMS, büyük miktarlarda deniz yosunları tarafından üretilmektedir. Ayrıca bilinen çok az — hatta neredeyse hiç — biyolojik olmayan kaynağı yoktur.

İlk duyuru, bilim insanları arasında karışık tepkilerle karşılandı. Bazı astronomlar, bulguların heyecan verici olduğunu kabul ederken, DMS sinyalinin oldukça zayıf olduğunu ve K2-18b’nin gerçekten bir hycean dünyası olup olmadığının belirsizliğini koruduğunu vurguladı.

Bu endişeleri gidermek için araştırma ekibi, bir yıl sonra James Webb Uzay Teleskobu’nu tekrar K2-18b’ye çevirdi. Bu kez, JWST’nin farklı bir dalga boyu aralığında çalışan başka bir kamerasını kullandılar. 16 Nisan 2025’te açıklanan yeni sonuçlar, önceki bulguları destekledi. DMS sinyalinin farklı bir kamerayla ve farklı bir gözlem setinde tekrar ortaya çıkması, atmosferde DMS varlığı yorumunu güçlendirdi.

Araştırma ekibi, verilerdeki ve yorumlardaki belirsizlikleri de ayrıntılı olarak analiz etti. Her gerçek ölçümde mutlaka belirli bir hata payı olur. Ancak yapılan detaylı değerlendirme, bu belirsizliklerin tespit edilen sinyali açıklamak için yetersiz olduğunu ortaya koydu.

Peki sırada ne var?

Peki bu, bilim insanlarının başka bir dünyada yaşam bulduğu anlamına mı geliyor? Belki — ama henüz kesin bir şey söylemek mümkün değil. Öncelikle, K2-18b’nin kalın atmosferinin altında gerçekten derin bir okyanus var mı? Astronomların bu soruyu test etmesi gerekiyor.

İkinci olarak, iki yıl arayla iki farklı kamerada tespit edilen sinyal gerçekten dimetil sülfür (DMS) kaynaklı mı? Bunu kesinleştirmek için gezegenin atmosferine dair daha hassas ölçümler ve daha fazla gözlem yapılması şart.

Üçüncü ve belki de en zorlu soru: Eğer bu gerçekten DMS ise, bu doğrudan yaşamın varlığına mı işaret ediyor? Mevcut teknolojiyle doğrudan yaşamı tespit etmek mümkün değil. Astronomlar, bu olasılığı desteklemeden önce tüm diğer olasılıkları dikkatlice değerlendirip elemek zorunda.

Yeni ölçümler, araştırmacıları tarihi bir keşfe yaklaştırıyor. Ancak hâlâ önemli belirsizlikler var. Öncelikle astrobiyologların, K2-18b ve benzeri dünyalar hakkında çok daha derin bir anlayış geliştirmeleri gerekiyor. Dünyanın dört bir yanındaki bilim insanları yayımlanan çalışmayı titizlikle inceliyor ve bulguların bağımsız testlerini yapmaya hazırlanıyor. Çünkü bilimde güvenilirlik, bağımsız doğrulamalara dayanır.

Bundan sonraki süreçte, K2-18b James Webb Uzay Teleskobu (JWST) için önemli bir hedef olmaya devam edecek. JWST, başka potansiyel hycean dünyalarını da gözlemleyerek benzer sinyallerin oralarda da bulunup bulunmadığını araştıracak.

Gelecekte toplanacak yeni veriler, bugünkü sonuçların geçerliliğini sınayacak. Yine de şimdilik, karanlık ve mavi tonlarda bir yabancı okyanusta yaşamdan kaynaklanan gazların tespit edilmiş olabileceği ihtimali bile son derece heyecan verici.

Sonuç olarak

K2-18b’nin gerçek doğası ne olursa olsun, bu yeni bulgular JWST’nin diğer dünyalarda yaşam izlerini araştırarak önümüzdeki yılları astrobiyoloji açısından son derece heyecanlı hale getireceğini şimdiden gösteriyor.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Batuhan Erdik

Grafik tasarımcısı ve bilgisayar meraklısı...

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir